''Unutmayın, ne kadar çok şey öğrenirseniz, yalnızlığa o kadar mahkum kalırsınız. Binaenaleyh dünya artık gözünüzde çok daralmıştır, o kadar ki insanları bit sanırsınız.'' Aslında burada bilgiyi doğru alanda kullanma bölümü ön plânda sanki.
Ben açıkçası herkesle iyi anlaşamam. Buna neden olan şey bencil ve kıskanç olmamdan kaynaklanıyor.Aslında düşündükçe kötü birisi olduğumu anladım. Evet çok kötüyüm.İlk tanıştığım insana çok iyi davranırım. Sonra zaaflarını, zayıf noktasını öğrenip bunu ona karşı kullanırım.Böylelikle kişi bana bağlı hale gelmiş olur.Yani onu bir güzel istediğim gibi kullanırım. O kişi bunu fark ettiği an alınmazda zaten bana. Çünkü onunda bende istediği bir şey vardır.Karşılıklı çıkar ilişkisi çok güzel demi? Sonuçta günün sonun herkes kendini düşünür.
Alıntı yapılan: johnconstantine - 06 Aralık 2010, 17:36:03 ''Unutmayın, ne kadar çok şey öğrenirseniz, yalnızlığa o kadar mahkum kalırsınız. Binaenaleyh dünya artık gözünüzde çok daralmıştır, o kadar ki insanları bit sanırsınız.'' Aslında burada bilgiyi doğru alanda kullanma bölümü ön plânda sanki. Bana sorarsan verdiğin Söz apayrı bir anlama sahiptir. Çok şey bilen insan bunun bilincindedir. Ve ötekilere de ondan daha bilgiliymişce davranmakta zorlanmaz. İnsanlar ona karşı 'ukala' terimini kullanmaya başlar ve kişi yalnız olmaya başlar. Bu söz bunu ifade ediyor. Çok şey bildiğimi hiç düşünmedim. Öyle bir şey yok. (hadi ama, sadece 17 yaşındayım!) ama olay şu ki yorumlayabiliyorum. Yorumladıkça öğreniyorum, öğrendikçe yorumluyorum. Sonuçta ne kadar çok yorumlayabiliyorsam o kadar bilgiliyimdir. Ünlü filozoflar Spoiler: Gösterne bileyimi sokrates olur, Platon olur... bu yüzden gözümüzde bilgilidirler. yorumlarlar. Analiz ederler. Var oluşu araştırırlar. Biri çıkar varlık sayılardır der, öteki çıkar varlık sudur der. Varlık teması genişler, yorum olayı artar, bilgi edinilir. İnsan oğlu bu yüzdendir ki bilgiyi var oluşu sorgulamaya başladığından itibaren edinmektedir. *** Benden bir tane daha mı? Bir ben daha olsa ne mi yapardım? Biliyor musunuz, bu soru o kadar saçma ki! Varsayımlarla uğraşmamak lazım. Biri kalkıp size "süt siyah olsa ne olurdu?" diye soruyor mu? Önceden yapılmış olan yorumu farklı bir biçimde yorumlamışsınız. (Görüyorum ki bazılarımız sırf sadece sol tarafımızda bulunan mesaj sayısının artması için uğraşıyor.) Bir 'ben' daha olması imkansiz. Öyle birşey olabilseydi, zaten dünyada ne kavga çıkardı, ne insanlar ezilirdi ne de yanlış yollara sapardı. Hayatta karıncalardan farkımız kalmazdı. Herkes aynı, herkes normal.. Ne kadar sıradan olurduk, düşünsenize! Bu sorunun sorulmasındaki amaç, kendimizi nasıl bulduğumuzu anlamaya çalışmak olsa da, bunu farklı yollarla yapmalıyız. Bu tip saçma varsayımlarla bir yere varamayacağız. *** Alıntı yapılan: Victoria - 06 Aralık 2010, 17:09:51Ben açıkçası herkesle iyi anlaşamam. Buna neden olan şey bencil ve kıskanç olmamdan kaynaklanıyor.Aslında düşündükçe kötü birisi olduğumu anladım. Evet çok kötüyüm.İlk tanıştığım insana çok iyi davranırım. Sonra zaaflarını, zayıf noktasını öğrenip bunu ona karşı kullanırım.Böylelikle kişi bana bağlı hale gelmiş olur.Yani onu bir güzel istediğim gibi kullanırım. O kişi bunu fark ettiği an alınmazda zaten bana. Çünkü onunda bende istediği bir şey vardır.Karşılıklı çıkar ilişkisi çok güzel demi? Sonuçta günün sonun herkes kendini düşünür. Bu da ne demektir? Kendinle ilgili bu kadar ağır konuşman insanoğlu ile ilgili düşüncelerimi değiştirdi. Sana tek bir sorum var: Bu söylediklerine sen kendin inanıyor musun peki? Kendine karşı bu kadar acımasız olma. İnsanları kullandığını söyleyen biri, bana kalırsa kullanılıyordur diye o da öyle olmak istiyordur. Çıkar meselesi hep vardır, ama insanları kullanmak mı ? O apayrı bir şeydir
