Kayıt Ol

Mars Sonun Başlangıcı

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #15 : 03 Mart 2015, 17:57:15 »
6.BÖLÜM

   Peder Ramon önünde duran kitaba dalmıştı. Dışı soluk ve yıpranmış bir deriyle kaplı bu kitap oldukça yaşlı görünüyordu. Muhafazası sağlam olmalı ki iç sayfaları yeterince dayanmıştı geçen zamana. Alışık olunmayan bir kokusu vardı yaprakların ve sayfaları çevirdikçe koku tazelenerek okuruna ulaşıyordu. Ama şimdi bunların hiçbiri değildi Peder'in ilgisini çeken. Uzun süredir bu kitabı tetkik etmişti ve hala tam olarak anlayamadığı bölümler mevcuttu.
Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #16 : 03 Mart 2015, 18:02:32 »
7.BÖLÜM

Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı kargasiz

  • ***
  • 428
  • Rom: 7
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #17 : 03 Mart 2015, 18:25:13 »
Sonunda hikayeye beklenen unsurlardan biri daha girdi. Dan Brown esintileri devam ediyor. Hikaye akıcılığı artıyor ve merakta bırakıyor.

Kurgu başarılı ilerliyor, bir tek esas kız eksik :) Daha da ilginç bir hal almaya başlayacağı kesin ama anlatımı zenginleştirecek bilgiler katabilirseniz çok daha güzel olur diye yazıyordum ki diğer bölüm gelmiş onu da okudum ve ciddi bir çalışma olduğunu görüyorum. Biraz editöryel eksiklikler var tabii, onlar da düzeltilir sıkıntı yok.

Zevkle okumaya devam ediyorum. İyi çalışmalar.

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #18 : 03 Mart 2015, 18:34:03 »
Yorumun için teşekkürler. Hikaye ben ne kadarda düzeltsem editör elinden geçmesi muhakkak. Sonuçta amatör bir çalışma. Hikayenin devamında kız da geliyor :)

Bakalım neler olacak...
Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı zaujas

  • **
  • 204
  • Rom: 3
  • "Gölgesiz Bulut"
    • Profili Görüntüle
    • Kenan Demir Blog
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #19 : 03 Mart 2015, 23:51:01 »
Hikaye ilginçleşmeye devam ediyor :) gizemli öğeler renk katmış eline sağlık.

Eleştiri olarak; diyaloglara biraz daha yoğunlaşman iyi olabilir, ilk bölümlerdeki diyaloglar daha iyiydi.

"Evet efendim.Lakin...Sabırsızlığı öfkeye dönüşebilirdi.
-Lakin ne Dagan?"

Cümlesinde olduğu gibi anlatımı bozan durumlar var.  Sen Peder Ramon'u kast ediyorsun ama sabırsız olan Dagan gibi algılanıyor mesela bu şekilde.

Devamını bekliyorum.
Söz sessizlikte, ışık karanlıkta...

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #20 : 13 Mart 2015, 16:48:56 »
8.BÖLÜM
Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #21 : 13 Mart 2015, 16:59:56 »
9.BÖLÜM

-Yelkenleri indiriiin... Kesin ipleriii... Sıkı tutunun haaa...

            Patlayan fırtınanın gürültüsünde emirler havada uçuşuyordu. Geminin güvertesi tam bir keşmekeşti. Leventler can havliyle gemiyi bu hengameden çıkarmaya çalıştılar. Pala bıyıkları ve haşin yüzüyle çavuşları olan adam sert naralarla emirler yağdırıyordu. Kabaran dalgaların arasında canlı bir hayvan gibi boğuşan gemi oldukça hasar almıştı. Kendini denizin azametli kollarına bırakmak üzereydi. Geminin kaptanı ise hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Gözlerini dikmiş sancak tarafında beliren siluetleri izliyordu. Kararan gecenin içinde bir duvar gibi denizle göğü kaplamışlardı.

-Melunlaaaarrr...diye hırladı kaptan.

            Sanki elleri kilitlenmiş gibiydi. Gözlerindeki kıvılcım avcılardan korkmadığını gösteriyordu. Geminin tam ortasındaydı Fatih. Karmaşanın içinde kalmıştı. En yakınındaki direğe tutundu. Dalgalar gemiyi acımasızca dövüyordu. Güverteye dolan buz gibi deniz suyu can acıtıyordu. Fatih esen rüzgara ve havada uçuşan su damlacıklarına rağmen güvertenin ucunda arkası dönük olan kaptanı gördü.

-Kaptaaann gemi batıyorrr...

             Nasıl bağırdığını kendisi bile anlayamadı. Kaptan gürültüye rağmen sesi duydu ve hışımla geriye döndü. Fatih bakışlarından ürkmüştü.

-Fatih yardım et.Rüzgarın uğultusundan sesler havada birbirine karışıyordu.
-Fatihhh..

            Terler içinde uyandı. Gözlerini açmaya çalışıyor nerede olduğunu kavramaya çalışıyordu. Gördüğü kabusun etkisi altındaydı hala. Eliyle yüzünü sildi.

