[stextbox id=”alert” caption=”Okuyucuya başlamadan notlar”](Bkz. Mit – Dragon Age: Origins İncelemesi)
(Yer yer spoiler içerebilir.)
(Yarım yamalak çeviri – adlandırma için de özürler.)
[stextbox id=”alert” color=”330000″ bcolor=”330000″ bgcolor=”efefef”]“Yüzyıllar boyu, Gri Muhafızlar diyarları birleştirmeye ve savunmaya ant içiler, karatohum ile savaştılar. Efsane der ki, Büyükşeytan’ın kesilmesi karatohum tehditine sonraki yüzyıllar için son verecekti, ancak onlar bir şekilde varlıklarını sürdürdüler.”
[stextbox id=”black”]Meseleniz
[stextbox id=”info” float=”true” align=”right”]İNCELEME
Çağıl Erbaş
[Arşivi]
Awakening, asıl oyundaki yolculuğumuzun hemen sonrasını anlatıyor. Büyükşeytan denen ejderha bozması belayı oyundaki pek çok diğer bossdan daha az zorlanarak, hatta rahatlıkla biçmemizden sonra, Ferelden geriye kalan karatohumların temizlenmesi ve diyarda Gri Muhafızların tekrar örgütlenmesi için sıkı bir çalışma tutturuyor. Oyun basitçe sizin bu çalışmadaki yeriniz olarak özetlenebilir.
Awakening’e başlarken iki temel seçeneğiniz var. İlki şu: Orlais’den gelen yeni bir muhafız seçip ilk oyundaki karakter yaratma işleminin aynısını gerçekleştiriyoruz, ki bu seçeneğin sonucu görece ezik olmanız ve bölge halkının Orlais’den gelmeniz sebebiyle size trip yapması. Diğer seçenek ise ilk macerada ölmemeyi başardıysanız, aynı karakterle devam etmeniz. Hal böyle olunca, geçmişte yaptığınız seçeneklerin kimi uzantılarını, az da olsalar, yeni oyunda görebiliyoruz. Mesela kral/kraliçe ile evlendiyseniz. Gerçi “consort” olmanızın öyle pek bir yararını göremiyorsunuz, oyun belki bir iki diyalog dışında tamamen aynı kalıyor. Ya da Büyükşeytan’ı öldürdüğünüz için ancak bir tane haydutcuk “Ağbi bu Büyükşeytan’ı öldüren wordın ya, yamuk yapmayalım bence.” Diyor. :)
Öyle ya da böyle, Awakening de aracılığıyla çağrılacağınız tek ünvan Gri Muhafızların Komutanı. İlk macerada öldürdüğünüz kalleş Randon Howe’ın Amaranthine adlı lordluğun toprakları muhafızlara bahşedilmiştir ve mekanın kalesini, adını Uyanığın Kermeni diye muzipçe çevirmeyi ugun bulduğum (Vigil’s Keep (We also call her the Vigil!) mekanı muhafızar üsleri olarak belirlemiştir. Kısacası bu kale sizin ortamınız oluyor ve her tür ! ihtiyacınızı burada gidermenin yanında, Amaranthine ile ilgili pek çok kararı burada veriyorsunuz.
Maceramızı anlatmadan önce, oyunun açılış filminde de bahsettiği temel kurgumuza değinelim. Evet, Karatohumlar ejderhanın ölümünün ardından beklenenin aksine yok olmamakla kalmıyor, üstüne üstlük evrimleşiyorlar, gelişiyorlar, değişiyorlar. Konuşanları bile çıkıyor hatta bunların. Ne var ki, hala koskoca size madik atmaktan geri durmayacak ve hatta aşağılayıcı şeyler söyleyecek kadar kafasızlar heh heh. Hatta iki ayrı ayrı ihtilaf koluna ayrılıyorlar. Bir grup Anne’nin, diğer grup Baba’nın minionları konumunda. Anne denilen şey üst sınıf ve az daha zeki, paranoid şizoid bir broodmother ve oyun esnasında sizi indirmek için bolca çaba harcıyor. (Başarısız oldukça daha bir histerikleşiyor hatta :D) Bunun kendi üretimi ve ürünü olan Evlatlar diye çevirebileceğimiz yeni model karatohumları da var. Bana biraz bilimkurgu fırlaması gibi gelseler de, hemen hepsinin o lanet “overwhelm” yeteneğine sahip olması size bol sövmeli anlar yaşatacaktır, garanti edilir. İkinci eleman, Baba, veya Mimar, daha da zeki, hatta kendini kolektif zihinden koparabilmiş feylesofumsu biri. Sizinle “bir miktar” daha medeni bir ilişkisi oluyor. Elemanımız karatohumu akıllandırmayı ve onlara bağımsız düşünebilmeyi, aydınlanmayı, rönesansı aşılamaya “uğraşmaktadır.” Karatohum denilince elf ya da insan gibi bir halk akla gelsin istiyor. Aynı şeyi Eski Tanrı Urthemiel (Bizim Büyük şeytanın kirlenmeden önceki adı) e de uygulamaya çalışıp beceremeyince Kirlilik’i (Blight) başlatan da bu heriftir ayrıca bilginiz olsun.
