Kayıt Ol

Yazmadan Önce Yapılan Plan

Çevrimdışı Minaxo

  • *
  • 24
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Yazmadan Önce Yapılan Plan
« : 17 Mart 2016, 22:11:17 »
Merhabalar, şu an buz ve ateşin şarkısı serisinin de bana verdiği gazla bir kitap yazmak istiyorum. Aklımda kendimce güzel bulduğum ayrıntılar, mekanlar, karakterler falan var ve genelde bu konularda sıkıntı çekmem ama benim sorunum temel kurguyu sonuna kadar tasarlamak oluyor. Genelde bir şey yazacaksam sonunu düşünmeden direk yazmaya başlar, bir yerden sonra tıkanırdım. Bu sefer böyle olmasını istemiyorum, istiyorum ki çarpıcı bir sonla birlikte bütün kurguyu ana hatlarıyla oluşturup öyle yazmaya başlayım. Bunun için özgün fikirlere ve ilham verici cevaplarınıza ihtiyacım var. Siz neler yapıyorsunuz kitap yazmaya başlayacağınız zaman ve çarpıcı sonlar sizin için önemli mi?

Çevrimdışı BlackOut

  • **
  • 71
  • Rom: 1
  • Mantık kontrolü eline aldığında insanlık ölür.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmadan Önce Yapılan Plan
« Yanıtla #1 : 18 Mart 2016, 10:36:43 »
Merhaba, öncelikle şunu belirtmeliyim yazacaklarım yalnızca kişisel deneyim ettiğim şeyler, dolayısıyla sizin için geçerli olmayabilir.

Birincisi, sizin yaşadığınızı ben de yaşamıştım. Bir kitabı okuduktan sonra ben de yapmalıyım, bu harika bir iş deme durumu. Buz ve Ateşin Şarkısı üzerinden küçük bir şey söyleyeyim, karakterleri, kurguyu, yazarın anlatım başarısını, her şeyi bir kenara bıraksak bile, George R.R. Martin günümüzdeki tarihçiler kadar, belki  daha çok tarih biliyordur. Yani bu imrendiğiniz eserin yazarını başarılı yapan kitabın ortamı veya karakterlerinden çok bilgisini iyi kullanmasıdır. Kitabın güzel yönü bu tarih bilgisinden yararlanarak kurguyu gerçeklikle birleştirmesi. Ejderhalar ve entrikayı birbirine baskın gelmeyecek şekilde anlatması, Ak gezenler ve tanrıları kılıca üstün gelmeyecek şekilde oluşturduğu dünyaya yayması ve benim görmediğim, dikkat etmediğim bir dolu unsur yazarın elinden size ulaşıyor. Birçok yerde Taht Oyunları'nın tarihle birebir benzerlik gösterdiği noktaları görmüştüm. Diyorsunuz ki bana neden bunları anlatıyorsun bunu mu sordum ben? Haklısın sorun bu değildi ancak konudan bahsediş tarzından bir önsezide bulunarak bunları anlatmak istedim. Çünkü yazdığın sorunun bende oluşturduğu etki şu oldu, kollarını sıvayıp bu "kitap" yazma işine girmemişsin gibi? Haksız olabilirim, eğer denediysen yapmayı, zaten görmüşsündür ki kitap; karakterler, mekanlar ve olaylardan ibaret değildir. Dolayısıyla çok zor başarılı bir eseri ortaya koymak.

Bu kadar önsezi ile belki boş konuştuktan sonra sorunu cevaplayayım: Kitabın bana sunduğu yolculuğa bağlı, eğer ben karakterleri arkadaş edinmiş, bir dolu badire atlatmış, onlarla gülmüş, üzülmüşsem, sonu benim için pek de önemli değil. Bunu tatmin etmek(olmak) olarak adlandırıyorum ben. Kitap sona ulaşırken zaten ufak tefek şeylerde tatmin bulursun, güzel bir yolculuğa çıktığım dostlarımdan fazlasını beklemem. Size vaat edilen vardır genelde, sonda o şeyin gerçekleşmesi yeterli. Pek de çarpıcı olmasına gerek duymuyorum.  Örneğin, Harry ve Voldemort'un son kitapta güzel bir düello yapmasını umuyorum. Rand ve Karanlık Varlık karşılaşacak biliyorum, bu tip şeyler olduktan ve ben onları heyecanla okuduktan sonra gerisi önemli değil.
Not: Buz ve Ateşin Şarkısı'nda nasıl bir vaat olur bilemedim. Şunu söylerim belki, sevdiğin karakter (hala ölmediyse  :D) tahta geçer, barış getirir. Çok sıradan oldu, zaten böyle bir son olmasını beklemiyorum. Yazar da sonun "bittersweet" (Hem acı hem tatlı) olacağını söylemişti yanlış hatırlamıyorsam.

Başarılar dilerim, burada anlattıklarımla amacım, yapamazsın, kolay değil demek değildi. Biraz bilgi vermek istedim umarım istediğin şekilde güzel bir eser çıkartırsın ortaya.

Dipnot: Bir eserin fazlasıyla etkisindeyken aynı konuda yazmanızı önermem zira etkileri sizin eserinizde de bulunursa insanlar bunun farkına varabilir.
“What is history but a fable agreed upon?”
-Napoléon Bonaparte


"He saw it in her eyes. The anguish, the frustration. The terrible nothing that clawed inside and sought to smother her. She knew. It was there, inside. She had been broken.