Herkesin iyi ve kötü tarafı vardır. Önemli olan dengedir. Bir tarafa yönelirsen diğer taraf çöker. Yani dengelemek çok zordur. Bir insan ya iyi olmayı seçmiştir ya da kötü olmayı. Bu onun seçimidir. Buna çevredeki bazı olaylar neden olur. Bana göre kimse kimseye karışmamalı ve seçimlerine saygı duymalıdır. Tabi eğer karşındaki sana zarar veriyorsa ya da zararı dokunuyorsa o zaman karışılmalıdır.Çünkü insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar. Buna örnek vericek olursam: Arkadaş baskısı en iyi örnektir. Eğer yakın bir arkadaşın varsa senden beklentileri çok olur.Ona defterini istemesende vermek zorunda kalırsın, Borç para vermek zorunda kalırsın, senden kopya çekmesine izin verirsin... Çünkü o senin en yakın arkadaşındır. Bunları yapmazsan sana küser gider. Arkadaş baskısı buna denir.Yani insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar.Başka bir örnek daha vermem gerekirse; Aileden birine ya da iş arkadaşına vb. Bir doğum günü olur. Hediye alırsın. Ama hediyeyi alırken onunda sana kendi doğum gününde hediye almasını beklersin.Hep bir beklenti içindeyiz. Yaptığımız iyiliğin karşılığını isteriz. Size soruyorum şu ana kadar karşılıksız iyilik yapan bir insan gördünüz mü? Ben görmedim.
Alıntı yapılan: Victoria - 25 Ocak 2011, 15:53:19Herkesin iyi ve kötü tarafı vardır. Önemli olan dengedir. Bir tarafa yönelirsen diğer taraf çöker. Yani dengelemek çok zordur. Bir insan ya iyi olmayı seçmiştir ya da kötü olmayı. Bu onun seçimidir. Buna çevredeki bazı olaylar neden olur. Bana göre kimse kimseye karışmamalı ve seçimlerine saygı duymalıdır. Tabi eğer karşındaki sana zarar veriyorsa ya da zararı dokunuyorsa o zaman karışılmalıdır.Çünkü insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar. Buna örnek vericek olursam: Arkadaş baskısı en iyi örnektir. Eğer yakın bir arkadaşın varsa senden beklentileri çok olur.Ona defterini istemesende vermek zorunda kalırsın, Borç para vermek zorunda kalırsın, senden kopya çekmesine izin verirsin... Çünkü o senin en yakın arkadaşındır. Bunları yapmazsan sana küser gider. Arkadaş baskısı buna denir.Yani insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar.Başka bir örnek daha vermem gerekirse; Aileden birine ya da iş arkadaşına vb. Bir doğum günü olur. Hediye alırsın. Ama hediyeyi alırken onunda sana kendi doğum gününde hediye almasını beklersin.Hep bir beklenti içindeyiz. Yaptığımız iyiliğin karşılığını isteriz. Size soruyorum şu ana kadar karşılıksız iyilik yapan bir insan gördünüz mü? Ben görmedim.Ben gördüm. Sokakta yürürken kenarda el açmış bir dilenci görüp önüne 50 kuruş atan hiç kimse dilenciden bir şey beklemez. En basit örneği, bu karşılıksız iyiliktir.Hayata bakış açısı ile alakalı bu konular. Bu yorumu sana hitaben yazmıyorum, yalnızca güzel bir konuya parmak basmışsınız ve bu konuda birşeyler söylemek istiyorum.