Ek bilgi: "Samuray" , bizim filmlerde gördüğümüz gibi "iyi, mert, dürüst savaşçı" değildir. Samuraylar (diğer adı buşi) Japonya'daki derebeylerinin korumalarıydı ve maaş karşılığı kendilerini ve kılıçlarını derebeyinin hizmetine sunarlardı. Bu konu ile ilgili fikir sahibi olmak isteyenlere Akira Kurosawa'nın yönetmenliğini yaptığı "Yedi Samuray" (bkz: Seven Samurai) filmini şiddetle öneririm.
Çoğu filmde, oyunda, görsel tasarım çalışmasında öyle kılıç tasvirleri ve modellemeleri var ki… Dokunsanız kırılacakmış gibi. Tasarımları öyle mantıksız ki. Belli ki hiç gerçek bir kılıç görmemiş kişiler tarafından yapılmış. Dövüşlerin betimlemeleri, filmlerdeki dövüş sahneleri de öyle. Eline hiç kılıç almamış, bu silahın sanatıyla hiç tanışmamış kişiler tarafından yapılmışlar belli ki. Tamam, dövüş tasviri yapan herkes dövüş eğitimi alacak, dövüşçü olacak diye bir şey yok. Ama çok da uçmamak gerek dostlar. “Herşey gerçekçi olmak zorunda değil” diyebilirsiniz. Buna bir yere kadar hak verebilirim, evet baştan sona birebir gerçekçi olmak zorunda değil. Fakat işin aslından böylesine uzaklaşmak yeni bir abukluk vakasıyla (bkz: abukluk) karşı karşıya getiriyor bizi. Göreceksiniz ki kılıçlar ve savaş sanatları, çoğu “abukluk” ekolünden gelen yapıttakinden çok uzaktır, diğer yandan gerçek yüzlerini anlamaya başladığınızda o abuk gösterilerden çok daha güzel, estetiktir.