Kayıt Ol

Daily Planet – 25.03.2015 (#3)

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« : 26 Mart 2015, 18:12:01 »

İyi haftalar pek sevgili çizgi roman dostları!

Bu hafta yeni başlayan seriler ve devam edenler için oldukça iyi geçti denebilir. Özellikle Gerry Conway gibi bir ustanın dönüşü beni sevince boğdu. Yeni başlayan birkaç hikayeyse hiç beklemediğim kadar etkileyici çıkıp ilk sayıdan beni kendine bağladı. Heyecanı kaçırmayayım, az sonra okuyacaksınız zaten!

Ancak bu hafta sizinle konuşup tartışmak istediğim bir konu var: Sizce süper kahramanlar suçlulara daha sert davranıp onları öldürmeli mi? Çizgi roman evreninde kötüden iyiye geçiş yapan, yapabilecek karakterler üzerinden buna verecek bir cevabınız var mı? Batman’den örnek verecek olursak, düşmanlarını öldürmemek için elinden geleni yaparken düşmanları birçok kez yakınlarını büyük şiddet içinde öldürdü. Sizce bu bir süper kahramanın zayıflığı mıdır yoksa üstünlüğü mü?

Cevaplarınızı heyecanla okuyup tartışmaya katılacağım. (Tabii yazarsanız. :3)

...

Devamı için sadece 4.99 TL vererek buradan devam edebilirsiniz.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #1 : 26 Mart 2015, 21:34:41 »
"Sizce süper kahramanlar suçlulara daha sert davranıp onları öldürmeli mi?" Çizgi romanlar hakkında bitirme tezi konusu olabilecek bir soru bu, nasıl anlatsam nereden başlasam bilemedim.

Öncelikle ölüm konseptini ele alalım; nasıl bir ölümden bahsediyoruz? Çizgi roman dünyasında, özellikle bazı serilerde ölüm çok da matah bir husus değil. Ölen aslında klonuydu, aslında ölmemişti, öldü ama geri geldi, sık rastlanan durumlar. Dramatik bir sahne ile kilit bir karakterin ölümü, konunun kalitesi adına önemli bir nokta olarak kullanılabilir pekala. Senaristin gözünden bakarsak ve karakter gelişimini göz önünde bulundurursak; öldürebilir. Burada bahsettiğim öldürme durumu, eğer yukarıda bahsettiğim karakter gelişimi ve dramatik etki göz önüne alınacaksa; sürekli olmamalı, neredeyse yanlışlıkla olmalı veya bir anlık öfke nöbetiyle olmalı. Yoksa Deadpool'un öldürdüğü kişilerin Deadpool karakterine bir katkısı yok. Hadi Deadpool kafayı yemiş, bir kahraman bile değil dediniz; Punisher ya da Ghost Rider'ın birileri öldürmesi yukarıda bahsettiğim duruma uygun değil.

Ara not: Senarist gözüyle değil, etik gözüyle bakarsak o zaman çok felsefi sorular çıkıyor ortaya. Birini öldürmek ne şekilde ve amaç uğruna olsun suç mudur? Bir askerin bir teröristi öldürmesi suç mudur? Değil ise neden Star Wars izlerken legal bir oluşum olan imparatorluğun askerlerinin illegal bir asi örgütünü durdurma çabasını kötü olarak algılıyoruz?

Tabi bu noktada süper kahramanların karakterleri ve gelişimleri devreye giriyor. Geçmişinde askerlik olan, aile bağları zayıf olan ya da hiç bir bağı olmayan, bir sebepten kafayı yemiş ya da modern dünya etiğini algılamakta zorlanan kahramanlar düşünüldüğünde, o karakterleri suçluları öldürmesi anormal olmuyor, tersine gayet de kabul edilebilir oluyor. Punisher, Ghost Rider, Wolverine, Deadpool (ki bence suçlu değil kendisi, gayet de bir kahraman. Bu konuda da bitirme tezi yazılabilir), Comedian, Rorschach (bkz: adını google'a sormadan yazabilmek) ve daha niceleri. Bu dünyadan olmayan bir çok karakter (Thor, Martian Manhunter vs) gayet de birilerini öldürebiliyor ve bunun onlar için çok da bir önemi yok.

Öldürmemeyi tercih edenlere geçmeden önce şunu da anlamak lazım; süper kahramanlarımız kiminle savaşıyor? İntergalaktik bir şahıs olan Green Lantern'in düşmanlarını öldürüyor olması seni beni ne kadar bağlar? Yani atıyorum Avengers'ın Loki'nin ordusunu parçalayarak öldürmesi bizi rahatsız etmiyor belki ama peki ya banka soygunlarıyla ünlenmiş bir mafyanın ya da tehlikeli silahlar yapan bir bilim adamın öldürülmesi? Şunu söylemek istiyorum, öldürülüp öldürülmeyecek suçluların kim olduğu da bu sorunun denkleminde önemli bir bilinmeyen. İstisnaları ayrı tutarak konuşuyorum; bizim bildiğimiz ya da hayal edebileceğimiz kötüler, ne kadar büyük kötülük yapmış olurlarsa olsunlar, modern etik açısından cezayı hak ediyorlar fakat ölüm? İşte o noktada sözde "insanlık" devreye giriyor.

