6.Bölüm:İlk Antreman
Adam Severusu erken uyandırmıştı.Severus uyandığında daha güneşin doğudan yeni yeni çıktığını gördü:
"Erkenden kalkmak senin adetinmidir?Daha güneş yeni çıkıyor.Ayrıca benim daha dün dev gibi bir boğayla güreştiğimi unuttun galiba,bırak biraz daha uyuyayım."
"Evlat baban gibi inatçı olma.Ayrıca bugün Apollo biraz gecikti,o yüzden güneş geç çıktı."
"Ne?Apollo mu?Oda kim ve güneşle ne ilgisi var?"
"Evlat.Güneş,Apollonun,yani 12 büyük tanrıdan biri olan Apollonun aracı gibidir.Güneşin doğması ve batması ona verilen bir görev gibidir.Neyse bu kadar bilgi yeter şimdi yemek yiyelim ve daha sonrada ilk antrema başlayalım."
"İyi fikir"dedikten sonra yatağında uzanıp dün geceki konuyu düşündü.O bir yarı tanrıydı.Hem de Zeusun oğlu.Ama babasına kızgındı.Çünkü onca yıl ona görünmemiş,ve bir savaş çıktığında oğlunu savaşın ortasına atmıştı.Bunları düşünürken Adam içerden seslendi:
"Gel içeri,yemekleri yedikten sonra zırhları giy,ben dışarıda bekliyorum.”dedikten sonra Severus hızla yemeye koyuldu,nefes almadan yiyordu.Çünkü yıllarca yediği köle yemeği(ekmek ve soğan)nden sonra et ve ördek yumurtası ona ziyafet gibi gelmişti.
Yemeği bitirdi,ardından düşüncelere daldı.Dün onun hayatını tamamen deiştiren o diyalogları aklına getirdi.Zeusun oğluydu ve kaderi yaklaşmakta olan tanrılar ve titanların büyük savaşına bağlıydı.
Zırhları giymeye koyuldu,üstüne sadece eski sahibinin evindeki resimlerde gördüğü demir zırhı,kafasına tarihi Yunan askerlerinin taktığı miğferi,ve eline oldukça ağır gelen kılıcı aldı.Dışarı ağır adımlarla çıktı.Temiz havayı içine çekti ve etrafına göz gezdirdi.Bu inanılmazdı:Bembeyaz akarsu,yemyeşil ağaçlar,en arkalarda ise simetrik şekilde uzayan sıra dağlar.Kulübenin önündeki alanda ise hedef tahtaları,mızraklar,büyük ihtimalle kılıç saplaması için kullanacağı heykeller,denge çalışmaları için yere paralel silindir tahta ve daha bir sürü yapması imkansız aletler.Ama en şaşırdığı şey,bir sepetin içinde temizlenmiş ve hayvanların yediği türden otlar vardı,ardından adamın yakınlarda olduğunu tahmin ederek bağırdı:
“Bu hayvan yemeği ne için,yoksa at mı besliyorsun,eğer öyleyse binmeyi çok ist..”sözleri yarıda kalmıştı.Gözlerine inanamadı.Sakat sandığı adamın belden aşağısı bir attı!!?Ve hala duruma inanamayarak:
“Senin belinden aşağısı at.Sen nasıl böyle olduğun?Bu vahçeti sana kim yaptı?”
Adam bir kahkaha patlattı:
“Evlat,ben bir sentorum.Yani yarı insan yarı at.Yavaş yavaş alışmaya başla,çünkü diğer eğittiğim kahramanlar öyle yaptı.Benim adım Kheiron,ben senden önceki kahramanları,Herkül gibi,Perseus gibi.Ve sıradaki de sen olucaksın.Ota gelince,bizlerin iki miğdesi vardır,bu otlar ise benim at bölümümdeki miğde için.”
“Kheiron!!Adını çok duymuştum.Ama bu öğrencinden iyi performans bekleme,çünkü elimdeki kılıcı tutmakta bile zorlanıyorum.Ayrıca miğfer de görüş alanımı kısıtlıyor,bide altıma giydiğim şeyde biraz sıkıyor.Bide üstümdeki zırhta fazla ağır olduğu için..”
“Yavaş ol evlat,bunlar bir savaşçı için savaş anında korunması ve saldırmasını sağlayan en önemli giysilerdir,yavaş yavaş alışsan iyi olur.”
“Sen öyle diyosan öyledir,Neyse hangisinden başlıyoruz?”
“Eveet,ilk olarak benim en sevdiğim silah,yani okla başlıyoruz.Şu ileride gördüğün hedef tahtasıyla başlayalım.”dedikten sonra Severusa ok ve yayı getirdi,ardından tekneiklerini,nasıl tutacağını ve kullanacağını anlattı.Severus eline oku aldı,zar zor gördüğü kırmızı noktaya odakladı,yayı gerdi veee oku ellerinin arasından kaydı gitti.Hedefi tutturdumu,yoksa ıskaladımı bakamadı çünkü hedef tahtasının arkasındaki ağaçın yaprakları üzerlerine yağdı.Yapraklar dağıldı,ileriye baktı ve ağacın gövdesindeki oku gördü.Yüzünü buruşturdu.
Kheiron düşünceli bir ifadeyle:
"Herkülde ilk denemsinde beni kaldırmaya çalıştı ve belini incitti.Al şu oku biraz daha deneyelim."
Ardından olaylar hızla gelişti:Severus hedef tahtasını 12 denemenin ardından tutturdu.Sonra denge denemesine geçtiler.Severus 3-5 kere düşüp silindirin iki bacağının ortasına gelmesinin ardından onu da başardı.Mızrak atma,at üstünden adama saldırma,savunma etaplarının ardından sıra kılıca geldi.Kılıcı eline aldı,heykele saldırdı ama iyi bir darbe veremedi.Ardından Kheironun aklına bir fikir geldi:
"Evlat,aklıma bir fikir geldi.Heykel cansız olunca pek heyecanlı olmuyor.Hades zamanında düşmanlarından korunmak için sarayındaki heykelleri canlandırıp düşmanının üstüne salardı.Bir deneyelim bakalım."
"Ne??Olmaz heykeli canlandırma!Beni öldürür!"ama artık çok geçti.Kheiron yunanca bir şeyler mırıldandı ve heykel irkildi,gözlerini Severusa dikti ve saldırıya geçti.Severus iki üç saldırıyı durdurmasına rağmen yere yığıldı,heykel kalkmasını bekledi.Severus ard arda hamleleri savuşturdu ama hiç saldıramadı.Kheiron bu işin böyle olmayacağını anladı ve bağırdı:
"Gökyaranı kullan evlat!Onu dene."
Severus"Harika fikir dedikten sonra kılıcı nefretle atabildiği kadar uzağa attı ve cebinden şimşeği çıkartarak kabarmasına dokundu.Şimşek gerçek boyutuna döndü.Onu eline aldığı anda bedeninde muazzam bir enerji hissetti,şimşeğin gücünü hissetti,yüzüne vuran rüzgara ve gökyüzüne odaklanarak,heykele koştu,heykel kılıcı salladı,ama Severus zamanında eğildi ve birden heykelin arkasına geçerek Şimşeği tüm gücüyle heykelin kafasına savurdu.Heykel tuzla buz oldu ve ardından Kheiron belli etmeden gülümsedi:
"Zeusun oğlu gücünü buldu."..