Nöbet Bu Defa Alacakaranlığın Derinlerinde Sürüyor

alacakaranlik nobeti top

’un Nöbet Serisi, üçüncü kitap “Alcakaranlık Nöbeti” ile devam ediyor!

alacakaranlik nobetiGece Nöbeti ile başlayan maceramızda Aydınlık Varlıklar’ın gözünden Nöbet’i ve Anlatlaşma’ya sadık kalarak iyi olmayı öğrenmiştik. Gündüz Nöbeti’ndeyse bir Karanlık Varlık’ın Nöbet’teki yerini görerek bu defa farklı bir bakış açısına kavuşmuştuk. Şimdi sıra Alacakaranlık’ın ta kendisinde. Hem Aydınlık’ın hem de Karanlık’ın eşit ve zaman zaman savunmasız olduğu o yerde…

NOT: Bir alttaki paragraf, ilk iki kitabı okumamış kişiler için spoiler içermektedir. Dilerseniz bu kısmı es geçebilirsiniz.

Gündüz Nöbeti’nin sonunda güçlü Aydınlık Varlık Svetlana’ya olanları hatırlayacaksınız. Sveta’nın akıbeti ve güçlerini yeniden kazanıp kazanamayacağı problemken bir de çocuğunun kaderi Zavulon’un başarı planı sayesinde tamamen değiştirilmişti. Şimdiysa Anton ve Sveta’yı bir çift olarak görüyoruz. Kaderi çizilmiş ve Zavulon tarafından engellenmiş kızlarıysa tam karşımızda. Ve Nöbet devam etmeli. Antlaşma korunmalı. İki zıt gücün kuvvetleriyse dar alanda kısa paslaşmalarla kendi taraflarına avantaj sağlamanın yollarını aramalı.

-Spoiler sonu-

Hadi gelin, kitabın konusuna şöyle bir göz atalım:

Hepimiz Kendi Tanrılarımıza Ve Şeytanlarımıza Sahibiz

Moskova, yazın ortası… Gece Nöbeti Ajanı Anton Gorodetski, karısı Svetlana ve kızı Nadya’yla Moskova’dan çok uzak olmayan bir kır evinde tatilinin keyfini çıkarmaktadır. Ancak Anton, patronu ve aynı zamanda Gece Nöbeti lideri olan Gesar’dan özel bir buluşma daveti alır. Belli ki tatilin sonu gelmiştir.

Gesar, kimliği bilinmeyen hain bir Diğer’in kendi türleri hakkındaki tüm hakikati bir insana anlattığına ve şimdi de imkânsız olduğu düşünülen bir şeyi yapmaya, o insanı bir Diğer’e dönüştürmeye kararlı olduğuna dair isimsiz bir not almıştır. Daha kaygı verici olansa, bu notun Gündüz Nöbeti lideri Zavulon’a ve tam adresini sadece üst düzey Diğerleri’n bildiği, Bern’deki Engizisyon’a da yollanmış olmasıdır.

Sizlere bir de sürprizimiz var. Serinin bu 3. kitabının arka kapağına bakarsanız Kayıp Rıhtım olarak bizlerin de mütevazı yorumunu bulabileceksiniz.

“Rus yazar Sergey Lukyanenko’nun başyapıtı olan Gece Nöbeti serisi türünün hiçbir örneğine benzemiyor. Çünkü bu serideki iyiyle kötü ayrımı çok ince olduğu gibi, “nöbet” kavramı da fazlasıyla orijinal… Moskova sokaklarında üşümeye hazır olun!”
-Kayıp Rıhtım-

İlk iki kitapta iki zıt kutbun gözlerinden bakmıştık nöbete. Şimdiyse her iki tarafı da ilgilendiren böylesine ciddi bir durumda Anton’un macerasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Pegasus Yayınları tarafından yayınlanan kitabın çevirisini her zamanki gibi Rusça aslından tercüme eden Ferda Yaraş üstlenmiş. Editörlüğüyse Dilek Yücel tarafından gerçekleştirilmiş. Künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.