Kayıt Ol

Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları

Çevrimdışı Ropinie Hystria

  • **
  • 171
  • Rom: 10
  • Aut viam inveniam aut faciam
    • Profili Görüntüle
Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« : 06 Mayıs 2010, 12:04:02 »
Mağara insanları, binlerce yıl önce mağaralarda barınmış olan tarihöncesi insanlarıdır. Tarihöncesinde yaşayan insanların tümü mağara insanı değildi. Bazıları da belki sadece yılın belli zamanlarında mağarada barınıyordu. Kuzey Avrupa'da yaşayanlar, Buzul Çaği'nm soğuk havasından korunmak için mağaralarda barındılar. Çok soğuk dönemlerde ya da buzullaşma sürecinde, toprağın büyük bölümü buzla ya da kıraç tundrayla örtülüydü. Buzul Çağı'nda buzul örtüsü birçok kez ilerledi ve geri çekildi. Buzullaşmalar arasında daha ılıman dönemler yaşandı. Avrupa'daki ilk mağara insanları kuzeye büyük olasılıkla bu dönemlerden birinde geldiler. Bu görece ılıman zamanlarda bile kış ayları soğuk geçerdi. Taş Devri'nde avcılar, bu sert iklimden korunabilmek için fırtınadan etkilenmeyen ve soğuğu engelleyen mağaraları ve korunaklı kaya kovuklarını barınak olarak seçtiler.