Ha şu da var, "süper kahramanlar suçlulara karşı!" diye düşünürsek tamam ama süper kahramanlık müessesini irdelersek, kendi dünyalarında ya da ortamlarında kanun kaçağı hatta aranan bir suçlu olabilirler. Hani suçluların öldürülmesinin hak ve adalet ile bağdaşmamasından bahsediyoruz da süper kahramanları ne yapacağız? Ne kadar bozulmuş olursa olsun, adalet sistemi penceresinden baktığımızda bu süper kahramanları kabul edebiliyor muyuz? Bu da ayrı bir konu.

Ara Not 2: Adalet kavramı ülkeden ülkeye, toplumdan topluma hatta insandan insana değişiyor. Kısasa kısasın doğru olduğunu düşünenlerin, idam cezasının gerekliliğini savunanların yanında ne kadar cani olursa olsun insan haklarının herkes için geçerli olduğunu söyleyenler de mevcut. Bu yüzden "Süper kahramanlar suçluları öldürmeli midir?" sorusuna "Ve bu doğru olur mu? Adalete uygun olur mu?" diye ek yapıp arkama yaslanıyorum.

E ben şimdi ne anlattım? Tek soruya on tane soru, yirmi tane düşünce şekli sığdırdım ama adam gibi cevap vermedim. O zaman özet geçeyim; süper kahramanına, durumuna ve suçlusuna göre değişir. Eğer mevcut bir kişilik ve karakterden bahsediyorsak, yani süper kahramanımızın ilk yıllarından değil, bildiğimiz halinden bahsediyorsak, ilk paragrafta bahsettiğim dramatik sonuçlar doğurması adına yapılan hamleleri ayrı tutarak, nasıllarsa öyle olmalılar diyebilirim. Tarafsız bir bakış açısından bahsediyorum, peki Madcap ya favori kahramanın dersen, işler değişir.

O zaman biraz da Batman’den bahsedelim. Batman niye kimseyi öldürmüyor, zamanında Robin’in de dediği gibi “Hadi suçluları, Penguen’i falan anlarım da Joker’i nasıl öldürmezsin?”.  Aslında cevap basit, çünkü o Batman.

Batman kimdir? Batman, Gotham’ın zengin ve oldukça önemli şahısları olan Martha ve Thomas Wayne’in biricik çocukları Bruce Wayne’in, annesi va babasının öldürülmelerine tanık olduğu anda o masum çocuğun içinde filizlenmiş bir kavramdır. O gün o sokakta Bruce da ölmüştür aslında. Batman doğumuna sebep olan suç ile yozlaşma, adaletsizlik ve en önemlisi “ölüm” kavramıyla tanıştı. Sanılanın aksine Batman’in savaştığı şey suçlular değil, suç kavramı. Kendisinin bir şahıs olmaması, bir kavram olması gibi mücadele ettiği şey de şahıslar değil. Bozulmuş adalet sistemi, yozlaşmış polisler, rahatça suç işleyebilen suçlular gibi pislik dolu bir şehir olan Gotham’a, “doğruluk” kavramını oturtmaya çalışan bir “fikir”den bahsediyoruz. Onun için doğru ve yanlış var. Doğru amaç uğruna yapılan yanlış ya da yanlışlıkla yapılan bir doğru yok. Sadece iyi ve kötü var. Böylesine katı bir kavramın öldürme konusunda asla ödün vermemesini anlayışla karşılamak gerek.

Yukarıda bahsettiğim istisnai durumlardan belki de en önemlisi Joker konusunu napacağız? Joker’i öldürmeli mi? Eğer biz okurların gözünden bakarsak, Joker tek bir yöntemle durdurulabilir o da öldürülerek. Burada sayfalarca Joker’in nasıl bir zihin ve ahlak yapısına sahip olduğundan bahsetmeyeceğim, aşağı yukarı nasıl birisi olduğunu neler yaptığını biliyoruz. Onu da Batman gibi bir kavram olarak düşünebiliriz aslında, herhangi bir hak ve hukuk sistemine oturtulabilecek bir şey değil. Joker sadece öldürülerek durdurulabilir evet ama Batman bunu yapmalı mıdır ya da yapabilir mi? Yapmak istemiştir, onu baştan söyleyeyim ama yapamaz. Bizim bildiğimiz, okuduğumuz Batman için Joker ya da basit bir kapkaççı aynı etikete sahip. Dediğim gibi annesi ve babasının ölümüyle bu kavrama fazlasıyla aşina olan bir karakterden bahsediyoruz. Ölmenin de öldürmenin de ne kadar kolay olduğunu bilen birisinden bahsediyoruz. Joker pekala ilk öldürdüğü suçlu olabilir ama Batman şundan emin; bir ile binin hiç bir farkı yok. Bir kere öldürürse asla durmayacağını biliyor. Çünkü Batman kendisini yukarıda bahsettiğim kategorilerden “kötü”ye koyuyor. Evet, doğruluk abidesi kahramanımız özünde iyi birisi olmadığını biliyor ve kendisinin de savunduğu adalet sistemi penceresinde suçlu olduğunu kabul ediyor.

