Kayıt Ol

Uzay Yolu

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #15 : 16 Ekim 2017, 21:57:59 »
Bu diziye duyulan nefreti bir türlü anlayabilmiş değilim. Efektlerine laf ederek kötüleyenleri hiç anlamıyorum hele. Efektlere olan bu nefret elbette Abrams'ın Star Trek'i bir Fast and Furious'a çevirmesinden kaynaklı ama yapmayın efendim. Enterprise bir Star Trek katilidir örneğin. Enterprise'ın Star Trek evrenine vurduğu kurşunları sıralasak buradan Tokat'a yol olur ama kimse onun hakkında konuşurken küfür etmez. Açıkçası ilk bölümlerden sonra, hatta ilk sezondan sonra gayet izlenebilir ve zevk aldığım bir dizi olmuştu Enterprise bile.

Discovery ise ilk bölümden beri kurşuna diziliyor orada burada. Bunu yapan adamlar başka konuda "niye bilim kurgu, fantazi dizileri çekilmiyor daha fazla yhaaaa" diye ağlıyorlar. Bu insanların kötülerken dem vurdukları SJW olayına ise hiç katılmıyorum. Captain Philippa Georgiou bana kalırsa muhteşem bir gemi kaptanıydı. Michael Burnham'ın ise oyunculuğu sırıtsa da karakteri oldukça gizemli ve ilgi çekici. Ne diziler filmler gördük karakterlerini "BAKIN KADIN KOYDUK, HEM DE SİYAHİ LEZBİYEN BİR ZAMAN YOLCUSU. LEZBİYEN OLDUĞUNU SÖYLEMİŞ MİYDİK? TENİMDEN BELLİ OLUYOR AMA BİZ YİNE DE SİYAHİ OLDUĞUNU TEKRAR BELİRTELİM. HEM DE LEZBİYEN" diye gözümüze sokan, sırıtan. Öyle mi bu dizideki karakterler?

Şu diziyi yabancı sitelerde, Facebook gruplarında takip ediyorum uzun süredir. Bana insanların bu nefreti çok saçma geliyor. Bugün biri yine bu gruplarda dizi hakkında konuşurken "Çoğu insan aslında oturup bir şey izlemek istemiyor, sadece kolektif olarak bir şeyi kötülemek istiyor" demişti. Gayet haklı buluyorum. Keşke herkes Bay_Karamsar gibi, kötülemeden önce artıları eksileri ile düşünüp bir şans verse.

Discovery uzun süredir beklediğime değdi benim için. Efektler şu an hikayeye göre çok daha üstün dursa bile gizem havası çok büyük bir potansiyel katıyor. Başta bunun tek bir sezon süreceğini düşünmüştüm ama arkada dönen hikaye o kadar büyük görünüyor ki umarım iptal edilme korkusu ile tüm hikayeyi bir sezona sıkıştırıp bizi soru işaretleri ile bırakmamışlardır.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #16 : 18 Ekim 2017, 11:26:24 »
Seyirci memnuniyetsizliğini ilk bölümlerde yaşamadım dersem kocaman bir yalan söylemiş olurum. Nefret ettim mi? Hayır. O kadar da değil. Star Trek, öyle beğenmeyince hemen kenara atılabilecek bir isim değil. Seri hep sezonlar ilerledikçe kimliğini oturan bir yapıdaydı. Discovery 5. Bölümden itibaren, tanıyıp sevdiğim Star Trek kimliğini kazanmaya başlıyor.

Genel memnuniyetsizliğe gelirsem, seyirci kitlesinde yapılan bazı yorumların çelişkisinde Discovery'de nasibi ister istemez almış. Hatırladığım kadarıyla, Voyager ve Enterprise dizilerinin The Original Series ve The Next Generation'a öykündükleri gerekçesiyle olumsuz eleştirilere maruz kaldığı olmuştu. Şimdiyse Discovery, The Original Series ve The Next Generation'a öykünen The Orville gibi olamadığı için topa tutuluyor. The Orville'e bende bayıldım. Ve evet, gerçekten alıştığım Star Trek tadını alıyorum. Ama bu özelliği onu reyting açısından garantilemesine yetecek mi? Bilemiyorum. İşin hep bir ticari yanı da var.

