Sadık Yemni'nin yazdığı, önce e-kitap olarak okuduğumuz daha sonra farklı yayınevlerinden tekrar basımlarıyla karşımıza gelen ve çoğumuzun gözdesi olan
Zaman Tozları kitabı nihayet "
Gizemli Evren" ile devam ediyor!
Özellikle ilk kitabın bitişiyle bizleri iyice meraka sürükleyen
Yemni, serinin devamında da bu duyguyu yaşatacağa benziyor. Zira ikinci kitabın tanıtım yazısı bizleri şimdiden heyecanlı bir bekleyiş ve önü alınamaz bir meraka sürüklemeye başladı bile!
17 yaşındaki Metin Civerek zamanı büken bir aparata sahipti. Bunu kullandı ve kendisini yakalamak isteyen örgütlü güçlerin elinden sıyrılarak henüz doğmadığı zamanlara gitti. Yanında kız arkadaşı Çiğdem de var.
Zamanda yolculuk bize çoğu filmler ve romanlarda anlatıldığı kadar basit bir süreç değil. Özellikle kendi zaman kulvarına geri dönmek imkânsız gibi. İçinde seyrettikleri zaman dilimi de Metin ve Çiğdem'e yabancı bir doku gibi davranmakta. Geldikleri zaman olan 2009'da gizli servisler tarafından aranıyorlar. Aileleri de hem üzüntü, hem de baskı altında. Gençler her taraftan sıkışmış durumdalar.
Metin'in ilk aşkı Belga ölmek üzere. Gizemli evren yaratığı Vakitleri onlara bu defa da yardım edecek mi? Bunca ajanı ve tertibatı aşabilecekler mi? Metin ve Çiğdem'in kendi zamanlarına dönmeleri mümkün değilse onları nasıl bir gelecek beklemektedir?
Bu tanıtım sizlere yetmediyse, kitaptan alınmış bir paragrafı da hemen aşağıda sizlerle paylaşalım. Söz konusu alıntıda Metin'in geçmişteki yolculuğunda insanlara bakarak hisettiği duygular sıralanmış. Etkilenmemek elde değil!
Metin de Çiğdem gibi, içindeki nabız gibi her an mevcut olan huzursuzluğa rağmen sokaktaki insanları seyretmeye doyamıyordu. Kimsede cep telefonu olmadığı için milletin elleri serbestti. Kaldırımların üstünde telefona bir şeyler tuşlayan, konuşan insanların yokluğu çok ilginçti. Başka daha bir sürü şey yoktu. Taşlanmış blucin, kredi kartı, plazma televizyon, devasa alışveriş merkezleri devri gelmemişti henüz. En ilginci de internet yoktu. Postayı postacılar taşıyordu. Bu durum milattan önceki bir devirdelermiş hissini veriyordu ikisine de. Sonra her yer eski tip bakkal doluydu. Michael Jackson ve Madonna top yıldızdı. Sylvester Stallone Rambo ve Rockylerle seksenleri esir almıştı. Tabii Terminator da ondan aşağı kalmıyordu. Bunu aksiyon ve bilim kurgu filmlerini çok sevdiği için iyi bilmekteydi, ama afişleri ve sinemaların önündeki kuyrukları görmek başka bir şeydi. Daha Matrix, Dark City, Inception filmleri, The Lost, Fringe gibi diziler yoktu. Uzay Yolu, Dallas, A takımı, Altın Kızlar, Voltran, Bizimkiler ve Kaynanalar'ı falan izlemekteydi millet. Metin ilk kez gelecek bilgisinin geçmişte hangi cins bir güç olduğunu idrak etmekteydi. Babası eve arkadaşları geldiğinde sık sık "O sıralarda birkaç yıl içinde Sovyetlerin ve Berlin duvarının yıkılacağını bile bilmiyorduk." derdi. Şu anda herkes bu durumdaydı yani. Bu bilgi müthiş bir şeydi. Bir güç alanıydı, şiddet akısıydı adeta.
Daha önce de söylemiş olduğumuz gibi kitap ilk olarak
17. İzmir Kitap Fuarı'nda görücüye çıkacak.
Çizmeli Kedi Yayınları etiketiyle
Burak Ağdemir'in kapak görselini hazırladığı kitabın tanıtım ve künye bilgilerine ise
buradan ulaşabilirsiniz.