Kayıt Ol

Beğendiğiniz Alıntılar

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #75 : 01 Mart 2011, 17:48:53 »
Titreyin ve çökün. Çünkü ben Güç'üm![*]kitapta da Güç'üm diyor. gücüm falan değil yani.[/*]
Milamber
by Raymond E. Feist

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #76 : 01 Mart 2011, 18:11:24 »
Spoiler: Göster
"You see it doesn't matter if you catch me and send me back to the asylum... Gordon's been driven mad. I've proved my point. I've demonstrated there's no difference between me and everyone else! All it takes is one bad day to reduce the sanest man alive to lunacy. That's how far the world is from where I am. Just one bad day. You had a bad day once, am I right? I know I am. I can tell. You had a bad day and everything changed. Why else would you dress up as a flying rat? You had a bad day, and it drove you as crazy as everybody else... Only you won't admit it! You have to keep pretending that life makes sense, that there's some point to all this struggling! God you make me want to puke. I mean, what is it with you? What made you what you are? Girlfriend killed by the mob, maybe? Brother carved up by some mugger? Something like that, I bet. Something like that... Something like that happened to me, you know. I... I'm not exactly sure what it was. Sometimes I remember it one way, sometimes another... If I'm going to have a past, I prefer it to be multiple choice! Ha ha ha! But my point is... My point is, I went crazy. When I saw what a black, awful joke the world was, I went crazy as a coot! I admit it! Why can't you? I mean, you're not unintelligent! You must see the reality of the situation. Do you know how many times we've come close to world war three over a flock of geese on a computer screen? Do you know what triggered the last world war? An argument over how many telegraph poles Germany owed its war debt creditors! Telegraph poles! Ha ha ha ha HA! It's all a joke! Everything anybody ever valued or struggled for... it's all a monstrous, demented gag! So why can't you see the funny side? Why aren't you laughing?"


***

"Anlıyorsun ya, beni yakalayıp tımarhaneye yollaman önemli değil. Gordon delirdi. Düşüncelerimi ispatladım. Benimle diğer herkes arasında bir fark olmadığını gösterdim. Dünyanın en aklı selim insanını bile delirtmek için tek bir kötü gün yeter. İşte tüm dünya, benim olduğum noktaya bu kadar uzak; tek bir kötü gün. Senin de kötü bir günün oldu, haklı mıyım? Biliyorum, haklıyım. Kötü bir gün geçirdin ve her şey değişti. Yoksa niye bir uçan fare gibi giyinesin? Kötü bir gün geçirdin ve bu seni diğer herkes gibi delirtti. Sadece kabul etmiyorsun. Hayatın ve bütün bu uğraşların bir anlamı olduğuna inanıyormuş gibi davranmak zorundasın. Tanrım, midemi bulandırıyorsun. Gerçekten, senin derdin nedir? Seni yapan şey nedir? Belki kız arkadaşın mafya tarafından öldürüldü? Kardeşin bir hırsız tarafından deşildi? Buna benzer bir şeydir, eminim buna benzer bir şey. Buna benzer bir şey bana da oldu, biliyorsun. Ben... Ben tam olarak ne oldu bilmiyorum. Bazen bir şekilde hatırlıyorum, bazen başka bir şekilde. Eğer bir geçmişim olacaksa, birden fazla seçeneğim olmasını tercih ederim. Ha ha ha ha... Demek istediğim... Demek istediğim şu, ben delirdim. Dünyanın ne kadar karanlık ve çirkin bir şaka olduğunu gördüğümde delirdim. Ben kabulleniyorum, neden sen de kabullenemiyorsun? Yani, aptal değilsin! Durumun gerçek yüzünü görüyor olmalısın. Bilgisayar ekranı karşısındaki bir kaz sürüsü yüzünden 3. Dünya Savaşı'na kaç kez yaklaştık, biliyor musun? Biliyor musun son Dünya Savaşı'nı ne başlattı? Almanya'nın savaş yüzünden borçlandığı kredicilere kaç tane telgraf direği borçlu olduğu üzerine çıkan bir tartışma... Telgraf direkleri! Ha ha ha ha HA! Hepsi bir şaka! Herkesin değer verdiği ve uğraştığı her şey... hepsi vahşi, çarpıtılmış bir şaka! Neden bu komik tarafı göremiyorsun? Neden gülmüyorsun?

Batman: The Killing Joke - The Joker
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #77 : 01 Mart 2011, 20:51:38 »
Veronika ölmek istiyor- Paulo Cohelho

Hemşire okumayı bırakmış, gözlerini ona dikmiş, her hareketini izliyordu.
''Burası hapishane mi?'' diye sordu kız.
''Hayır, akıl hastenesi.''
''Ben deli değilim ki.''
Kadın güldü.
''Hepsi öyle der.''
''Peki öyleyse, deliyim. Ne demek bu?''
Kadın ona fazla ayakta durmamasını, yatağına dönmesini söyledi.
''Deli olmak ne demek?'' diye ısrar etti Veronika.