Neanderthal İnsanı
Barınak olarak kullanılan mağaralara birçok ülkede rastlanmıştır, ama bu dönemin en ünlü yerleşim bölgesi Fransa'nın güneybatısındaki Dordogne Irmağı vadisindedir. Burada 8035 bin yıl önce basık alınlı, çeneleri gelişmemiş insanlar dağınık gruplar halinde yaşıyordu. Bu özellikleri taşıyan insanlara ait ilk kafatası Almanya'da Neander vadisinde bulundu ve bu insanlar, yerin adından dolayı, Neanderthal insanı olarak adlandırıldı. Neanderthal insanı kısa ve kaba çakmaktaşı parçalarını yontarak aletler yapar ve yabanıl hayvanları avlardı. Bu hayvanlardan örneğin mamut, tüylü gergedan ve mağara ayısının soyu tükenmiştir, ama yaban sığırı, bizon, at, geyik ve domuz gibi başka hayvanlar varlıklarını sürdürmektedir.
Neanderthal insanları yaşadıkları mağaraların ağzında ya da elverişli kayalıklarda çalı çırpıdan ateş yaktılar ve öldürdükleri hayvanların etini pişirdiler. Büyük olasılıkla ağaç yapraklarını, kuru ot ya da eğreltiotlarını mağaranın tabanına sererek, üzerinde uyudular. Üstlerini örtmek ve giyinmek için hayvan derilerinden yararlandılar. Bol güneş almak ve soğuk kuzey rüzgârlarından korunmak için güneye bakan barınaklar seçtiler. Daha fazla ısınmak amacıyla mağaraların içine ilkel çadırlar kurdular.
Bu tarihöncesi insanları, yaktıkları ateşin küllerini ve kömürlerini hiç temizlemediler. İliğini çıkarmak için kırdıkları kemik parçalarını çevreye saçtılar. Yonttukları çakmaktaşı artıklarını süpürmek, hatta kayalardan oturdukları yere düşen taş parçalarını atmak zahmetine bile katlanmadılar. Biri öldüğünde, bazen yerde sığ bir çukur açarak cesedi gömer, ölünün yanına ölümden sonraki yaşamda yanında bulunması için taştan birkaç alet koyarlardı. Ayrıca, büyük mağara ayılarının kafataslarını ve kemiklerini mağaranın tabanına kazdıkları çukurların içine yığarlardı. Zamanla rüzgârın savurduğu tozlarla, sellerin ya da ırmakların getirdiği kumlar barınakları doldurdu. Bu maddeler var olan çöplerle karışarak "mağara toprağı"nı oluşturdu. Böylece, Neanderthal insanları sürekli büyüyen bir çöp yığını üzerinde yaşadılar.
CroMagnon İnsanları
Yaşam bu biçimde binlerce yıl sürdü. Daha sonra, Buzul Çağı'nın son soğuk döneminde yaklaşık 3510 bin yıl önce, Dordogne'a, Doğu Avrupa'dan ve Ortadoğu'dan değişik tipte insanlar geldi. Bu insanların fiziksel özellikleri günümüz insanına çok benziyordu. CroMagnon insanlarının Neanderthal insanlarıyla savaşarak onları göçe zorladıkları sanılmaktadır. Bu insanların Neanderthal insanlarının mağaralarındaki toprak katmanların üzerine bıraktıkları kalıntılarda, alışılmış ocak türleri ve kemiklerin yanı sıra oldukça değişik çakmaktaşı aletlere de rastlanmıştır. CroMagnon insanı adını 1868'de, Fransa'da bu insanlara ilişkin ilk kalıntıların bulunduğu bölgeden almıştır.
Neanderthal insanları gibi, CroMagnon insanları da yaşamlarını avlanarak sürdürdüler, ama zanaatçılıkta onlardan ileriydiler. Bıçak, kazıma ve oyma aleti yapmakta daha ustaydılar. Kemikten ve mamut dişine benzer dişlerden hayvan figürleriyle bezeli çok güzel mızrak uçları ve dikiş iğneleri yaptılar. Mağara duvarlarına, sivri taşlarla av hayvanlarının resimlerini kazıdılar. Bu resimleri, büyük olasılıkla avlarının başarılı geçmesi için bir çeşit büyü olarak düşünüyorlardı. Günümüzde mağaraların gün ışığından uzak en kuytu köşelerinde bulunan bu resimler siyah ya da kırmızıyla, bazen de çok renkli olarak boyanmıştır. Mağara ağızlarına ya da gün ışığının ulaştığı yerlere de resimler yapılmış olabilir. Bu tür yerlerde rastlanan boyalı kaya parçalarının, bu resimlerin aşınmış kalıntıları olabileceği düşünülmektedir. Avrupa'da, içinde resimler bulunan mağaraların hemen hemen tümü Fransa'da ve İspanya'dadır. İçlerinde en güzeli, 1940'ta keşfedilen, Dordogne bölgesinde, Lascaux'da yer alan mağaradır (bak. MaGara San ati).
Neanderthal insanları gibi CroMagnon insanları da ölülerini bazen yaşadıkları mağaranın tabanına gömerlerdi. Ölülere en güzel giysileri giydirir, deniz kabuğundan boncuklar, sivri hayvan dişlerinden kolyeler takar, çevrelerine silahlarını ve aletlerini koyarlardı.
Ölülerin ten rengini, yaşayan insanların doğal ve sağlıklı rengine benzetebilmek için çoğu kez üzerlerine, pas kırmızısı bir boya serperlerdi. Bu buluntulardan CroMagnon insanlarının ölümden sonra da bir yaşam olduğuna inandıkları anlaşılmaktadır.
2010 bin yıl kadar önce buzlar eridi, iklim ılındı ve eski insanların mağaralarda yaşamasına gerek kalmadı.
Mağaralar, Avrupa'nın yanı sıra dünyanın öbür bölgelerinde de barınak olarak kullanılmıştır, ama buralarda yaşayan insanlara ilişkin çok az şey bilinmektedir.

-Alıntıdır-

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #1 : 06 Mayıs 2010, 16:07:19 »
Ben Neanderthal'lerler ile ilgili bir belgesel izlemiştim. Orada Neanderthaller kuzeyde yaşıyordu, afrika taraflarında da modern insanlar yaşıyodu. Sonra modern insanlar hayatta kaldı Neanderthaller yok oldu diyordu. Belgeseli izleyene kadar mağara adamlarının adının Neanderthal olduğunu bilmiyordum.

Çevrimdışı Methanopyrus

  • *
  • 45
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #2 : 06 Mayıs 2010, 16:13:34 »
Tabi evrime inanmak lazım öncelikle :D
Order Of The Black Robes
Dinsiz bilim topal,bilimsiz din kördür.

Çevrimdışı Arlinon

  • ***
  • 456
  • Rom: 14
  • Savaş ve Ateş
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #3 : 06 Mayıs 2010, 17:09:04 »
Tabi evrime inanmak lazım öncelikle :D

Bak sen... Bkz:Evrime inanmak...

Görgül şeylerle olmayan şeyleri karıştırmayın. Bilime tapmak gibi bir faaliyet bilmiyorum. :hömm:

-----

Paylaşım için teşekkürler Ropinie.

