John Scalzi, Tor’la İmzaladığı Anlaşma Hakkında Kendisiyle Röportaj Yaptı

Hatırlayacağınız üzere kendisi daha önce de Yaşlı Adamın Savaşı’nın dizileştirilmesi üzerine yine kendini köşeye sıkıştırıp sorulara boğmuş, o röportajı da sizler için çevirmiştik.

Şimdi de 13 kitaplık anlaşma konusunda kendini acımasız sorularının hedefi hâline getiriyor Scalzi.

O ANLAŞMA HAKKINDA

Bir dakika, ne oldu? Üzgünüm, dün gece gerçekten de son derece sarhoştum.

Dert değil. İşte size New York Times’ta Kayıp Rıhtım’da yayınlanan haberin linki. Tıklamak istemeyenler için de işte başlık:

John Scalzi, Tor Books ile 13 Kitaplık (3.4 Milyon $) Anlaşma İmzaladı

Hassiktir!

Evet, benim tepkim de öyle oldu.

Ahbap, bu çok… çok büyük bir para.

Aynen. Hatırlatayım, on yıllık bir zaman dilimini ve on üç kitabı kapsıyor. Ve parayı sadece kitapları, şey, sahiden de yazarsam alacağım. Ama evet, öyle.

Bu anlaşmayla bir tür rekor falan mı kırmış oluyorsun?

Bilmiyorum, umursamıyorum da. Benim alanımda (ve tabii ki dışında da) yazan insanların kitap başına daha fazla ücret aldıkları kesin. Ve daha fazla kitabı kapsayan anlaşmalar imzalayan birilerinin olması da tamamen mümkün. Toplamda alışılmadık derecede büyük bir meblağ, evet. Bununla birlikte bu anlaşma diğer yazarlarla aşık atmak için imzalanmadı; başkalarının ne kadar para kazandığı umurumda değil. Benden daha fazla kazanıyorlarsa da ne mutlu onlara. Bu başka bir şey hakkında.

Peki neymiş o başka şey?

En basit anlamıyla istikrar. Tor’la uzun süreli bir ortaklık kurma kararı aldık. Uzun süreli ilişkilerin en iyi yanlarından biri plan yapmanıza, strateji belirlemenize ve daha önceki çalışmalarınızın güçlü yanlarını geliştirmenize imkân sağlamasıdır. Ya da diğer açıdan bakacak olursak, en az 2016’ya kadar birbirimize yapışıp kaldığımızı biliyoruz. Bu durumu ikimiz için de işe yarayacak bir hâle getirmek iyi olur.

Ayrıca, sana yalan söylemeyeceğim: Önümüzdeki on yıl boyunca paramın nereden geleceğini biliyorum. Bir yazar için bu işini sağlama almanın oldukça havalı bir yolu. Özellikle de kızı koleje başlayacak bir yazar için. Her bir ya da iki kitapta bir yeni bir anlaşma peşinde koşmayacak olmak bana yazmak için daha fazla zaman sağlayacak, ki sanırım hepimizin yapmamı istediği şey de bu.

On üç kitap çok büyük bir rakam.

Doğru, ama tekrar ediyorum, on yılık bir zaman dilimi boyunca. 2005 ile 2015 arasında on yedi kitap yayınladım: on bir roman, beş kurgusal olmayan kitap ve bir de hem editörlüğünü hem de yardımcı yazarlığını yaptığım bir antoloji (The God Engines ile Unlocked’u ve yayınlanan novellaları da sayarsanız bu sayı on dokuza çıkıyor). Yani geçmişe dönüp baktığımızda bunun yapılamayacak bir şey olmadığını görüyoruz.

Eee, o on üç kitabı kafanın içinde tasarladın mı?

Aslına bakarsan Tor’la bu konuyu konuşmaya gittiğimde oradaki insanlara önümüzdeki on yılın yayın programını her kitabın özetiyle birlikte sundum. Yani evet, hepsini tasarladım. Tasarladığım her kitap raflardaki yerini alacak mı? Muhtemelen hayır; piyasadaki gelişmeleri takip edip durumdan yararlanma esnekliğimiz var. Ama bir plana sahip olmak daima güzeldir.

O hâlde plan nedir?

Ana başlıkları şöyle:

* Lock In için bir devam kitabı. Adını ilk defa özel olarak burada açıklayacağım — Evet! Kendime özel bir röportaj veriyorum! — Adı: Head On;

* Tamamen yeni bir evrende geçen epik bir uzay operası serisi (şu an için iki kitap olarak planlandı, ondan sonrasına duruma göre bakacağız);

* Yaşlı Adamın Savaşı Serisi için yeni bir kitap (ama bu birkaç yıl alabilir, o yüzden sabırlı olun);

* Birkaç bağımsız kitap (ya da en azından bağımsız olacaklarını düşünüyorum, ama ona bakacak olursak Yaşlı Adamın Savaşı’nı da bağımsız olarak düşünmüştüm);

* Üç tane Genç Yetişkin kitabı.

Bir saniye, Genç Yetişkin mi?

Evet! Genç Yetişkin! Çünkü bu türü seviyorum, en sevdiğim yazarlardan pek çoğu o alanda kalem oynatıyor. Ayrıca en iyi bu türe yakışacak fikirlerim var. Anlaşmanın bu kısmı beni gerçekten de heyecanlandırıyor.