''Yarın doktora sorarsın. Şimdi yatıp uyumaya bak, yoksa istesen de istemesen de yatıştırıcı iğne vurmak zorundayım.''

Veronika ikiletmedi. Yatağına doğru yürürken, öteki yataklardan birinden bir fısıltı geldi:

''Deli olmanın ne demek olduğunu bilmiyor musun?''

Bir an sesi duymazlıktan gelmeyi düşündü: Burada dostlar edinmek, çevresini genişletmek, genel bir isyan örgütlemek için yandaş toplamak niyetinde değildi. Kafasında tek bir saplantı vardı: Kaçamazsa, kendini bir an önce burada öldürmenin yolunu bulmak zorundaydı.

Oysa kadın biraz önce hemşireye sorduğu aynı soruyu sormuştu.

''Deli olmak ne demek bilmiyor musun?
''Kimsin sen?''
''Adım Zedka. Yatağına gir, hemşire uyuduğunu sandığında, sürünerek buraya gel.''

Veronika yatağına döndü, hemşirenin yeniden kitabına dalmasını bekledi. Deli olmak ne demekti? En ufak bir fikri yoktu, çünkü bu sözcüğü herkes bildiği gibi kullanıyordu: örneğin, bazı sporcular rekor kırmak için canlarını dişlerine taktıklarında onlara deli deniyordu; ya da tuhaf, güvensiz, normal insanlarınkinden çok farklı yaşam sürdüren sanatçılar deliydiler. Öte yandan, kışın Lyubliyana sokaklarında dolaşan, paçavralarla, plastik torbalarla doldurdukları el arabalarını sürükleyerek dünyanın sonunun geldiğini ilan eden, ince giysili insanlar görmüştü Veronika.
Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı arcane

  • *
  • 9
  • Rom: 0
  • How's It Going to End?
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #78 : 01 Mart 2011, 23:43:11 »
"Be the change you want to see in the world."
"Dünyada görmek istediğin değişimin, bir parçası ol."
Prison Break Finalinde Micheal'ın mezar taşında yazıyordu.
Sanırım M. Gandhi'den alıntı.
Asıl gerçek, inanmayı seçtiğimiz şeydir.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #79 : 01 Mart 2011, 23:45:33 »
Burada paylaşılan sözler fantastik, bilimkurgu ve korku kitaplarına dairdir.

Çevrimdışı Good Life

  • **
  • 73
  • Rom: 2
  • Just smile :)
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #80 : 13 Mart 2011, 00:33:11 »
"Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var.. kiminin yüzüne kiminin gelmişine, geçmişine" !
[Y. Erdoğan/ Haybeden gerçeküstü aşk]

Hep sonradan farkına varırsın arkandan oynanan oyunların. Unutma ki dost yada bir tanıdık, adresi belli değildir yalancıların .
[P. Neruda]
Maybe tonight ...
Just tell me where and when

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #81 : 14 Mart 2011, 16:20:29 »
Arkadaşlar paylaştığımız sözlerin fantastik, bilim kurgu ya da fantastik korku türü kitaplardan alıntı olmasına, yahut bu türde yazılar yazan kimselere ait olmasına dikkat edelim lütfen.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #82 : 18 Mart 2011, 20:20:23 »
Sadece sorular sorarsak cevaplar alabiliriz

Altınay

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #83 : 18 Mart 2011, 20:54:32 »
"... İnşaat halinde bir bina düşün. Ve bende kendimi onun çatısından aşağı atarak intihar etmeye karar vermiş olayım. Eğer merdivenlerin parmaklıkları henüz inşa edilmemişse, inan bana, basamakları apartman boşluğu tarafından değil, duvar tarafından tırmanırım. Hiç kimse ölene kadar ölüme hazır değildir."...

***

... "En güzel söz, tam zamanında söylenmeyen değil midir?" ...

-Gizliajans // Alper Canıgüz-

"..."Güzelsiniz ama boşsunuz." diye devam etti Küçük Prens. "Uğrunuzda kimse can vermek istemez. Elbette yoldan geçen sıradan biri gülümü gördüğümde, size benzediğini sanacaktır. Ama o tek başına hepinizden önemli, çünkü, benim suladığım gül, o. Çünkü üzerini cam fanusla örttüğüm o. Çünkü, esen yelden siperlikle koruduğum o. Çünkü kelebek olması için bıraktığım bir ikisi dışında, üzerindeki tırtılları ayıkladığım o. Çünkü sızlanmalarına, böbürlenmelerine, hatta suskunluklarına kulak kesildiğim o. Çünkü o, benim gülüm."

Sonra tilkinin yanına döndü. "Elveda." dedi. "Elveda" dedi tilki de. "İşte sırrım çok basit: En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez."

"Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez." diye yineledi Küçük Prens unutmamak için.

"Gülünü senin için bu kadar önemli kılan, ona harcadığın zamandır."