Discovery, dizilerin sinema sektörüyle ciddi rekabete girdiği ve farklı beklentileri olan yeni bir seyirci kitlesinin olduğu zamana uygun gitmeye çabalıyor. Yeni izleyici kitlesine bu evreni tanıtma yükü omuzlarında. Yeni serideki yenilikçi tercihleri gerekli buluyorum. Yeniliğin nasıl sunulduğu/sunulacağı beni huzursuzlandırmıştı. Dizi her bölüm kendini toparlamaya devam ederse "1. Sezona sabret, sonrası çok güzelleşiyor." konumuna gelebilir. Bu sezon bariz şekilde karakterleri ve evreni tanıt ve ana ekibi kur mantığında gidiyor.

Eh, Star Trek dediğimiz umut üzerine kurulu. 5. Bölümün içime sinmeyen yönlerinin de az olmasıyla Discovery için umut beslemeye devam edeceğim. Umarım tahminlerimde yanılmam.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #17 : 24 Ekim 2017, 19:43:51 »
Discovery'nin 6. Bölümünü izledim. Beklediğim gibi iyileşiyor. Karakter odaklılığı sevmeminde burada payı büyük.

Spoiler: Göster

Amiral ile Lorca arasında duygusal yakınlık olduğundan şüpheleniyordum zaten. Yaşadığı onca şeye rağmen Lorca'nın neden hala görevde olduğu da böylece netlik kazandı.

Lorca'nın yastığının altnda silah saklamasına Amiral'den önce ben delirdin mi tepkisi verdim.


Bölümde daha iyi yorumlanabileceğini düşündüğüm şeyler oldu elbette.

Spoiler: Göster


-Sarek çıldırma halinde olduğundan yardım gönderiyor. Michael zihnine girdiğinde çılgından çok sır saklamaya çalışan bir zihinle karşılaşılıyor.

-Dizi teknoloji kullanımında bazen kronolojiye uymuyordu zaten. Buna bir yenisi daha eklendi. Discovery, ilk Star Trek TOS'in öncesinde geçiyor. Kaptan ve yeni çocuk talim için sanal güverte kullanmaları biraz hatalı geldi. Tabii bu bir bilim gemisi. Bu da bir tür prototip olabilir.


Bu arada haberini vereyim, dizi 2. Sezon onayını kapmış.

Çevrimdışı kara

  • **
  • 71
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #18 : 25 Ekim 2017, 16:37:44 »
"The Orville" ben de bayıldım spoiler olmadan nasıl anlatsam bilemedim Scalzi'nin Kırmızı Üniformalı'larının komik hali desem olabilir galiba The Orville , 2 .sezon onayı iyi haber .6 .bölüm iyiydi, Star Trek olsun asfalttan olsun.
"Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: Fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi."

-Patrick Rothfuss

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #19 : 25 Ekim 2017, 21:06:59 »
The Orville ilginç be. Komedi izlemeye oturup esaslı bilimkurgu-dramasıyla karşılaşmamak bir başka duygu. Hımm. Şu Kırmızı Üniformalı'lara vakit bulunca göz atayım.

Star Trek olsun asfalttan olsun.

O kadar da değil canım :) Seri sonuçta. Yıllara yayılan bir ortak çalışmanın ürünü. Mantık çerçevesinde değerlendirilip olumlu ve olumsuz yanlarını tartarak kucaklayalım. Öbür türlü "Bilimkurgu işte. Ne yaparsak izlerler" yanılgısıyla seriyi sıradanlaştırıp bir daha dönmemek üzere bitirtebilirler :-\ O kapanan kapının tekrar aralanması da yeni bilimkurgu franchiseının ortaya çıkmasına bağlı. Günümüzde bit pazarına nur yağmış gibi eski markaları değerlendirme çabası varken bu da zor. Star Trek'te eski bir seri, kabul. Ama hayatını tv çıkışlı olarak ve sadık izleyici kitklesiyle devam ettirdi. Üstelik
Star Wars'ın sinemadaki başarısı olmasa, Paramount elimizde onun karşısına çıkartılabilecek neyimiz var diye Star Trek markasına sarılmazdı.

Ah, ah. Bir de tabii ki "İzlenmiyor ki!" diye serinin fişini kökten çekme olasılıkları var :-\ Dert! Dert!