Hangi sayıydı hatırlamıyorum ama Green Lantern, Batman’in yöntemlerinin insanları korkutuyor olduğunu söylediğinde Batman şöyle diyor;
 
"Tabi ki insanları korkutuyorum. Ne diye yarasa gibi giyindiğimi sanıyorsun? İnsanların altına sıçmasını istiyorum. Siz basmakalıp herifler insanlara dünyanın güzel ve güvenilir bir yer olduğunu düşünmelerini sağlıyorsunuz. O yüzden böcek gözlü yaratıklarla uğraşmayı siz ve sizin gibilere bırakıyorum. Ben ise sokak düzeyindeki sürüngenleri avlıyorum; tecavüzcüler, katiller, hırsızlar... Onları korkutman gerek.".

Bunun üzerine Green Lantern onun yüzünden insanların bazılarının süperkahramanları suçlu olarak gördüğünü söylüyor. Batman’in cevabı ise durumu özetliyor.

Karnımda elmas  gibi siyah,sert ve keskin bir kıkırdama başladığını hissettim. Kıkırdama. Boğazımı parçalayarak ilerledi ve beni bile korkutan bir kahkaha olarak dışarı çıktı. Sesimi sabit tutmaya çalıştım. Bu kolay değildi.

"Tabi ki birer suçluyuz. Herzaman suçluyduk... Suçlu olmak zorundayız."


Yani diyeceğim odur ki, ilk bakışta evet ya da hayır olarak cevaplandırılabilecek bir konuda sayfalarca yazabilirim. Bu konunun en bariz örneği Batman hakkında ise saatlerce konuşabilirim. Bu da iki şeyi gösteriyor;

1) Gerçekten hiç işim gücüm yok.

2) Sorduğun soruda genelleme yapmak mümkün değil. Her süperkahramanın kendine has bir karakteri ve yöntemi var. Bu karakter ve yöntemler onların doğumundan olgunlaşmalarına kadarki süreçte yaşadıkları her bir an tarafından oluşturuluyor. Bu yüzden evet ya da hayır demek zor. Bruce Wayne zengin bir ailenin çocuğu olmasaydı, Alfred gibi birisiyle büyümeseydi belki çok daha farklı bir Batman okuyor olacaktık. Ki bu açıdan “Justice League: Flashlight Paradox”a bir bakın derim. Ya da Superman gücünde bir şahsın dünyaya babası tarafından insanlığa umut olmak adına gönderilmediğini, kendi başına öylesine geldiğini düşünün. Ya da "Injustice"e bir bakın.

Soruya cevap vermek yerine sorular sordum ancak ölüm kavramı, adalet kavramı ve en önemlisi kahramanlık kavramını net bir şekilde ortaya koymak gerek.

Yaptığım laf salatası için affınıza sığınıyor, uzunluğu nedeniyle “durumum yoktu okuyamadım” diyenleri bağrıma basıyorum.

Bunun dışında Daily Planet adı altında gösterdiğin performans nedeniyle seni kutluyorum Marius. Ellerine, gözlerine ve midene (biliyorum ki bu incelemeleri yaparken/çizgi roman okurken bir şeyler yemeden durmuyorsun) sağlık.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #2 : 26 Mart 2015, 22:08:10 »
Aslına bakarsan bu soruları sormana ve konuyu deşmene çok memnun oldum. Bir de senin bir tık üstün, İhsan abi böyle şeyler yazsa inanılmaz bir tartışmaya döner ki istediğim de bu *-*

Sen çok fazla ayrıntıya girdiğin için bundan sonra tartışmaya girmek isteyen varsa korkacaktır ama. İstediğim tartışma buyken forumdakilerin yeni okuyucular olduğunu düşündüğümden pek ayrıntılı detaylı, spesifik şeyler demesi şimdilik mümkün olmuyor. Bu yüzden konuyu biraz daha toparlayacağım ben şu şekilde;

Tamam, pekala bu Batman için bir dönüm noktası ancak hapsettiği suçluların tekrar tekrar firar edip yakınlarını ya da Gotham sakinlerini öldürmesinde Batman'in de suçu yok denebilir mi? Hapsedilen suçluların da bir çok kez daha da kötü olarak kaçtığını, salıverildiğine şahit olduk. Bu yüzden "Ben süperkahramanım, insan öldüremem" sendromu bir çok yönden zararlı değil mi? Sadece Joker'i öldürmesi ile şu ana kadar kaç kişinin canının kurtulacağını senden başka sayabilecek kişi sayısı çok azdır.

Bir genelleme yapmaktan ziyade zaman zaman öldürmeleri gerekliliğini konuşmak istiyorum. Bunu her süperkahraman için düşünüyorum. Esasen neden öldürmediklerini de dolaylı olarak biliyoruz ama. Öyle olsa hikayeler çok kısa olurdu değil mi? Ancak artık bu da bir klişe haline gelmedi mi?

