Yeniden merhaba!
Aradığını bulma konusunda son derece şanssız olan ben; bu kitabı bulabileceğimi hayal dahi edememiştim. O gün, o sahafta, elim rafa giderken nasıl titriyordu, bir ben bilirim. Evet, hayal görmüyordum. Satın almak üzere olduğum kitap “Kurtadamın Döngüsü” idi. Stephen King’in bulunması en zor olan kitaplarından birisi. Bazen ummadığınız şeyler, ummadığınız yerlerde karşınıza çıkarak sizleri sevinç çığlığına boğar. İşte öyle bir şeydi benim için bu kitap.
King’in parmaklarından bir kurtadam hikayesi okuyacak olmak başlı başına bir heyecan sebebiydi. Okurken umduğumu buldum mu? Pek sanmıyorum. Yine de kitabı olumlu ve olumsuz özellikleriyle sizlere anlatmak görevim. Öyleyse başlayalım…
Öncelikle Altıkırkbeş Yayınları’nın zamanında King kitabı bastığını bilmiyordum. Bu ayrı bir deneyim olacaktı benim için. Deneyimden memnun kaldığımı söyleyebilir miyim? Ne yazık ki, hayır. Sayfa düzenlerinden, imlaya kadar pek çok kusuru vardı. Yayına hazırlayan Çetin Şan’ın işini hakkıyla yaptığını düşünmüyorum. Çeviri orta kıvamdaydı. Zaman zaman ‘çevirmenin notu’ aracılığıyla, gayet yerinde bilgiler verilmiş. Bunu bir artı olarak alıyor ve çevirmenimiz Nil Alt’ı tebrik ediyorum.
Puntoların büyüklüğü kitabı gereksiz yere uzatmış. Muhtemelen çok yavaş okuyan bir okuyucu bile –sözde- 159 sayfayı kırk beş dakika içerisinde bitirebilir. Kitabın uzunluğunu büyük puntolar haricinde bir de muhteşem illüstrasyonlar etkiliyor. Ki bence sadece bu canlandırmalara göz atmak için bile alınabilir bir kitap. Çizimler Berni Wrightson’a ait. Bu görsel şölen için teşekkürlerimiz Berni’ye gidiyor!
1983 yılında yazılmış bu kitap 12 bölümden oluşuyor. Her ay bir bölüme karşılık gelecek şekilde… Arka kapakta da dediği gibi “Dehşet Ocak’ta başlamıştı… Dolunayın ilk ışıklarıyla…” Konu olarak oldukça yavan bir kitap “Kurtadamın Döngüsü”. Her ay çoğunlukla da önemli günlere denk gelen –Sevgililer günü, 4 Temmuz, İşçi Bayramı, Cadılar Bayramı gibi-, dolunay zamanlarında bir kurtadam seri cinayetler işlemekteydi. Tarker’s Mills kasabası artık ay dönümlerini korkuyla bekliyordu. Çünkü katil içlerindeydi. Bir barda onlarla birlikte bira içiyor ya da aynı caddede onların yanında yürüyor olabilirdi. Kısacası kasabaya korku hakimdi.
Ama kurt, Temmuz ayında yanlış bir kayaya çarpmaktadır. Marty Coslaw adında kötürüm bir çoçuğa…
Bir heyecan fırtınası denilemez bu kitap için. King’in üzerinde en az durduğu eserlerden birisi olsa gerek, her zamanki “o” havayı yakalayamıyoruz eserde. Yine de benim gibi arşivcilerin, evlerinde mutlaka barındırması gereken bir kitap. Kitabın baskısı şu anda yapılmıyor. Elimdeki baskısı da zaten 2001 yılına ait ve Altıkırkbeş’in bu saatten sonra yeniden basacağını sanmıyorum. Bu nedenle ancak bir sahaftan bulabilirsiniz. Siz yine de aramaya devam edin derim, belli mi olur? Belki bir gün, hiç ummadığınız bir anda; sizin de karşınıza çıkıp sizi gülümsetebilir.
Ayrıca Corey Haim’in başrolünü üstlendiği “Silver Bullet” adında bir de sinema uyarlaması bulunmaktaymış.
Keyifli okumalar!