"Sizce süper kahramanlar suçlulara daha sert davranıp onları öldürmeli mi?" Çizgi romanlar hakkında bitirme tezi konusu olabilecek bir soru bu, nasıl anlatsam nereden başlasam bilemedim.
Öncelikle ölüm konseptini ele alalım; nasıl bir ölümden bahsediyoruz? Çizgi roman dünyasında, özellikle bazı serilerde ölüm çok da matah bir husus değil. Ölen aslında klonuydu, aslında ölmemişti, öldü ama geri geldi, sık rastlanan durumlar. Dramatik bir sahne ile kilit bir karakterin ölümü, konunun kalitesi adına önemli bir nokta olarak kullanılabilir pekala. Senaristin gözünden bakarsak ve karakter gelişimini göz önünde bulundurursak; öldürebilir. Burada bahsettiğim öldürme durumu, eğer yukarıda bahsettiğim karakter gelişimi ve dramatik etki göz önüne alınacaksa; sürekli olmamalı, neredeyse yanlışlıkla olmalı veya bir anlık öfke nöbetiyle olmalı. Yoksa Deadpool'un öldürdüğü kişilerin Deadpool karakterine bir katkısı yok. Hadi Deadpool kafayı yemiş, bir kahraman bile değil dediniz; Punisher ya da Ghost Rider'ın birileri öldürmesi yukarıda bahsettiğim duruma uygun değil.
Ara not: Senarist gözüyle değil, etik gözüyle bakarsak o zaman çok felsefi sorular çıkıyor ortaya. Birini öldürmek ne şekilde ve amaç uğruna olsun suç mudur? Bir askerin bir teröristi öldürmesi suç mudur? Değil ise neden Star Wars izlerken legal bir oluşum olan imparatorluğun askerlerinin illegal bir asi örgütünü durdurma çabasını kötü olarak algılıyoruz?
Tabi bu noktada süper kahramanların karakterleri ve gelişimleri devreye giriyor. Geçmişinde askerlik olan, aile bağları zayıf olan ya da hiç bir bağı olmayan, bir sebepten kafayı yemiş ya da modern dünya etiğini algılamakta zorlanan kahramanlar düşünüldüğünde, o karakterleri suçluları öldürmesi anormal olmuyor, tersine gayet de kabul edilebilir oluyor. Punisher, Ghost Rider, Wolverine, Deadpool (ki bence suçlu değil kendisi, gayet de bir kahraman. Bu konuda da bitirme tezi yazılabilir), Comedian, Rorschach (bkz: adını google'a sormadan yazabilmek) ve daha niceleri. Bu dünyadan olmayan bir çok karakter (Thor, Martian Manhunter vs) gayet de birilerini öldürebiliyor ve bunun onlar için çok da bir önemi yok.
Öldürmemeyi tercih edenlere geçmeden önce şunu da anlamak lazım; süper kahramanlarımız kiminle savaşıyor? İntergalaktik bir şahıs olan Green Lantern'in düşmanlarını öldürüyor olması seni beni ne kadar bağlar? Yani atıyorum Avengers'ın Loki'nin ordusunu parçalayarak öldürmesi bizi rahatsız etmiyor belki ama peki ya banka soygunlarıyla ünlenmiş bir mafyanın ya da tehlikeli silahlar yapan bir bilim adamın öldürülmesi? Şunu söylemek istiyorum, öldürülüp öldürülmeyecek suçluların kim olduğu da bu sorunun denkleminde önemli bir bilinmeyen. İstisnaları ayrı tutarak konuşuyorum; bizim bildiğimiz ya da hayal edebileceğimiz kötüler, ne kadar büyük kötülük yapmış olurlarsa olsunlar, modern etik açısından cezayı hak ediyorlar fakat ölüm? İşte o noktada sözde "insanlık" devreye giriyor.
