Ela Gözlerin Ardında: Saga’nın Yazarı Brian K. Vaughan’la Söyleşi

Kayıp Rıhtım ekibinin Saga aşkını bilmeyen duymayan kalmamıştır herhalde. (Kaldıysa sizi hemen incelememize davet ediyor ve seriye hemen başlamanızı tavsiye ediyoruz. Pişman olmayacak, hatta bağımlısı olacaksınız.) Yazar Brian K. Vaughan, serinin çizeri Fiona Staples ile muazzam bir bilimkurgu şaheserine imza atar bu çizgi romanda. Aynı şekilde, yazarın bir önceki ve bol ödüllü eseri Y: Son Erkek de en az ardılı kadar başarılı bir seridir.

Barnes & Noble sitesinden Joel Cunningham, Saga serisinin altıncı sayısının ve yazarın yeni serisi Paper Girls 2’nin tanıtımından birkaç hafta sonra Brian K. ile bir araya gelerek kendisinin birbirinden renkli bilimkurgu hayalleri, Fiona Staples imzalı favori giriş sayfası ve sırada bizi nelerin beklediği üzerine bir konuşma yapma şansı yakalamış. Bizler de Saga ile ilgili bölümleri sizler için çevirdik! İyi okumalar.

Saga’nın 6. cildinin de yayınlanmasıyla birlikte birkaç yıldır bu proje üzerinde çalışmış oluyorsun. Fiona ile birlikte ilk kez oturup fikirlerinizi tasarladığınızdan beri canavar nasıl bir değişim gösterdi?

Fiona yıllar geçtikçe daha dikkat çekici bir çizer haline geldi ve muhtemelen kendimizi biraz daha geliştirdik, ama öte yandan çizgi roman her zaman olduğu gibi tatmin edici ve iddialı kaldı.

Çizgi romanın başarısı çalışma sürecini (eğer değiştirdiyse) nasıl değiştirdi? Daha fazla baskı hissediyor musun? Ya da daha özgür?

Artık 36 sayılık bir dönemdir ayakta olduğumuza göre, ki günümüz endüstrisinde nadir bir başarı bu, türünün en orijinal ve taze örneği değiliz… Ama artık ilk sayıları raflara çıkmak üzere olan birçok yeni çizgi romandan daha derin ve duygusal hikayeler anlatabiliriz bence.

Eserlerinde sık sık güçlü kadınlar ön plana çıkıyor. Ayrıca Saga bambaşka uzaylılarla ve robotlarla dolu bir ortamda, gerek gerçek gerekse de şifreli azınlık karakterlere ve gruplara da ev sahipliği yapıyor. Onları yapmacıklık suçlamalarına yem etmemeyi, sanki bizim dünyamızın bir parçasıymışlarcasına gerçekçi hissettirmeyi nasıl başarıyorsun?

Bu konuda neredeyse her zaman haksız olduğumdan okuyucuların hikayelerimize nasıl tepki verdiklerini asla düşünmemeye çalışırım. Irk, cinsiyet ya da yönelim gözetmeksizin bana kendi tanıdığım kişileri hatırlatan gerçek, karmaşık, kusurlu insanlar hakkında yazmaya çalışıyorum sadece .

Daha önce Saga’nın nasıl biteceğini bildiğini ve oraya varmanın çok uzun süreceğini söylemiştin. Yolculuğun konsepti daha net bir hale geldi mi? Bu 10 yıl boyunca (ki bu 100’üncü sayıya yaklaşacağımız nokta oluyor) yazmak isteyeceğin türden bir kitap mı?

Hala son sayının son sayfasının nasıl olacağını biliyorum, ama umarım o günü gelmesi çok uzun sürer. Ama top Fiona’da. Çünkü seriye o çalışmaktan hala zevk aldığı sürece devam etmek istiyorum.

Saga kendi adıma insanları çizgi romanla tanıştırmak için ilk seçenek. Çizgi roman veya bilimkurgu okuyacağını hiçbir zaman beklemediğiniz insanlar bu kitabın romantizmine, mizahına ve pembe dizi tadındaki hikaye anlatıcılığına kapılıyorlar. Üzerinde çalışmaya başladığında bu serinin senin kariyerin için bir dönüm noktası olacağına dair bir fikrin var mıydı?

Kesinlikle hayır. Çizgi romanlardan bir süre uzaktım ve içinde sıfır süper kahraman olan, grafiksel olarak çıplak olan robotlar ve beyaz olmayan iki başkarakterin bulunduğu, sürekli bir seriye başlıyordum sadece. İşin aslı bazı garip fikirlerimin bu kadar geniş bir okuyucu kitlesi bulması tamamen Fiona’nın ve onun kendine has çizimlerinin büyük bir etkisidir.

Fiona’yla hikaye anlatımı üzerine çalışırkenki sürecinizi merak ediyorum. Senaryonun ne kadarını takım olarak planlıyorsunuz? Bilhassa unutulmaz bir karakter çiziminin o karakteri yazış biçiminizi etkilediği oluyor mu?

Fiona ile her bölüm arasında konuşuruz ve onun fikirleri ve tasarımları kitabın yönüne derinden etki eder. Örneğin, bizim küçük fok adamımız Ghüs yüzde yüz onun eseridir; eskizlerini gördüğüm anda onun hikayemizin büyük bir parçası olacağını anlamıştım.

Öldürdüğüne pişman olduğun bir karakter var mı?

Hayır. Özlediğim karakterler var kesinlikle, ama onların ölümleri Hazel’in yolculuğunda önemli bir rol oynuyor.

Bu zamana kadar en sevdiğin Fiona Staples giriş sayfası hangisi?

Fiona’nın The Stalk’ı ilk açığa vuruşu öyle gürültülü bir şekilde iç çekmeme sebep oldu ki etrafımdaki insanları korkuttum.

Saga’yı başka bir ortama uyarlanamayacak bir kitap olarak tasarlandığını dile getirdiğin bazı demeçlerin var. Seriye başladığından beri sinema ve televizyonda çok daha garip eserlerin canlandırıldığını gördükten sonra hala aynı şekilde düşünüyor musun? Okuyucular (görünüşte çizgi roman severler) neden film uyarlaması fikrine bu kadar sıcak bakıyorlar sence?

Fiona ve ben her zaman Saga’nın diğer medyalara uyarlanması ihtimallerine açık olduk, ama bu kesinlikle bizim için bir öncelik değil. Bu kitap bizim için bir tutku ve dahil olup olabileceğim bir televizyon şovundan ve Hollywood filminden daha kârlı.

Bence çizgi romanlar serileştirilmiş hikayelerin anlatılması için dünyadaki en uygun görsel medyalardır. Bu kadar çok okurun onları başka bir şeye dönüştürmeye neden bu kadar meraklı olduğunu bilmiyorum. Hiçbir zaman bir albümü dinlemeyi bitirip, “Bunu bir romana dönüştürmeleri için sabırsızlanıyorum!” dediğimi hatırlamıyorum. İyi olan birçok uyarlamayı seviyorum ve bazıları üzerinde kendim bile çalıştım, ancak hala çizgi romanların başka bir şeye geçmek için basamak değil, aksine son varış noktaları olduklarını düşünüyorum.