@azizhayri:
Hemen endişeye kapılmamalı. Bilişsel süreçlerde, beyin kapasitesine dayalı boşluklarında etkisiyle çevremizdeki dünya ile etkileşime geçmekteyiz. Subliminal, bilinçli zihnimizin dışında gerçekleşen beyin aktiviteleri. Beyin en olmadık materyalleri birbiri ile bağlantılayarak, algılama kapasitesine uygun seviyede bilgiler üretmektedir. Bu üretim sürecinde okuma, yazma, alet edevat yapma, sanat, olumlu duygular(merhamet...), olumsuz duygular (öfke...), olumlu eylemler (fedakarlık...), olumsuz eylemler (öldürme...), sosyal davranışlarımız, bizi hayatta tutacak kararlar gibi sayılamayacak kadar çok şeyi içine alıyor. Bu saydıklarımın ve sayamadıklarım arasındakilerin hepsi de olumsuz değil. Olumlu olanlar da olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Hepsi de, hayatımızı idame ettirmek için belli bir gerekliliğe sahip. Tehlikeli olan bunların yönlendirilmesi. Ama bunun için sürekli ve oldukça ince hesaplanmış yönlendirmelere maruz kalınması gerek. İletiye devamlı maruz kalmak onu hemen etkin kılmaz. Etkilediği zihinde onu fark edebilecek karşılıkları da bulunmalı. Bilişsel süreçlerin çalışma prensiplerini az buçuk kavramaya başlayıp, bunları hayata aksettirmeyi başarsak bile, bir yerde, içinde bulunulduğu topluluğun ve durumun kendi iç dinamiklerine hareket etmekten kaçınamayabiliriz. Subliminal sistemimizin yarattığı endişeyle kurtulmaya çalıştığımız tehdidin üstesinden gelmek için düşünmeden sarıldığımız çözüm yöntemleri de subliminal sistemimizin ürünü.
Subliminali saf kötülük silahı olarak görmek bile, aslında zihnimizin bize oynadığı küçük oyunlardan biridir. Kötüyü tanımlayarak, onunla aramıza mesafe koymayı, hatta onu hayatımızdan çıkarırsak kurtuluşa ereceğimiz fikrine dayanır. Bunun temeli de, görsele dayalı algı dünyamızdan gelir. Fiziken bize zarar verebilecek olandan kaçınma ya da onu yok edebilmeye dayalı güvende olma mekanizmasıdır bu (Kelimeleri gözümüzde canlandırmakta buradan gelmekte galiba). Kötüyü tanımlarken, etrafındaki yan unsurları budayıp, kesin hatlarda tanımlamak bu görsel algılamada önemlidir. Soyut bir fenalıktan veya fenalık olasılığından bahsederken de ona şekil vermeye kalkışır beyin. Şekil verirken, taşı oyarak heykel yapmaya benzer bu süreç. Bir canavarı tasvir etmeye çalışıyorsanız, canavar heykeli yaparsınız. Böyle bir budama işlemi, olguyu tanımlarken, onu yeni bir bilgiye dönüştürür. Algılanacak seviyeye geldikçe gerçek doğasından daha da kopar. Bunlar hayati önemi olan hızlı karar verebilme mekanizmasının sonucudur. Beynin amacı, tanımsız olguyu kolayca algılayabilecek seviyeye indirgemek ve kolayca karar vermeyi sağlayarak sizi güvende tutmaktır. Subliminali tehdit olarak gösteren gene subliminalin kendisi.
Carpanter'ın Yaşıyorlar'ı, tüketim toplumuyla kontrol edilme tehdidinden bahsederken, sorunu fizikselin sınırlarına çekerek onu saf kötülük olarak lanse eder. Kötülük seyirci olarak sabit bir yere konumlanır. Tek yapmak gerek, onu defetmektir. Filmimiz yapısal olarak, basitleştirilmiş kötülüğün vasıtasıyla basit kurtuluş yolunu da sunmuş olur bu vesileyle. Burada subliminal oldukça basit, etkili ve zihin hayatımızda hiçbir olumlu karşılığı olmayacak şekilde sunulması da zihnin her şeyi basitleştirdikten sonra karmaşıklaştırmacı tavrından gelir. Filmdeki bu kötücül gücün, kontrollü olarak belli bir zümre tarafından kullanılması; farkına varınca hemen kurtulabilinecek nesnel saf kötülüğe dönüştürür. Burada çözümün anahtarı, doğal olarak, kıç tekmeleyecek klasik kahramana düşmektedir. Film tehlikeye ve çözüme dair kolaya kaçan basit yapısı, zihnimizin kolaya kaçan tavrını özetliyor gibi.
Endişelerimiz yersiz değil. Ama hayatımızı doğrudan etkilemek de o kadar kolay değil. Kökenleri, basitliğe dayalı bir karışıklıktan çıkma bir hayatta tutma sistemi bu. Dedikleri gibi, "Bezen bir pipo, sadece bir pipodur." İmgeleri kategorize edip sakınılacaklar listesi yapmak yerine; onlara imalar yükleyen bilincimizin doğasını öğrenmek, en mantıklısı.
Yukarıda eksik ve yetersiz kaldığım noktalar var tabi ki. Konu hakkında, bir kısmını okuduğum kitap listesi umarım yardımcı olur:
Hatasız Düşünme Sanatı I/II, NTV Yayınları, Rolf Dobelli
Başına Buyruk, Beyin Sel Yayınları, Cordelia Fine
Zihin Sihirbazlığı, Alfa Bilim, Stephen L. Macknik Susana Martinez-Conde
Karar Anı, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, Jonah Lehrer
İnanan Beyin, Alfa Yayınları, Micheal Shermer
Subliminal (Bilinçdışınız Davranışlarınızı Nasıl Yönetir?), Okuyan Us Yayınları, Leonard Mlodinow
Duyum ve Algı Psikolojisi, Nobel Tıp Kitapevi, Özlem Sertel Berk, Haluk Özkul