Çevrimdışı Methanopyrus

  • *
  • 45
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #4 : 06 Mayıs 2010, 17:47:26 »
Bak sen... Bkz:Evrime inanmak...

Görgül şeylerle olmayan şeyleri karıştırmayın. Bilime tapmak gibi bir faaliyet bilmiyorum. :hömm:

-----

Paylaşım için teşekkürler Ropinie.
derin mevzular şeysi adlı konunun olmayacağına dair canlı bir kanıt.burda cevap yazsam en az 2-3sayfa tartışırız :D
Order Of The Black Robes
Dinsiz bilim topal,bilimsiz din kördür.

Çevrimdışı Ropinie Hystria

  • **
  • 171
  • Rom: 10
  • Aut viam inveniam aut faciam
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #5 : 08 Mayıs 2010, 10:37:45 »
Kanıtlandı: Neandertal geni taşıyoruz!



Afrikalılar dışında tüm insanların yüzde 1-4 arasında Neandertal geni taşıdığı, iki insan soyunun Ortadoğu’da karıştığı ortaya çıktı.

Günümüz insan genomunun (kalıtım şifresi) çözülmesinden yalnızca 10 yıl sonra bilimciler, şifremizde soyu tükenmiş bir akrabamızın, Neandertal insanının izlerini saptadılar.

Science dergisinin 7 Nisan tarihli sayısında yayımlanan Neandertal genomu ön taslağının Dünyanın farklı bölgelerinden insanların genomlarıyla karşılaştırılması, Afrikalılar dışında tüm insanların yüzde 1 ile 4 arasında değişen oranlarda Neandertal geni taşıdığını ortaya koydu.

Kısa süre öncesine kadar bu iki insan türü arasında döl (dolayısıyla gen) alışverişi olmadığına inanılıyordu. 


Almanya’daki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü Evrimsel Genetik Bölümü Direktörü Svante Paabo yönetimindeki ekibin bulgularına göre, modern insanla Neandertaller arasındaki gen karışımı,  günümüzden 100.000 ile 50.000 yıl öncesini kaplayan bir aralıkta ve büyük olasılıkla 80.000 yıl önce Ortadoğu’da meydana gelmiş.

Bulgular, gen akışının Neandertaller'den modern insana olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar, Neandertal gen haritasının büyük bölümünü oluşturduktan sonra, aradaki farkları ortaya çıkarmak için bunu, biri Güney Afrikalı, biri Batı Afrikalı, biri Pasifik’teki Papua Yeni Gine yerlisi, biri Çinli biri de Fransız olan beş kişinin, ayrıca da bir şempanzenin genomuyla karşılaştırmışlar.

Sonuçlar, Neandertal genomunun, öteki bölgelerden insanların genomuna Afrikalılardan daha yakın olduğunu ortaya koyuyor. Bunun da anlamı, modern insanın Afrika’dan Dünya’ya yayılırken Mezopotamya ya da Bereketli Hilal diye de tanınan bölgede Neandertallerle karşılaştıkları ve onlardan aldıkları genleri daha sonra yayıldıkları dünyanın öteki bölgelerine taşımış olmaları.   

Araştırmacılar gen akışının Neandertallerden modern insana olduğunu kaydediyorlar.

Kısa süre önce Amerikalı antropologlar da çeşitli coğrafyalardan yaklaşık 2000 kişiden alınan DNA örnekleriyle yürüttükleri çalışmalar sonucu, modern insanların da bir miktar Neandertal geni taşıdığı ve iki tür arasında biri Ortadoğu’da, biri de Doğu Asya’da olmak üzere en az iki kez cinsel temas olduğunu açıklamışlardı.

Neandertal DNA’sına ait 4 milyara yakın baz çiftini inceleyen Max Planck ekibince açıklanan çarpıcı bir bulgu da Neandertal genomunun modern insan genomuyla  yüzde 99,7  şempanze genomuyla da yüzde 98,8 oranında aynı olması. Araştırtmacılar modern insan ve Neandertal genlerince üretilen proteinlerden yalnızca 88’inin farklı olduğunu belirlemişler.

Bilimsel adıyla Homo sapiens neandertalis ile modern insanın (Homo sapiens sapiens) atalarının yaklaşık 440.000  yıl önce Afrika’da ortak bir atadan ayrıldığı düşünülüyor. (İnsanın daha eski atalarının şempanzelerle ortak bir atadan ayrılması ise 6,5 milyon yıl öncesine tarihlendiriliyor.) Fosil kayıtlarına göre Afrika’dan göç edip Avrupa, Güney Sibirya ve Ortadoğu’yu da kapsayan geniş bir alana yayılmış olan Neandertaller 30,000 yıl önce yok oluyorlar.