Ha şu da var, "süper kahramanlar suçlulara karşı!" diye düşünürsek tamam ama süper kahramanlık müessesini irdelersek, kendi dünyalarında ya da ortamlarında kanun kaçağı hatta aranan bir suçlu olabilirler. Hani suçluların öldürülmesinin hak ve adalet ile bağdaşmamasından bahsediyoruz da süper kahramanları ne yapacağız? Ne kadar bozulmuş olursa olsun, adalet sistemi penceresinden baktığımızda bu süper kahramanları kabul edebiliyor muyuz? Bu da ayrı bir konu.
Ara Not 2: Adalet kavramı ülkeden ülkeye, toplumdan topluma hatta insandan insana değişiyor. Kısasa kısasın doğru olduğunu düşünenlerin, idam cezasının gerekliliğini savunanların yanında ne kadar cani olursa olsun insan haklarının herkes için geçerli olduğunu söyleyenler de mevcut. Bu yüzden "Süper kahramanlar suçluları öldürmeli midir?" sorusuna "Ve bu doğru olur mu? Adalete uygun olur mu?" diye ek yapıp arkama yaslanıyorum.
E ben şimdi ne anlattım? Tek soruya on tane soru, yirmi tane düşünce şekli sığdırdım ama adam gibi cevap vermedim. O zaman özet geçeyim; süper kahramanına, durumuna ve suçlusuna göre değişir. Eğer mevcut bir kişilik ve karakterden bahsediyorsak, yani süper kahramanımızın ilk yıllarından değil, bildiğimiz halinden bahsediyorsak, ilk paragrafta bahsettiğim dramatik sonuçlar doğurması adına yapılan hamleleri ayrı tutarak, nasıllarsa öyle olmalılar diyebilirim. Tarafsız bir bakış açısından bahsediyorum, peki Madcap ya favori kahramanın dersen, işler değişir.
O zaman biraz da Batman’den bahsedelim. Batman niye kimseyi öldürmüyor, zamanında Robin’in de dediği gibi “Hadi suçluları, Penguen’i falan anlarım da Joker’i nasıl öldürmezsin?”. Aslında cevap basit, çünkü o Batman.
Batman kimdir? Batman, Gotham’ın zengin ve oldukça önemli şahısları olan Martha ve Thomas Wayne’in biricik çocukları Bruce Wayne’in, annesi va babasının öldürülmelerine tanık olduğu anda o masum çocuğun içinde filizlenmiş bir kavramdır. O gün o sokakta Bruce da ölmüştür aslında. Batman doğumuna sebep olan suç ile yozlaşma, adaletsizlik ve en önemlisi “ölüm” kavramıyla tanıştı. Sanılanın aksine Batman’in savaştığı şey suçlular değil, suç kavramı. Kendisinin bir şahıs olmaması, bir kavram olması gibi mücadele ettiği şey de şahıslar değil. Bozulmuş adalet sistemi, yozlaşmış polisler, rahatça suç işleyebilen suçlular gibi pislik dolu bir şehir olan Gotham’a, “doğruluk” kavramını oturtmaya çalışan bir “fikir”den bahsediyoruz. Onun için doğru ve yanlış var. Doğru amaç uğruna yapılan yanlış ya da yanlışlıkla yapılan bir doğru yok. Sadece iyi ve kötü var. Böylesine katı bir kavramın öldürme konusunda asla ödün vermemesini anlayışla karşılamak gerek.