Hatta daha ileri gidip süperkahramanların ortaya çıkmasının şehrin sakinleri için zararlı bir şey olup olmadığını tartışmak isterim de o başka zamanın tartışma konusu olsun.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #3 : 26 Mart 2015, 22:26:42 »
Açıkçası ben de bu konuda sevgili Laughing Madcap'e katılıyorum. Her ne kadar onun kadar detaylı ve güzel bir şekilde anlatamayacak olsam da bence bu tamamen karakterle, geçmişiyle, içinde bulunduğu ortamla ve yetişme tarzıyla alakalı bir durum.

Hiçbirimiz kalkıp da Frank Castle'a (Punisher) "Neden suçluları öldürüyorsun? Buna ne hakkın var?" diyemeyiz. Çünkü adamın karısı ve çocukları bir piknik sırasında sırf bir mafya idamına denk geldiği için kurşuna dizilmiştir. Öylesine... O nedenle, zaten savaşmak için doğan bir askerin öcünü almasından daha normal bir şey olamaz. Onunki bir intikam hikayesidir çünkü.

Ancak Batman, Spiderman, Superman gibi karakterler iyiliği temsil edecek şekilde tasarlanmıştır. Onların anlattığı öykü ne olursa olsun iyiliğin kazanacağı yönündedir. Ne kadar acı çekerlerse çeksinler en sonunda büyük bir erdem sergileyip insanlara bir nevi mesaj verirler.

Bununla birlikte, Marius'un parmak bastığı bir konu var: Batman, Joker'i öldürseydi şu ana kadar kaç kişinin canının kurtarırdı. Bunun en güzel cevabını sanırım Haziran'da çıkacak Arkham Knight ile alacağız :) Bruce Wayne'in geçen oyunda yaşadığı olay kahramanımıza çok etki etmiş gibi görünüyor. Ayrıca Joker'in yokluğunda suçlular beraber çalışabildiklerini fark edip daha organize hale geliyor ve daha büyük katliamlara neden oluyor. Bir kişinin ölümü yine felakete sebep oluyor kısacası. İlginç olacak...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #4 : 26 Mart 2015, 22:37:26 »
O hikayede etkenlerin çok farklı olduğunu söyleyebiliriz ancak İhsan abi. Spoiler vermemek için konuşmayayım daha fazla. Punisher örneği de yanlış olmuyor mu ama. O bir süperkahraman mı? Çizgi romanlarda olan her iyi kişi süperkahraman olmadığı gibi her kötü de villain değil. :)

Öldürmemek iyiyi temsil etmek değil. Gerçek dünyada da 'gerekli durumlarda' idamı savunan biri olarak böyle düşünmem pek de şaşırtıcı olmadı tabi :P
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #5 : 26 Mart 2015, 22:42:03 »
Tamam, pekala bu Batman için bir dönüm noktası ancak hapsettiği suçluların tekrar tekrar firar edip yakınlarını ya da Gotham sakinlerini öldürmesinde Batman'in de suçu yok denebilir mi? Hapsedilen suçluların da bir çok kez daha da kötü olarak kaçtığını, salıverildiğine şahit olduk. Bu yüzden "Ben süperkahramanım, insan öldüremem" sendromu bir çok yönden zararlı değil mi?

Eğer Batman'in suçlulara adalete teslim ettiği bir dünya ile Batman'in suçluları öldürdüğü bir dünyayı, aylık ortalama ölüm sayısı açısından karşılaştırırsak emin ol ikincisi daha fazla olur. Hapishanelerden salıverilen ya da kaçan suçluların sayısı, öldürdükleri masumlardan daha fazla çünkü.

Adalet sistemi yeterince iyi değilse ve düzgün çalışmıyorsa, bu Batman'in suçu değil ki?

Sadece Joker'i öldürmesi ile şu ana kadar kaç kişinin canının kurtulacağını senden başka sayabilecek kişi sayısı çok azdır.

Eh, Batman'in kendisi Joker'i öldürmediği için kaç kişinin canı yandığını çok iyi biliyor. 

Bir genelleme yapmaktan ziyade zaman zaman öldürmeleri gerekliliğini konuşmak istiyorum. Bunu her süperkahraman için düşünüyorum. Esasen neden öldürmediklerini de dolaylı olarak biliyoruz ama. Öyle olsa hikayeler çok kısa olurdu değil mi? Ancak artık bu da bir klişe haline gelmedi mi?

Zaten Batman dışında bu kadar katı olan yok sanırım. Ama sen genel olarak, Punisher tarzı bir tutum sergileyebilirler diyorsun. Yani öldürmek bu kadar büyük bir tabu olmamalı, iyi bir sebep için öldürecekler sonuçta diyorsun. Kimin ölüp kimin ölmeyeceğine onlar karar versin diyorsun. Peki ya "Who watches the Watchmen?"
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #6 : 26 Mart 2015, 22:53:08 »
Alıntı
Eğer Batman'in suçlulara adalete teslim ettiği bir dünya ile Batman'in suçluları öldürdüğü bir dünyayı, aylık ortalama ölüm sayısı açısından karşılaştırırsak emin ol ikincisi daha fazla olur. Hapishanelerden salıverilen ya da kaçan suçluların sayısı, öldürdükleri masumlardan daha fazla çünkü.