(
Kaptan Kirk: Pazartesilerini iple çeken biri için serinkanlılıktan endişe ve korkuya geçişli demeçler vermeniz ilginç.
Kaptan Picard: Katılıyorum. Kaptan Lorca ne zaman onaylamadığı bir karar verse ikimiz olsak ne yapardırı düşünüyor. Yine de bizim gibi olmadığını kabul ederek ona alışmaya başladı.
Kaptan Janeway: Discovery başladıktan sonra Voyager'ı kaldığı yerden izlemeye devam ettiğinden haberiniz var mı? Merakına yenilip beğenilen bölümlere atladığı oluyor :=)
İçimdeki Çakma ve Çılgın Vulcanlı: Bileğimizi kessek, yeşil Vulcan kanı akar. O derece  ;D
)

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Star Trek Discovery Sezon 1 Bölüm 7
« Yanıtla #20 : 30 Ekim 2017, 17:17:11 »
Star Trek Discovery Sezon 1 Bölüm 7

Hala bir The Orville değil! Ama zamanla bir Star Trek olacak. Yani sinyalleri doğru okuduysam öyle olacak. Biraz daha zaman. Bu bölüm o türden tahminli-beklentilerimi boşa çıkarmadı. Yazı boyunca "öne çıkmak" ve "özellik" kelimeleriyle sık sık karşılaşacaksınız. Şimdiden hazırlanın.

Star Trek'in Space-Opera türünden gelme bazı özellikleri vardır. Bölümde bu özellikler öne çıkarılmış. Bunlar günümüz izleyicisinin de hoşuna gidecek tattalar. Aynı olayı farklı biçimde yaşayıp çözüme ulaşmak falan. Bölümlük gizemler ve nasıl çözüleceği sorunsalı tam Star Treklik mevzular. Biraz modernizasyonla daha da keyifli olur.

Serinin genel özelliklerinden olan epizodikliği de tam anlamıyla olmasa da geri gelmiş. Bir ana konu varken, epizodik gitmek, hatta önceki bölümlerdeki karakterlerin ve olayların sonraki bölümlere de etki etmesinden hiç mi hiç şikayetçi değilim. Star Trek Voyager'da bu özellikleri gösteriyordu. Günümüz izleyicisini de seriye ısındırmak için bu tip bir güncellemeye ihtiyaç vardı. yapımcılarda onu yapmışlar. Dizinin her bölüm daha iyiye gideceğine dair beklentilerimin boşa çıkıp çıkmayacağı henüz kesin değil. Ama gidişat bakımından, şimdilik o yönde ilerlediğini ummak için sebeplerim var. 7. bölüm o güçlü sebeplerimden biri.

Sevmediğim yanları tabii ki oldu. Hem de hayati noktalarda.

Spoiler: Göster

Başlarda, "Hadi ama! Mudd o kadar da adi ve deli değildir! Yani adidir, tamam. Ama deli midir? Yok canım, daha neler! Yüksek becerilere sahip saf kötü değildir! Şansını kullanmasını bilen bir üçkağıtçıdır" serzenişiyle çıkıştım. "Hah işte! Michael'a vicdan azabı için bir sebep daha!" diye nasıl toparlayacaklarını düşündüm.

Bu, gemi havaya uçana kadardı. Bölüm zaman döngüsü üzerine kuruluymuş. Elbette bu, Mudd'un benimseyemediğim çılgın-kötü profiline alışmamı sağlamadı. Bölümün nasıl toparlanıp da Mudd'un karakterinin yumuşatılacağını merak ettim. Biliyorum, biliyorum, The Orijinal Series'teki iki bölüme dayanarak Mudd'un karakterine olumsuz yaklaşmış olabilirim. Terk derdim bu değildi ama, bana inanın. Ucunun kendisine de dokunacağı çılgınlığı, onun boyunu aşacak sorunlar açacak cinstendi. Akıllı bir adam için akılsızca bir hareket.

Dizinin space-opera köklerine uyuyor. Ama Federasyon yok edilirse Klingon İmparatorluğunun insanlara ne yapacağını düşünmemesi mantıksal boşluk. O yarıntı çılgınlığına verilmek istenmiş, belli. Lakin o zaman bölümün sonundaki karakter hafif tutarsızlaşıyor. İntikamını bile bir kenara bırakıp elde edeceği kazanca odaklanan iş adamına dönüşmesi, çılgınlığıyla örtüşmüyor.

