Kayıt Ol

Kül Prensi

Çevrimdışı Lathander

  • *
  • 13
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Kül Prensi
« : 14 Eylül 2016, 22:28:13 »

- I -

Günün bu saatinde, olabileceği en güzel yerdeydi..
Gümüş Meydan'da..


"Parıltı Düşü" şehrinin kalbi sayılan yerde, onlarca yüzlerce balkonu olan bir şehirde..
Çoğu şehir sakininin ehlileştirilmiş griffinleri kullandığı ve birbirine oval köprülerle örülmüş rüya bir şehirde..
Oymalı korkuluklardan enfes manzaranın tadını çıkarıyordu. Altından; şehrin derinlerine akan "Beyaz Nehir" doğuyordu.

Kan ve paranın buralarda hüküm geçiremediği, ay elflerinin şehri Parıltı Düşü..
Gökyüzü burada gri tonlarında seyreder, uzaktan yansıyan güneşin parçalı aydınlıkları sayesinde Gümüş Meydan dahil tüm "Parıltı Düşü" şehri aydınlanırdı. Geceleri ise enfes bir karanlık sayısız yıldızın şarkısıyla bu nadir güzelliğin üstüne düşüyordu.
Ozanlar en güzel şarkılarını söyler, büyülü sessizlik efsunlu bir deverana dönüşürdü..
Burada yaşamasının sebebi buydu. İleriye, göğün yeryüzüyle kavuştuğu ufka bakmaktayken bunu daha net anladı..

Yaşadığı yer, deniz seviyesinden en az bir düzine kale yüksekte konumlanmıştı. Her ne kadar huzurlu ve bağımsız dursa da bu diyar onun beklentilerini karşılamıyor, yeryüzündeki maceralara öteden beri derin bir açlık çekiyordu. Bugün de o açlığın yatıştırılacağı günlerden biriydi. Ekipmanlarını toparlamış enfes kılıcını ve gürzünü sıkıca kuşanmış, kalkanı ve diğer takımları özenle çantasına yerleştirmişti. Yakınlarına yine bir maceraya çıktığını haber edip Mermer Salon'dan ayrılmıştı. Göğün yansımaları içinde gözüne bir kovalamaca takıldı. Bir grup Hava Bölüğü genç bir ejderi kovalıyordu. Mavi derili ejder, yılan kıvraklığıyla kaçıyor.. etrafındaki griffinleri kuyruğundaki topuzla afallatıyor, nefesiyle donduruyordu!
Öyle heyecanlı bir kovalamacaydı ki! Bu ancak görülmeliydi..

Gümüş Meydan; şehrin en kalabalık noktası olmasına rağmen iki düzine elf ancak vardı ve çoğu olayla ilgilenmedi. Ejderin üstüne uçan bronz mızraklar, henüz ince sayılan pulları geçemedi. Ejder, gençliğinin ona bahşettiği ateşi çılgınlar gibi kullanıyor yaptığı manevralarla, onu takip eden usta binicileri çileden çıkarıyordu. Fakat ay elfleri çok sabırlı ve sağ duyululardı. Nihayet ejder, amansız hava bölüğünün saldırılarından usanıp rotasını değiştirdi.
Gözden kaybolana dek onu izledi. Peşinde çılgınca ciyaklayan Hava Bölüğü ile göğü yırtan bir ejderi seyre dalmak.. Zincire vurulamayacak bir şey vardıysa bu şüphesiz bir ejderdi..

"Zincirlenemez! Esaret tanımaz!" Ejderin gözlerindeki ateş, şimşek gibi zihninde çaktı! Korkuluklara sıkı sıkıya tutunması gerekti.. Ejder; civarda daireler çizse de şehre yaklaşmaya cesaret edemezdi.
Neden mi? Nedeni açıktı.. Şüphesiz şehrin savunma ağını da oluşturan;
Ja Ul'rum vardı.
Kudretli büyücü...
O delici bakışları bir keresinde kendisi üzerinde bulmuştu. O ne yakıcı bir andı..
"Başka şey düşünmeli.." diye geçirdi, gözleri göklerde dolaştı.

Parıltı Düşü ay elfleri, geleneksel yaşayan sakin ırklardı. Büyü sanatının incelikleri üstünde çalışır fakat bunu nadiren kullanırlardı. Binicilik sanatı üstünde de yıllarını harcamış ve nihayetinde bu konuda ustalaşmışlardı.. Bulutlar Diyarı'nın yerlilerinden sayılan Gnome ırkının ulaşım araçlarından biri öteden geçiyordu.. Sistemi ve idaresi gnome mühendislere ait olan Kanatlı gemiler (Broose'lar) de aktif şekilde kullanılmaktaydı. "İşte bir diğeri" diyerek omuz silkti..

Esnedi. "Şimdi biraz hareketlenme zamanı" diye mırıldandı. Parıltı Düşü semalarında süzülen yaratıkların bir tanesi de kendisine aitti. Yürümeye başladığı sırada kadim dostu en yakındaki "Blok" üstüne iniş yaptı.
"Şimdi, uçma zamanı kadim dostum!" derken yüzünde büyük bir gülümseme oluştu..

Devasa yaratığın sırtındaki binici koltuğuna kuruldu.
Gümüş zincir dizginleri kavradı ve göğü yaran bir nara ile yaratığı havalandırdı..

Karanlığın tahtını titretmeye!

