Kayıt Ol

Gölge

Çevrimdışı Deadman107

  • **
  • 347
  • Rom: 3
  • ---AmOrTeNtİa---
    • Profili Görüntüle
Gölge
« : 08 Ocak 2010, 10:42:01 »
Dar zamanda yazdığım kısa ve öz bir hikaye.Umarım beğenirsiniz.






                                                            GÖLGE

Artık yolun sonuna gelmişti. Bu dünyadan göçüp gitmesine az bir vakti kaldığını biliyordu.
Başında ki leşçillerin sayısı her geçen saniye artıyordu. Çaresizdi, onların kan bürümüş gözlerine bakmaktan başka elinden bir şey gelmiyordu.

Dostum diyebileceği hiç kimse yanında yoktu. Zaten kendisini bu duruma başta hazırlamıştı.. Sağlığını kaybedince kendi isteğiyle onlardan ayrılmıştı, sessizce ölümünü beklemek için.

Karşısındaki leşçiller ölümünü beklerken doğumundan şu anına kadar kimine göre iyi kimine göre kötü hayatını değerlendiriyordu belkide.

Hayat denilen canavar onu çok küçükken sınamaya başlamıştı. Kötü niyetli insanlar onun senaryosunu yazmaya çoktan başlamıştı.
Küçükken onun annesinin şefkat dolu bakımından alıkoyup onu insanların eğlenebileceği bir varlığa dönüştürmeye çalışacaklardı. Fakat annesinin yardımı, kendisinin de gayreti ile kurulan tuzaklardan bir bir kurtulmuştu. İşte o zaman anlamıştı hayatın onun üzerindeki düşüncelerini. Ayağı takıldığı anda onu ezecek kadar acımasız, arkasını döndüğü anda kuyusunu kazacak kadar bir kalleş, bir çukura düştüğü anda ona bir dal parçasını uzatmayacak kadar şerefsiz olduğunu anlamıştı.

Gençlik döneminde çocukluğunun ona vermiş olduğu tecrübe ile artık daha rahat hareket edebiliyordu.
Çevresinde en çok saygı gören kişi kendisiydi. Atikliği, güçlülüğü sayesinde çok rahat karnını doyurabiliyordu. Alın teri ile kazandığı yiyeceklerini dost dediği fakat hiçbir zaman gerçek bir dost olmayacağını bildiği kişilerle paylaşıyordu.
Daima zayıf olanların yanında yer aldı. Çünkü onda diğerlerinde olmayan bir şey vardı.
Merhamet.
Bu duygu onu dahada çok olgunlaştırmış, çeşitli tecrübeler kazanmasına vesile olmuştu.

Yaşlılığının ilk zamanlarında dost dediği insanlardan uzak durmaya başlamıştı. Eskisi kadar güçlü olamadığından haksızlıklara boyun eğmek zorunda kalıyordu. Dostlarının arkasından kuyusunu kazdığını biliyordu. Anlamıştı. Burada istenmeyen bir kişiydi. Artık bir köşeye çekilmesi gerektiğini anlamıştı.

Ve şimdi başında leş kargaları on üç yıllık dostum Gölge’nin ölümünü bekliyorlardı.
Gölge onlara karşı koyamayacak kadar zayıftı.
Ama birden büyük bir çeviklikle ayağa kalktı. Kargalar bu hareketi beklemediklerinden uçup gitmişlerdi. Bende o kargalar kadar şaşkın bir ifade takınmıştım. Sonra bu şaşkınlık bende bir sevince dönüşmüştü. Dostum hayata geri dönmüştü.
 
Gölge gençliğindeki gibi vahşi bir şekilde kükredi. Ve yere yığıldı. Yanaklarımdan aşağı doğru süzülen göz yaşlarıma ve yerde yatan vahşi aslanın bana saldırma ihtimaline aldırmayarak yanına koştum.
Hareket etmiyordu. Elimi kalbinin olduğu yere koydum bir titreşim hissetme hevesiyle. Fakat vücudu bir taş kadar soğuk ve sessizdi.

Ağlıyordum.
Çünkü o son bir kükremenin ne anlama geldiğini anlamıştım.
Hayatın onun bileğini bükemediğinin bir sevinciydi.

Ölürken bile bana hayat dersi veren dostum Gölge’yi sonsuzluklar âlemine işte bu şekilde uğurlamıştım.
                                                                                                     
                                                                                                            Safari'nin Günlüğü
                                                            SON
Güneş doğacak, açacak çiçek...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölge
« Yanıtla #1 : 13 Ocak 2010, 23:33:02 »
Deadman107,

Bu belgesel tadındaki kısa hikayeyi yazarken eğer amacınız Gölge'nin bir aslan olduğunun sonuna kadar anlaşılmaması idiyse bunu başardınız. Açıkçası, Gölge'nin aslan olduğunu öğrendikten sonra da metnin başında ve içerisinde verdiğiniz bilgiler bir anda anlam kazanıp yerlerine oturdular bence.

Bu açıdan güzel gerçekten.

Bunun yanında, yazarken birkaç kelime kullanım yanlışınız ve imla hataları bazı yerlerde okuyucuyu sıkıntıya yüksek ölçüde sokmasa bile, okuyan için metin hakkında 'biraz daha özen olsaydı keşke' sözlerini ister istemez akla getiriyor.

Bu tarz hikayelerle çok güzel bir hava yakalayabilirsiniz aslında. Belgeselleri seven birçok insan vardır ve bu tarz yazılan öyküler de çoğu zaman çekici gelir -en azından bana.

Elinize sağlık. Yazmaya devam lütfen. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Deadman107

  • **
  • 347
  • Rom: 3
  • ---AmOrTeNtİa---
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölge
« Yanıtla #2 : 14 Ocak 2010, 18:13:51 »
Elerki.Değerli yorumun için çok teşekkür ederim.Evet bu yazıyı yazmamdaki amaç Gölge nin bir aslan olduğunu anlaşılmamasını sağlamaktı.Bunu başarabildiysem ne mutlu bana. :)

Dar zamanda yazdığım bir hikaye olduğu için imla kurallarına pek dikkat edememiştim. Daha sonraki yazılarımda dikkat etmeye çalışacağım.

Belgesel tarzı hikayeler ilgimi çok çeker.Bende bir şansımı denemek istedim.Yorumunuzu esirgemediğiniz için çok teşekkür ederim :)
Güneş doğacak, açacak çiçek...

Çevrimdışı Vinrael

  • **
  • 114
  • Rom: -2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölge
« Yanıtla #3 : 14 Ocak 2010, 20:31:08 »
 Tek dostunu kaybetmesi gerçekten çok üzücü ve aynı zamanda Elerki'ye de katılıyorum.
Meacla of the House of Fëanor

Ynt: Gölge
« Yanıtla #4 : 30 Mayıs 2010, 13:18:02 »
tebrik ederim çok güzel bir hikaye olmuş,
gölge için anlattığın şeyler tanıdık gibi,
neyse sen anladın
Melekler alsa beni götürse,Karanlığa teslim olmadan...

Ynt: Gölge
« Yanıtla #5 : 30 Mayıs 2010, 22:24:47 »
 Duygulandım. Harbiden... Çok güzel ama duygusal...
Gri

Çevrimdışı Deadman107

  • **
  • 347
  • Rom: 3
  • ---AmOrTeNtİa---
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölge
« Yanıtla #6 : 31 Mayıs 2010, 14:11:12 »
Yorumlarınız için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.
Güneş doğacak, açacak çiçek...