Konu: Yedikuleli Mansur - Mehmet Berk Yaltırık

[mit]

Ülkemizin son yıllarda korku ve tarihi kurgu alanlarında yetiştirdiği en yetkin isimlerinden biri olan, forumlarımıza "Wyern" takma adıyla musallat olan Mehmet Berk Yaltırık, çok yakında kendi adını taşıyan ilk romanı “Yedikuleli Mansur” ile okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

Daha önce Anadolu Korku Öyküleri 2, Gio Ödülleri 2013 Seçilmiş Öyküler, Güçoburlar  ve Aşkın Karanlık Yüzü adlı kısa hikâye derlemelerinde yer alan yazar, tarihçi ve tiyatrocu Mehmet Berk Yaltırık, bunun yanı sıra Aylık Öykü Seçkisi başta olmak üzere çeşitli sitelerde, dergilerde ve fanzinlerde de öyküleriyle yer almıştı. Yedikuleli Mansur ise kendisinin ilk uzun soluklu romanı olarak önemli bir adım teşkil ediyor. Yaltırık, Kayıp Rıhtım ekibimizin de sevilen ve vazgeçilmez bir parçasıdır aynı zamanda.

Romanın çıkış kaynağı, 8 Ekim 2016’da kaybettiğimiz Giovanni Scognamillo’nun “İstanbul Gizemleri” adlı araştırmasındaki tarihi bir rivayete dayanıyor. Bu kısa rivayet önce “Kanlı Pençe” adlı bir öyküye, sonra da “Yedikuleli Mansur” romanına dönüşmüş.

Romanın yazılışı sırasında kabadayıların kökeni ve tarihçesine ilişkin yapılan araştırmanın notları, daha sonra “Eski İstanbul Kabadayısı Figürü ve Bir Şehrin Yaşadığı Değişimler” başlıklı bir bildiriye dönüştürülerek 2015’te Sakarya’da Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu’nda da sunulmuş.

İthaki Yayınları bünyesinden çıkan ve editörlüğünü Yankı Enki‘nin üstlendiği kitabın arka kapak yazısına ve ön okumasına haberimizden ulaşabilirsiniz.

Mehmet'i can-ı gönülden tebrik ediyor, daha nice romanlara diyoruz!

[Bay_Karamsar]

Romanın yazılışı sırasında kabadayıların kökeni ve tarihçesine ilişkin yapılan araştırmanın notları, daha sonra “Eski İstanbul Kabadayısı Figürü ve Bir Şehrin Yaşadığı Değişimler” başlıklı bir bildiriye dönüştürülerek 2015’te Sakarya’da Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu’nda da sunulmuş.

Altyapısının sağlamlığı tescillenmiş kitap ufukta gözüktü

[Quid Rides]

Romanın yazılışı sırasında kabadayıların kökeni ve tarihçesine ilişkin yapılan araştırmanın notları, daha sonra “Eski İstanbul Kabadayısı Figürü ve Bir Şehrin Yaşadığı Değişimler” başlıklı bir bildiriye dönüştürülerek 2015’te Sakarya’da Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu’nda da sunulmuş.

Altyapısının sağlamlığı tescillenmiş kitap ufukta gözüktü

Yaltırık reyizin konuyla alakalı malûmatı engindir. Twitterda her cuma korku veya zamanın kabadayılarını anlatan zincirler paylaşır. Tavsiye ederim onları da.

[DarLy OpuS]

"Sonunda!" nidalarıyla karşıladım bu haberi.

Yıllardır bekliyorduk. İçimizden, "bizden biri" böyle harika işler yapınca aşırı heyecanlanıyorum.

Şahane bi yolculuğun ilk adımı bu. Kitabı merakla bekliyorum abi, yüreğine sağlık.

[Bay_Karamsar]

Yaltırık reyizin konuyla alakalı malûmatı engindir. Twitterda her cuma korku veya zamanın kabadayılarını anlatan zincirler paylaşır. Tavsiye ederim onları da.

Tavsiyenize uyarak, an itibariyle, twitterdan takip etmeye başladım

[Bozhermes]

Nihayet kavuşacağız inşaallah.

[mit]

"Sonunda!" nidalarıyla karşıladım bu haberi.

Yıllardır bekliyorduk. İçimizden, "bizden biri" böyle harika işler yapınca aşırı heyecanlanıyorum.

Şahane bi yolculuğun ilk adımı bu. Kitabı merakla bekliyorum abi, yüreğine sağlık.

Al benden de o kadar Kayıp Rıhtım aracılığıyla yıllardır tanıştığım ve hikâyelerini, yazarlığını ve tabii ki kişiliğini çok sevdiğim sizin gibi arkadaşların kendi adını taşıyan bir kitapla raflardaki yerini aldığını görmek benim için de çok büyük bir mutluluk ve heyecan

Yolun, okurun, imza günün bol olsun Mehmet. Daha nice kitaplara!

