Başlangıcın Sonu Yoktur
23 Eylül günü Deraxion şehrinde şafak söküyordu.Ortalık sakindi.Taşra halkı daha uyanmamıştı.Sokağın kenarındaki dökük kulübelerin birinden dışarı sızan iniltiler dışında hiçbir ses işitilmiyordu.İnce cılız bir ses zayıf ama tutkulu bir şekilde fısıldadı;
-Korkma!Yakalamayacak.Kurtulacaksın ve sıradan bir insan olacaksın sevgilim.Sevgimiz onu yenecek.Bir daha sürülmemize izin vermeyeceğim.
Genç adam ayağa kalktı. Cübbesinin içinden bir cisim çıkarttı ve onu havaya fırlattı.Rutubetli odanın tavanında bir yüz belirdi.Parlak,capcanlı görüntüler genç adamın yüzüne yansıyor, görüntüler pencerede gün ışıklarıyla dans edip akıl almaz ışık oyunları oluşturuyordu.Yere uzanmış olan kızıl saçlı kadın adamın elini tuttu;
-Bırakmıyor.Sürekli beni zorluyor.Korkarım dayanamayacağım.Eğer zihnimdekileri öğrenirse onun peşine düşecek Crist!
Kadın haklıydı.Daha fazla dayanamazdı.Aylardır bu acıyı çekiyor her gece uyandığında olan her şeyi unutmayı diliyordu.Ama büyü acımasızdı.Büyü güçlüydü onlar ise parçalanmışlardı.
***
Yrie parmak uçlarına basarak kapıyı açtı.Daylie uyuyordu.En sevdiği sweatshirt’ünü üzerine geçirdi çantasına Vaat’i yerleştirdiği gibi odayı terk etti.Önceki gün Daylie’ye piknik yapmak için hazırlattığı paketi de çantasına attı.Ona vaat edileni arama zamanı gelmişti.Söylenilen buydu.
Bundan birkaç yıl önce yaşlı bir kadın kolundaki ize bakıp ona şunları söylemişti;
-16 yaşına geldiğinde
Sana vaat edileni arama vaktin de gelecek.
Geçmiş kaçınılmaz olacak
İzleri gördüğünde.
Vakit’i bekle
Ay parlayarak laneti söyleyecek
Sen işitmeyeceksin kimse işitmeyecek
Ama zihnin duyar senin duymadıklarını
Anlayacaksın o zaman dediğimi
Geçmiş’e gideceksin.
Kutsal İz’leri takip ederek
Sana vaat edilen bu
3 yardımcıyla karşılaşacaksın bu yolda
Ama yalnızsın Geçmiş’in yolunda
Yaşlı kadının sözlerin ihtiyacın olduğunda
Sayılara dokunabilirsin
Sözler kulaklarında çınlayacak.
Ancak unutma sayıları
Sadece iki defa kullanabilirsin
Sayıları sana Mavi Köpek verecek
Vakit’i bekle sabırsızlanma
Ama o geldiğinde sakın geç kalmış olma.
Başlangıcın sonu yoktur.
Bu sözler onu çok etkilemişti.Defalarca bahsettiği şeyleri aramıştı ama her şey normaldi her sıradandı ta ki doğum günü gecesine kadar...
Lanetin ve büyünün 16. Yıldönümüne kadar…
**
Gök gürlüyordu, dışarıda ise bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Yrie, garip bir dürtü ile uyandı.Çok rahatsız olmuştu.O sırada yaşlı kadının sözleri aklına geldi.Vakit!Evet,vakit gelmiş olabilirdi.Ama ne yapacağını bilmiyordu işte.
O sırada gözüne odasının köşesinde duran bir sandık ilişti.Anne ve babasından kalan eşyaları bu sandıkta saklıyordu.Gözleri doldu.
