80'lerin gizemli macera kafasını hem tanıdık hem de yeni gelecek şekilde rafine edebilmeleri büyük başarı.
Winona Ryder'ın performansı düşük bulunmuş. Sorunlu ve endişeli anne rolünün altında ezilmemiş. Dizideki görünüş, hal ve hareketleri de atmosfere katkı sağlıyor. Bir ara eline balta alınca, büyük oğlanın kapıya delik açıp, "Annecik burda!" diyeceğinden endişelendim
. Malum göndermeli dizi. Olmaz, olmaz demedim.
Ben özellikle, şerife (Jim Hopper /David Harbour), çocukların guruptaki şapkalı-kıvırcık oğlana (Dustin / Gaten Matarazzo) ve klişe olmasını beklerken klişe çıkmayan kızın popüler erkek arkadaşına (Steve / Joe Keery) bayıldım.
Şerif, geçmişin ve şimdinin dertleri ile gizemi çözmeye çalışıyor.
Şapkalı-Kıvırcık, arkadaşları arasındaki bağı koruyan gizli bilge gibi.
Klişelere bulaşmayan erkek arkadaş, spoiler olmaması için fazla bir şey diyemiyorum. Tek diyebileceğim, dizinin feyzaldığı filmlerdeki sıkıcı yan karaktere yerinde bir farklı bakış.
Üç karakter saydım. Bu üç karakterde dizinin ait oldukları bölümünde kendi filmlerinin oyuncuları gibiydiler. Dizide, aynı hikaye ile çekilebilecek üç farklı filmi izliyoruz. Paralel hikayelerin birbirlerinin önüne geçmiyor -destekliyor. Bir dönemin bilindik ögelerini ve karakterlerini, kaynak edindiği filmlerin şimdi göze batabilecek yanlarından arındırarak günümüz seyircisini cezbedebilecek şekilde uyarlıyor.
Sekiz bölüme ayrılmış film kıvamında. Hikayesi de, o son sahnenin yarattığı soru işaretine rağmen tadında bitti. O sonda yaratılan soruyu merak etmiyorum. İkinci sezona haberlerini de okuyunca, devamı zorlamak, yarattığı büyüyü bozar mı diye düşündüm. Aman neyse. İkinci sezon ilki kadar başarılı olmazsa, haklı çıkar; başarılı olursa, iyi ki lafımı yedirdiler olur
.