GirişTürkiye'de ortalama kitap okuma oranlarını ve bu konuda yapılmış araştırmaları merak ettiğim için, bu konuyu bir araştırayım dedim. Öncelikle, Türkçe araştırma yapınca çok büyük bir bilgi kirliliği ortaya çıktığını söylemeliyim. Pek çok haber sitesi, benzer bilgiler sunmakta fakat kaynak belirtmemekteler.
AraştırmaÖrneğin, devletin haber kaynağı TRT'den alıntı yapacak olursam "Avrupa'da yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece on binde bir." (
1) [Sayıların üstüne tıklayarak, kaynaklara ulaşabilirsiniz]. Kitap okuma oranı denildiğinde neyin kastedildiği anlatılmıyor. Konuyla ilgili, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden bir akademisyenle yaptıkları görüşmede "Türkiye'de on binde bir kişi kitap okuyor yılda," şeklinde bir demeç alıyorlar.
Yanlış anlaşılmasın, TRT kaynak belirtiyor ve "UNESCO'nun yaptığı bir araştırmaya göre" diyor fakat bahsi geçen araştırma hakkında herhangi bir link yok. UNESCO'nun kendi sitesine girilip (
2), Türkiye'nin profiline bakıldığında ise sadece okur-yazarlık oranı hakkında istatistikler çıkıyor bu konuda. Yine UIS'te (UNESCO Institute for Statistics; UNESCO İstatistik Enstitüsü) Türkiye'nin profiline bakıldığında, eğitim hakkında hakkında kapsamlı istatistikler çıksa da, okuma konusunda sadece okur-yazarlık oranı var (
3).
UNESCO kaynaklı diğer istatistikler de farklı değil. Yetişkinler, Gençler ve Okur-Yazarlık adlı kapsamlı ve 1985-2015 arasını kapsayan UNESCO araştırmasına bakıldığında (
4), yine sadece okur-yazarlık hakkında bilgiler var. O zaman, bu %0.01 oranı nereden geliyor?
Bu sorunun cevabını vermeden önce, başka bir konu olan DESAM'ın (Demokrat Eğitimciler Sendikası Araştırma Merkezi) yaptığı bir araştırmadan bahsedelim. DES'in (Demokrat Eğitimciler Sendikası) kendi sitesinde verdiği habere göre (
5), "Türkiye'de okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. AB ülkelerinde yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece yüzde 0,01." Burada da, UNESCO araştırmasının kullanıldığı söyleniyor fakat bir sorun var. Daha kendi yaptıkları araştırmayı bile vermiyorlar ve internette hiç bir yerde DESAM'ın bu sonuçları bulunmuyor. Diğer haber siteleri de bu araştırmanın sonuçlarından bahsediyor fakat araştırmanın kendisini gören yok. DES'in kendi parçası olan DESAM'ın sonuçlarını yayımlamaması ve "bu araştırmaya dayalı sayıların" her yerde uçuşması bir yana, bu araştırmanın kendisini de hiç bir yerde göremiyoruz. Yani, araştırmanın doğruluğu kontrol edilemiyor.
Bu durum, ya bir misinformasyon ya da bir dezenformasyon durumudur ve en hafif tabirle, kanıtla düşünmeyi bilmeme mantığının sonucudur. Zira, DESAM'ın araştırmasının sözde sonuçları internetin dört bir yanına yayılmış durumda. Google'da "Desam Okuma Alışkanlığı" diye (çünkü araştırmanın adı bu) diye bir arama yapılınca (
6), ABHaber, Milliyet, Memurlar.net, Radikal, Haberler.com gibi pek çok sitede bu sonuçların yayıldığı görülüyor ve yaygın bir başlık var; Türk Halkı 10 Yılda 1 Kitap Okuyor.
%0.01'e dönersek, Yeni Şafak'ın bir haberi bu konuda, diğerlerine göre -ilk başta- daha aydınlatıcı geliyor (7). Doğrudan aktarıyorum; 2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Türkiye Okuma Kültürü Haritası"ndaki sonuçlara göre, Türkiye'de nüfusun %30'u okuma yazma bilmezken, düzenli kitap okuyanların oranı ise %0.01. Bu oranın değişmesi için eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları özel projelerle halkı bilinçlendirmeye çağırıyor.
Bu haberi okuyunca, %0.01 oranının nereden çıktığı daha anlaşılır hale geliyor fakat burada da bazı sıkıntılar var. Öncelikle Türkiye'deki nüfusun %30'unun okuma-yazma bilmediği iddia ediliyor ki, bu UNESCO verileriyle uyuşmuyor. UNESCO'nun veriler göre bu oran %95 civarında seyrediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yayınladığı Türkiye Okuma Kültürü Haritası'na (
7) baktığımızda daha güvenilir veriler çıkıyor karşımıza.