Sözleri bir kez daha aklından geçirdi;
-16 yaşına geldiğinde
-Sana vaat edileni arama vaktin de gelecek…
16..Vaat..Evet!Buydu işte.Annesi ona on altıncı yaş gününde açması için bir paket vermişti.Paketin üzerinde silik harflerle “Vaat” yazıyordu.Yaşlı kadının bahsettiği vaat bu olmalıydı.Paketi yırtıp açtı içinden kalın bir kitap çıktı.Kitabın ilk sayfasında şu sözler yazılıydı;
Yrie,
Geçmiş’ine giden yoldaki ilk testi geçmek üzeresin.Bu kitap sana her zaman yardımcı olacak.Olanlar benim suçum değildi bunu sakın unutma.Başlangıcın sonu yoktur Yrie.Seni seviyorum.
Annen
Yrie sayfaları çevirmek istiyordu ancak bunu başaramadı.Demek ki çözmesi gereken bir şeyler daha vardı.Sözleri tekrarladı;
Geçmiş kaçınılmaz olacak
İzleri gördüğünde.
Vakit’i bekle
Ay parlayarak laneti söyleyecek
Vakit…Ay…Üzerine ceketini giyinip bahçeye çıktı.Yağmur dinmek bilmez bir şekilde yağmaya devam ediyordu.Köpeği kulübesinde uyuyordu.Belki kadının “mavi köpek” dediği oydu.Ama köpeğinin tüyleri mavi değildi,o sıradan bir labrador’du.Dikkatini sözlere yoğunlaştırdı.İzler..İzin ne anlama geldiğini bilmiyordu.Ama yaşlı kadın,sandık,köpeği…Hepsi birer iz olmalıydılar.Ay laneti söyleyecek…Küçükken Daylie ona peri masalları okurdu.Çoğu masalda Ay küçük çocuklarla konuşurdu.Ama bunlar masaldan başka bir şey değildi.Yrie, dalıp gitmişken gök gürledi.Biraz daha dışarıda kalırsa üşütecekti.Eve doğru ilerlerken birden ürktü.Gökyüzüne baktı.Karanlıkta Dolunay parlıyor,gecenin bütün ihtişamını sergiliyordu. Ay…Gözlerini Ay’a dikti bütün dikkatini onun üzerinde topladı ancak rüzgarın uğultusundan başka bir ses duymadı;
Sen işitmeyeceksin kimse işitmeyecek
Ama zihnin duyar senin duymadıklarını…
Kapıyı açmak için doğrulmuştu ki zihninin içinde bir ses yankılandı:
Yrie.
Telepatik bir iletişimdi bu.Çok tatlı bir sesti…Yrie sustu Ay’ın sesini dinledi.Ay,ona şarkı söylüyor,şarkısında bir masal anlatıyordu;İki umutsuz aşığın masalını:
…Ve sonra kıza doğruldu genç
Sen farklısın ama sevgilimiz aynı
Gök gürledi,şimşekler çaktı
Eski yaşamını,ya da beni seç
Kız bir seçim yapmalıydı
Ürkütücüydü büyü
Çok tatlıydı genç
Elini tuttu
Gözlerini kapattı
İşte o zaman lanet haykırdı
Ay haklıydı kız kopamazdı
Büyüden
Kız onu reddetti büyü intikam almalıydı
Tek savunması ise aşktı.
Ay’ın sesi giderek iniltiye dönüşüyordu.Yrie,kendini onun dinlediklerine kaptırdı.Gözlerini kapadı.Ay söylemeye devam etti;
-Büyüden uzakta
Sahte sevgi ve yalanlarla dolu bir yuvada
Bir çocukları oldu, sevimli
Ağzı babasına benziyordu
Annesine gözleri
Ama büyü açtı
Onu istiyordu
Annesine büyük bir ceza verdi
Çocuğu terk edecekti
Pes ettiğinde ise
Büyü çocuğu kıskıvrak yakalayacak…
Çok geç artık dönmek için
Başlangıcın sonu olmayacak.
Yrie, bundan sonrasını duyamadı.Çok yorgundu uykuya yenik düştü.
