Yaş sınırlaması denilen olay da sonuçta yine bir sansür. Sadece, sınırlandırılmış versiyonu; her yaşa değil, belli bir yaşa sansür uygulanıyor. Ekranlarda yaş sansürü olmasını da sorgulamak gerek. Norm diye, doğru olduğu anlamına gelmiyor (Bu dünyada yaygın olan her uygulama doğru değil sonuçta. Bunları sorgulayabilmek gerek). Kitapların televizyon ve sinemadan, pratik olarak çok büyük bir farkı var. Bu görsel ortamlarda, içerik sürekli olarak ortaya çıkıyor ve sayıca çok fazlalar. Bu yüzden ebeveynlerin takip etmesi zor bir durum. Bu nedenle, TV ve sinema gibi ortamlarda için yaş sınırlaması (sansürü) değil de, yaş önerisi getirilmesi mantıklı. Sadece bir tavsiye olarak. Önceden uyarabilir "13+ için tavsiye edilir," diye fakat sonuçta, bir insan, yaşı kaç olursa olsun, bir şeyi izleyecek kadar olgun olduğunu düşünüyorsa ve ebeveynleri de onun bu kararına güveniyorsa, bu bizim karışabileceğimiz bir iş değil. Devletin ve toplumun geri kalanı, bu durumda bir söz hakkına sahip olmamalı. Örneğin, ben 10-11 yaşında Jackass ve South Park gibi şovları izlemeye başladım fakat bunlara özenip, zararlı işlere kalkıştığım hiç olmadı. Benim yeterince olgun olduğumu düşünen ebeveynlerim de bir ses etmedi.
Cinsel içerikli şeyler için de aynı durum söz konusu. Genç insanlar cinsel içerikli şeylere elbette merak duyacak ve gençler arasında seks artık daha da yaygınlaşıyor. Bu konuda yapılması gereken, onları bu doğal ilgiden uzaklaştırmak yerine, bilinç aşılamak. Cinsel içeriklerin bastırılmaya çalışıldığı yerlerde değil de, cinsellik eğitiminin ve bunun bilincinin yaygın olduğu yerlerde, ergen hamileliğinin daha az olması da, bunun daha işe yarar olduğunu gösteriyor.
Bu konuda örneği verilmiş 'ahlak dışı' diye nitelenen kitapları seçmek ise, yine çocuk ve ebeveyni arasında olmalı. Kaldı ki, bu tarz sağlıksız görünümlü romantik ilişkilere sahip kitapların satmasının nedeni, kitapların kendileri değildir. Gençler bu tarz kitaplara yöneliyorlarsa, bu demektir ki, toplumda ve kültürde, onları bu içeriğe yönelten sebepler vardır. Kitaplara bir sansür türü getirmek, bu sorunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu sorunun asıl sebepleri ortadan kaldırılınca -ki burada girmeyeceğim bu sebeplere- bu kitaplar zaten satmayacaktır. Tam aynı durum olmasa da, zamanında ABD'de video oyunlarını sansürlemeye çalışanlar da çok oldu çünkü şiddet olaylarıyla bağlantılı olduklarını düşünüyorlardı. Ancak, arada bu nedensellik bağlantısını kurabilen pek bir çalışma çıkmadı. Yani, şiddetin asıl sebebi oyunlar değil, başka bir şeydi. İnsanlar daha çok göz önünde olduğu ve değiştirmesi daha kolay göründüğü için, bu tarz ortamlara sarmayı tercih ediyor elbette. Asıl sorunun sebeplerine inmek çok daha zor ve herkesin harcı olan bir şey değil (aslında olması gerek).
Kitaplarda bu yaş önerisinin de olmaması gerektiğini düşünüyorum çünkü kitaplar, özgürlük ortamlarıdır. Kitaplarda ne tarz olursa olsun bir sınırlama ortaya çıktığı zaman, o toplumda bir şeyler çok yanlış gidiyor demektir. Pratik olarak farkını da belirttim. Ebeveynlerin takip etmesi daha kolay bir şey. Ek olarak, çocuklar bir bilince sahipse, kötü içerikli kitapları zaten okumak istemeyeceklerdir. Yani çocuğu sınırlandırmak yerine, onu bilinçli yetiştirmek gerek. Bir ebeveyn olarak, çocuğu sözlü veya fiziksel şiddet ortamında büyütür, cinselliğini bastırır ve kadın-erkek ilişkileri hakkında çarpık bir dünya görüşü aşılarsanız, çocuk da gidip bu tarz kitaplara ilgi duyacaktır. Sorun kitaplarda değil, sizdedir, ancak bunu kabullenmek kolay değil tabii ki. Bunlar yapılmasa bile, gençlik deneme-yanılma yolunun çok fazla görüldüğü bir dönemdir. Onların bu ilgilerini zorlamayla bastırmak yerine, öğrenmeleri için fırsat verilmeli.
Mark Twain'in çok bilindik ve güzel bir lafı var bu durum için. "Sansür, bir bebek çiğneyemiyor diye, bir yetişkine, biftek yiyemeyeceğini söylemektir." Elbette, bu söz, değindiğim noktaların sadece bir kısmını kapsıyor ama sert de olsa, yerinde bir mesaj iletiyor. Bir kişi, başka bir insanın -kaç yaşında olursa olsun- ne yapacağı hakkında bir sınırlama teklif etmeden önce, iki değil, beş kere düşünmeli. Özgürlükler, üstünde bu kadar kolay oynanabilecek şeyler olmamalı.