"Gülümü benim için bu kadar önemli kılan, ona harcadığım zaman..." dedi yine Küçük Prens unutmamak için.

"İnsanlar bu hakikati unuttular." dedi tilki. "Ama sen unutmamalısın. Bir şeyi evcilleştirdin mi, onun sorumluğu sana ait olur. Gülünden sorumlusun yani..."

"Gülümden sorumluyum..." diye yineledi Küçük Prens unutmamak için. ..."


***

"... Doğru ya... Herkes bilir ki, Amerika'da öğlen oluğunda, Fransa'da güneş batıyordur. Bu durumda insan bir dakikada Fransa'ya gitse, gün batımına tanık olabilir. Ne yazık ki Fransa çok uzakta. Senin küçük gezegeninde ise, sandalyeni birazcık geri çektin mi, tamamdı; alacakaranlığı dilediğin an seyredebiliyordun...

"Bir gün gün batımını tam kırk dört kez izledim!" demiştin bana. Sonra da bir süre susup "Biliyor musun... İnsan gün batımlarını en çok kederliyken seviyor..." diye eklemiştin.

"Şu kırk dört gün batımını izlediğin gün de çok kederliydin demek?"

Ama karşılık vermemiştin soruma. ..."


-Küçük Prens // Antoine De Saint-Exupéry-


Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #84 : 03 Nisan 2011, 11:59:46 »
Ey düşüncelere eşlik eden cinler; gelin hadi!

Çekin alın kadınlığımı benden baştan ayağa.

En haince gaddarlıkla doldurun içimi.

Kanımı koyulaştırın,

Vicdana giden yolları, geçitleri tıkayın.

Azap, merhamet duyguları yol bulup geçemesin,

Amansız planımdan caydıramasın beni;

Hedefimle benim arama dikilemesin.

Gelin, sütümü alın göğüslerimden

Yerine safra koyun; ey katillerin aracısı ruhlar!
 



Lady Macbeth by William Shakespeare

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #85 : 05 Nisan 2011, 23:35:22 »
[*]Boşta kalmış buralar. Bir Palahniuk da benden.[/*]

Ölü bir ünlü yolda yürürken, gerçek hayatında hiç tanışmadığı bir milyon kadar en iyi dostunu görmek zorunda kalır.

Chuck Palahniuk - Çarpışma Partisi (Rant)

Çevrimdışı Demigod

  • **
  • 253
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #86 : 07 Nisan 2011, 17:50:03 »
"Yapabileceğin hiçbir şey yok, Harry-"
"Tut onu, kurtar onu, sadece öbür tarafa geçti!"
"-artık çok geç Harry."
"Hala ona erişebiliriz-"
"Yapabileceğin hiçbir şey yok, Harry... hiçbir şey...gitti..."

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
“Bu basit ama anlatması pek de kolay olmayan bir hikaye. Tıpkı bir masal gibi. Masallarda ne kadar hüzün varsa o kadar hüzünlü ve en az masallardaki kadar çoşkulu bir hikaye.”
-La vita è bella

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #87 : 11 Nisan 2011, 17:55:09 »

Eğer bir gün biri çıkıp da Evrenin
hangi nedenle ve niçin burada var olduğunu
keşfederse, Evrenin birdenbire yok olacağını
ve yerini çok daha garip ve anlaşılmaz bir şeyin
alacağını öne süren bir kuram vardır.










Bir başka kuramsa bunun zaten
gerçekleştiğini ileri sürer.


Douglas Noel Adams - Otostopçunun Galaksi Rehberi: Evrenin Sonundaki Restoran

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #88 : 11 Nisan 2011, 18:54:30 »
Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir...

   J. D. Salinger

Ayrılma saati geldi ve kendi yollarımıza gidiyoruz; ben ölmeye, siz yaşamaya. hangisinin daha iyi olduğunu yalnızca tanrı bilir.

   Sokrates'in savunması - Platon

Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. acı insanın yüreğini paralayan, sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi. kollarda, kafada en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.

   Şeker portokalı

Raskolnikov, düşünüyordu:

"Nerede okumuştum? Ölüme mahkûm edilmiş biri söylüyor ya da düşünüyordu. Sonsuz bir karanlığın, sonsuz bir denizin ortasında, ayakta durabilecek bir kaya parçasının üstünde, sonsuza kadar durmaya razıydı, bile bile ölmektense. Yaşamak, sadece yaşamak! Hayatı, ne olursa olsun yaşamak... Tanrım, ne kadar doğruydu! insan, obur bir yaratıkmış!..."

   Suç ve Ceza - Dostoyevski
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Fizban

  • **
  • 64
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #89 : 13 Nisan 2011, 01:45:54 »
"Anlamıyorsun!" diye sızlandı Pettigrew. "Beni öldürürdü, Sirius!"
"O HALDE ÖLSEYDİN!" diye kükredi Black. "DOSTLARINA İHANET EDECEĞİNE ÖLSEYDİN, BİZ SENİN İÇİN BUNU YAPARDIK!"

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı