Merhaba sevgili fantastik edebiyat hayranları. Bugün yine bir “Percy Jackson ve Olimposlular” serisi kitabıyla birlikte sizlerleyim. Yazıma başlamadan önce bir iki hatırlatma yapmak istiyorum.
Yazımın devamında önceki iki kitapta ortaya çıkmış bazı gerçeklere de değinecek olabilirim. –Her ne kadar en aza indirecek olsam da, keyfinizin kaçabileceğini düşünüyorsanız, okumayabilirsiniz. Çünkü bildiğiniz gibi şimdi inceleyeceğim “Titan’ın Laneti” bir devam kitabıdır.
Uyarımı yaptığıma göre incelememize dönebiliriz. “Titan’ın Laneti” ilk üç kitap arasında bence kesinlikle en başarılısıydı. Gerek mizah, gerek fanztazya, gerek mitolojinin büyüsü ve gerekse her daim nefes kesen gerçekler…
“Titan’ın Laneti”nde, kahramanlarımız maceraya daha ilk sayfadan kapılıp gidiyorlar. Melez Kampı görevlisi Kherion, satirlere bulabildikleri kadar melez bulup Titan’ın son savaşından önce kampa getirmelerini istemektedir. Kıvırcık’a bu görevde yardımcı olan Percy, Annabeth ve Thalia Westover Kışlası’nda 2 melez kardeşi canavarlar onlara ulaşmadan güvenli bölgeye ulaştırmak için yola çıkmıştır.
Ancak canavarlar da iz peşindedir. Dr. Diken adıyla gördüğümüz canavar(aslında bir mantikor) kahramanlarımıza engel olmaya çalışır. Percy ve arkadaşları içlerinde bulundukları bu zor durumdan tanrıça Artemis ve onun avcı takımı sayesinde kurtulurlar. Fakat minnet duymaya bile fırsat bulamadan Annabeth’in Dr. Diken tarafından kaçırıldığını fark ederler. Bu sırada Percy’de Luke ve General isimli iki kimsenin Titanlar’ın kralı Kronos için yaptığı plandan bazı sahneler görmektedir.
Tanrıça Artemis’de Titan’ın lanetine göre Olimpos’un sonunu getirecek kötü bir canavarın uyanmak üzere olduğunu ve ava gitmesinin zorunluluğunu açıklar. Üstelik tanrıça, bu yolculuğa avcıları olmadan yapmak zorundadır. Ve Titanlar’ın kralı Kronos nihai planını yürürlüğe koymak üzeredir.
Artemis ava tek başına çıkar ve kahramanlarımız(eksik bir şekilde) avcılar ile birlikte Melez Kampı’na dönerler. Büyük Ev’in kahininin onlara bir sürprizi vardır. Önceki kitaplardan da bildiğiniz üzere üç büyük tanrının çocuklarından birisi 16 yaşına girdiğinde, Olimpos’un kaderini belirleyecek bir karar verecektir. Ve Thalia çok yakında 16’sına girecektir. Bütün gözler genç kıza çevrilmişken, kahinin yeni kehaneti işleri daha da karıştırır.
Beşi gidecek batıya, zincirli tanrıçaya
Biri kaybolacak yağmursuz topraklarda
Olimpos’un belası yolu gösterecek
Kampçılar ve avcılar birlikte galip gelecek
Biri katlanacak Titan’ın Laneti’ne
Ve biri ölecek ebeveyninin eliyle
Kehanet açıktır. Tanrıça Artemis’i kurtarmak(ve tabii Annabeth’i) zorundadırlar. Aynı zamanda da Olimpos’un sonunu getirecek canavarı, General’den önce bulmaları gerekmektedirler. Üstelik Kış Gündönümü de yaklaşmaktadır. Tanrıça bu toplantıya yetişemezse, Olimpos tanrıları bir mevsimi daha çarçur etmiş olacaklardır.
Oysa Titanlar’ın kralı Kronos iyice güçlenmiştir. Bu yolda hem Luke hem de General isimli ‘kişi’ ona yardım etmektedir.
Artemis ve Annabeth’i esir tutan General ve Luke, aynı zamanda Olimpos’un sonunu getirecek olan ve “Titan’ın Laneti” olarak adlandırılan canavarın peşine düşmüşlerdir. Kahramanlarımız bu yolda aşkı, ölümü, kayboluşu, sadakati, aile bağlarının değerini, insanların değişebileceğini ve en önemlisi ikinci Titanlar savaşının başlangıcına şahit olacaklar.
Ayrıca Kıvırcık’da Pan’a bir adım daha yaklaşacak!
Yunan mitolojisinin kusursuzca harmanlanmasıyla oluşan bu macera dizisinin, Türkiye’de yayımlanan son kitabı sizleri yine kendinizden alacak. 306 sayfalık bu destansı roman, dilimize “Kadir Yiğit Us” tarafından çevrilmiş.
Doğan Egmont Yayıncılık tarafından basılan “Percy Jackson ve Olimposlular” serisinin bir sonraki halkası olan “The Battle of the Labyrinth” Ağustos-Eylül 2009 aralığında yayınlanacağını hatırlatalım. Maceranın en son yayınlanan halkasıysa “The Last Olympian”.
Keyifli okumalar!