ink top

Yönetmen: Jamin Winans
Senaryo: Jamin Winans
Oyuncular: Soren Kelly, Queen Hunchar, Jessica Duffy, Jennifer Batter, Jeremy Make

Ink, rüyalardan fırlamış bir mürekkep lekesi. Ink bir dönüşüm ve mutluluk hikayesi. 2009’un en alternatif bilimkurgu filmi gibi görünüyor.

Film John’un işyerinden küfürler saçarak çıkmasıyla ve arabasına binmesiyle başlıyor. Bunu takip eden yaklaşık 25-30 dakika boyunca hiçbir şey anlamıyoruz. John’un kızı Emma gösteriliyor. Johnla olan anıları gösteriliyor. Anlıyoruz iyi bir baba değildi John, eşi ölünce de kız büyükannesi ve büyükbabasıyla yaşamaya başlamış. Ve insanların sürekli etrafında dolanan rüya perileri de onu koruyorlar. Ama bir de çok acayip tasarımlara sahip Karabasanlar var. Onlar da Emma’nın peşindeler. Bunun içinde Ink adlı bir anahtarcıyı tutuyorlar.

Harika bir dünya yaratmış kendine Jamin Winans. O kafasının içindekileri merak ediyorum açıkçası. İnanılmaz güzel tasarımlar, inanılmaz ara evrenler, inanılmaz iç dünyalar var filmde. Hikaye derinliğine hayran kalmamak elde değil. Karakterlerin her birinin ayrı bir geçmişi var gibi ve hiçbirinin anlatılmaması hikayeyi daha iyi kılıyor. Sanki bir romanın parçası filme çekilmiş gibi. Tek sorun hafiften sıkıcı ve zayıf olması.

Jamin Winans’ın Spin diye bir işi var. Bir çoğunu izlemişsinizdir. Zamanı kontrol edebilen Dj meselesi. Orada kendine güven açıkça görünüyorken burada bir zayıflık var. Çekimlerde ışıklandırmalarda çok ilginç teknikler kullanılmış ve filmi değişik kılmış. Ama yine de bir kısa filmden fazlası için uygun olacağını düşünmüyorum bu parıltıların. Elindeki düşük bütçeyle yenilikçi bir iş çıkarmaya çalışmış ve milyonlarca dolarlık filmlerden daha iyi olduğu kesin.

Hikaye temelinde karabasanların ve Rüya koruyucularının savaşı var. Diğer alemde kaçırılan kız, gerçek alemde felç oluyor. Ve rüya kahramanları onu geri getirmeye çalışıyorlar bunun için de bir Kılavuza danışıyorlar ve sıkı durun, rüya aleminin en iyi karakteri karşınızda. Kılavuz inanılmaz bir karakter. Bizi Spin’e geri götürüyor. Hayatın ritmini seziyor ve akışı değiştiriyor. “One, two, three, four…One, two, three, don’t die.”

Ink 2009’un en cesur bilimkurgularından birisi. Düşük bütçesi, özgün tasarımları, çok derin hikayesi ve çok özgün sinema kurgusuyla izlenmeyi hak eden bir film. Ama dikkat: seyirci seçen bir film. İlk 30 dakikayı geçene ödül: Çok güzel bir film.

———————
PUAN :
7,6 / 10
—————-


Özgürcan Uzunyaşa | Amras Ringeril