Birine yazdığım iki mektubu koymaya karar verdim çünkü benim için artık anlamını yitirdi. Umarım daha önce koymamışımdır koydumsa uyarın siliyim hemen.
Uzak dur benden! Zaten uzaksın… Koru mesafeni! Koru ki elim ayağıma dolaşmasın zaten bu kadar sakar iken ben. Benimle yüz yüze konuşma! Zaten konuşmuyorsun ki… Sadece sanalda konuş ki kızardığımı görmeyesin. Yine de derim ki sana hayır, ben seni unutamadım, haykırmak istiyorum artık içimdekileri bilsem de bir başkasını sevdiğini. Cesaretim olsaydı eğer…
Yanına gelip uzun uzadıya anlatacak her şeyi cesaretim var da kaşlarının çatıldığını görecek, reddedilmenin acısıyla güreşecek cesaretim yok. Geçen gün tanrıyı gördüm rüyamda aylak bir ağustos böceği rolünde. Dedim ki ona böyle bir derdim var; seviyorum onun bir başkasını sevdiğini bildiğim halde. Ne olur bir el at duygularına da zaten uçuşmakta olan sevgi kelebeklerinin rotası bana çevrilsin. Umut çocuğum dedi tanrı kanatlarını birbirine sürterken, yarattığı ses hoşuma gitti daha bir dikkatle dinledim; umut et, umudunu kesme dedi.
Şimdi ağustos böceğine uyup da umut etsem… Umut edip de yanına gelsem… Gelip de anlatsam ve umudum yine boşa çıksa bana yardım etmeyecek ağustos böceği o hoş cırlamasıyla. Ucu tüten sigarama dedim ki umut hayal kırıklığına giden yolda ilk adımdır. Dedim ona umut etme biraz daha yanacağına dair ve söndürdüm onu kalbimin soğukluğunda.
Kendime yasak koymuştum seni sevmeye dair. Nicedir uydum, hani insanlar uyar ya hep kurallara! Ama gün geldi; rengârenk çiçeklerin bana kur yaptığı, denizin masmavi gözümü aldığı, bulutların ardındaki güneşin göz kırptığı, toprak kokulu, çimen kokulu bir gün geldi ki seni özlemeyi bile özledim. Seninle ilgili her hatırayı… Kırdım kuralı ve sevdim seni. Bir yandan da tarttım insan çok iyi tanımadığı bir kişiyi bu kadar sevebilir mi diye…
Ya şimdi nasıl yasaklayacağım yine kendimi bir kez kırmışken kuralı? Zor bir zaman geliyor bana doğru deliliğimin bile beni kurtaramayacağı. Öyle bir renk geliyor ki yüzüme; Marlboro kırmızısı, ölüm mavisi… Öyle bir ruh hali ki; beni sevmiyorsun diye üzülsem mi, seni sevmeyi sevdiğim için neşelensem mi yoksa bu karmaşadan bıkıp usansam mı? Lütfen Pisagor, kurtar beni bu üçgenden!