Edward Scissorhands | Kritik

makaseller 1

[stextbox id=”alert” color=”330000″ bcolor=”330000″ bgcolor=”efefef”]Karlı ve soğuk bir gecede küçük kız büyük annesine sorar şöminesinin sıcaklığında. Büyük anne kar neden yağar? Nereden gelir? Büyük anne gözlerinde ümitsiz bir özlemle bu uzun bir hikâye der. Belki daha sonra anlatırım. Ama bilirsiniz küçük çocuklar asla pes etmezler. Anlat der kızımız bilmek istiyorum. İşte o an yağan karla beraber eski mi eski bir şatoya doğru yola çıkarız.

Yaşlı, hüzünlü bir ses bize şunları salık verir.

Bir zamanlar bir mucit varmış. Her şeyi icat edermiş ve bir gün bir insan yapmaya karar vermiş ama ömrü yetmeyip de öldüğünde ortada makas elleri olan eksik ve yapayalnız bir adam kalmış. Onun adı Edward’mış.

Ve öykümüz böyle başlar.

[stextbox id=”info” float=”true” align=”right”]melahatKRİTİK

Melahat Yılmaz
[Arşivi]

Sıcak ve sakin bir semtte oturan Peg her gün komşularına makyaj malzemeleri satmak ümidiyle yollara düşmektedir. Yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesi ve anlatımına eşlik eden naif elleri ile. Bir gün, yine hiçbir şey satamadığı bir gün kasabanın yukarısındaki eski köşkü keşfetmeye karar verir. Belki de der, orada bir şeyler satabilirim. Arabasına atladığı gibi köşke gider. Bu metruk ve terk edilmiş havası veren yerin bahçesinden içeriye adım attığı an bahçede ki ağaç heykelleri görüp onlara hayran kalır ve eve girmeye karar verir. Seslenerek kapıyı iter ve merhaba diyerek içeriye girer. Bir süre evin içini keşfettikten sonra bir köşeye sinmiş elleri makas şeklinde ve son derece ürkmüş olan Edward’la karşılaşır. Elleri o denli keskindir ki yüzünde derin yaralara sebep olmuştur. Kendine her dokunmak istediğinde açılan yaraları vardır bu garip adamın. Ona, sana ne oldu diye sorduğunda korkudan titreyen delikanlı cevap verir, eksik kaldım! Peg onun kimsesiz ve eksik kalmışlığına üzülüp evine alır. Makas elli kahramanımız macerasında hem aşkı hem de arkadaşlığı tadar. İnsanların ona gösterdiği sıcak ilgi ve bir yuva bulmanın verdiği huzurla sahip olduğu tek yeteneği kullanarak kasabanın bahçelerine şekil vermeye başlar. Kasaba bir anda bu makas elli adam sayesinde cennete döner. Öyle ki hiç yağmayan kar bile bu yeteneğe teslim olup onun buzdan heykeller yapmasına yardım etmek için yağar. Âşık olduğu kızın dansı eşliğinde.

makaseller 3

Ama her daim farklı olmanın getirdiği hüzün de peşini bırakmaz. Çünkü insanlar kendilerinden olmayana her daim şüpheyle bakarlar. Suçlarlar ve dışlarlar. O ise kendi eksikliğine rağmen sever arkadaşlarını. Âşık olur güzel Kim’e. Ürkekliğine rağmen kendini ifade etmeye çalışır sonuna kadar. Yine de anlattıklarınız değil de sizi anlayanlar önemlidir ya kar etmez hiçbir çabası. Tek bir yanlış anlama diğerlerini de peşinden getirir ve bir anda gelen mutluluk hüzne dönüşür.

Yaratan hepimizi eksik yaratmıştır aslında. Bu eksikliklerimizi giderebilmemiz içinse bizlere diğerlerinden ayrılmamızı sağlayan yetenekler vererek. Bu buruk hikâye biraz da eksikliklerimiz ve fazlalıklarımızla ilgili. Ayrı tuttuklarımız ve sırf bizden farklı diye ayırıp şans vermediklerimizle ilgili. Her şeye rağmen kendimizi ifade edebilmemiz ve kendi dünyalarımız da yer aramalarımızla ilgili.

makaseller 2Yönetmenliğini usta Tim Burton’un üstlendiği 1990 tarihli yapım bir masal havasında bizlere vermek istediği mesajı eksik bir adamın ağzından tam olarak anlatabiliyor. Senaryosunu ise Tim Burton ve Caroline Thompson kaleme almış. Filmdeki makyajlarda Stan Winston ve ekibinin imzası var. Oyuncularına baktığınızda ise usta yönetmenin vazgeçilmez oyuncusu olan Johnny Depp’i muhteşem performansı ile görüyoruz. Ona 90’ların parlak yıldızları arasında yer alan Winona Ryder, Dianne Wiest ve Anthony Michael Hall göz dolduran performansları ile eşlik ediyorlar.

Bir zamanlar elleri makastan olan bir adam vardı. Hepimiz gibi onun da farklılıkları ve aynılıkları vardı. Elleri yoktu. Kimsenin saçını okşayamıyor âşık olduğu kadına doya doya sarılamıyordu. Eksik ve bir başınaydı. Sonra bir ailesi oldu. Fakat yine yalnız kaldı. Bizim payımıza ise bu eksik öyküyü seyredip kendi fazlalıklarımızı bir kez daha görmek düştü.

Diğerlerinden ayrılmadan ve kimseyi ayırmadan…

Sevgiler…