İnsanlar birbirlerini kullanırlar bu doğru. Fakat hayat zaten insanların birbirine yardım etmeleri veya bir şekilde etkileşim içinde olmaları üzerine kuruludur ki bu insanın neden yalnız yaşayamadığının en bilinen sebebidir zaten. İnsanlar birbirini kullanır, fakat bunun ne ölçüde olduğu, kullanılma sınırının saflık veya kurnazlık derecesine kayıp kaymayacağı, diğer insanların bizden beklentisi vb. şeyler bizim tavrımızdan kaynaklanır. Çevremizdeki insanların isteklerini veya beklentilerini bizi kullanma olarak görmek istersek bir yerden sonra kimseye güvenemez hale geliriz elbet. Çünkü er ya da geç tanıdığımız her insanın bir beklentisi olacaktır bize karşı. Gerek sözde olsun gerek davranışta. En basitinden yeni birşey alıp arkadaşımıza gösterdiğimizde bir tepki bekleriz, hayırlı olsun, güzelmiş, şunu alsan daha güzel olurdu vs. Bu da bir beklentidir, hatta bazen bu kadar ufak bir şeyin karşılanmaması bile aramızı bozabilir bir insanla.Ama bu her zaman olan bir şey ve her zaman olmaya devam edecek bir şey. Eğer insanları birbiriyle olan etkileşimlerini kullanma olarak adlandırırsak hayattan soğumak için bir çok sebebimiz olur. Bu sosyal yaşamdır sonuçta, elbette insanlar biribirleriyle konuşacak, bazı şeyler isteyecek, hatta bazen egolarına yenilip karşılarındaki insana art niyetle bile yaklaşacaktır. Önemli olan sınırı doğru çizip, belli bir noktanın ötesine izin vermemektir bence.
Onun hayır duasını almak için para atar genelde insanlar. Ama bir şekilde acıdıkları içindir. Neden peki?Hallerine şükrederler. Ondan üstün oldukları ve kimseye muhtaç olmadıkları için acırlar. Tabi bu benim görüşüm.Herkesin bakış açısına saygı duyuyorum.Söylediğiniz şeyler düşündürücü. Evet kimseyeye güvenemek çok kötü bir şey. Ve herkesin birbirini kullandığını düşünmek. Ama maalesef benim karşılaştığım bir çok insan saf bir şekilde değil art niyetle birbirlerini kullanmıştır. Maalesef benide bir kez kullanan oldu. (hani derler ya kuyruk acısı diye ya da onun gibi bişey.)Bundan dolayı insanlara güvenim sarsıldı. Bir çin atasözü var: ''Tecrübe yediğin kazıkların toplamıdır.'' diye. İşte o söz aynen bana uyuyor.
2. Forum içerisinde açılan başlıkla alakasız ciddi kişisel tartışmalar yürütmek yasaktır.
Arkadaşlar Kurallar'a hep beraber bakalım ne yazmışız daha önce:Alıntı2. Forum içerisinde açılan başlıkla alakasız ciddi kişisel tartışmalar yürütmek yasaktır. İkinizin de saçmaladığının farkına varmasını bekliyorum. Ayrıca Laughing Madcap'e saldır emri vermek (burada bir insandan bahsediyoruz) ve "çek git" gibi garip tabirler kullanamak sizleri hoş bir duruma düşürmüyor. Dahası, kişileri mantıksız buluyorsak bile bunu kırıcı olmayan bir biçimde ifade etmek de gerekir. Direk kişiliğe laf söylemek de aynı derece hoş değil.Şimdi bir daha düşünün yazdıklarınızı. Kuralda ne diyor? Kişisel tartışmalara gerek yok.
Ben gayet mantıklıyım. Bunu söyleye bilmen için beni tanıman gerekir. Nickname yazan Victoria dan başka bir şey bilmiyorsun hakkımda.Ben burda kendi adıma konuşuyorum. Ve yediğim kazıkları mesaj halinde buraya yazmadım. Sadece örnek verdim. hayatın basit olduğunuda düşünmüyorum. Ve böyle bir şey söylediğimide hatırlamıyorum. '' İnan seninkiler kadar etki bırakan kazıklar yedim, inan. Fakat asla herkesin böyle olduğunu düşünmedim.'' Sana hayatta ne kazık yedin diye sorduğumuda hatırlamıyorum. Beni ilgilendirmez yediğin kazıklar.Genel olarak konuştum. Ve kendi görüşlerimi paylaştım. Biraz saygı lütfen!Laughing Madcap sana söylediğim lafı geri alıyorum. Sakin olma! Şuan sakin olmaya çalışıyorum ama olamıyorum. Sanane benden! O senin görüşün buda benim görüşüm.Çek git!Uğraşamıycam sizinle. Kendimi yoruyorum...