Yukarıda bahsettiğim istisnai durumlardan belki de en önemlisi Joker konusunu napacağız? Joker’i öldürmeli mi? Eğer biz okurların gözünden bakarsak, Joker tek bir yöntemle durdurulabilir o da öldürülerek. Burada sayfalarca Joker’in nasıl bir zihin ve ahlak yapısına sahip olduğundan bahsetmeyeceğim, aşağı yukarı nasıl birisi olduğunu neler yaptığını biliyoruz. Onu da Batman gibi bir kavram olarak düşünebiliriz aslında, herhangi bir hak ve hukuk sistemine oturtulabilecek bir şey değil. Joker sadece öldürülerek durdurulabilir evet ama Batman bunu yapmalı mıdır ya da yapabilir mi? Yapmak istemiştir, onu baştan söyleyeyim ama yapamaz. Bizim bildiğimiz, okuduğumuz Batman için Joker ya da basit bir kapkaççı aynı etikete sahip. Dediğim gibi annesi ve babasının ölümüyle bu kavrama fazlasıyla aşina olan bir karakterden bahsediyoruz. Ölmenin de öldürmenin de ne kadar kolay olduğunu bilen birisinden bahsediyoruz. Joker pekala ilk öldürdüğü suçlu olabilir ama Batman şundan emin; bir ile binin hiç bir farkı yok. Bir kere öldürürse asla durmayacağını biliyor. Çünkü Batman kendisini yukarıda bahsettiğim kategorilerden “kötü”ye koyuyor. Evet, doğruluk abidesi kahramanımız özünde iyi birisi olmadığını biliyor ve kendisinin de savunduğu adalet sistemi penceresinde suçlu olduğunu kabul ediyor.
Hangi sayıydı hatırlamıyorum ama Green Lantern, Batman’in yöntemlerinin insanları korkutuyor olduğunu söylediğinde Batman şöyle diyor;
"Tabi ki insanları korkutuyorum. Ne diye yarasa gibi giyindiğimi sanıyorsun? İnsanların altına sıçmasını istiyorum. Siz basmakalıp herifler insanlara dünyanın güzel ve güvenilir bir yer olduğunu düşünmelerini sağlıyorsunuz. O yüzden böcek gözlü yaratıklarla uğraşmayı siz ve sizin gibilere bırakıyorum. Ben ise sokak düzeyindeki sürüngenleri avlıyorum; tecavüzcüler, katiller, hırsızlar... Onları korkutman gerek.".
Bunun üzerine Green Lantern onun yüzünden insanların bazılarının süperkahramanları suçlu olarak gördüğünü söylüyor. Batman’in cevabı ise durumu özetliyor.
Karnımda elmas gibi siyah,sert ve keskin bir kıkırdama başladığını hissettim. Kıkırdama. Boğazımı parçalayarak ilerledi ve beni bile korkutan bir kahkaha olarak dışarı çıktı. Sesimi sabit tutmaya çalıştım. Bu kolay değildi.
"Tabi ki birer suçluyuz. Herzaman suçluyduk... Suçlu olmak zorundayız."
Yani diyeceğim odur ki, ilk bakışta evet ya da hayır olarak cevaplandırılabilecek bir konuda sayfalarca yazabilirim. Bu konunun en bariz örneği Batman hakkında ise saatlerce konuşabilirim. Bu da iki şeyi gösteriyor;
1) Gerçekten hiç işim gücüm yok.
2) Sorduğun soruda genelleme yapmak mümkün değil. Her süperkahramanın kendine has bir karakteri ve yöntemi var. Bu karakter ve yöntemler onların doğumundan olgunlaşmalarına kadarki süreçte yaşadıkları her bir an tarafından oluşturuluyor. Bu yüzden evet ya da hayır demek zor. Bruce Wayne zengin bir ailenin çocuğu olmasaydı, Alfred gibi birisiyle büyümeseydi belki çok daha farklı bir Batman okuyor olacaktık. Ki bu açıdan “Justice League: Flashlight Paradox”a bir bakın derim. Ya da Superman gücünde bir şahsın dünyaya babası tarafından insanlığa umut olmak adına gönderilmediğini, kendi başına öylesine geldiğini düşünün. Ya da "Injustice"e bir bakın.
Soruya cevap vermek yerine sorular sordum ancak ölüm kavramı, adalet kavramı ve en önemlisi kahramanlık kavramını net bir şekilde ortaya koymak gerek.
Yaptığım laf salatası için affınıza sığınıyor, uzunluğu nedeniyle “durumum yoktu okuyamadım” diyenleri bağrıma basıyorum.
Bunun dışında Daily Planet adı altında gösterdiğin performans nedeniyle seni kutluyorum Marius. Ellerine, gözlerine ve midene (biliyorum ki bu incelemeleri yaparken/çizgi roman okurken bir şeyler yemeden durmuyorsun) sağlık.