Aslında burada zamanda geri gidip durmasının da payı büyük olabilir. 50'nin üstünde intikamını aldıktan sonra içindeki intikamcının susuzluğu dinmiş olabilir. Eh, bir kısmına da şahit oluyoruz zaten. Onca pratikten sonra tatmin olmuştur. Sonra da içindeki iş adamı-üçkağıtçı dizginleri eline almıştır. Hımm. Bu mantıklı geldi. Tamam, planının getireceği sonuçları düşünememesini saymazsam, süreç içerisinde çılgından mantıklı birine evrilmesini kabul edebilirim artık.

Elindeki harika teknolojiyi bir anda kaybetmesi fazla basit geldi. Tabii bir de böyle bir güce sahip birinin kolayca yakalanamayacağını düşünmeden edemiyorum. Neyse, konuya benden daha hakim dostlardan gelecek yorumlara açığım.

Michael'ın, bir sonraki zaman tekrarında kendisini ikna etmesi için Stamets'a verdiği sır beni pek ikna edemedi doğrusu. Çok ama çok özel bir şeymiş gibi gelmedi. Sırf karakterin bölüm içindeki gelişimde anahtar rol oynadığı için seyirciye verilmek istenmiş bir bilgiydi bu.


İyi yanları, olumlu bulduğum tercihlerin yanında, tam "Öyle olmasaymış keşke!" diye çıkışıcakken kıyısından dönen ayrıntılardan kaynaklanıyor.

Spoiler: Göster


Özel yeteneğinden dolayı zaman döngüsünü sadece Stamets'in fark etmesi doğru bir karar gibi geldi. Genelde allem edip kallem edip Michael gibi ana karakterlere bu yetenek verilir. Bölümlük anomali yaratmak yerine eldeki karakterin kullanılması isabetli olmuş. Michael gene ön planda olabilir. Ama esaslı yardımcı Stamets. Ve bu bölümün yan konusu da Michael'ın karakter gelişimi. Onun önceki serilerdeki, Spock, Data, The Doctor ve Seven of Nine'ın ki gibi insan olma serüveni geçireceğinin sinyalleri bir önceki bölümde verilmişti. Burada şaşırabilirsiniz. Yedi yıl Federasyona hizmet etmiş. Hem de Philippa Georgiou'nun kaptanlığında. Dizinin başlangıcı bunun hiçte yeterli olmadığını göstermiştir. Evet, bu "O zaman..."lar ile başlayan cümleler aklınıza geliyor olmalı. Benim de öyle. Ama dizinin devamı geçmişi unutup herşeye en başından başlamak üzerine gittiğine göre, "Michael kendi ayakları üzerinde insan olmayı keşfediyor." hikayesi tuhaf gelmedi.

Bu sefer tek başına karar vermiyor üstelik. Etrafında onu destekleyip yolculuğunda yardımcı rolü üstlenen bir ekip var. Bölümde Stamets'ın ve Tyler'ın rolleri bunu destekliyor. Serinin genel özelliklerinden ekip olarak çalışıp hedefe ulaşma mekanizması bu bölüm kendini iyice hissettirdi. Üstelik şiddetle değil kurnazlıkla. Güzel, güzel.

Zaman döngüsünü sadece Stamets fark ettiğinden bir ara Michael'ın durumu kavrayan davranışları, beni kıllandırmıştı. "Hani bir tek Stamets görüyordu?" dedim içimden. Döngü boyunca Michael'ın bilinçlenmesi de mümkün değildi. Üstelik döngü yüzünden yaşadıklarını unutacaklarını bildikleri halde olayı deneyerek kavrıyormuş gibi yaptıklarını sandım. Neyse ki Michael'ın bölümün sonunda Tyler'la geçmiş zamandan bahsederek konuşması içime biraz su serpti. Biraz yani. Çünkü o sahneler hikayenin ilerleyişini yanı sıra izleyicinin de olayı idrak etmesi için tasarlanmışlar. "Bunlar ne ara o bilince ulaştılar?" sorusu yerine "Stamets deneme yanılmayla olayı böyle böyle düzeltti."ye getirtmek için. Michael daha ön planda olduğundan Stamets'ın rolü ve çabası biraz gölgelenmiş gibi. Neyse. Buna da şükür. Özellikle ilk endişelerimi dikkate alınca.