Alıntı yapılan: Victoria - 25 Ocak 2011, 17:59:32Ben gayet mantıklıyım. Bunu söyleye bilmen için beni tanıman gerekir. Nickname yazan Victoria dan başka bir şey bilmiyorsun hakkımda.Ben burda kendi adıma konuşuyorum. Ve yediğim kazıkları mesaj halinde buraya yazmadım. Sadece örnek verdim. hayatın basit olduğunuda düşünmüyorum. Ve böyle bir şey söylediğimide hatırlamıyorum. '' İnan seninkiler kadar etki bırakan kazıklar yedim, inan. Fakat asla herkesin böyle olduğunu düşünmedim.'' Sana hayatta ne kazık yedin diye sorduğumuda hatırlamıyorum. Beni ilgilendirmez yediğin kazıklar.Genel olarak konuştum. Ve kendi görüşlerimi paylaştım. Biraz saygı lütfen!Laughing Madcap sana söylediğim lafı geri alıyorum. Sakin olma! Şuan sakin olmaya çalışıyorum ama olamıyorum. Sanane benden! O senin görüşün buda benim görüşüm.Çek git!Uğraşamıycam sizinle. Kendimi yoruyorum... Afedersin, hiç böyle bir reaksiyon beklemiyordum. Doğrusu beni şok ettiniz. Kötü bir amacım yoktu ve kesinlikle haklısın. Özellikle senin hayatının beni ilgilendirmediği kısmında sana epeyce hak verdim. Orada senin yaptığın yorumdan öne çıkarak bende aynı senin gibi kendi görüşlerimi dile getirmiştim aslında. Yazdıklarımda sadece ve sadece her ne kadar hayatta kötü şeyler olsa da, iyi şeyler olduğu görüşümü anlatmaya çalıştım. Özellikle ve özellikle sana sersenişim seni aldatmış olmalı sanırım. Lafım sadece sana değildi. Sizi bu kadar kızdırmam beni gerçekten üzdü, amacım bu değildi. Sizden özür diliyorum.
Madem tartışma tatlıya bağlandı konuyu biraz toparlayıp ben de bu durum hakkındaki düşüncelerimi belirtmek isterim.Şöyle ki ben de birbirine çok benzeyen kişiliklerden çok ortak ilgi alanlarına ve bu alanlarda ortak düşünüş şekillerine sahip insanların daha iyi anlaşacağı kanaatına sahip biriyim. Birini ne kadar çok tanırsanız, o kadar çok tiksinmeniz gayet mümkün. Örneğin bir insan hakkında ne kadar az bilgi sahibiyseniz o kişiye karşı o kadar az lavbali, o kadar çok saygılı ve mesafeli bir davranış sergilersiniz. Böylece kişiliğinin altına gizlediği kötü huylardan da haberiniz olmaz. Kendisini tanıdıkça ona karşı duyduğunuz ilgi ve merak azalır, hayranlıkla gelen heyecan duygusu yitip gider. Çünkü bilindik ve alışıldık olan, hiçbir zaman ulaşılmaz değildir… Bu yüzdendir ki aşk varsa bile gerçek kişiye ait değildir, sevgi ise kişiyi olduğu gibi kabullenmektir ve yine bu yüzden kalıcıdır.Evet, insanlar sevmediklerini kullanabilir. Hatta sevdiklerini bile kullanır… Kişinin karakterinde bu yatıyorsa buna kim engel olabilir? Ancak herkes böyledir demek de doğru değil. Farklı olan pek çok insan var; iyiliği iyilik için yapan. Yine de çoğunluğun menfaat düşkünü olması ve bu yüzden güveninin sarsılması farklı birşey. Karşılık istediğimiz ve beklenti içine girdiğimiz de doğru. Peki bunun hiçbir zaman iyi yönde olmadığı doğru mu?Bence değil.Spoiler: GösterSanırım yorumum ucundan ‘kişisel görüş belirtmenin yasak olduğu’ bir konuya değdi ama düşünce birliği sağlamak açısından gerekli olduğunu düşündüğüm birşeydi. Kimse tartışmaya girmediği sürece zararı olmayacaktır diye umuyorum.