Neden fantastik edebiyat deyince, olmayanı hayal etmek ve tek düze hayatlara renk katmak veya buna benzer şeyler için yapılıyor olsun? Ben şahsen okuduğum ve kendimce yazdığım fantastik öykülerin içinde hep, hayata dair, erdeme, yaşama onuruna, ders niteliğinde şeylere dikkat ederim.
Ben de fantastik edebiyatın sadece olmayanı hayal etmek olduğunu düşünmüyorum ve fantastik kitapları bu amaçla okumuyorum. Aynı zamanda Freshblood'ın da yaptığı şeyi hikayelerimde kullanarak mesaj verme kaygısı taşıyorum. Fantastik edebiyat her ne kadar hayalgücüne dayansa da gerçek hayata dair de sağlam izler taşır. Gerçeğin başka bir mutfaktan başka tabaklarla sunuluşudur benim için. Bazı fantastik eserlerde gerçeğe göndermeler görebiliriz. Hatta sembolizmi de kendine yakıştıran bir edebiyat türü olduğu için, orada anlatılanların gerçek hayattaki farklı biçimleri de diyebiliriz. Elbette her eser için demiyorum bunu ama üzerlerinde düşününce o kadar dünya dışı gelmiyor insana. Yapılan hareketler, alınan kararlar ve oradaki karakterlerin gerçek hayatta bir yansıması mutlaka oluyor.
olmayanı varmış gibi algılamak gerçeklikten uzaklaşıp olmayan boyuta yolculuk değilmidir? cevap olarak evet böyledir ne olur ki diyen,gerçek olan kendisini inkar etmiş sayılmaz mı?
Kitapta yazanlar orada anlatılan dünyaların ve evrenlerin var olduğunu idda etmiyor zaten, böyle bir düşünceye nasıl kapıldınız? Ayrıca, hayal etmek insana özgü bir yetidir. Hayal etmeyen insan ilerleyemez. Bugün pek çok icat insanların hayalgüçleri sayesined ortaya çıktı. Onlar önce ihtiyacı gördüler ve sonra bunu karşılayacak şeyler hayal ettiler. En sonunda da hayallerini gerçeğe çevirdiler.
En basitinden, uçak. Bir gün uçabileceğimizi söyleseler, yüzyıllar önce, herhalde deli gözüyle bakılırdı söyleyen kişiye.
Kısaca, hayal etmek insana özgü, yararlı bir yetidir. Bunu kullanarak yazılı eserler veren yazarların da yaptığı olağandır. Zaten fantastiği geçersek, pek çok farklı türde eser veren yazar da hayal ederek roman üretmiyor mu? Sonuçta gerçek hayatta olduğunu iddaa ettikleri ve gerçekte var olmayan, ama sadece gündelik yaşantımızda görmeye alışık olduğumuz insanları kullanarak romanlarını oluşturuyorlar. Bu durumda onlar da hayal ediyor demektir.
fantastik edebiyat değiştiremeyeceğimiz bir çok şeyin var olduğunu bilipte çaresizlikten doğan bir edebiyatmıdır?
Var olmayanı hayal etmek neden bu kadar tehlikeli görünüyor ve bunu yapanların çaresiz olduğu neden düşünülüyor? Sizin için demiyorum, genel olarak söylüyorum
. Yukarıdaki bilimadamı örneği buna da bir cevabımdır.
Orada geçenlerin var olmaması ne okuyucuyu çaresiz yapar, ne de kitap okuma ve edebiyattan keyif alma ihtiyacına bir engel teşkil eder. Aksine, insanlar bu sayede kitapları daha çok seviyor ve böylece edebiyatın diğer dallarına da ilgi duymaya başlıyorlar. Fantastik okuyan pek çok kişi kalemi eline alıp bir şeyler yazmaya da çalışır; yazarlığa heves eder. Bu bir çaresizlikten öte kültür aşılamasıdır diye düşünüyorum.