Daylie onu bahçede uyurken gördüğünde çok sinirlendi. Ama Yrie’nin yapması gereken birçok şey vardı kahvaltısını yapıp odasına çekildi.
Anlayacaksın o zaman dediğimi
Geçmiş’e gideceksin.
Kutsal İz’ler takip ederek
Sana vaat edilen bu
3 yardımcıyla karşılaşacaksın bu yolda…
Yrie bahsedilen 3 yardımcının kimler olduğunu bilmiyordu.Hiç arkadaşı olmamıştı.O sırada Daylie’nin sesini duydu.Yanlarındaki boş eve yeni birileri taşınıyor olmalıydı.Daylie onun yeni komşularıyla tanışmasını istiyordu.Umursamadan yatağına uzandı.O, anda aklına bir fikir geldi.İzler’i takip etmeliydi.Yanlarındaki villanın ismi Geçmiş idi.Bir villaya isim vermek saçma bir şey olabilirdi ama eski komşuları hiç de öyle düşünmüyordu.Villasına bayılıyordu ama apar topar bir seyahate çıkar gibi evi terk etmişti.
Dışarıya çıktı.Yeni gelen çocuklara doğru yöneldi.Biri kız,diğeri erkek;iki kardeşlerdi bunlar.Kız olan çok kendini beğenmiş gözüküyor,bahçedeki bitkilerin isimlerini ezbere sayıp duruyordu.Beyaz tenliydi ve uzun sarı saçları buklelerle sona eriyordu.Perçemlerinin altındaki iki mavi gözse oldukça güzel sayılabilirdi.
Erkek olansa kumral,yeşil gözlüydü.Yrie sırıttı.”İlk 2 yardımcı bunlar olacaksa ” diye düşündü.Erkek olan ona doğru yaklaşıp elini uzattı:
-Merhaba. Biz –e sanırım- yeni komşularınızız. Ben Cety.Yani ismim Cetoline.Ama genelde Cety derler.15 yaşındayım.Bu da kız kardeşim Enita.O da 16 yaşında.
Çocuk biraz panikleyerek konuşmuştu.Yrie gülümseyerek çocuğun elini sıktı:
-Merak etme uzaylı değilim.
Çocukları birkaç gün sonra için eve kakao içmeye davet etti.Hoşnut olmasa da onlar kendisine yardım edecekti-izler böyle söylüyordu.-Bu yüzden de bir şeyleri açıklaması gerekliydi.
Çocuklarla odasına girdikten sonra kapıyı ardından kapattı ve yardımcılarına bir göz attı.Cety,bir pufun üzerinde oturmuş Yrie’nin dergilerini karıştırıyor,Enita ise etrafı inceliyordu.
-Hey Yrie,bu biblo çok şirin,diye bağırdı Enita elinde gülünç bir köpek biblosunu sallayarak.
Yrie, muzipçe gülümsedi.Sonra olanları en başından anlatmaya başladı.
**
-Vay canına!İnanılmaz bir şey bu Yrie.Bahse girerim şarkıdaki aşıklar senin annen ve babandı!
Diye bağırdı Enita.Diğerlerinin onu susturmasıyla somurtarak yere oturdu.
-Peki şimdi ne yapacağız Yrie.Yani demek istiyorum ki izleri bu şekilde bulmamız çok zor.Biraz gerçekçi olalım.Geçmiş’in Yolu’na nasıl gideceksin ?
-Bilmiyorum, diye omuz silkti Yrie.Anne ve babası çok yoğun olduklarından onu ve ablasını Jounly’de bırakmışlardı.Yrie o zaman küçük olduğu için anne ve babasının bir yolculuğa çıktığını zannetmişti.Aniden Enita’nın “Buldum” diye bağırmasıyla irkildi.
-Yrie, buldum!Perşembe gecesi gece dolunay var.Ay’la tekrar konuşabilirsin ve belki Ay bizimle konuşmayı da kabul eder.
