Eragon | Tanıtım

eragon top

3 sene önce, ailemle İstanbul’da yaptığımız alış-veriş amaçlı bir ticaret gezisi sırasında, Beyoğlu’ndaki bir kitapçıya uğramıştım. Sempatik ve güler yüzlü bir bayan karşılamıştı beni. Kendisine, fantastik kitaplara olan ilgimden bahsetmeye başladım. -Beni bilirsiniz; konu kitaplar olunca öyle bir konuşmaya başlarım ki, susmam.- Kitapçı bayanla geçen bu güzel ayaküstü sohbetin ardından; bana o zamanlarda yeni gelen bir kitabı önerdi. Üzerinde mavi bir ejderha resmi olan, çekici bir kitaptı. Bende tabi hiç boş durur muyum? Kıydım paraya aldım kitabı hemen,
-Christopher Paolini’den ‘Eragon’ isimli kitabı…

Kitabın uzunca bir süre rafta eskimesine izin verdim, çünkü o kitaba başlamadan önce okumak istediğim birkaç kitap daha vardı. Kıbrıs’a geri döndükten yaklaşık iki ay kadar sonra, kendisini elime alabilme ve detaylıca okuyabilme fırsatı buldum. Hatta okuduktan sonra, dönüp hayatımda ilk kez bir kitabı ikinci kez okudum.

Neyse, fazla uzatmadan hemen kitabı inceleyelim.

kunyeKitabın temelleri; Alagaesia isimli bir ülkede atılmış. Olay tamamen Alagaesia’da geçmekte. Eragon isimli genç bir oğlan çocuğunun, reşit olmaya yaklaştığı dönemde, ormanda avlanırken bulduğu bir taş ile başlar hikayemiz. Kahramanımız Eragon, bu taşın bir ‘hayat kurtarıcı’ olduğunu sanır. Onun için bu değerli taş, iyi para eden ve onları fakirlikten kurtaracak bir şeydir. Ama taş çatlayıp içinden bir ejderha yavrusu çıkınca, insanlık tarihinden de eski bir mirasla karşı karşıya kaldığını anlar. Bir gece içinde sıradan yaşamı alt üst olan Eragon; kader, büyü ve benzeri görünmez güçlerin egemen olduğu bir dünyanın içine düşer.

Macera birden başlıyor. Gözlerinizi kapatıyorsunuz, bir sayfa çeviriyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki bir şeyler oluyor; aniden kendinizi büyülü bir dünyada buluvermişsiniz!

eragonEragon kitabını ilginç kılan şey; bir değil, birçok düşmanının olması. Hem de güçlü düşmanlar. Ra’zac adı verilen bir grup ‘yaratık’tan tutun da, Shade’lere kadar birçok kötü adam var hikayemizde. Ama temelde kötü adam Galbatorix, yani Alagaesia’nın kralı. Krallığı kötü emellerine alet etmiş ve onun yüzünden herkes fakirlikle yaşıyor ülkede. Elfler ve Cüceler Galbatorix’den koparak, kendilerini gizliyor ve ayrı birer krallık kuruyorlar içlerinde. Tabii ki Eragon, sadece ejderhasıyla dolanan bir insan değil. O artık insandan farklı bir şey oluyor. Ejderhasının ona sağladığı tek şey, üzerine binip uçabilmesi değil. Onu normal insanlardan güçlü kılıyor değerli ejderhamız ‘Saphira’.

Eragon’a bildiklerini öğreten, yaşlı bir masalcı çıkıyor karşımıza. Temelde bir masalcı olarak görünen bu garip ihtiyar, aslında hikayede büyük bir yere sahip. Eragon’u doğruya yönlendiren, ona bilgi veren, Sahip olduğu bilgilerle onu eğiten kişi, bu ihtiyar ‘Brom’. Aslına bakarsanız, romandaki çoğu karakterler, romanda aktif bir role sahip. Bir diğer deyişle, olayların gelişim sürecinde etkili bir rol oynuyorlar. Olaylar, bir tesadüf zinciri gibi birbirine bağlı gelişiyor.

Eragon kitabını ilginç kılan ikinci şey ise; Eragon’un sürekli olumsuz bir pozisyona düşmesi, fakat kurtulabilmesidir. Bazen öyle bir yere geliyor ki ‘Tamam, buraya kadarmış. Kesinlikle başaramayacak…’ diyorsunuz, fakat olay ilerdikçe bir çıkış yolu bulunuyor.

***

Bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim, çünkü kaybedeceğiniz bir şey olmaz. Tam tersine, çok şey kazandırır size. Filmini ise görmenizi hiç tavsiye etmiyorum, çünkü kitapla alakası bile yok. Filmini izlediğimde, sinirden kafamı duvarlara vurmak istiyordum!

Eragon’dan sonraki kitaplarda ise; (sırasıyla Eldest ve Brisingr) hikaye kaldığı yerden itibaren daha güzel bir biçimde devam ediyor.

Şimdilik Christopher Paolini’nin dördüncü kitabı yazmasını, sabırsızlıkla bekliyoruz.

Hepinize iyi okumalar dilerim…

Eragon
Yayınevi: Altın Kitaplar
Basım Tarihi: Nisan 2004
Kitap Türü: Roman / Edebiyat


Alara Davutoğlu | Raisor