Then she smiled. Oh, storms. She smiled anyway.

It was the single most beautiful thing he’d seen in his entire life."

Çevrimdışı Minaxo

  • *
  • 24
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmadan Önce Yapılan Plan
« Yanıtla #2 : 18 Mart 2016, 22:10:42 »
Merhaba, öncelikle şunu belirtmeliyim yazacaklarım yalnızca kişisel deneyim ettiğim şeyler, dolayısıyla sizin için geçerli olmayabilir.

Birincisi, sizin yaşadığınızı ben de yaşamıştım. Bir kitabı okuduktan sonra ben de yapmalıyım, bu harika bir iş deme durumu. Buz ve Ateşin Şarkısı üzerinden küçük bir şey söyleyeyim, karakterleri, kurguyu, yazarın anlatım başarısını, her şeyi bir kenara bıraksak bile, George R.R. Martin günümüzdeki tarihçiler kadar, belki  daha çok tarih biliyordur. Yani bu imrendiğiniz eserin yazarını başarılı yapan kitabın ortamı veya karakterlerinden çok bilgisini iyi kullanmasıdır. Kitabın güzel yönü bu tarih bilgisinden yararlanarak kurguyu gerçeklikle birleştirmesi. Ejderhalar ve entrikayı birbirine baskın gelmeyecek şekilde anlatması, Ak gezenler ve tanrıları kılıca üstün gelmeyecek şekilde oluşturduğu dünyaya yayması ve benim görmediğim, dikkat etmediğim bir dolu unsur yazarın elinden size ulaşıyor. Birçok yerde Taht Oyunları'nın tarihle birebir benzerlik gösterdiği noktaları görmüştüm. Diyorsunuz ki bana neden bunları anlatıyorsun bunu mu sordum ben? Haklısın sorun bu değildi ancak konudan bahsediş tarzından bir önsezide bulunarak bunları anlatmak istedim. Çünkü yazdığın sorunun bende oluşturduğu etki şu oldu, kollarını sıvayıp bu "kitap" yazma işine girmemişsin gibi? Haksız olabilirim, eğer denediysen yapmayı, zaten görmüşsündür ki kitap; karakterler, mekanlar ve olaylardan ibaret değildir. Dolayısıyla çok zor başarılı bir eseri ortaya koymak.

Bu kadar önsezi ile belki boş konuştuktan sonra sorunu cevaplayayım: Kitabın bana sunduğu yolculuğa bağlı, eğer ben karakterleri arkadaş edinmiş, bir dolu badire atlatmış, onlarla gülmüş, üzülmüşsem, sonu benim için pek de önemli değil. Bunu tatmin etmek(olmak) olarak adlandırıyorum ben. Kitap sona ulaşırken zaten ufak tefek şeylerde tatmin bulursun, güzel bir yolculuğa çıktığım dostlarımdan fazlasını beklemem. Size vaat edilen vardır genelde, sonda o şeyin gerçekleşmesi yeterli. Pek de çarpıcı olmasına gerek duymuyorum.  Örneğin, Harry ve Voldemort'un son kitapta güzel bir düello yapmasını umuyorum. Rand ve Karanlık Varlık karşılaşacak biliyorum, bu tip şeyler olduktan ve ben onları heyecanla okuduktan sonra gerisi önemli değil.
Not: Buz ve Ateşin Şarkısı'nda nasıl bir vaat olur bilemedim. Şunu söylerim belki, sevdiğin karakter (hala ölmediyse  :D) tahta geçer, barış getirir. Çok sıradan oldu, zaten böyle bir son olmasını beklemiyorum. Yazar da sonun "bittersweet" (Hem acı hem tatlı) olacağını söylemişti yanlış hatırlamıyorsam.

Başarılar dilerim, burada anlattıklarımla amacım, yapamazsın, kolay değil demek değildi. Biraz bilgi vermek istedim umarım istediğin şekilde güzel bir eser çıkartırsın ortaya.

Dipnot: Bir eserin fazlasıyla etkisindeyken aynı konuda yazmanızı önermem zira etkileri sizin eserinizde de bulunursa insanlar bunun farkına varabilir.

Öncelikle değerli yorumunuz için teşekkür ederim :) Evet okunan, izlenen şeyler çok etkiliyor ama tabiki taklit etmemeye gayret edip özgün olmak en önemlisi. Ben zaten grr martin'in kurgusuna hayran olsam da o kadar kapsamlı ve bol karakter hikayesi olan bir şey yazmayı göze alamam çünkü bunun için gerekli birikime sahip değilim. Aklımda temel olarak başları belli bir hikaye olsa da bumu nasıl devam ettirmem ve nasıl bir son tasarlamam gerektiğini belirleyemiyorum henüz. Ama bu uzun bir süreç, patrick rothfus rüzgarın adı'nı 7 yılda yazmış. Ki bu sürenin önemli bir kısmını sadece düşünmeye ve tasarlamaya ayırdığına eminim. O yüzden beni sadece düşünme ve gözlemlemeden oluşan bir süreç bekliyor sanırım, sabırlı olmam gerek diye düşünüyorum :)