Sadece yakınları olarak düşündüysen Gotham'da Batman'in yakınlarından çok daha fazlası yaşıyor. Suçlular her ortaya çıktığında, şehir her yandığında Batman'e ve suçlulara odaklanıldığından hiç dikkat edilmeyen arka plandaki insanlardan bahsediyorum.

"Who watches the Watchmen?" kısmında ise gene Batman'den örnek vereceğim ama, zaten devlet içinde illegal göründüğünü biliyoruz. Bir çok kahraman için bu böyle. Ancak hala onları seven insanlar olduğu gibi onların birer suçlu olduğunu düşünen insanlar da var. Kahraman olmanın kötü yanı bu zaten. Her şey iyi gidiyorken herkes onları alkışlar ancak işler birazcık kötüye gitsin, suçlanacak kişi kahraman olur. Bu yüzden insanların onlar hakkındaki iyi ya da kötü düşüncelerini düşünmeden hareket ederler çoğu zaman diyebiliriz.

Kahramanların ortaya çıkma nedenlerine gireceğiz sanırım. Çok da iyi olur aslında. Neden en başında bir kahramana ihtiyacımız var ki? Neden bizim yapmak istemediğimiz, kötü olarak nitelediğimiz pis işleri yapmak için olmasın?

Not: Pis işler derken heroyin kokayin kaçakcılığı değil, suçlulara gerekenin verilmesinden bahsediyorum tabii.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #7 : 26 Mart 2015, 23:35:43 »
Ancak Batman, Spiderman, Superman gibi karakterler iyiliği temsil edecek şekilde tasarlanmıştır. Onların anlattığı öykü ne olursa olsun iyiliğin kazanacağı yönündedir. Ne kadar acı çekerlerse çeksinler en sonunda büyük bir erdem sergileyip insanlara bir nevi mesaj verirler.

İktisadi veriler yükleniyor biiip biiip...
-Superman, Batman ve Spiderman hepsi iyilik timsali ve suçluları öldürmemeye çalışıyorlar
-Üçü de 'man' ile bitiyor (gereksiz bilgi)
-Punisher suçluları bir güzel öldürüyor.
-Punisher diğer saydığımız kahramanlara oranla daha az popüler.
-Çizgi film izleyip, manga okuyanların yaş ortalaması İhsan hariç 12-14 arası.
-İçinde suçlu da olsa ölüm vaad eden herşeye +13 konmak zorunda.

Sonuç: Aslına bakarsanız her kitap, film, anime, dizi de olduğu gibi sadece ilk sezonlar,ilk bölümler, ilk kitaplar ve ilk filmler az da olsa sanatsal ve kurgusal kaygı güdülerek üretiliyor. Ardılları bir şekilde paraya odaklı üretiliyor. Para hedef kitleyi iyi seçerseniz sizi bulur. Tartışmadaki konuyu ele alırsak hedef kitlemizin yaş ortalaması her ne kadar gönlümüz daha yüksek olmasını istese de düşük. Hal böyleyken 'man' lı kahramanlar daha çok satıyor, daha çok gişe rekoru kırıyor, daha çok bizi ekran başına bağlıyor.

Özet: Tartışmaları kurgusal boyutta yapıyoruz fakat yazarların ve çizerlerin belki de bu durum %1 umurlarında.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #8 : 26 Mart 2015, 23:45:33 »
Neden en başında bir kahramana ihtiyacımız var ki? Neden bizim yapmak istemediğimiz, kötü olarak nitelediğimiz pis işleri yapmak için olmasın? 

Kırık köprüyü düzelteceğine, insanları sırtında taşıyarak karşıdan karşıya geçiren adama ihtiyaç duyuyor. İnsanoğlu, napçan.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #9 : 26 Mart 2015, 23:52:34 »
Punisher bir kahraman değil elbette, ama yapma be dostum... adamın kendi çizgi-romanı var :) O yüzden onu da bu kategoriye dahil etmiştim ben. Hem belki benim içimde gizli bir katil yatıyordur (Kahveee!) ve adamın hal ve hareketleri benim için kahramancadır (Yazar burada latife etmektedir, lütfen sakin olun ve elinizdeki biber gazını Malkavian'a doğru sıkın).

Batman'in yakaladığı suçlular tüm yaptıklarına rağmen idam edilmeyip de her seferinde serbest bırakılıyorsa (ya da kaçıyorsa) suç Batman'de mi? Şöyle bir algı var: Devlet can alırsa haklıdır, bunu hesapta toplumun iyiliği için yapar. Ama kahraman can alırsa o da en az diğerleri kadar suçludur.

Malkavian'ın söylediği de doğru aslında, ama işe biraz gerçek dünya gözüyle bakıyor. Bizse kurgu dünyasının içine girip içeriden bir bakış açısı sunmaya çalışıyoruz. O yüzden... otur, sıfır! Ha... yazarların ve çizerlerin ticari kaygı güttüğünü de pek sanmıyorum. Anca yayınevi sahibi düşünür bence onu. Yazar çizer takımı bu işi severek yapan insanlardan kurulu çünkü.