Enita,haklıydı Perşembe günü Dolunay vardı.Ama çözmeleri gereken bazı sözler daha vardı.
**
Bütün öğleden sonrayı sözleri çözmeye çalışarak geçirdiler.
Perşembe sabahı Yrie Vaat’i eline aldı.Kitabın ilk sayfası hafif kıvrılmıştı.Gülümsedi.Eğer bu akşam bir bilmeceyi çözebilirlerse sayfa açılacaktı.Ortada çözülmesi gereken çok fazla şey vardı-buna tatil için ödev verilmiş olan gramer alıştırmaları da dahildi.Yine de Yrie pes etmemeye kararlıydı.
Enita gülücükler saçarak içeriye girdi:
-Kapıyı çalmadığım için özür dilerim.Ama bugün hiçbir işimiz yok.Kasabada bir tura ne dersin?
Yrie,çocukların yeni taşındıklarını unutmuştu.Bunu seve seve kabul edeceğini söyledi.Sırt çantalarına bir-iki sandviç,bir gofret koyup evden ayrıldılar.Öğlen yemeğine gecikir de acıkırlarsa doğru düzgün bir şeyler yiyebilecek bir yer bulmak vakitlerini alabilirdi.
Evden iyice uzaklaştıkları zaman hafif bir çisentiyle serpilen yağmur Yrie’nin içten içe küfretmesine yeterli olmuştu.Kuru bir yer ararken karşıdan yağmura hiç aldırmamış gibi görünen kıpkırmızı şemsiyesinin altında etrafa gülücükler saçan bir kızla karşılaştılar:
-Ne kadar da havalı bir şey o öyle!
Diye burun kıvırdı Enita yanında kıza hayran hayran bakan Cety ve Yrie’ye rağmen…
-Umarım şemsiyesinde bize de yer verir.
Diyerek kıza yaklaştı Cety arkasında suratı kıpkırmızı olan Enita’ya aldırmadan.
**
Yakınlardaki bir kafede oturmuş, kızın anlattıklarını dinliyorlardı:
-Ama Cety ve Enita ben anlatmadan önce hiçbir şey bilmiyorlardı. Sen nasıl biliyor olabilirsin ?
Sevimli kız gülümsedi.Esmer teni üzerine dökülen siyah,düz perçemlerini geriye itti.
-Yrie.Herşeyi biliyorum çünkü benim anne babam da birer karabüyücü idi.
Hepsi yeni kıza bakakalmıştı. Esen rüzgâr ve kafenin camına vuran tabelanın dışında hiçbir ses işitilmiyordu.
-Pekala o zaman bu gece hep beraber Yrie’lerin bahçesinde kamp kuruyoruz diye göz kırptı Enita.”
“Bu arada adın neydi ?”
-Ha… Adım Bertica diyerek gülümsemesine devam etti kız.
**
Yrie,şimdi olanları gözden geçirmişti de aslında bütün bunlar iki hafta içinde olmuştu.”Çok garip” diye düşündü.Çantasını sırtlayıp bahçeye çıktı.Tam kapıyı açıyordu ki birisinin kolunu tutması ile irkildi.Çığlık atmaya yeltendi ama siluet ağzını kapattı.
-Korkma Yrie beni. Diye fısıldadı Cety’nin sesi.Açık kalan pencereden içeri sızmıştı.
Yrie Cety’nin karnına bir yumruk atıp dışarıya doğru çekti.Diğerleri de oradaydılar.Aslında hepsi Ay’ın yeni şarkıyı Yrie dışındakilere de iletmesini istiyordu.Ama ne yapacaklarını bilmiyorlardı.Gece yarısı bulutların arkasında bütün asaletiyle Ay belirdi.Sanki onları sabırsızlandırmak istiyormuş gibi bulutların arasına bir girip bir çıkıyordu.Yrie elinde Vaat’i Ay’a doğrultmuştu.Eğer o sırada normal bir insan orada olsaydı inanılmaz bir görüntü olduğunu söylerdi.Gerçekten de öyleydi.Hepsi büyülenmiş gibi Ay’a bakıyordu.Terlemiş avuçlarının arasından Vaat’in kayıp gittiğini hissettiği sırada Ay’ın o eşsiz sesini duydu.