Genç Yetişkin türüne dans edercesine girip kolayca başarı sağlayacağımı düşünmek gibi bir hayale kapılmadığımı belirtmeliyim. Bu tamamen farklı üslupları olan tamamen farklı bir alan. “Eh, bu çocuklar için, ne kadar zor olabilir ki?” diye düşünmek işleri berbat etmenin harika bir yolu (İpucu: çok zor.) Ama bu zorlu görevi heyecanla bekliyorum.

Yani artık bir yazar olarak ne kadar kazandığını biliyoruz.

Eh, teliflerden önce bu özel anlaşmayla ne kadar kazandığımı biliyorsun. Başka gelir kaynakları da olacak. Sesli kitaplar bu anlaşmaya dâhil değil mesela. Diğer dillere çeviriler, film ve televizyon hakları da öyle. Ayrıca önceki kitaplarımdan gelen telifler de var. Bu böyle gidiyor. İdare edeceğim.

İnsanların maddi durumunu bilmesi tuhaf bir şey mi?

Tam olarak değil, ama ilginç sosyal yankıları var. Eskiden bir yazar olarak ne kadar kazandığımdan hep bahsederdim, çünkü yazarların paradan bahsetmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Sessizlik sadece yazarlara ücret ödeyenlerin işine yarar (ya da ödemeyenlerin veya hakaret seviyesinde az para verenlerin). Ama bir noktadan sonra eşim rahatsızlık duyduğu için bunu yapmaktan vazgeçtim. Ayrıca bir yerden sonra yazarlara faydalı olmayı bıraktı ve böbürlenme gibi gözükmeye başladı. Ben o puşt olmak istemiyorum.

Şu noktada bu konuda isteksiz davranmanın bir anlamı yok, o yüzden son bir yıldır çoğu kitap satışlarından olmak üzere (en çoğu olduğu kesin) altı haneli rakamların ortalarında bir meblağ kazandığımı söyleyebilirim. Bu anlaşma o performansın bir yansıması; lütfen Tor’un o parayı ve biraz daha fazlasını geri alamayacağını düşündüğü takdirde bu anlaşmayı yapabileceğimi zannetmek gibi yanlış bir fikre kapılma. Bu aynı zamanda konu kitap satışları/gelir konusuna geldiğinde takıntılı biri olduğum anlamına da geliyor ve bunun farkındayım.

İnsanların ne kadar kazandığımla ilgili bir fikrinin olması beni rahatsız etmiyor ama muhtemelen çok özel durumlar haricinde (şey, ee, bunun gibi) bu konudan derinlemesine bahsettiğimi göremeyeceksin.

Biraz borç alabilir miyim?

Hayır.

Yapma ama ahbap, 3.4 milyon dolar aldın!

Evet, ama hepsini peşin almadım; böyle bir hareket Tor için büyük sorumsuzluk olurdu. Sadece bir kısmını peşin aldım, fakat muhtemelen düşündüğünüz kadar çok değil. Büyük bir kısmını diğer yazarlar gibi alacağım, yani romanımı teslim ettiğimde, sonra da kitabım basıldığında. Bu on yıllık bir anlaşma. Para bu süre içinde gelecek. Varyemez Amca misali bozuk para havuzuna dalamayacağım, üzgünüm. Beni yanlış anlama, bu büyük bir para. Sadece on yıllık bir dönemde idare edilebilecek parçalara ayrılmış durumda, hepsi bu.

Yani evet, üzgünüm rastgele internet dostları. Eğer paramı istiyorsanız bunu eski yoldan yapmanız gerekiyor: Desteklemek isteyeceğim bir Kickstarter projesi başlatın.

Neden geleneksel yayıncılığa devam ediyorsun ki? Kendi kitaplarını kendin yayınlasan ne kadar çok para kazanacağını bir düşünsene!

Evet, teşekkürler ama almayayım. Pek çok sebebi var. Birincisi kendi kitaplarımı bastığımda daha fazla kazanç sağlayacağımdan kuşkuluyum. O nedenlerin hepsinden burada bahsetmeyeceğim çünkü uzun bir konu, ama biliyorsun ya… Şimdilik bu konuda bana güven. Bunca zamandan sonra işimi oldukça iyi bildiğimi farz et.

İkincisi, bak, yazmayı seviyorum ve kendimi pazarlamaya hiçbir itirazım yok. Ama insanlara bir taslak gösterip ne hakkında olduğunu söylemekle bir kitabı üretmek arasında çok fark var. Ben bu işin geri kalanıyla uğraşmak istemiyorum. Yayıncılar bu yüzden var. Yayıncıların işi bu. Aslına bakarsan konu bilimkurgu olduğunda Tor bu alanın en iyisi. Yapmak istemediğim tüm bu konularda benden daha iyiler. Onlarla iş yapmaktan ve her şeyi onların halletmesinden mutluyum. Zaten yeterince kazanıyorum.

Üçüncüsü, eğer bir şeyi kendim yayınlamak istersem bunu yapabilirim, geçmişte de yapmıştım.

Artık insanlara teşekkür etmelisin.

Haklısın! Etmeliyim! Tor’dan Patrick Nielsen Hayden ve Tom Doherty’ye benimle bu kitapların üzerinde uzun süreli olarak çalışmaya gönüllü oldukları için teşekkürler. Temsilcim Ethan Ellenberg’e harika bir iş çıkardığı, yüzdesini ve biraz daha fazlasını kazandığı için teşekkürler. Eşime ve kızıma son birkaç haftadaki biraz fazla çılgın hâlimle uğraştıkları ve kafama kürekle vurmadıkları için teşekkürler.

Ve son olarak kitaplarımdan herhangi birini satın alan herkese de teşekkür etmem gerek elbette. Bu sizin sayenizde oldu! Harikasınız.