[Wyern]

Bu tepkileri daha erken görsem, yıllar önce vakitlice bitirir yayınlardım vallahi Çok teşekkür ederim yorumlarınız için. Okuduktan sonraki yorumlarınızı da merak ediyorum

[Bay_Karamsar]

Bu tepkileri daha erken görsem, yıllar önce vakitlice bitirir yayınlardım vallahi

Geç olsun güç olmasın

Hem bir de şu yönden düşünün: Basılı olarak yayımlanacak bir eser vermeye çalışıyorsunuz. "Bir oturuşta yazdım. Oldu da bitti."lik uğraş değil. Basit bir yorumda bulunduktan sonra bile "Keşke şunu şu biçimde aktarsaymışım." durumu yaşanabiliyor. Şey, en azından benim böyle hissettiğim zamanlar oluyor. Neyden ve nasıl bahsettiğini bildiğiniz satırları, sırf kontrol için kaç kez okumuşsunuzdur kim bilir ?

İçinize sindikten sonra görücüye çıkması daha iyi

[Novayst]

Geçen günlerde ağabeyimin bana hediye aldığı güzel bir kitap. Henüz 65.sayfada falanım lakin şu kadarını diyeyim fazlasıyla müthiş bir kurgusu var

[Bay_Karamsar]

Kitabı yeni bitirdim.

Dönemi ve zorbalığı kurgusal belgeselcilik kıvamında anlatıyor. İşin fantastik boyutu da bununla örtüşecek biçimde. Karakterlerini ve yaşadıkları düzeni iyisi-kötüsü/sevabı-günahı ile aktarması kişisel olarak kitabı değerlendirmemde artı puan hanemde yerini aldı.

Romanda, olayların üstesinden gelmek için "nam" gibi "racon" gibi "siyaset" gibi hükmü ona sadakat ve dikkat gösterenlerce hissedilen büyüsüz güç unsurlarının kullanımı da var. "Cesaret"in ve "bilek "kuvveti"nin bir yere kadar olduğu, zorbalık dünyasında neyin efsane neyinse gerçeğe dayandığı güzel anlatılmış. Devletin nerede devreye girdiği ve bu dönemdeki düzenin nasıl işletildiği hakkında hiçbir soru işareti oluşmadı.

Mansur'un içine girdiği zorbalık dünyasında ecinni kovalayışı hafiften frp serüvenlerini anımsattı. Farklı özellikleri olan maceraperest bir araya gelip, kötülüğü defetmek için yollara düşüp türlü engelle karşılaşırlar ya, o hesap. Sanırım bu sebeptendir ki, romanın bir yerinde Batılı birinin alay edercesine, herkesi özelliğine göre saymaya başlaması yüzümde bir tebessüm oluşturdu.

Roman bir hadiseyle başlayıp, fantastik ve zorbalık olmak üzere iki ana konunun paralel işlenmesiyle ilerliyor. İşin ne fantastiği ne de zorbalık dünyası yönü sıkıcı geldi. Ecinnisi, oburu, kurttan bozması, cadısı, büyüsü falan tadında işlenmişti. Romanın dönemsel dokusunun önüne geçmeyecek biçimde hikayeye yedirilmişler. Zorbalık kısmında zaten önceki paragrafta belirttiklerim geçerli.

Romanın sonu beni tatmin etti. Fitili ateşlenen olaylar bir şekilde bağlanıyorlar. Ama hani diyorum, minik de olsa devam kitapları için küçük bir kapı aralanmış olabilir mi diye kendime sormadan edemiyorum. Eh, işin o kısmını zaman gösterecek.

[erenemre]

Kurgusal belgeselcilik kıvamında diyince kitabı iyice merak ettim. Benim ilgimi en çok çeken nokta dip notlarda tarihi gerçeklerle kurgunun ayrılmış olması. Zaten dip notlar, çevirmen notları çok hoşuma gidiyor. Bir de eski İstanbul’da geçen bir romanda o zamanları yaşarken, insanların hayatları hakkında, nasıl düşündükleri hakkında detayları öğrenebilmek harika olur. Zaten bilimsel tarih kitapları bile hoş bir dille yazılmışsa keyifle okunuyor ve sürükleyici olabiliyor. Şimdi bir de canlanmış ve sokaklarda dolanmakta olan kabadayılar ve ‘ürkünç mahlûklar ’ nasıl bir his verecek merakla bekliyorum. Kitap için yapılan araştırma tarihmizi bir tık daha iyi öğrenmemize de vesile olmuş. Sevindim. İlk fırsatta okuyacağım.

[Bay_Karamsar]

Geçen haftaki Yedikuleli Mansur Söyleşisi'ne katılmıştım.

Devam kitabı için Mehmet Berk Yaltırık'a sorular gelmeye başlamış. Ben sonunun biraz ucu açık olduğunu ve bazı yan olayların devam ettirileceğini düşüyordum. Ama kitabın sonu hakkında verdiği bilgi ve kabadayılık tarihine dayanarak yazmak istediği yeni kitapların tonu ve ağırlık vereceği yönler açısından çok farklı planları olduğu anlaşıldı.

Yedikuleli Mansur 2 olmasa da yine kabadayılar hakkında yeni bir kitap niyeti varmış kendisinin. Tabii çok yakın bir zamanda gelmesini beklemeyelim. Ama ufukta gözükürse, kabadayı tarihine ve karanlık dünyasına dair yeni bir maceraya olacağından kuşku duyulmasın