Lovina fısıldadı. "Ölecek mi?"
"Sonunda."
"Büyü onu böyle bir yerde hayatta tutacak mı?"
"Evet."
Benimkine benzer bir hareketle ellerini çimentonun üzerinde gezdirdi. Fenerin ışığı, hareketinin bir ikizi karşıdaki duvara, karanlık bir gölge olarak düşürüyordu. Karanlığa doğru uzayıp giden bir gölge.
Leo yine sessizleşti.
"İçerisi tamamen karanlık," dedim, beni duyacağını çok iyi bilerek. "Kendi aklındaki hayallererden başka hiçbir şey göremez. Çevresinde çok az boşluk var. Her iki yanında birer karış, yukarı doğru bir karış daha ve kafasının ve ayaklarının uçlarında ikişer karış daha. Ve Lovina, o şimdi çok aç. Senin hayatın boyunca hiç olmadığın kadar aç. Orada kaldığı her dakika bu daha da kötüleşecek. Sanki, kocaman bir kedi, içeri girmek için ve bir diğeri de içeriden dışarı çıkmak için karnını tırmahyormuş gibi. Acısından iki büklüm olacak ama hiçbir şey ona çare olmayacak. Kendi etini kemirecek, kendi kanını içecek ama ona faydası olmayacak. Haykıracak, yalvaracak, söylemesi dilini yakan tanrıların adlarını tekrarlayarak yardım dilenecek ama hiç birinin ona faydası olmayacak. Kendisini öldürme umuduyla kafasını taşa vuracak ama başaramayacak. Onu öldüren sadece açlık olacak. Açlık onu, yavaş yavaş yanan alevin bir mumu eritmesi gibi eritecek.
~Ravenloft - Ben Strahd; Bir Vampirin Anıları