-Fatih...Fatih. Yeniden sesler duymaya başladı. Bu kaptanın sesi miydi? Gittikçe netleşiyordu.
-Fatih... Hayır bu ses o değil. Bu ses... Gözlerini açmıştı. Karşısında telaşla ona bakan bir çift mavi gözle karşılaştı. Yüzünü algılamaya çalışırken mırıldandı.
"Bu ses bir kadın sesi."

              Karşısındaki güzel yüzü hatırlamıştı. Hala rüyada mı olduğunu kestiremedi.
"Onun burada ne işi var?"

             Hatırladığı kadarıyla hastanedeydi. Bir kaza geçirmişti. Tanımadığı birileri tarafından buraya getirildiğini hatırlıyordu.

-Fatih iyi misin? Kabus gördün galiba.

Terden ıslanan yastığından kafasını kaldırdı. Oturmaya çalıştı ama acıyan yerlerinin olduğunu hissetti.

-Dur dedi kız yastık getireyim.

               Başının altına yerleştirilen yastıklar doğrulmasına yardımcı oldu. Şimdi daha iyi hissediyordu. Boğazını temizledi. Şaşkın gözlerle muhatabına bakıyordu. Karşısında duran kadın kot pantolon ve deri ceketiyle uzun yol motorcularını andırıyordu. At kuyruğu yaptığı kahverengi saçları onu çok farklı göstermişti. Bilinci yerine gelince onu tanıdı.

-Eli burada ne arıyorsun? Beni nasıl buldun?

Endişeli halinden kurtulan Eli tatlı bir gülümsemeyle ona baktı.

-Aslında beni buldular.
-Nasıl?
-Cep telefonundaki kayıtlı numaralara bakmışlar. Sanırım sadece bana ulaşabildiler. Bende ilk uçakla buraya geldim.

            Onunla aynı bölümde değildiler ama kader yollarını kesiştirmiş ve sıkı bir arkadaşlık kurmuşlardı. Eli idealist bir gazeteciydi. Genelde yerel gazetelerde yayınlanan ilginç haberlerin peşindeydi. Fatih'le arkadaşlık bağları ise çok farklıydı. Küçük yaşta ailesini kazada kaybeden Eli hayata karşı olumsuz bir tavır takınmıştı. Ailesinin yokluğu onu derinden etkilerken dünyada yalnız kalmış gibi hissetmişti. Fatih'le tanıştığı zaman onunla yaptığı sohbetlerden, hayata bakış açısından etkilenmiş ve ona karşı güçlü duygular beslemişti. Son zamanlarda sık sık bir araya geliyor hayat ve onun getirdikleri hakkında konuşuyorlardı. Tutunacak bir dal bulmuştu sonunda kendine. Fatih'in çıktığı seyahat boyunca birbirlerinden uzak kalmışlardı. Ama şimdi buradaydılar. Tabi Eli onu böyle görmek istemezdi. En yakın dostunun kaza haberini öğrendiğinde tereddüt etmeden gelmişti. Fatih onun bu fedakarlığını içten içe takdir etti. Ayrıca destek olacak birinin olması ona güç vermişti.

-Teşekkür ederim Eli sana.Buralara kadar geldin.
-Arkadaşlar bu durumlar için vardır Fatih.

        Onun gözlerine dikmişti gözlerini. Hasretle bakan bakışları Fatih'i utandırdı.

-Neler oldu böyle Fatih? John'a da ulaşamadım. Beraber değil miydiniz?

         Fatih zihnini zorladı. Yaşadığı olayları tekrar hatırlamaya çalıştı. Otobüsten düştüğü an geldi aklına. Sırtında bir ağrı hissetti. Sanki yeniden yaşıyordu o kabusu. Kendini topladı.

-Biz kaza yaptık Eli. Daha doğrusu kaza yaptırıldık.

          Etrafına bakındı. Diğer hastalar odada değillerdi. Koridorda dolaşan birkaç kişinin dışında yalnız sayılırlardı. Ayrıca İspanyolcanın konuşulduğu bir yer olsa da İngilizce evrensel dil olmuştu. Konuşmalarını dikkatle ve kısık sesle yapıyordu Fatih.

-Çölde araştırma yapıyorduk. İşimiz bittiğinde John'un arkadaşı Kevin'a uğradık. Alma istasyonunun başındaki adam bahsettiğim kişi. İstasyonda tesadüfen Mars'tan gelen bir sinyale şahit olduk. Detayları hatırlamakta zorlanıyorum. Başımı çarptığmdan beri ağrısız bir uykuya hasret kaldım. Neyse daha sonra kaldığımız otele dönerken bir araç tarafından otobüsümüz taciz edildi. Ön kapıdan düştüğümü çok net hatırlıyorum.

-Şanslısın dedi Eli.

Neden böyle söyledin der gibi baktı Fatih.

-Pek öyle görünmüyorum ama?

Eli ona gerçekleri söylemesi gerektiğine inanıyordu.