Oyuna ilk olarak Uyanığın Kermeni’nde başlıyorsunuz. Mekana bir süredir uğramamıştınız ve döndüğünüzde kaleyi, yeraltına açılan tünelleri kullanan karatohumun bastığını görüyorsunuz. Kale kurtarıldıktan sonra sarayınızdaki kahya, çavuş ve muhafız vekilharcı bir teyze sizi görev yağmuruna tutuyor ve olaya giriyoruz. Yazı pek walkthrough niteliğinde olmayacağı için, oyun esnasında neler yapacağınıza sadece ayrıntısız değineceğim. Temel olarak, Kalenizin yer altı tünellerinde, Amaranthine Şehri, Kal’Hirol denen kaybedilmiş bir cüce thaig’ında Kara bataklıkta(Blackmarsh) ve Seyahat Ormanında(Wending Woods) karatohumun hala çekilmemesine ve hatta değişmesine cevaplar arıyorsunuz ve böylece finale yaklaşıyorsunuz. Finale pek az kala, karatohum feci bir saldırı başlatıyor ve sizin topraklar talan oluyor. Burada önemli bir seçim yapıyorsunuz ki olay yine epilogue ve farklı deneyimlerle alakalı. Sonrasındaki finalin ne olduğunu da tahmin edersiniz. Boss time! Yapmanızın tek etkisi oyunun sonunda gösterilen Epilogue seçeneklerinin değişmesi olan bir yığın ıvırzıvır görev de var. Mesela kalenize harcadığınız emek ve para ile özdeşleşen geliştirmeler, komplocuları temizlemek, mahkemede hakimlik yapmak. :) Wade ustayı da unutmamalı!
[stextbox id=”black”]Yoldaşlar
Yoldaşlarınız yine hayli renkli kişilikler olsa da, ilk oyundaki kadar yer kaplamıyorlar. Diyaloglar yok denecek kadar az ve aşk seçeneğiniz yok. Bir de burada yoldaşlarınız yoldaştan öte adamlarınız gibiler, aynı şekilde hepsi gri muhafız.
İlk olarak yanınızda Mhairi adında Denerimli bir şövalye bayan ile başlıyorsunuz, amacı muhafızlara katılmak ve bu sebepten bir an once Katılma’dan geçmek için sizinle takılıyor. Ne yazıkki muhafız katılma ritüelinde ölüyor. En başta Uyanık’ı kurtarırken, Anders adında yavşak ve kaçak bir büyücüye rastlıyorsunuz. Ancak adamı terslemeden yanınıza almalı ve paçasını arada bir templarlardan kurtarmalısınız. Hayvanseverdir ve ona kedi hediye ettiğiniz zaman adını Sir Pounce-a-lot koyarak yardırır. Kedi sadece süs değil bu arada, hayli güçlü bir özelliği var item olarak ancak bunu siz keşfedin! Yine kaleyi kurtardığınız esnada eski bir çehre olan ayyaş cüce savaşçı Oghren’e rastlıyorsunuz. Bu herif, muhafız katılma törenindeki, herkesi bir hafta yatağa düşüren karatohum kanından yapılma içeceği fondip yapmakla beraber hoşnut bir geğirik de sergiliyor ve fena değilmiş deyip aynen devam ediyor. Sonra, zindanlarınızda önce sizi öldürmeyi planlayıp, ardından sadece aile yadigarlarını aşırmaya yönelen, Randon Howe’ın oğlu Nathaniel var. Bir gazla idam ettirmeniz mümkün onu, ancak kitli sandıkları açan ve sürekli kritik 150 300 koyan bir rogue eleman “hayli” işinize yarayacaktır. Kal’Hirol’e gittiğinizde karatohumdan bir Ölüm Lejyonu üyesi cüce bayan kurtarıyorsunuz. İlginç bir rogue Sigrun, hediyelerini verin ve onun da hikayelerini dinleyin. Karabataklık’ta ise muhafız savaşçı Kristoff’un cesedini buluyorsunuz, ve Fade’de rastladığınız bir Adalet ruhu sizinle birlikte gerçek dünyaya fırlatıldığında cesede hapsoluyor. Ona da katıl ya da git deme şansınız var. Adı da Adalet :). Seyahat Ormanı denen yerde ise Velanna adlı kıl bir elf keeper’ına rastlıyorsunuz, katlanabilirseniz sizle geliyor ve o da muhafızlara katılıyor.
