Etiket: Genel Kültür Dükkanı
“Cehenneme İniş”
Ezoterizm, İnisiyasyon ve MisterlerEvren hakkında çeşitli bilgiler elde etmek, bütün bunlara ait evrensel gerçekliğe nüfuz etmeye çalışmak ve böylece ezoterizme (içe yönelik anlam/iletiye) ulaşmak için önce egzoterizmden (haricilikten) geçmek lazımdır. Yani ilk olarak bir şeyin "dış anlamından" başlamak, sonra yavaş yavaş "iç anlamına" doğru ilerlemek gerekir. Doğrudan doğruya yüksek bir gerçeğin kendisiyle karşılaşmanın imkânı yoktur.
Gizemli bilgilerin kaynağındaki ezoterik karakter, zihinlerin eşitsizliği, dinleyenlerin anlayışlarındaki farklılıktan çıkar. Bu da evrimin bir yasasıdır çünkü evrim yasalarına göre herkesin kendi çabasına göre bir yükseklik kazanması söz konusudur. Zihinsel eşitsizlikler bir evrim gereği olarak zaten insanlar arasında doğuştan vardır. Bu yüzden ezoterizm bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara öğretilmesi olarak tanımlanabilir.
Ezoterizme göre hakikatler ve sırlar herkese açıklanmamalı, ancak belli eğitimlerden geçip o bilgileri almaya hak kazanmış kişilere belirli bir zaman içerisinde derece derece açıklanmalıdır. Kimseye değerini ve manasını anlayamayacağı böyle bilgilerin verilmemesi gerektiği gibi, kimseye kaldıramayacağı bilgi de verilmemelidir. Çünkü taşıyamayacağı bilgi, kişiye bir yarar vermeyeceği gibi zararlı da olabilir. Bu bilgiler belirli semboller ve alegoriler vasıtasıyla aktarılır. Yüksek bilgiler insanlara anlayış düzeylerine göre ve anlayış düzeylerinin ilerlemesine göre derece derece açılan bir sembolizme bürünmüş şekilde verilir.
Bu bilgi ve hakikatlar için kullanılan ‘mister’ sözcüğü de eski Yunanca’daki “kapamak” anlamına gelen “myein” sözcüğünden türetilmiş olup, hakikatlerin öğrenilmesinde ağzın kapalı olması gerektiğine işaret etmektedir. Ağzın kapalılığı ise ikili bir anlama sahiptir: Hem, hakikatleri inisiyenin üstadından sözle öğrenmemesi, kendisinin sezmesi anlamına, hem de sezdiği hakikatleri kimseye ifade etmemesi anlamına işaret eder.
Kimi ezoterik kaynaklara göre misterler üç temel aşamada öğrenilirdi; bu bakımdan misterler üç gruba ayrılır.
*Küçük misterler: Bunlar, reenkarnasyon, nedensellik kuralı gibi evrensel yasalar ile imajinasyon denetlemesi, nefis denetlemesi ve psişik yetenekler hakkındaki teorik bilgilerdi.
*Büyük misterler: Bunlar, ilk aşamada edinilen teorik bilgilerin uygulanmasıyla kazanılan bilgilerdi. Yani inisiye adayının, yüksek bilinç hallerini, görünmez alemi ve birtakım realiteleri bizzat deneyimlerek tanımasıyla edindiği bilgilerdi.
*Hakiki misterler: İnisiye adayının spiritüel tesiri görünmez alemden kendi başına çekip aşağı (çevresine) aktarabilmesiyle ilgili bilgi ve deneyimlerdi. Bu aşamanın sonunda inisiye, sezgi yoluyla aldıklarını çevresine aktararak, ışık saçan bir meşale haline gelirdi.
Bu bağlamda inisiyasyon, kimi ansiklopedilerde bireyin spiritüel gelişimi için, ‘spiritüel tesir’i alıp aktarabilen bir üstadın sert ve sürekli kontrolü altında, bir düzen ve disiplin içinde, sınavlara dayalı tarzda, metodlu olarak eğitimi şeklinde tanımlanmaktadır. Bir inisiyasyonda üstad (inisiyatör, mürşid) tektir, öğrenci (inisiye adayı, mürit) ancak inisiyasyonu tamamladığı zaman inisiye olur. İnisiyasyonu tamamlamamış olanlara inisiye denmez.
İlk eleme sınavlarını başarıyla atlatan öğrenciyi üç temel aşamanın ya da yedi tali aşamanın söz konusu olduğu bir eğitim beklerdi. Evrensel yasalar ile imajinasyon denetlemesi, nefs denetlemesi ve psişik yetenekler hakkındaki teorik bilgilerin verildiği birinci aşamanın sonlarına doğru aday öğrendikleri konusunda çeşitli sınavlardan geçirilirdi. Bu sınavlardan başarıyla geçen aday, sonunda “cehenneme iniş”, ”yeraltına iniş” ya da “ölüm deneyimi” adı verilen derin bir trans halinde boş bir mezarda yahut tabutta geçmişiyle yüz yüze kaldığı bir gece geçirirdi. Bu, tüm gerçek inisiyasyonlarda uygulanan bir deneyimdir. “İnisiyatik ölüm” de denilen bu deneyim sırasında trans halindeki aday, kimilerinin spatyum, kimilerinin esîrî, kimilerinin astral, kimilerinin gayb alemi dediği görünmeyen öte-alemde, geçmişten getirmiş olduğu menfi birikimlerden vicdanî hesaplaşmayla kurtulmak zorundadır. Bu çok sarsıcı deneyimi sırasında, psişik yetenekleri çok güçlü olan üstadı onu yalnız bırakmaz, öte-alemdeki bu hesaplaşması sırasında kimilerinin astral seyahat, kimilerinin şuur projeksiyonu dediği yolla yanında olur.
Platon ve Orfe, “vicdani hesaplaşma” da denilen bu deneyimin ilk etabını, zaten her insanın öldükten sonra yaşayacağı bir “kendi kendini yargılama” ve kefaretini ödeme olarak betimler. Deneyim sonunda aday, vicdani hesaplaşmasını yaptıktan, hatalarını ve geçmişini inceleyip değerlendirdikten sonra menfiliklerinden arınarak, yeryüzünde doğmadan önceki “saf şuur hali”ni elde etmiş bulunmaktadır. Kendisi ölüm-ötesi alemde yaşadıklarından sonra öyle büyük bir değişim ve dönüşüm geçirmiştir ki, bir çocuk kadar, yeni doğmuş bir bebek kadar saflaşmış durumdadır. Aslında inisiyatik dilde “birinci doğuş” denilen bu deneyime, sonradan, egzoterik kesimce, anneden doğuş ilk doğuş olarak kabul edildiğinden, ikinci doğuş adı verilmiştir.
Ezoterik tradisyonda cehennemde yanma sembolü de bu bağlamda değerlendirilir. Kısaca, cehennem ateşinde yanma sembolizminde bireyin olumsuz, negatif unsurlarından arınması söz konusudur, yani bireye zarar verici bir işlem değil, yararına bir işlem söz konusudur.
“Saflık, yaratılan her 'iki'nin 'bir' olmasını isteyen doğruluktur.”
(Dogonlar)
Kaynak:
Resim Kaynak:
Ayrıca Bakınız: