Bu sefer inceleyeceğimiz ve şöyle bir göz atacağımız film Fire&Ice. Ateş ve Buz adlı bu filmin ana konusu barış içerisinde yaşayan bir krallığın üzerine musallat olan ateş ejderinden kurtulma çabaları ve bu çabalar sonucunda gelişen olaylar zinciri.
Carpia adlı bu krallığın başında bulunan Augustin; cömert, adil, iyiliksever bir adamdır. Özellikle kızı ve tek varisi olan Luisa’ya oldukça düşkündür. Babası sayesinde normal prensesler yerine tam bir erkek gibi yetişmiştir. Belki de tek varis olduğundan bu seçim kendisine doğru geliyordur. Annesi kraliçe Remini ise kızının bu davranışlarını tasvip etmeyen, kısaca kızının dizini kırıp evde oturmasını, örgü örmesini ve zamanı geldiğinde soylu bir adamla evlenmesini arzulamaktadır.
Buraya kadar her şey normal tabii. Sonrasında nasıl olduğu belli olmayan bir ateş ejderi uluslarına saldırır ve her geçen gün krallık beter bir hale gelmeye başlar ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
Kral Augustin bu dertten nasıl kurtulacağını düşünedursun, yardımcısı ve danışmanı olan Paxian kendisine bir öneride bulunur. Quilok adlı krallığın kendilerine yardım edeceğini fakat bunun için krallıklarından vazgeçip onlara bağlanması gerektiğini söyler. Kral Augustin çaresiz durumdadır, ne yapacağını bilemez.
Şövalye Alodor diye birisi vardır. Bu adamın daha önceden bir buz ejderini yendiği rivayetleri dolaşmaktadır. Augustin bu şövalyeyi bulmak ve mümkünse bu ejderhadan kurtulmak ister. Fakat danışmanı Paxian bu şövalyenin bir hain olduğu ve daha önceden Kral Quilok tarafından sürüldüğünü söyler. Kral bu fikirden vazgeçer fakat kızı Luisa söylenenleri duymuştur. Paxian’a güvenmediğinden yalan söylediğini düşünerek gece vakti evden yani saraydan kaçıp Alodor denilen adamı bulmaya gider.
Onu bulacağı yerin kesinlikle Izma ormanı olduğunu düşünen Luisa atını o tarafa doğru sürer ve Sangimel diye bir adamla karşılaşır. Ona kendisinin Prenses Luisa olduğunu ve eskiden bir şövalye olan Alodor’u aradığını söyler. Burada yanlarına bir adam daha katılır. Gabriel adlı bu kişi Alodor’un oğludur ve babasının öldüğünü söyler. Luisa hayal kırıklığna uğramıştır ama Gabriel’den de etkilenmiştir. Bu işi oğlunun da başarabileceğini düşünerek onla bir teklifte bulunur. Eğer krallığını bu ateş ejderinden kurtarırsa babasından alınan şövalyelik unvanlığını kendisine verileceğini sözünü verir. Gabriel ve yardımcısı yaşlı Sangimel kızın yalancı olduğunu bildikleri halde antlaşmayı kabul ederek Carpia krallığına giderler.
Kral Augustin kızına böyle bir sözü kendisinden habersiz verdiği için oldukça öfkelenir lakin yine de kabul eder. Sangimel ateş ejderinini yenebileceklerini fakat bunu yapanın kendileri olamayacağını söyler. Ateş ejderini yenebilecek tek bir şey vardır. O da buz ejderidir….
Gabriel ve Sangimel’in gelmesinden sonra ateş ejderinin neden sadece kendi krallıklarına saldırıp Quilok krallığına bir şey yapmadığı da belli olur. Quilok krallığı kalesinin tepesinde ejderha yumurtası Dracone vardır. Bu yumurta sayesinde Ateş Ejderi o krallığa dokunmamaktadır.
Sonlara doğru asıl macera başlar. Gabriel Dracone adlı yumurtayı Quilok krallığından çalarak buz ejderini uyandırır. Buz ejderi ile ateş ejderi hummalı bir savaşa başlarlar. İki ejderha savaşırken krallıklar arasında olaylarda yaşanmaktadır. Bir süre sonra Paxian’ın hain olduğu, kendi krallığını Quilok kralı için sattığı ve ateş ejderini onun uyandırdığı ortaya çıkar. Bu durumu öğrenen Kral Augustin haini kendi eliyle öldürmek isterken Quilok kralı tarafından öldürürlür. Paxian yanına kralın şövalyesi Pontiero’yu da alarak Gabriel’i durdurmaya çalışır. Fakat daha önceden Alodor’a hizmet etmiş şövalye Pontiero Gabriel ve Luisa’ya katılır. Hep birlikte ateş ejderini yenmişi olan buz ejderini öldürmeye giderler. Gabriel’in bir planı vardır ve sonradan görülür ki planı işe yarayacaktır. Paxian ise ormanda ağaç adamlar tarafından katledilir. Ayrıca Quilok kralınında suçu cezasız bırakılmaz. Bilhassa Kral Augustin’in karısı Kraliçe Remini tarafından hançerlenerek öldürülür.
Sonuca gelirsek buz ejderi de öldürülür. Carpia ve Quilok krallığı birleşerek her şey yeniden başlar. Kraliçe Remini, Gabriel’i şövalye yapar ve onun isteğiyle şövalye Pontiero’yu da aralarına alır. İlginç olan filmde hiç mi hiç öpüşme sahnesi olmamasıdır. Gabriel ve Luisia’nın birbirlerinden hoşlandıkları bellidir ama evlenmişlerse bile bu sahne filmde yoktur.
Bu arada söylemiş miydim? Bizim yaşlı moruk Sangimel buz ejderi tarafından öldürülür fakat o kadar saçma bir şekilde ölmüştür ki Gabriel’in onu anmasını bir kenara bırakın, sonunda söz etmemiştir bile.
Teknik konulara geçersek paraya kıymışlar, haklarını yemeyelim. Özellikle görüntüler oldukça net, müzikler yerlerine uygundu. Fakat oyuncularda gerçekçiliğin uzaktan yakından alakaları yoktu. Kral Augustin dışına ki tüm oyuncular aldıkları para düşüncesiyle oynamışlar gibiydi. Koskoca krallıkta yerleşim alanı olarak sadece bir bölüm vardı herhalde ki sırf orayı gösteriyorlardır. Ejderhaların görüntüsü ne çok iyiydi ne çok kötüydü, en azından aralardaki savaş sahneleri iyiydi.
Böylece Fire and Ice filmi ile ilgili tüm spoilerları aktarmış oldum. Yazıyı okuduktan sonra izleyin demeyeceğim fakat izlerseniz de kötü olmaz hani. Boş bir zamanınızda, ne yapsam ne yapsam diye düşünüyorsanız iyi bir doksan dakika olacaktır.