“Bir adam vardı maskeli
Sıradan bir adamdı ama aslında gerçekler perdeli
Gitti gelmeyecek bir daha duyguları geri
Bedenini paylaşmıştı büyü ile.
Yrie diğerlerinin yüzüne baktı.Hepsi duyuyordu Ay’ı.Evet!Ay hepsini kabul etmişti.
Bir ordu kurdu
Küçük bir topluluk
Ayrılanlardı onlar ilkelerden
Kopuktu geçmişleri, şimdi ki düşüncelerden
Büyünün Asası dendi onlara
Kara büyünün Ustaları Koydular isimlerini ama
İsimle tarif edilemeyecek kadar büyüktü güçleri
İntikam almak istiyordu hepsi
Saldırdılar ayrıldıklarına
Lanetlediler ve lanetlendiler
Adam yemin etti biri terk ederse onları
Yapacakları olacaktı bir katliam.
Emin ol Yrie,bu çok acı bir intikam!
Ay,sustu.Yine çok tatlı,masum yerine geri döndü.
-Şimdi ne yapacağız bilen var mı?
**
Asıllarından ayrılmış,kendilerini karabüyüye kaptırmış kişilerdi…Aslında hepsinin orada olma sebebi intikam almak…Bu uğurda benliklerini yok etmek zorunda kalsalar bile..
1-İsyan edin!
Yrie’nin ve Bertica’nın anneleri aslında birer büyücü idi.Büyücüler bambaşka bir boyutta yaşıyorlardı.Yaşantıları masallardaki gibi kolay değildi.Çünkü görevleri lanetlenmiş iblislerden(vampirler,karabüyücüler..) insanları korumaktı.Yaşam zaten giderek güçleşmişken bir takım büyücünün isyan etmesi onları zayıflatmıştı.Giderek büyüyen bu isyan sonucu büyücüler ihanet etti ve karabüyücü olmaya karar verdiler.Onları ayaklandıran kişi Mristiana’ydı.Yaşadıkları boyuta maskeli bir adam kılığında gelmişti.Çünkü karabüyücülerin gözbebekleri yoktu!
İsyan eden büyücüler boyuttan kovuldular.Bir topluluk oluşturdular ve başlarına Mristiana’yı seçtiler.Bir süre sonra karabüyücüler Mristiana’nın onları yok etmek için gelen kara bir ruh olduğu sezdiler ve karabüyücülerden ayrıldılar.Mristiana onlara korkunç bir lanet yaptı hiçbiri başlarına geleceklerden haberdar değildi.
Terkettikleri boyuta bir daha kabul edilmediler.Üstelik bütün sihir güçleri ellerinden alınmıştı.Çırılçıplak basit bir halde Dünya’ya gönderildiler.Nitekim birçoğu sıradan bir insan gibi yaşamaya alışsa da hiçbir zaman normal olamayacakları kesindi.
Başlangıcın sonu yoktur.
Vaat burada bitiyordu.Üzerindeki sihirli oynama sayesinde sadece bir şeyleri çözebildikten sonra yeni sayfalar gelecekti.Onların yerine de başka sayfalar.Kitap sadece birkaç sayfa gibi gözükmesine rağmen aslında yüzlerce sayfaya sahipti.
Gece sona ermek üzereydi.Ve hepsi biraz uyumayı hak ediyordu.