Çevrimdışı milenya

  • **
  • 260
  • Rom: 6
  • Belki de Tanrı bize inanmıyor!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kül Prensi
« Yanıtla #1 : 15 Eylül 2016, 14:29:07 »
 Öncelikle eline sağlık, biraz sert bulabilirsin eleştirimi lakin öykün yazım olarak hiç de iyi değildi. Konusuna yorum yapamayacağım bu bir giriş lakin bana biraz klişe geldi. Farklı bir şey göremedim giriş kısmında en azından. Eğer okumadığım bir kitabın hayran öyküsü ise yaratıcılık üzerine olan fikrimi geri alıyorum.
 
 Ne zamandır yapmadığım bir şekilde imla ve yazım hatalarına değineceğim. Normalde sizin bunu bir kaç kez gözden geçirmenizi tavsiye ederdim ama değinmemek için kendimi tutmak istemedim.

 
Alıntı
...rüya bir şehirde.. Oymalı....... çıkarıyordu.
Bir noktayı unutmuşsunuz demek geldi içimden ama alakası yok bahsedeceğimle. '...rüya bir şehirdeydi.' demeniz ikinci cümlenin sonunda yaşadığım tuhaflığı halledecektir. Ben sadece bu iki cümle için söyledim ama bunu başka yerlerde de gözlemledim. (Bu çoğu yerde yapılmış ama sadece bazı yerlerde dilde burukluk bırakıyordu.)

 Noktayı unutma konusuna da değineyim -bir yer hariç- hep yapılmış, ".." bu bildiğim kadarıyla var olmayan bir noktalama başka bir noktalamanın eksik hali ki o da şu: "..."

 Paragraf boşluğunu iki 'enter' ile mi tek 'enter' tuşuyla mı yapmaya karar veremediniz mi yoksa bize hiç bilmediğimiz yazım oyunları mı sundunuz. Şimdi iki boşluk bırakılmaz demiyorum pek çok romanda karşılaşırım lakin bunun belli başlı kullanıldığı yerler vardır. Hatta bazı yazarlar o çift boşluk yerine "***" gibi ifadeler koyarlar. Sizin yaptığınız tamamen kararsızlık.

 Büyük harf kullanımının lüzumsuz olduğu yerde kullanılması ve gereken yerde kullanılmamasını gördüm. Sırasıyla, 'Kanatlı gemiler' ve 'ay elfleri'.

 Hikayenin yazımına değil kurgusuna yorum yapmak isterdim ki zaten bunu yapmaya çalışıyorum son zamanlarda fakat o kadar çok hata gözüme çarptı ki editörlük kısmını kendime addettim. Kitapları okurken size önerim yüzeysel değil daha irdeleyici okuyun. Eğer bir yazar adayı ya da amatör yazar olarak bir şeyler yapacaksanız bu tavsiyeyi kulak ardı etmeyin.
 
 Bu forumda ve yapılan tatlı-acı yorumlarla hatalarınızı bulup, onları düzeltin. Bunun anlamı yılmadan yazın ve paylaşın zaten amaç da bu. Yalan söylemeyeyim, genelde iyi ya da kötü olsun öykü parçalar halinde paylaşılınca devamını okuma da sıkıntı çekiyorum, üşeniyorum ya da başka öykülere dikkatim kayıyor o yüzden size yazacağınız diğer öyküler için önerim, tekrar tekrar okuyun ve mümkün mertebe kendi editörlüğünüzü yapabilin.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı Lathander

  • *
  • 13
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kül Prensi
« Yanıtla #2 : 16 Eylül 2016, 12:18:51 »
Öncelikle eline sağlık, biraz sert bulabilirsin eleştirimi lakin öykün yazım olarak hiç de iyi değildi. Konusuna yorum yapamayacağım bu bir giriş lakin bana biraz klişe geldi. Farklı bir şey göremedim giriş kısmında en azından. Eğer okumadığım bir kitabın hayran öyküsü ise yaratıcılık üzerine olan fikrimi geri alıyorum.
 
 Bu forumda ve yapılan tatlı-acı yorumlarla hatalarınızı bulup, onları düzeltin. Bunun anlamı yılmadan yazın ve paylaşın zaten amaç da bu. Yalan söylemeyeyim, genelde iyi ya da kötü olsun öykü parçalar halinde paylaşılınca devamını okuma da sıkıntı çekiyorum, üşeniyorum ya da başka öykülere dikkatim kayıyor o yüzden size yazacağınız diğer öyküler için önerim, tekrar tekrar okuyun ve mümkün mertebe kendi editörlüğünüzü yapabilin.


Selam,

Kendinizde olanları ortaya dökmeniz çok güzel. Sert falan da bulmam atış serbest :)
Aslında yazımla ilgili uyarıya gerek olmasa da, kısaca izah edelim havada kalmasın. Bahsi geçen bi kaç detayın atlandığının ben de farkındayım.

Hikayelerimi hazırladığım 'Text Editor' programı bana bu yukarıda saydığınız detayların pek çoğunu gösteriyor. Yani nokta eksik, girişte boşluk yok gibi kıymıklardan bahsediyorum. Buna rağmen mi düzeltmiyorsun yani?
Evet. Son zamanlarda bazı detayları buna rağmen düzeltmiyorum.

Kelimelerin asılları ve bütünde anlam bozulmadığı sürece çok da gerekli olmadığına karar verdim.
Öyküleri yaşıyorum. Klişe gelmesi normal. Oraya hiç gidemediniz ki..

Eski bir denizci sözü:
"Denizin derinliği hakkında hüküm verme."

Lathander'in ışığı üzerinize olsun.  :D

Karanlığın tahtını titretmeye!