Bölümün bonusu, TOS'u seven biri olarak hoşuma gitti. Birazda efkarlandım. Eyy Mudd!

Spoiler: Göster

Sevgili Stella'mız, ne oldu da bu hayırsıza gönül verdin? Gelecek on yıllar içerisinde seni nasıl yıpratacak bir bilsen :-[
TOS'den Stella Mudd, Discovery'de tanıştığımız genç ve saf aşık kız Stella Grimes


Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #21 : 31 Ekim 2017, 12:16:31 »
Insanlarin Discovery dizisinden nefret etmesini, kotulemesini ve gicik olmasini anlayabiliyorum. Bence bu noktadaki en buyuk elestiri ozel efekt falan degil, dizinin star atrek ruhuna uymadigi gorusu. Bunun ustune her star trek meraklisinin bayildigi klingonlari bambaska bi acayiplige donusturmek de isin tuzu biberi oldu.

Herseye ragmen, nefret eden cogu insan tabiki her hafta oturup bunu seyrediyor, ama bir kisminin star trek olarak degil guzel efektli bi 'space opera' bilim kurgusu olarak gordugunu dusunuyorum. Star trek seyretmek icinse her hafta dort gozle Orville bekliyoruz :)

Star trek ruhu nedir peki milletin bir turlu yenisine uyduramadigi ?
Bence en onemli kismi kendimizle baglanti kurabilmek, her ne kadar yuzyillar sonra geciyor olsa da zamanimizdaki olaylarla paralellik kurabilmek. Tabi ki bu konuda herkesin gorusu farklidir. Ama Orville'in neden bu kadar sevildigini anlamama yardimci oluyor

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #22 : 31 Ekim 2017, 13:38:33 »
The Orville'den o kadar bahsediyoruz, kendi başlığını açmak hiçbirimizin de aklına gelmiyor yahu :D O diziden hep Star Trek başlıklarının altında bahsedilir oldu :-\

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #23 : 09 Kasım 2017, 12:28:09 »
Star Trek Discovery Sezon 1 Bölüm 8

Dizi, her bölümle The Original Series'e benzemeye başlıyor. Sorun şu, TOS'un zamanının ruhuna ve izleyici kitlesine uygun aşmış bölümleri olurdu. STD daha nostaljik gideyim derken kendi zamanını ve izleyici kitlesini biraz hafife alıyormuş gibime gelmeye başladı.

Bazı ufak modernazisyonlar yapılmıyor değil. Örnek, Saru'nun bu bölümdeki durumu.
Spoiler: Göster


Bu tip bölümlerde kurbanın aklı karıştırılmış ya da ele geçirilmiş olur. Saru verdiği kararları bilinçli olarak veriyor. Bölüm içerisinde hoşuma giden bir ayrıntı oldu. Savaştan kaçıp huzur arayan karakterin çılgınca işlere kalkışması dizinin ana hikayesine biraz da olsa derinlik katmış.


Klingon tarafını izlemek her zaman keyifli oluyordu. Kendi aralarında bölünmüş ve savaş haricinde farklı hesaplara çalışan heterojen bir halk olmalarını seviyorum. Lakin bu bölümdeki anlatımları biraz okul müsameresi kıvamında olmuş.
Spoiler: Göster

Amirali bağırttır ki, gardiyan başlarından gitsin. Ne? Ya sorgucuya bir şey olursa? Yardıma kim yetişecek?

İnsan tutsakla yan yana koridorda serbestçe dolaş. Şansa bak, liderde o sırada oralarda gezsin. Başka gardiyanlara yakalansalardı bari. Ya da kaptan haberdar edilseydi de, bizzat oraya gitmiş olsaydı. Aşırı tesadüfiliğin böylesi. Anlatımda kolaycılığa kaçınılmış.

Lider Klingon'un sadakat testi tuhaf. Öyle böyle değil, bayağı tuhaf. Bir bizdensin diyor, getirin boyayı suratı boyayalım, diyor; bir bakmışsınız hainsin sen, alın bunu gözüm görmesin diyor. Ne oldu? Neden?


Birde dizinin bilimsel atyapısını biraz daha sağlam temellere dayandırsalar iyi olacak. Olmadı bazı ayrıntılara dikkat edilsin. Ona bile razıyım.
Spoiler: Göster


Gezegendeki habitatın aynı zamanda oranın halkı da olması Star Trek'e aykırı değil. James Cameron'un Avatar örneği. arken dizideki topluluk fantastiğe yakınlaşıyor. Yapılar, eşyalar yapabiliyorlar. Varlıkların fiziksel formundaki belirsizlikse "Nasıl ama?" sorusunu sorduruyor.