Yukarıda verilen link dışında, bir de bu çalışmanın raporu var (
8). Belli sebeplerden dolayı bu raporu baz alarak konuşmak daha kolay çünkü ilk linkteki veriler kimi açılardan yararlı olsa da, başka açılardan şaşırtıcı derecede eksikler ve seçilen anlatım biçimi yüzünden, anlaşılmaları daha zor. Rapordan devam edecek olursak, Türkiye nüfusunun %31'inin hiç kitap okumadığı görülüyor. Yani, Yeni Şafak'ın haberinde iddia edildiği gibi okuma-yazma bilmiyor değiller fakat kitap okumuyorlar. İkinci bir durum ise Türkiye'deki kitap okuma ortalaması. Verilere göre, Türkiye'deki bir kişi yılda ortalama 7.2 kitap okuyor. Diğer bir durum, Türkiye'deki her 4 kişiden sadece 1'inin kitap okuma alışkanlığının olması (ayda bir kitaptan daha fazla okuma).
Bu veriler bize daha sağlıklı bir bakış açısı kazandırıyor. Aynı zamanda başka açıklamalarla da uyumlu. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu'nun dediğine göre, 2014 yılında Türkiye'de 561 milyon kitap basılmış ve bu kişi başına 7,3 kitaba denk geliyor (
9). Bakanlığın araştırması 2011 yılında yapılmış olsa da, aşağı yukarı benzer sayılardan bahsediliyor. Ancak, 9 numaralı linkteki haberde Zeynioğlu'nun iddia ettiğinin aksine, Türkiye dünyanın en çok kitap okuyan on birinci ülkesi değil.
Öncelikle, ülkeye göre yıllık ortalama okunan kitap sayısı konusunda güvenilir istatistikler ortalıkta yok. Bunun yerine, kitap okumaya ayrılan ortalama zaman hakkında var. NOP Dünya Kültürü Skor İndeksi'ne göre (
10), Türkiye okumaya ayırdığı zamanda, haftada ortalama 5.9 saat ile dünya sıralamasında yirminci.
Yine aynı indekse göre öğreniyoruz ki, haftada televizyona ayrılan zamanda, Türkiye ortalama 20.2 saat ile dünya dördüncüsü. Bu sonuç, Kültür Bakanlığı çalışmasındaki raporla da uyumlu; Boş zamanlarda en çok TV izlenmektedir (% 23.7).
Tartışma- Kültür Bakanlığının yaptığı çalışma en güvenilir verileri sağlıyor fakat tek başına yetersiz. Daha fazla çalışma gerekli. Ek olarak, örneklem düzeyinin sadece 26 ilden seçilmesi fakat il il harita çıkarılması, seçilen yöntemin kimi açılardan yetersiz kaldığını gösteriyor.
- UNESCO'nun yaptığı bahsedilen çalışmanın ne olduğu konusunda, UNESCO'nun kendi veritabanı da dahil, ortada bir bilgi yok. Dolayısıyla, bahsedilen %0.01 oranının nereden ortaya çıktığı da bilinmiyor. Türk basını tarafında çok büyük bir yanlış anlaşılma veya dezenformasyon olabilir. Aynı zamanda DESAM'ın sözde istatistikleri, çalışmanın kendisi gösterilmediği için, güvenilmez. Bu iki haberin yayılması ise, basının güvenilir bilgi dağıtımı açısından aşırı derecede yetersiz kaldığını gösteriyor.
- Farklı kaynaklar, Türkiye'de ortalama 7 civarı kitap okunduğunu gösteriyor fakat düzenli kitap okuyanlar çok az (%25 civarı). Bunun gösterdiği şey, düzenli okuyanların ortalamayı yukarı çekmesi ve aslında ortalama bir Türk'ün, senede 7'den daha az kitap okuduğu. %31'lik bir kesimin hiç kitap okumadığı düşünülürse, bu oran 7'den çok daha aşağılara düşüyor. Ancak, %0.01'e düşmesi imkansız. Aynı zamanda, sadece %0.01'lik bir oranın düzenli kitap okuduğu bilgisi de yanlış.
Sıralayacak olursak;
> Yılda 12'den fazla kitap okuyan kişi oranı; %25
> Yılda hiç kitap okumayan kişi oranı; %31
> Bu ikisi arasında kalanlar; %44
- Türkiye dünya sıralamasında nerede bulunduğu konusunda (20.) bir tek NOP var. Bir fikir verse de, verilerin çapraz karşılaştırılması yapılabileceği başka bir veri grubu olmadığı için, şüphe payı bırakmak en sağlıklı yaklaşım olacaktır.
- Son olarak, televizyona kitap okumaktan çok daha fazla zaman ayrılıyor.