İnsanın bu en yakın akrabasının Neandertal diye adlandırılmasının nedeni ilk fosilinin Almanya’da Neander adını taşıyan vadide (tal) bulunmuş olması.

Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bu bulgulara Hırvatistan, Rusya, İspanya ve Almanya’da bulunan Neandertal kemiklerinden elde edilen 1 milyar DNA “kırıntısını” inceleyerek ulaşmışlar. DNA’nın büyük kısmıysa, Hırvatistan’daki Vindija mağarasında bulunan üç Neandertal kadına ait 38.000 yıllık fosillerden alınan 400 miligramlık kemik tozundan sağlanmış. Fosiller, 40.000 yıla yakın süre  üzerlerinde yaşayan bakterilerin DNA’sıyla kirlenmiş olduğundan, Neandertallere ait olan parçacıkları ayıklayabilmek için özel teknikler kullanılmış.
enom, tüm canlılara fiziksel ve zihinsel özelliklerini veren, hastalıklara eğilimlerini belirleyen genlerin sayısını ve yerlerini belirleyen bir tür haritaya deniyor. Yaşamımız için gerekli proteinlerin şifrelerini taşıyan genler, tüm canlı hücrelerinin çekirdeklerinde bulunan kromozomlar üzerine sarılı olan ve yangın merdivenini andıran sarmal bir yapıda uzun çekirdek asitleri olan DNA molekülleri üzerine dağılmış özel bölgeler. Baz denen küçük moleküllerin farklı özel dizilimlerinden oluşmuş bölgeler. Bu bazları birer harfe benzetecek olursak, genler, rastgele dizilmiş harf çiftleri içinde anlam taşıyan sözcükler oluyor. Sözcüklerin sayısı çok fazla değil. İnsan genomu, herbiri farklı azot fosfat ve şeker gruplarından oluşan küçük moleküllerin ilk harfleri olan A, C, G, T adlarını taşıyan toplam altı milyar bazdan oluşuyor. Birbiri etrafında dolanan iki iplik gibi dizilmiş DNA molekülü, ipliklerden biri üzerindeki bazın, karşı iplikteki bir başka baza yapışmasıyla oluşan baz çiftlerinden meydana geliyor. Bu bazlardan A, yalnızca T ile çift oluşturabiliyor, C ise yalnızca G ile.

İnsan genomundaki 3 milyar çift baz dizilimi üzerinde özel bölgeler oluşturan ve çeşitli proteinlerin kodlanma talimatını taşıyan ve bunları yeni kuşaklara aktaran genlerin sayısı 25,000’in altında.


-Alıntıdır.-


Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #6 : 08 Mayıs 2010, 14:33:42 »
derin mevzular şeysi adlı konunun olmayacağına dair canlı bir kanıt.burda cevap yazsam en az 2-3sayfa tartışırız :D

Pek alakası yok. Evrim inanç değildir. Olmadığını düşünürsün, kanıtların vardır(!) olduğunu düşünürsün kanıtların vardır. Ama bunlar düşüncedir, inanç değil.

Şöyle düşün. Tanrı'yı görüyorsun var. O zamandan sonra dünyada herhangi biri ben Tanrı'ya inanıyorum veya inanmıyorum diyebilir mi? Tanrı var çünkü orda işte. O zaman bu inanç değildir. "Bilgi"dir.

Evrim de öyle bir şey. İnanç değil.
try again fail again fail better

Çevrimdışı Methanopyrus

  • *
  • 45
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mağara-Neanderthal-Cro-Magnon İnsanları
« Yanıtla #7 : 08 Mayıs 2010, 20:56:15 »
Orda evrime inanmak demem yanlıştı kabul ediyorum o an aklıma başka kelime gelmedi ve inanmaktan kastım kabul etmekti.
Çoğu forumda kısır bir döngüye dönüşür bu konu.
Ve yaklaşımım da yanlış olabilir düşünmeden derin mevzular konusuna yazacağıma burda göstermek istediğim için karışıklık oldu.
Konunu da saptırdım herhalde Ropinie Hystria özür dilerim
Order Of The Black Robes
Dinsiz bilim topal,bilimsiz din kördür.