Neden kahramanlara ihtiyacımız var sorusuna gelirsek... bu insanın doğasında var sanırım. Güçlü bir şövalye gelsin, inanılmaz yetenekleriyle günü kurtarsın durumu. Ama kahramana ihtiyaçtan çok, kahraman olmayı da istemez miyiz? Çizgi-roman okumamızın sebeplerinden biri de kendimizi onların yerine koymak, onlarla özdeşleştirebilmek değil midir? Zaten  o yüzden Spideman bu kadar popülerdir ya... Çünkü bize çok benzer. (Ya da Dylan Dog, Nathan Never ve diğerleri...) Belki de kahramanların kötüleri öldürmemesinin en büyük nedenlerinden biri de budur; çünkü ne olursa olsun kendimizi düşmanlarının canını alan biriyle değil, insani düşüncelerini ve erdemini asla kaybetmeyen biriyle bağdaştırabiliriz.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #10 : 27 Mart 2015, 08:36:18 »
Neden en başında bir kahramana ihtiyacımız var ki? Neden bizim yapmak istemediğimiz, kötü olarak nitelediğimiz pis işleri yapmak için olmasın?  

Kırık köprüyü düzelteceğine, insanları sırtında taşıyarak karşıdan karşıya geçiren adama ihtiyaç duyuyor. İnsanoğlu, napçan.

Benim de söyleyeceklerim var!

Olaya iki zıt örnek üzerinden bakmak istiyorum izninizle.

Rorschach ile başlayalım mı? Rorschach, her ne kadar süper güçleri olan bir kahraman olmasa da, önemli bir çizgi roman karakteri. Benim için yeri çok çok ayrıdır. Ama Rorschach masumların koruyucusu, adaletin savunucusu olarak anılmaz. Kendi ekip arkadaşları bile onun için sosyopat der, ki öyledir. Ama o, bir bakıma iyiliğin yanında yer almayı başarmış sosyopatın tekidir.

Bu karakterin hayatında dönüm noktası olan 2 meşhur olay var, biliyoruz ki. Bunlardan biri maskesini diktiği o malum elbise. Elbisenin sahibesinin başına gelenleri hatırlıyor muyuz? İşte Rorschach'ın harekete geçen kişi olmasındaki en önemli nokta burada yatıyordu. Neydi o nokta? "İnsanlar suçu izliyordu." Harekete geçmek yerine izliyor, yardım çığlıklarını, vahşeti bir seyirci olarak takip ediyorlardı. Koskoca bir apartman dolusu insanlardan hiçbiri -yardım çığlıkları duyulduğu bariz olan kadını- kurtarmaya gelmemişti.

Bence insanlığın sorunu bu. Biz seyirci olmayı seçiyoruz. Biz izliyoruz. Başkası gelsin kurtarsın istiyoruz. Rorschach da bu seyircilikten sıyrılmış ve bunu mümkün olan en dehşet verici şekilde yapmış kişidir. Üstelik hiçbir süper gücü yoktur.

Bunun örneklerini bugün kendi ülkemizde de görüyoruz. Ah vah diyoruz, o kadar. Yardım edebileceğimiz mesafedeki olan kişileri bile donuk gözlerle izliyoruz.

Dipnot: Punisher daha az popüler denmiş, ama Rorschach'ın popülerliğini tartışmaya gerek yok bence.

Diğer yandaysa Injustice örneği var. Superman'in daha ilk sayıda Joker'e yaptığı şey ve ardından gelişen olayları bir düşünelim. Bir de sizlerin bahsettiği, Batman'deki "Joker gidince olanlar" örneği de var elbette. Bazen en büyük düzensizlik kaynağı ortadan kalkınca suç örgütlenebiliyor, kaos büyüyebiliyor. Böyle bir durumda kötünün iyisini seçmek gerek. Ama şunu inkar edemem, Batman için çok kez "artık öldür de herkes rahat etsin" dediğim durumlar ve karakterler oldu.

Adalet düzeni düzgün işlemediğinde, aksaklıklar ya da kayırmalar olduğunda, devletin kendi mekanizması suça göz yumduğunda birilerinin başını kaldırıp "Hayır" demesi gerek. Bunu belki bir kahraman değil ama, bizler yapabilmeliyiz. Yapanların sayısı çok çok az. İşte bu yüzden herkes bir kahraman bekliyor. Bugün bile, kendi devletimiz için insanlar rahatsızlık duydukları şeyler için "X yaşasaydı, ah şimdi bu zamanda olsaydı" diyor. Kendisi bir şey yapmıyor, geçmiş kahramanlarına sığınıyor. İzleyicilik devam ediyor.

Ben biraz konudan saptım sanırım. Hemen toparlıyorum. Süper kahraman öldürmeli mi bence? Bir süper olmayan sosyopat Rorschach'ı çok az haksız bulduğum oldu. Öte yandan zaman zaman kızdığım Batman'e de hak vermeden edemiyorum. Çünkü belki de onları öldürmesi suçla savaşan hassas dengesinde bir delik açacak ve onu koca bir uçurumdan fırlatacak.

