Anime ve manga ilginç bir kültür. Kültür diyorum ama bunu bir üstünlük belirtmesi gerektiğinden dolayı kullanmıyorum. Batının "comics" dediği çizgi romanları nasıl kendisi içinde bir alt-kültür ise, anime&manga da öyledir ama işin altında biraz daha fazlası vardır. Sonuçta, mangaların tarihi epey eskiye uzanıyor.
Bu tür, dıştan bakıldığında çok yabancı ve deli dolu gelir, ki kimi açılardan da öyledir. Japonların hayal gücü değişiktir ve bu kendisini, anime&manga alanında gösterir. Bulutların üstüne uygarlık kurmuş, onları taş gibi işleyen kişiler, konuşan ve size bağıran kapı kulpları vs. pek çok şey vardır. Aynı zamanda, kan ve vahşetle dolu olanları da mevcuttur. Bunların yanısıra, felsefi derinliğe sahip yapımlar da vardır. Örneğin, bütün vahşetine rağmen, Berserk gibi. Ghost in the Shell de, çok güzel bir örnektir buna. Live action dediğimiz, klasik anlamıyla bildiğimiz filmlerin aksine, bu alanda efektleri oluşturmak daha kolaydır fakat anime üretiminin ucuz olduğu zannedilmesin. Milyonlarca dolar yatırılan animeler var. Bu sebeple de, endüstrinin büyük bir sorunu var çünkü arz-talep gereği, izlenen ve ürünleri satılan seriler yapmak gerekiyor. Pek çok manga vardır ama bunların animeye aktarılanları daha azdır. Mangalar da bu arz-talebe tabii olsa da, anime endüstrisinde baskı çok daha yoğundur.
Şöyle açıklayayım. Bir anime stüdyosunun sahibisiniz ve orijinal işler yapmak istiyorsunuz ama her sanat alanında olduğu gibi, bunlar fazla para getirmiyor. Para getirenler ne? Animenin ürünlerini sattıran seriler; figüranlar, çantalar, kalemler vb. (merchandise denilen şey) ürünleri sattıracak seriler çünkü asıl gelir kaynağı burası. Peki, o zaman ne tarz animeler yapmalısınız? Daha basit ve daha sığ şeyler. Animelere uzak birisine, bu, dışarıdan yine de çok orijinal fikirler gibi gelebilir ama bu alt-kültürün içinde, öyle değildir. Örneğin, tamamen atıyorum, yemek yapmanın ölüm kalım meselesi olduğu ve yaptığı yemeklerle, dünyayı spagetti canavarından kurtaracak bir gencin hikayesini yazarsınız. Bunu, "gizli" bir yöntem ile yapmaktadır. Kulağa farklı geliyor, değil mi? Anime endüstrisi içinde o kadar da farklı değildir bu tarz bir senaryo. Peki bu senaryoyu satmak için ne yaparsınız? Çözümü basit. Sığ, stereotiplerden oluşan karakterler yaratırsınız ve onları seksüelize ederek, figüranlarını satarsınız. Zira, Japoncada otaku denilen, İngilizcesi nerd, Türkçesi inek olan bir kitle vardır. Bildiğimiz anlamıyla bir ineklik değil, bir saplantı durumudur bu otakuluk. Bu otakular, bir seriye saplandılar mı, bir çok ürününü satın alırlar ve ne ilginçtir ki, çoğu, bu sığ serilere saplanırlar. Anime endüstrisinin en büyük sorunu budur.
Sorunundan yeterince bahsettim ama animeleri çok sevdiğim için, bu kadar rahatsız olduğum bir durum bu. Yoksa, çok güzel yapımlar var. Miyazaki'nin filmlerini azıcık animeyle alakalı olan herkes duymuştur. Bunun dışında, Samurai Champloo ile Edo dönemi Japonya'sına gider ve samurayların oldukça ilginç bir yorumlamasıyla, o dönemin geçiş kültürünü solursunuz. Ghost in the Shell ile, bilim-kurgunun doruklarına çıkar ve oldukça detaylı hazırlanmış bir kurguda ilerleyen aksiyonun yanısıra, teknolojinin etik yanlarını da sorgular, hatta ayakları oldukça yere basan bir politik dünya görüşüyle karşılaşırsınız. Monogatari serileri ile, sosyallik ve dünyadaki yeriniz hakkında, hiç düşünmediğiniz bakış açılarına şahit olursunuz. Berserk ile, karanlıkla dolu, vahşetin hüküm sürdüğü bir dünyada bile umudun ve isyanın varlığını görürsünüz. Code Geass ile, entrikalarla dolu, makyavelist bir dahinin seferine şahit olursunuz. Barakamon ile, aptalca gülersiniz ve içiniz ısınır. Koe no Katachi ile, yaptığı yanlışı düzeltmeye çalışan bir zorbanın çilesini görürsünüz.
Verilebilecek örnekler çok ama çok fazla. Sığ animeler çok fazla olabilir ama çok sağlam hikayelere sahip animeler de epey bir var. Çocukluğumda Megaman, Pokemon vb. ile başlamıştım animeye. Hayatım boyunca, hiç bir zaman ayrılmadı. Ben değiştikçe, izlediklerim de değişti. Kimi zaman, kahkahalar attım, kimi zaman kötü bir günümde tek neşe kaynağı oldu, kimi zaman bana bir şeyleri sorgulattı, kimi zaman sadece iyi kurgulanmış bir hikayeye şahit oldum. Animelerin benim için her zaman özel bir yeri oldu, öyle olmaya da devam edecek.