-Polislerden aldığım bilgiye göre otobüs devrilmenin şiddetiyle alev almış. Ne yazık ki tek kurtulan kişi sensin.
-Böyle mi söylediler? Anlayamıyordu Fatih. Ortada bir cinayet vakası vardı. Eli durumu anlamıştı. Olayın farklı bir açısının olduğu gözünden kaçmadı.

-Bence durum bundan farklı değil mi? Sizi sıkıştıran araç belli ki ortada kanıt yada şahit bırakmak istemiyordu.

         Hızlı kavrıyordu. Gazeteci kimliğinin sağladığı şüpheci tavır vardı üzerinde.

-Kesinlikle ve gördüğüm bir şey daha var. Araçtan çıkmak isteyenleri vurdular.
-Aman Tanrım dedi Eli. Neler söylüyorsun?

         Dehşete kapılmıştı. Yaşananlar hakkında konuştuklarında bazı şeyler daha açık görünüyordu. Fatih dışında olayı gören olmamıştı. Ayrıca bazı şeylerin örtbas edildiği açıktı. Polisler olayın üstüne fazla gitmemişti. Raporlara kaza olarak geçmişlerdi.

-Bu bir skandal dedi Eli. Peki seni sorguladılar mı?
-Hayır dedi Fatih. İnan ne yaptıklarını bilmiyorum. İstasyon...aklına bir şey geldi.

Konuşurken zorlanıyordu.

-İstasyondakiler ne durumda biliyor musun? John ve Kevin'in bundan haberleri olmuştur.

-Maalesef Fatih. Sana ulaşamayınca İstasyonu aradım. Oradaki görevli John'un oradan ayrıldığını söyledi.

İnanmak istedi ama emin olamadı.

-Bize yapılanlardan sonra onun hayati durumundan endişe ediyorum. Eli düşüncelere dalmıştı.
-Aslında asıl düşünmemiz gereken ne biliyor musun? Merakla baktı ona.
-Senin yaşadığını biliyorlar mı? Daha doğrusu yaşaman bir tehdit mi ve insanların canına kıyacak kadar önemli olan bu durumda seni sağ bırakacaklar mı? Bu ana kadar sana dokunmamaları oldukça garip. Polisin sessizliği işin içinde önemli adamların olduğunu gösteriyor.

      İhtimaller ürkütücüydü. Net konuştu Eli.

-En kısa zamanda buradan çıkmalıyız. Hayatın tehlikede olabilir.

Fatih'in zihninde düşünceler uçuşuyordu. Tanımadığı bir ülkedeydi. Hayatına kastedilmişti. Kimdi bu insanlar? Aslına bakılırsa Eli haklıydı. Durum farklı bir boyuttaydı ve harekete geçmesi gerekiyordu.

-Tamam dedi Fatih. Sesinin tonu güçlüydü. İkisi de yapmaları gerekeni biliyordu. Eli sakin bir şekilde yerinden kalktı.

-Sen kalkabilecek misin?
-Kendimi oldukça iyi hissediyorum. Hareket edebilirim.

Bu kendini belli eden bir yalandı ama başka seçenek yoktu.

-Güzel. Toplanmanda yardımcı olayım.

          Eli'nin yardım etmesi onu içten içe güçlendiriyordu. Bu durumdayken bile onun temiz bir kalbe sahip olduğunu düşüncelerinin arasına sığdırıyordu. Hızlıca toplandılar. Fatih giyinirken Eli'de hastaneden çıkış için bir yol arıyordu. Öğle tatili ve sıcak hava herkesin sakin bir köşe seçmesini sağlamıştı. Kimse kimseyle ilgilenmiyordu. Aradıkları kaçış ortamı beklemedikleri şekilde oluşmuştu. Odaya geldiğinde Fatih hazırlanmış onu bekliyordu.

-İşin garip yanı ne biliyor musun Eli? Polislere her şeyi olduğu gibi anlatacaktım. Polis bu olayı öylesine görmezden gelmiş ki benim yaşadığımı bile dikkate almadılar. Tabi şu ana dek.

Eli saçlarını geriye doğru çekip Fatih'e baktı.

-O zaman buradan hemen kaybolsak iyi olacak.
Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı zaujas

  • **
  • 204
  • Rom: 3
  • "Gölgesiz Bulut"
    • Profili Görüntüle
    • Kenan Demir Blog
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #22 : 13 Mart 2015, 18:11:37 »
Eline sağlık yeni bölümler iyiydi, bu sinyal olayını nereye bağlıycaksın çok merak ediyorum.
Fatih'in rüyasını okumaya başlayınca, bir an ne oluyor diye şaşırdım.

Genel olarak güzel gidiyor ama biraz daha konunun içine sokmalısın bizi. Her bölümde sinyalle ilgili yeni bir şeyler öğrenmek istiyorum. Anlıyorum meraklandırmak istiyorsun okuyucuyu ama ucundan ucundan biraz fikir edinmemiz hiç fena olmaz ;)
Söz sessizlikte, ışık karanlıkta...

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mars Sonun Başlangıcı
« Yanıtla #23 : 21 Aralık 2015, 20:17:15 »
güncellll....
Ölüm sadece başlangıçtır.