[stextbox id=”black”]Diyagolardan bir kaç alıntı:
Anders ve Nathaniel
- Anders: Yani şimdi, sen bir Howe’sın öyle mi?
Nathaniel: Varmak istediğin bir şey var mı, büyücü?
Anders: Hey! Ben Howe ları çok severim! Aynı zamanda Why’ları Who’ları ve What’ları da çok severim… (Hey, I’m fond of the Howes! I’m also fond of the Whys, the Whos and the Whats.)
Nathaniel: Aklına kurban.
Anders: He he, bunu bulmamın bu kadar sürmesi utanç verici.
Oghren ve Adalet (Bu ikisinin konuşmaları fekalet komik bu yazdığım hiç bir şey, çeviremiyorum orjinalinden oynayın bakın. :D )
- Oghren: Teknik olarak, sen aslında ölüsün de mi?
Justice: Evet. Teknik olarak.
Oghren: O zaman işler nasıl yürüyor? Kılıcı nasıl tutuyorsun mesela?
Justice: Nasıl bilmiyorum. Öyle işte. Büyü sanırım.
Oghren: Ve, err, herşey çalışıyor? Her şey tamam yani? Tesisat falan?
Justice: Bir şey ima ediyorsun, bilmiyorum nedir.
Oghren: Eh, hadi.
Sigrun ve Adalet
- Sigrun: İşte hançerin burada, al.
Justice: Düşürdüm mü bunu?
Sigrun: Oh, hayır. Onu kemerinden aşırdım. Eski alışkanlıklar zor bırakılıyor da.
Justice: Çalmak yanlıştır.
Sigrun: Sadece yakalanırsan. Ve yakalanmadığımı hatırlatmam gerekir mi?
—
Justice: Hançerimi kemerime bağladım. Eğer tekrar çalmaya kalkarsan, ip sana çalmanın yanlış olduğunu hatırlatacak.
Sigrun: Ama, erh, bana onu artık çalamayacağımı söyledin. Artık neden deneyeyim ki?
Justice: Şey…
Sigrun: Her neyse, işte yüzüğün.
Oghren ve Velanna
- Velanna: Bana halkından bahset, cüce.
Oghren: Valla, öncelikle bir acemi elf için şunu diyebilirim ki, “cüce” diye çağrılmaktan hoşlanmayız.
Velanna: Özür dilerim. Lütfen bana halkından bahset, Oghren.
Oghren: Sana şunu diyeceğim, siz kemikli elf ve insan kadınları bizimkilerin yanında bir şey değilsiniz.
Velanna: Bana kemikli mi diyorsun?
Oghren: Hevet. Şu kıça bir bak. Buna kıç mı diyorsun? Bir adama yastık gerek!
Buradaki diyaloglar yine buzdağının görünen ucu elbet. Bir iki de video koyalım.
http://www.youtube.com/watch?v=GVA-4GgfxMM Anders – Velanna
http://www.youtube.com/watch?v=0GLlkMJbC5k&feature=related – Sigrun
[stextbox id=”black”]Adrenal Mevzular
Biraz da oyunun aksiyon kısmındaki yeniliklere bakalım. Öncelikle, her sınıf için iki yeni uzmanlık eklemişler. Bunlar savaşçı için Guardian ve Spirit Warrior. Guardian daha çok yoldaşlarınızı korumaya yönelik yeteneklere sahip. Spirit Warrior ise Fade enerjilerini kullanarak hasarını zırh mırh dinlemeyen spirit damage e çevirebiliyor, saldırı hızını artırıyor ya da yine bu enerjiler ile Fade kökenli yaratıklara bir miktar hasar verebiliyor. Büyücülere Battlemage ve Keeper uzmanlıklarını vermişler ki Battlemage beğenimi kazanmıştır. Sebebi çok ilginç bir şey olması değil, bir büyüyle çevrenize 250 300 vurmanız :D. Aynı hasarla çevrenizdeki düşmanların canını kendinize çekebiliyor, aldığınız hasarı manaya çevireiliyorsunuz. Beraberinde kan büyücüsü de olursanız korkunç bir kombinasyon. Keeper ise elf geleneği, doğal büyüler var. Öncelikle temel yeteneği aktive ediyorsunuz ki bu sizi oduna çeviriyor, kökleniyorsunuz, hareket edemiyorsunuz ve çevrenizdeki çiçek böcek mekana girenlere iyi hasarlar verebiliyorsunuz. Bir de hayat döngüsünden, ya da çevrenizde düşüp kalkanlardan mana kazanabiliyorsunuz. Rogue’a gelirsek, onlarda da Lejyon’un gözcüsü ve Gölge denen uzmanlıklar var. Lejyon’un gözcüsü özelliği bir cüce disiplini, sağlamlık ve dayanma gücünüyle ilgili yetenekleri var. Gölge ise Assassin’in daha bir gizlisidir denebilir. Yeni uzmanlıkların yanında, asıl oyundaki yetenek dallarına yüksek levelli yeni yetenekler de eklenmiş. Örnek verirsek, savaşçılar bir kılıç savruşuyla alt seviye yaratıkların bir dolusuna tek atabiliyor.