Süper kahramanların da kendi içlerindeki dengeyi koruması gerek. Bu nedenle öldürme gücüne sahip olmalarına rağmen bunu kullanmayarak yarı tanrılaşma sürecine girmemeleri önemli. Öldürecekse bunu suçluları teslim ettiği devlet düşünsün derim.

Spoiler: Göster
Şu geldi aklıma bir de. Bu adamlar zaten asla tam olarak "kahraman" olarak ilan edilmiyor. Hep onları istemeyenler oluyor. Bir de üzerine öldürürlerse birinci amaçları olan "toplumu/masumu koruma" görevleri de bence sekteye uğrar. Hem de o engeli bizzat korumaya çalıştıkları toplum ortaya çıkartabilir. Toplumlar ki çabucacık galeyana geliyor, onlara "bunlar sizin için"i anlatmak pek de kolay olmayabilir. bkz. Rorschach asla kahraman olarak bağırlara basılmadı.


Ve Marius, Daily Planet #3'teki sorunla çok güzel bir tartışma başlattın. Teşekkürler.

Çevrimdışı kargasiz

  • ***
  • 428
  • Rom: 7
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #11 : 27 Mart 2015, 09:24:45 »
Punisher'a kahraman denilmemesinin sebebi ile başlamak gerektiğini düşündüm. Eğer Punisher öldürmeseydi, kötüleri yakalayıp hapise tıksaydı kahraman olarak anılmayacak mıydı? İşte ayrım zaten burada başlıyor, suçluları öldürerek hareket eden kişi kahraman değil anti-kahraman kabul ediliyor.

En basitinden bu bakış açısıyla baktığımızda tartışma sorusunun cevabı zaten belli süper kahramanlar öldürmemeli. Peki biz süper güçlere sahip olsaydık ne yapardık, bunu düşünelim.

Şahsi fikrim öldürmekten yana değil de daha sağlam daha güvenli bir hapishane inşa edilmesini sağlamak olurdu. (Kaçılamayacak hapishane yoktur demeyin de :P). Eğer ki sevdiklerimden birini amaçsızca psikopatça öldürdüyse düşünmeden öldürürüm herhalde ama burada bile devreye giren onlarca konu olurdu. Karakterin geçmişi bir yana, kavga anında bile öldürmekten vazgeçebilir çünkü.

Esas konu aslında süper kahramanların eğer öldürürse onlar gibi olacağı düşüncesidir ki bu konuda da haklılardır. Zafere giden her yol mübahtır deyip her haltı yedikten sonra iyilik dağıtmaya çalışmak kadar saçma bir düşünce yoktur ama herkes bu düşünceyi de yer. Nasıl yedirirler? Değiştim klişesi ile.

Sonuç olarak empati yaparsak öldürmememiz gerekir ama öldürsek de affediliriz, Batman'in ilk yıllarında da bu böyledir zaten :)



Marius, tavsiyelerine göz attım, çizgi romanlara nedense ilgi duyamadığımı farkettim. Hikayelerini okumak arada sırada karakterlerin resimlerini bakmak ve dizi/sinema filmlerini izlemek daha çok ilgimi çekiyor.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #12 : 27 Mart 2015, 17:09:06 »
Bu söyledikleriniz tam da süperkahraman olmanın insani gereksinimlerini ortaya koymuyor mu? Kürşat ve İhsan Abi'den başlayalım. Kusurlu bir devlete suçluluları vererek zaten en büyük suçlardan birini işlemiş oluyor. Bir çok kez suçluların sırf gösteriş olsun diye içeri girip kodomanlarca çıkarılışına tanık olduk. Süperkahramanlık müessesesi zaten illegal olduğu için tutup da "hmmm yakaladım madem gerisini devlet halletsin..." diyerek salınacağını veya kaçırılacağını bile bile bir vermek doğru gelmiyor bana. Siyasete girmek istemiyorum da ülkemizden örnek verecek olsak şu anda, kim, ne kadar adalete güveniyor ülkemizde? Devlet bizi korur diyebiliyor? Aynı durumun çok extreme hali var bir çok çizgi roman evreninde de.

Sonuç olarak süperkahramanlar devletin asıl yapması gerekeni yapamadığı için varlar. Ve hadi diyelim öldürmesinler, hapsetsinler. Batman kendi Batcave'i gibi kendi yönetimindeki bir hapishaneyi niye yapmasın? Arkham ne kadar Batman teknolojisi ile donatılırsa donatılsın çok açıkta ve bürokratik olarak yanlış kişilerin ellerinde olduğu çok kez görüldü. Kahramanların bazılarının devletin adaletsizliğinden ortaya çıkmışken bir noktada tekrar devlete güvenme çabaları aptalca.

Hazal'ın verdiği Rorschach örneği şu andaki en mantıklı şey olabilir sanırım! Kahramanlar bize örnek olmak için var olmamalı ki zaten çoğu bunun için çıkmıyorlar sokağa, bizi bizden korumak için çıkıyorlar. Bu yüzden örnek vatandaş davranışını bir kenara bırakmalı. Onları övmenin ya da kötülemenin bir anlamı yok ve olmamalı onlar için çünkü süperkahramanlar maske taktıklarında zaten bu gibi düşüncelerin üstüne çıkıp insandan başka bir şey oluyorlar.

