Eziş istiyom!Saga'nın dördüncü cildini de okumuş (maalesef) bitirmiş bulunuyorum efenim. Bu seriye olan hayranlığım her ciltle birlikte biraz daha mı artıyor ne? Her seferinde "
Bu ciltte artık düşüşe geçer. Aynı kaliteyi koruyamaz, beklentileri karşılayamazlar," dedikçe ağzımın payını bir güzel alyorum!
Bu ciltte olaylar iyice karışıyor. Alana ve Marko, Hazel'i büyütme derdiyle birbirlerinden uzaklamaya başlıyor. Artık tam bir bıcırık olan, yürümeye ve konuşmaya başlayan Hazel'se tüm tatlılığıyla sizi sizden alıyor.
Ama bu ciltte sahneyi çalan Robot Prens IV ve onun soyundan gelen televizyon kafalılar hiç şüphesiz. O anda hissettiklerine göre ekranlarında beliren görüntüler her seferinde beni benden alıyor. Kral Robot da görülmeye değer doğrusu. Ve tabii Prens'in cildin sonunda hiç beklenmedik biriyle hiç beklenmedik şekilde karşımıza çıkması da öyle...
Saga'daki her karakteri bu kadar beğenmek ve önemsemek çok tuhaf. Brian K. Vaughan ve Fiona Staples ikilisi bunu nasıl başarıyor bilmiyorum ama iyi veya kötü adam, asıl ya da yan karakter olmalarına, hatta cinsel tercihlerindeki çeşitliliğe ve açıklığa rağmen her nasılsa hepsini önemsiyorsunuz sayfalar arasında boy gösteren tüm karakterleri.
Okuyun!
Not: 23. sayının
kapağına bayıldım!