**
Bunların üzerinden birkaç hafta geçti.Çocuklar her dolunayda ya gizlice ortadan kayboluyorlardı ya da kamp kurmak istiyorlardı.Özellikle yaz sona ererken bu kadar geç saatlere kadar dışarıda kalmaları ailelerini şüphelendirmişti.Bu yüzden Bertica anne babasına olanları anlatmak zorunda kalacaklardı.Anlatabilecekleri tek aile onlardı çünkü…
-Bu iş gereğinden fazla uzamadı mı Yrie ? dedi hırsla yeri tekmeleyen Cety. Daha aylarca her dolunayda dışarıda kalmak zorunda kalabiliriz ve yakında okullarımız başlayacak.
Cety ve Bertica civardaki bir sanat lisesine gidiyorlardı. Yrie ve Bertica’nın okullarıysa çok daha farklı yerlerdeydi.
-Biliyorum Cety.Ama dönemeyiz.Başlangıcın sonu yoktur anlıyor musun ?
Cety başını önüne eğdi.Ama o haklıydı.Kabul etmekten başka çareleri yoktu.
**
Bu olaydan iki gün sonra Bertica sevinçle yanlarına geldi.
-Ne olduğuna inanamayacaksınız.
-Birkaç hafta önce inanmayabilirdim ama bana bir karabüyücüyle tanıştığını söylesen bile inanırım, diye homurdandı Cety.
-Nereden biliyorsun?
-Neyi ?
-Bir karabüyücüyle tanıştığıma.
Cety şaşkınlıktan oturduğu koltuktan düştü.
-Nasıl oldu bu ? diye sordu merakla, Yrie.
**
Bertica konuşmasını bitirdi.
-Bende çok şaşırdım.Ama o da benim gibi.Evet!! Benim gibi.Anne ve babası karabüyücüymüş-e şey tabi bir zamanlar…
-Bilmiyorum,diye araya girdi Enita.Bana çok güvenli gelmedi.
-Bertica onunla dost olmaya çalışın.Yardımına ihtiyacımız olabilir.Ama gerekmediği sürece ona hiçbir şey açıklamayacağız. Diyerek kestirip attı Yrie.
Yrie oturduğu sandalyede huzursuzca ileri geri sallanıyordu.
-Neyin var Yrie ?
Yrie’nin odasındaki 3 genç kötü bir şeylerin olacağını sezmiş gibiydi.
-Dün gece diye söze başladı Yrie.-Dün gece –ne uyurken ne de uyanık…Bir görüntü gördüm.-Şey,annemi.Bir tehlikeden söz ediyordu.Sanırım sona yaklaştık.Karabüyünün Ustaları’nın liderleriyle karşılaşmaktan bahsediyorum.Ve bunu tek başıma ben yapacağım.Bilmiyorum çocuklar,dikkatli olmalıyız.
**
-Daha ne kadar bekleyeceğiz ?
Kopkoyu gecenin altında çocuklar sabırsızlık içinde esniyorlardı.Tam 1 saattir-evet saat 01:00 idi-Dolunay’ın çıkmasını bekliyorlardı.
-Ama şimdiye kadar çoktan konuşmuş olmalıydık.Hava bulutlu olsa bile bulutların arkasından bize seslenirdi.
Enita çaresizlikle başını salladı:
-Bence Vaat’e bakmalıyız.Bu hiç hayra alamet değil.
Enita haklıydı.Karanlıkta dört siluet sessizce içeriye süzüldü.
Yrie Vaat’i eline aldığında,kitaptan eline hafif bir sıcaklık aktığını hissetti.Tehlike!
Garip olan şey Vaat hiçbir zaman Ay’la konuşmalarından önce açılmazdı.Ama bu durum çok acil olmalıydı.
Yrie, tehlikedesiniz
Siz ve terk edilmiş karabüyücüler
Tehlike çok yakınınızda
Başlangıça iyi bakın, ustalara.
İyi olan her şey gerektiği kadar da kötüdür.
Şu ana kadar size öğretilen her şeyi kullanabilmelisiniz.
Bakın ve görün; yüzlerin arkasına
Yeni yeteneklerinizi keşfedebilmelisiniz.
Başlangıcın sonu yoktur.
-Bu da ne şimdi ?