--

Eh, sevemediysen yapacak bir şey yok be kargasiz. Üzülmedim değil bu duruma ama... :)
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #13 : 27 Mart 2015, 20:24:58 »
Öncelikle süper güçleri olan kahramanlar ya da süper güçleri olan düşmanları konuşmalarımızın dışında tutuyorum. Doomsday felaketi Metropolis'e çöktüğünde yetkililerin eli kolu bağlıydı. Yani Superman bir şekilde Doomsday'i etkisiz hale getirse yetkililere teslim etse büyük bir ihtimal "Ee yok kalsın." derlerdi. Adalet sisteminin uygulanabileceği bir suçlu değil Doomsday o yüzden Superman onu güneşe fırlatınca kimse de "Aaa Supermen, hiç yakıştıramadım sana." demedi.

Devletin adaletsizliği nedeniyle ortaya çıkmış birinin devletin adaletine güvenmesi bir ikilem gibi duruyor evet. Ama adaletsizliğin ortaya çıkarttığı karakterin adalete inanıyor ve güveniyor olması, elzem bir durum değil mi?  Adaletin yerine gelmesini isteyen birisi tabi ki adalet kavramına güveniyor olmalı. Batman adaletsizliğin doğurduğu, kanunsuz çalışan bir adam olarak adalet sistemini düzeltemez, amacı da o değil. Batman'in savaşı bürokrasiyle olsaydı Bruce Wayne avukat olurdu. O işi zaten yapması gerekenlere bırakıyor; bu süreçte de suç kavramını en aza indirmeye çalışıyor. Tüm bu çabalarının bir şeyleri değiştirebileceğini umut ederek, durmadan devam ediyor. Batman'in Jim Gordon üzerine etkisi ve polis teşkilatının nispeten düzelmesi buna bir örnektir.

Yani Batman'in öldürmemesinin sebebi aman insanlara kötü örnek olurum değil, kendisi bunun yanlış olduğunu düşünüyor. Rorschach örneğinde ise birini öldürmenin yanlış olması gibi bir problemi yok adamın, kendi doğruları ölümü hakedenlerin öldürülebileceğini gösteriyor çünkü. Rorschach'ın gözünü kırpmadan birisini öldürmesini doğru buluyorsan onun adalet anlayışına tamamen güveniyorsun demektir. Öldürdüğü insanlardan bir tanesinin bile öldürülmesini biraz abartı buluyorsan, adamın yanlış yolda olduğunun göstergesidir bu, en azından senin için. O şehirde yaşayan milyon kişinin düşüncelerini katarsak, Rorschach öldürmeli mi sorusuna net bir şekilde evet ya da hayır cevabını alamayız yani.

Örnek vatandaş davranışı takındıklarını düşünmüyorum. Kahramanlığın fıtratında yok bu (!). Bruce Wayne'in babası Thomas Wayne örnek bir vatandaştı; geceleri kostüm giyip suçluların peşinden koşmak yerine Gotham şehrini toparlamaya çalışıyordu. Batman örnek bir vatandaş değil, kendince yapılması gerekeni yapıyor.

Son olarak da şu konuya açıklık getirelim. Batman'in kendi hapishanesini devreye sokması için hükümetin onu tanıması gerek. "Batmanciğim böyle olmayacak senin şu hapishaneye yollayalım bu adamları. Sen kolluk kuvveti ol, biz yargıç olalım, hapishane de senin olsun. Ya da salla,yargıç da sen ol. Al bu da Beyaz Saray'ın anahtarları, takıl işte, bizden olmayacak."

Marius sorarım sana; kimin ölüp ölmemesi gerektiğine bir insan, tamamen adil bir şekilde, yüzde yüz doğru olacak bir şekilde karar verebilir mi?

Not: Böyle yazıyorum yazıyorum da hümanist bir adam olduğum düşünülecek. Ben karakterlerin gözünden bakarak irdelemeye çalışıyorum sadece. Genel olarak insanoğlunun hatalı, elini sürdüğü her şeyi kirleten bir ırk olduğunu düşünüyorum. Adalet sistemi ya da insan hakları, vicdanımızı rahat tutalım, aynada gerçek halimizi görmeyelim diye var. Mevcut düzene yakışan davranış Batman'in değil, Joker'in davranışları.

Editto: kargasiz, özellike DC'nin animasyonlarını öneriyorum o zaman sana. Justice League: Flashlight Paradox, Batman: Assault on Arkham, Batman: The Dark Knight Returns Part 1&2, Batman: Under the Red Hood, Justice League: Doom, Superman: Doomsday, Green Lantern: First Flight, Justice League: Crisis on Two Earths, Superman/Batman: Apocalypse, Batman: Year One, Batman: Mask of The Phantasm, gibi.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı kargasiz

  • ***
  • 428
  • Rom: 7
    • Profili Görüntüle
Daily Planet – 25.03.2015 (#3)
« Yanıtla #14 : 27 Mart 2015, 20:58:54 »
Tavsiyeler için teşekkürler Laughing Madcap.