Her şey Zaman! Her yer Zaman! Her zaman ZamanDünyaya pazarlanmak üzere dakika, hafta, saat, takvim, müzik, para gibi birbirinden önemli ürünler geliştiren Zaman isimli şirket, pazar payını artırabilmek, daha fazla büyüyebilmek için geceye odaklanır ve Büyük Gece Projesini hayata geçirmeye karar verir.
Kerim, iş görüşmesine gittiği şirketin Zaman olduğunu bilmeden çıkar evden. Bir gün içinde dört kıtada, on iki ayrı şehirde pek çok kişiyle görüşür. Zamanya'nın kapısına ulaşıncaya kadar bir yandan zaman diyarının bütün sırlarını keşfedecek, bir yandan da bugüne kadar zaman kavramını çok az sorguladığını fark edecektir.
Selim ise zaman kafesinde yaşayan sıradan bir insandır. Yedi vapurunu yakalamaya çalışır her sabah. Saat sekizde başlar çalışmaya, akşam beş olunca çıkar şirketten. Acıktığı için değil, saat on iki olduğu için yemek yer. Maaşı ayın birinde bankaya yatar. Hep zamanla yarışır - kesintisiz bir koşuşturma içindedir. Fakat nereye doğru koştuğunu, nereye varmak istediğini bilmemektedir.
Zaman, hayat, gece, dünya, uyku, keyif, kariyer, ölümsüzlük ve pazarlama üzerine muhteşem bir kurgu, sürükleyici bir macera.
Farklı bir roman okumak isteyenler için...
Kitaptan...(8. Bölüm, 23. sayfadan):"Biz çalışanlarımıza para yerine zaman veriyoruz." dedi adam. "Bir nevi büyük şirketlerin çalışanlarına kendi hisse senetlerini vermesi gibi düşünebilirsin..." Detaylarını daha sonra öğrenecektim ama özetlemekte fayda vardı. Yaşlanmam durdurulacak, çalıştığım her sene için ömrüme bir sene eklenecekti. "Bizle birlikte olduğun süre boyunca senin için zamanın duracağını söyleyebiliriz."
Zamanı durdurmak... Zamanı ve hayatı sevmek diyerek başladığım bu yolculukta, istediğim bu mu? Durdurunca zamanı esas hedefim olan mutlu olmaya yaklaşabilecek miyim bir adım daha?
(15. Bölüm, 44. sayfadan):Şımarık bir çocuk misali söylendi: "Ama hep böyle yapıyorsun, bu tariflerden anlamıyoruz biz. Bak yine yazmışsın hamur kabarınca falan diye, şöyle kaba döktükten beş dakika sonra gibi söyle de şuraya not alayım."
"Aşa ve aşka zamanı karıştırmayacaksın evlat!" dedi çaycı kadın. "Acıkınca yiyeceksin oğlum, canın çekince de sevişeceksin. Tarife saat girerse lezzet, aşka saat girerse şehvet çıkar gider..."
Yazar hakkında:Yiğit Kulabaş 1970�de İzmir�de doğdu. Ömrünün ilk otuz altı yılını eşit parçalar halinde dört büyük şehirde geçirdi. Dört ayrı uluslararası şirkette satış, pazarlama ve iş geliştirme alanlarında farklı pozisyonlarda çalıştı.
Zamanya yazarın ilk kitabı. Kitabın seksen sayfasını dokuz, kalanını bir senede yazdı. Aynı on sene içinde evlendi, iki çocuğu oldu, pazarlama üzerine doktora yaptı. Yine aynı dönemde yirmiden fazla ülkeyi yüzden fazla şehri ziyaret etti. Gittiği her yerde
Zamanya�yı aradı.
Kaynak :
http://www.zamanya.com