-Bilmiyorum sözler çok uyumsuz.Sanki,aceleyle yazılmış bir not gibi. Yrie kararsız ve solgun görünüyordu.
-Hayır yeterince aceleyle yazılmamış dedi Cety ısrarlı bir ses tonuyla
-Ne demek istiyorsun sen ?
-Mesajı bir daha okuyun.Tamam bir de bu şekilde bakın.
Cety masadaki bir kağıda sözleri karaladı.
Yrie,tehlikedesiniz
Tehlike çok yakınınızda
İyi olan her şey gerektiği kadar da kötüdür.
Bakın ve görün;yüzlerin arkasına
Başlangıcın sonu yoktur.
--
Siz ve terk edilmiş karabüyücüler
Başlangıca iyi bakın,ustalara.
Şu ana kadar size öğretilen her şeyi kullanabilmelisiniz.
Yeni yeteneklerinizi keşfedebilmelisiniz.
-İki mesaj,dedi Cety bilmiş bilmiş.”İki ayrı mesaj.İç içe girmiş.Bu boyutları andırıyor.İki boyutta olan karabüyücüler gibi…”
-İki mesaj ve iki tehlike.Kaynakları aynı.Cety sen bir harikasın.
**
-Yrie bugün okul başlıyor ve sen çok uykusuz ve yorgun görünüyorsun! Diyerek feryat etti Daylie.
Hiç fark etmedim diye mırıldandı Yrie özenle hazırlanmış kahvaltı masasına isteksizce yönelerek.
- Doğum gününden beri çok değiştin.diye söze başlamıştı Daylie.
-Oh, Daylie bu harika bir gün olacak senin sayende. Diye sesini bastırabildi Yrie.
Aynı olaylar Cety ve Enita’larda da oluyordu ama daha olumsuz gelişmeler vardı ne yazık ki.
-Hayır Enita.O garip arkadaşlarınız yüzünden artık daha…
-Daha farklısınız! Anneleri de tartışmaya başlamıştı.
Çok gergin bir gün başlayacak gibiydi;her ne kadar istemeseler de…
**
-Bunun bir an önce bitmesini istiyorsunuz öyle mi ?
Bertica çok kızgındı:
-Bakın beni de bu işe siz bulaştırdınız ve bunun ne kadar ciddi olduğunun farkında değilsiniz!Bir boyut sözkonusu.Yokolmak üzere olan bir boyut.Ve de korkak,zayıf olan bizler…
Okul çıkışı planlanmış bir buluşma için Yrie’lerin terasında toplanmışlardı.
-Hiçbirimiz böyle bırakmaz istemiyoruz ama… Of, Bertica anlamalısın.
-Hayır anlamıyorum.Anlamaya da çalışmayacağım.
“Tamam çocuklar” diye onları sakinleştirmeye çalıştı Cety.Böyle tartışmalardan hoşlanmazdı.”Bunu burada bırakalım ve işimize dönelim.”
-Bertica,sen şu esrarengiz çocukla konuşmalısın.Sadece 3 kişiyiz ama tehlikeli bir durum sözkonusu.O bize yardım edebilir-
-Ve bende diye araya girdi Enita,şu iki mesaja bir göz atayım ne dersiniz?
-Çok güzel.Size bahsettiğim sözler vardı ya.Cety ve bende onları çözmeliyiz.Unuttuğumuz bir şey var mı?
-“Ah,annem fizikten geçemezsem bir tatile ihtiyacım olmayacağını düşünüyor.”diye inledi Enita.Neşeli kahkahalar gelecek tehlikenin bir sürede olsa unutulduğunu gösteriyordu.
**
Bertica İngilizce öğretmeninin anlattıklarını doğru dürüst dinleyemiyordu.Karabüyücü kız ile nasıl konuşabileceğini planlıyordu.Aniden kulağının dibinde patlayan bir çığlık ile irkildi;”Map.
Arkasında döndüğünde öğretmeni ona gülümsüyordu.