Bir de yeni beceriler var ki, onlar da rün yapma ile mana – can artırmaya yarayan üç yeni özellik. Zaten olan zehir yapma tuzak yapma gibi becerilerin yanında bu can – mana güçlendirme seçeneği güzel bir esneklik olmuş. Bununla birlikte, üst seviye rünler artık satıcılarda bulunmuyor ve onlar yerine en basit rünler satılıyor. Beceriye sahip bir karakter ile eğer yapımını öğrenmişseniz alt kademe rünleri birleştire birleştire üst kademe rünler üretiyorsunuz. En iyisinden bir rün yapmak hayli pahalı olabiliyor, siz cimri davranıp ve her bulduğunuzu satıp bir kaç yüz altın biriktirdiyseniz, bu paranın büyük kısmını kullanarak silahlarınızı ve zırhlarınızı üst seviye rünlerle donatabilirsiniz. Verdikleri özellikler gerçekten iyi ancak uğraşmaya değecek kadar değiller sanırım, olay eğlencesinde.
İtem. İtem konusunda cimri davranmamışlar, bir yığın unique item var. Ben en çok Toque of the Oblivious adlı büyücü başlığını ve Sentinel zırh setini beğenmiştim. Güzel eşyalara ulaşmak hayli basit, oyunda ilerlediğiniz esnada biraz dikkatli olursanız hemen her şeyi ediniyorsunuz.
[stextbox id=”black”]Kısa Bir Yorum
Son olarak da bir iki açıdan oyunun bir oyun olarak vermesi gerekenler konusunda ne mertebe yol aldığı hakkında fikir yürütelim. Ne var ki, yorumum sadece bu ek paketin içeriğine yönelik olacak ve Dragon Age in oynanabilirliğine değinmeyeceğim. Bir çeşit kolaya kaçma yöntemi olan onluk sistem ile derecelendirmemi yaparsam eğer;
Yaratıcılık için 8/10 veriyorum. Özellikle mekanlar konusunda iyi iş çıkarmışlar, ayrıntılı ve belirli bir arkaplanı olan yerler. Hatta bu konuda ilk oyunu hafif sollamışlar bence. Oyun süresi uzunluğu bölü kültürel zenginlik dersek Awakening öne geçiyor. Bunun kötü bir yanı da var elbet, oyun pek ani bir bitişe sahip ve buralarda bir kaç şey daha yapabilsek fena olmazdı demeniz pek olası. Kurgu ise oyunun ayrıntılı dokusunu karşılayacak kadar yoğun olmasa da (Bu genel bir olgu gerçi) Anne – Baba olayını ve çatışmasını karatohum meselesi için hayli yaratıcı bir girişim olarak bellediğimden kurguya da 8/10 veriyorum.
[stextbox id=”download” caption=”Not”]8 / 10
Sonuç dersek, bu ek paket en az oyunun kendisi kadar oynanması şart gibi görünüyor. Fantastik severlerin sanırım yaşayabileceği pek az müthiş üç boyutlu deneyim zımbırtıları içinde Dragon Age ve Awakening’i başlarda yer alıyor vesselam.
SİSTEM GEREKSİNİMLERİ
- Intel Core 2 1.4Ghz, 1 GB RAM(XP)
- 1.5 GB RAM (Vista)
- GeForce 6600
- 20 GB Boş Harddisk Alanı
Çağıl Erbaş | Arlinon |