Kayıt Ol

Her Hikaye Hayata Dair Kendi Cevabını Mı Verir?

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Arcturus'a Yolculuk'u bitirdikten sonra aklıma gelen soru.

Bu sorudan türeme alt başlık soruları şöyle:

-Hikayelere kendimizi kaptırmamızın veya soğumamızın bir sebebi de bu mudur?

-Yazarların yaşadıkları şimdiye olan yaklaşımları, eserlerine atfedeceğimiz değerlerin ölçüt ve çeşitliliğine nasıl ve ne derece katkı sağlar?

-Yazarlar ister istemez, geçmiş, şimdi veya gelecek dahilinde kendi çıkarımlarını yaparak; çıkarımlarının hayata temas ettiği noktalardan inandırıcı yeni mitçikler mi oluşturur?

Ve buna benzer alt başlıklardaki sorular aklıma geldi.

Sizlerin bu konuda aklına gelen sorular var mı? Varsalar neler?

Çevrimdışı Celebhol

  • **
  • 215
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Hikaye Hayata Dair Kendi Cevabını Mı Verir?
« Yanıtla #1 : 11 Ekim 2016, 21:17:46 »
Yazara ve türe göre değişir demek en iyi ama en muğlak cevap olacaktır. Örneğin, varoluşçu edebiyattan yazarlar tabii ki de hayata dair kendi cevaplarını -ya da tespitlerini- romanlarında verir. Aynı şekilde, yazarın kitaplarına göre de değişiyor. Mesela varoluşçu edebiyatın ileri gelenlerinden Camus'nün Yabancı'sında cevap verilmez fakat bir durum anlatılır. Tespit de denebilir. Oysa Veba'da, baş karakterin tutumu ve davranışlarıyla, bir cevap aktarılır. Bu cevabın ne olduğunu daha iyi anlamak için aynı yazarın Sisifos Söyleni adlı felsefi çalışması okunabilir.

Bu örneklere bir karşıt olarak, bir Ejderhamızrağı serisinde hayata dair bir cevap göremiyorum. Aksiyon ve çeşitlilik olarak ilgi çekici fakat bu açıdan sunabileceği pek bir şey yok. Tabii ki her kitabın bir varoluşçu olması gerekmiyor bu cevap için, hatta kitap olması da gerekmiyor. Hikaye ortamı bir çizgi-roman, manga, hatta oyun bile olabilir. Örneğin, bir anime(ler) dizisi olan Monogatari serileri yazarın hayata dair kimi cevaplarını baş karakter aracılığıyla içerir. Başka bir örnek olarak, yine bir anime, Welcome to NHK yazarın hayata dair kimi tespitlerini içerir. Bu konuya örnek olabilecek oyun olarak ise Life is Strange geliyor aklıma. Tabii, çizgi-roman efsanesi Alan Moore'un eserleri, Watchmen ve V for Vendetta da unutulmamalı bu konuda.

İşin diğer boyutunda, Call of Duty, milyon tane sığ ve endüstriyel anime ve aynı şekilde çizgi-romanlar da var. Tabii, formatı gereği farklı olanlar da var.

Kısacası iki taraftan da örnekler bulunabiliyor ancak genel bir örüntü anlamında tespit yapacak olursam, şunu derdim; kapitalist bir ticari kaygı taşımayan ve endüstrileşmemiş hikayeler, yazarın hayata dair bakışını daha çok içerirler ya da bu açıdan daha derindirler.

Bu yüzden, "hit" olan ve ticari başarı yakalayan pek çok yazar unutulup giderken, Dostoyevski kalıcı olabilmektedir.