9. bölümden sonra sezona ufak bir ara verilecek.

Dedikodulara göre 9. bölümün tek özelliği bu olmayacakmış. İnanılmaz bir twist bizleri bekliyormuş. Gerçekten twist olarak sunacakları şey oysa olmaz olsun öyle twist diyorum. Dizinin ana hikayesiyle ve Star Trek evrenine ters düşmüyor, düşmemesine de... Star Trek'in etkileyiciliği seyirciyi twistlerle şaşırtmasından gelmiyordu be  :-\ Ha, o twist doğruysa ve hikaye gelişimi-ilerleyişinde düşünmeye değer şeyler sunduracaksa, sineye çekerim. Sadece şaşırtmak için yapılmışsa, üzülürüm :-\

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #24 : 11 Kasım 2017, 21:55:05 »
Bu mesajı pek keyifle yazdığımı belirtemeyeceğim :-\: Star Trek Discovery hakkında ilginç bir iddia ortaya atılmış. Diziyi izlememişler için keyif kaçıran ufak bir bilgi içerdiğinden spoiler içerisine yazıyorum.

Spoiler: Göster

İddiaya göre, dizideki dev tardigradla galaksiyi dolaşma fikri Tardigrades adlı daha çıkmamış bir point-and-click oyunundan geliyormuş. Oyun yapımcısı blog sayfasında bir buna, bir de özellikle iki karakterinin cinsel yönelimi ve aralarındaki ilişkinin dizidekini anımsatmasına dikkat çekmiş.


Bir yanım ilginç tesadüf diyor. Diğer yanım kuşkunun esiri. Büyütülmeyecek bir şey gibi gelebilir. Lakin Star Trek gibi bir marka söz konusuyken böyle haberlere, marka değerine zarar vereceğinden daha bir dikkat kesiliyorum :-\

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Uzay Yolu
« Yanıtla #25 : 10 Ocak 2018, 21:01:00 »
Star Trek Discovery Sezon 1 Bölüm 10

Sezonun, nefret ettiğim Star Trek hikayelerinden birine bağlanacak olmasına içerliyordum.

Spoiler: Göster
Ayna Evren! Federasyonun İmparatorluk olduğu, kötü yürekli ikizlerin birbirini sırtından bıçaklamak için fırsat kolladığı alternatif insanlık! O evreni, Klasik Star Trek'teki barışçıllıkla çözüm arayışı mesajını geçersiz kıldığından pek sevmem. "Kötüyüm, ben! Kötüyüm" kötülerinin uzaya hakim olacak kadar gelişmiş bir medeniyet kurmaları, asıl evrenle savunulan prensiplerin elini zayıflattığını düşünmüşümdür.

Bir de, ayna evrene ayak uydurmanın fazla basit olması var. Kötü ikizlerimizin evrenindeysek, kötü gibi davran yeterciliği kısa ömürlü bir taktik; tek bölüm ve kısa zaman aralığı için bu yeterli olabilir. Ama paralel evren ve alternatif yaşamlar bahisken, kişi gerçekten zıt kutbun olsa da deneyim ve geçmiş farklılığı gibi unsurlar, taklidin inandırıcılığına gölge düşürür. Etraftaki tanıdıklar kolayca şüphelenir. Rol, asıl kişiyi tanımayanlar arasında yapılınca, neyse; o zaman sorun çıkmama olasılığı daha yüksek.


Buna rağmen eğlendim. İyi bir Discovery bölümüydü.

Spoiler: Göster
Tilly'nin atarlı "Ne yaptığını sanıyorsun ha! Kimsin sen! Ha, kimsin!" haline koptum ;D Rolüne ısındıkça, gülümseyerek kötücül konuşmasına ayrı bir koptum. Yine bize tanıtılan Tilly; sadece "-miş" gibi yapıyor ve bunu yaparken eğleniyor gibi ;D

Dublajlı izlediğimden Lorca'nın İskoç mühendis taklidini kaçırmışım. Hoş, orjinal dublajında bile izlesem anlamazdım. Üzgünüm Lorca, bir Scott'yi değilsin :P

Gemi ve mürettebatın Ayna Evreni'ne uyum sağlama çalışması ve bu evrenden çıkmak için yapılan planı izlemek keyifli geldi.


