4x16'yı izlememiş olanlar için spoiler uyarısı.
The Walking Dead iki gün önce, dördüncü sezonunun on altıncı bölümüyle izleyicilerine veda etti ve böylelikle yeni sezon için altı ayık bekleme süreci de başlamış oldu.
Birinci ve ikinci sezon finallerinden sonra üçüncü sezon finali çok durgun gerçekleşmişti ve bu yüzden dördüncü sezona merak unsurunu taşıyamamışlardı. Dördüncü sezon finaliyle ise ilk ikisine benzer bir şekilde, heyecanın ve gerilimin hat safhada olduğu bir sezon finali izledik. Adeta haftaya yeni bölüm gelecekmiş gibi bitirdiler ve bizi aylar sürecek zorlu bir bekleyiş süresiyle baş başa bıraktılar. Neyse, en azından birkaç gün sonra Game of Thrones başlıyor.
Game of Thrones demişken, The Walking Dead'in kurgusunu da ben biraz Game of Thrones'a benzetiyorum açıkçası. Ne alaka derseniz eğer, iki dizi de çok ağır işliyor, detaylar üzerinde çok fazla duruluyor ve karakterler çok derin bir şekilde işleniyor, bir bölümde geçilebilecek şeyler üzerinde en az beş-altı bölüm duruluyor. Çizgi romanların da fazlalığını düşünürsek eğer, böyle olması son derece doğal. Çünkü senaryo sıkıntısı yok ve oyuncular açısından bir sıkıntı olmadığı sürece, bi beş sezon daha çekmeyi düşünüyorlardır herhalde.
Durgun geçen bölümlerin ardından sezon finali ilaç gibi geldi. Hatta sezon finalinden önceki bölüm de çok iyiydi. Glenn ve Maggie'nin duygusal kavuşmaları ve nihayet Terminus'a ulaşılması sezon finali açısından önemli gelişmelerdi.
Diziyi takip eden hemen herkese Terminus'un bir tuzak olabileceği düşüncesi hakimdi. Öyle de oldu. Hala tam olarak anlayamasak da Terminus'daki insanların amacını, "tuzak" tahminlerimiz netlik kazandı. Rick ve tayfası silahsız bir şekilde esir düştü. Neyse ki henüz Tyreese ve Carol Terminus'a ulaşmadı ve tahminlerime göre de bu ikisi sayesinde Rickler bir şekilde kurtulacaklar oradan. Tabii kurtulma esnasında grubumuz kayıp veya kayıplar da verebilir. Garanti olan bir şey var ki, beşinci sezon açılışı epey kanlı olacak.
Karakter analizini iyi yapan bir dizi The Walking Dead ve bu sayede de dramasal yönü güçlü. Sezon finalinde de yine flashbackler'le bize Rick'in değişimini anlattılar. Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan Rick'in, Carl için her şeyi göze alabileceğini gösterdiler. Joe'nun şah damarını tek hamlede ısırarak kopardığı sahne de dizinin unutulmazları arasına girecektir şüphesiz. Ve yine sezon finalindeki önemli sahnelerden biri de, Rick'in, Daryl'e, "Sen benim kardeşimsin," dediği sahnedir hiç şüphesiz. Çok iyiydi ikisi arasındaki diyaloglar.
Daryl ve Beth'in birkaç bölümlük ilişkisini izlemek çok güzeldi fakat Beth bir anda kayıplara karıştı, nerede olduğunu merak etmiyor değilim. Daryl demişken, dördüncü sezon da bitti ama Daryl karizmasından hiçbir şey kaybetmedi. Sadece bu dizi içerisinde değil, televizyon tarihinin en karizmatik karakterlerinden birisidir zannımca.
Şimdi beşinci sezonu bekleyebiliriz, evet.