Bu bölümdeki bazı olaylara daha tarafsız yaklaştım. Yani olduğu gibi kabul ettim denebilir. Diziye yönelik herhangi bir olumlu veya olumsuz his uyanmadı. Bazı ön tahminler ve diziyi olağan seyrinde izlemeye çalıştığımdan olsa gerek.

Spoiler: Göster
Michael'ın, kendi evreninde kaybettiği dostunun kötü ikizini öldürmek zorunda kalacağı baştan belliydi. Vulcan dövüş sanatı ya da Vulcan nerve pinch tekniği kullanmamasını mantıklı buldum. İkisinden birini kullansa, ahlaki sebeplerden ötürü oğlanı öldüremeyeceği için kimliği açığa çıkacaktı. Yazar kolaycılığı mı? Yazar kolaycılığı. Bu gerekli miydi? Evet, gerekliydi. Şikayetim yok. Tehlike altındayken, "Ne yaptım ben! Başka yolu yok muydu?!" şikayetleri gelmediğine sevindim bile. Michael gerekli duygusal dejarjı Tyler'ın kollarında sağladı zaten.

Doktor'un "Çatırtt!" diye gitmesi zerre umurumda olmadı. "Aa! Doktor gitti. Neyse..." tepkisini vermekle yetindim. O da biraz ben geliyorum, havasındaydı. Yani ben öyle şartlanmıştım. Tyler'la ilk görüşmelerinde Doktora bir şey olacağından endişelenmiştim. Bunun altıncı his olduğunu sanmıyorum; muhtemelen, Doktorun sevgilisine kondurduğu öpücüğü gereksiz bulup, altında bir şey aramamdan kaynaklanmış olabilir. Aralarındaki ilişkiyi belirtmekten çok, "Ben gidiyorum. Serde görüşememek var." gibiydi. Kameranın konumu bile, kötümser çağrışımlar yaptırtıyordu. nedenimi bilmiyorum ama sanki Doktoru geri getireceklermiş gibi bir his var içimde. Alternatif gerçeklik hikayesi olsa bu daha mümkün olurdu tabii. Aman neyse. Kahine dönmüş Stamets'ın da bu gidişatta sonu hayırlı olacağa benzemiyor.

Küçük bir komplo teorisi kurasım geldi: Stamets'ı oynayan Anthony Rapp'ın Kevin Spacey skandalının baş isimlerinden. Skandalda kurban konumunda olsa da, acaba diyorum, dizideki sevgilisini de öldürterek diziden çıkışına yol yapmaya çalışıyor olabilirler mi? Skandalda ismi geçtiği için, yapımcılar Star Trek markasına korumak adına bunu düşünüyor olabilirler mi? N Bay Karamsar ve fazla kuşkucu olmam, bana bunları yazdırıyor olabilir mi? Her şey dizinin ileriki bölümlerinde netleşecek.


Yine de bazı durumların 2017'lik bir dizi için fazla basite kaçtığı hissine kapılmaktan kendimi alamıyorum. Ya da Star Trek olarak, kendisinden daha fazlasını beklemem beni böyle düşünmeye sevk ediyor.

Son olarak, bölümü The Next Generation'ın Number One'ı Jonathan Frakes yönetmiş. Bölümün güzelliğinde kendisininde parmağı var mıdır acaba? Set ekibindekiler bunu daha iyi bilir.

Bu bölümde tohumu atılan ve sonraki bölümlerde cevabına kavuşacağımızı düşündüğüm bir şey var. Olup olmaması dizinin seyrini ne kadar değiştirecektir ya da değiştirecek midir, olur da bu gerçekleşirse karar vereceğim.

Spoiler: Göster

İmparatorun Georgiou'nun Ayna Evren'deki karşılığı çıkması! Bunu, izleyiciyi şok etmek için kullanabilirler. Michael'ın karakter gelişimini izlediğimizi düşünseydim, bunu sürecin son aşaması olarak değerlendirirdim. Ama şimdiye kadar ki Michael sunumunu bir yere oturtamadığım için, niyet buysa bile, ben de hedeflenen etkiyi yapamayabilir :-\