Kuzey Sagaları ve İskandinav Mitosları Üzerine

Çok uzaklarda Olimposun kuzeyinde ve bilinen tüm toprakların ötesinde, uzun süre kimsenin gitmeye cesaret edemediği İskandinavya, kuzeylilerin ve barbarların ülkesi uzanır. Kuzey denizinin sisleri ardında dünyanın en köklü mitolojilerinden biri, İskandinav (Cermano-Nordik) mitleri yatar.

FRP oyunlarında canlandırılan kahramanların, elflerin, cücelerin ve ejderhaların ülkesi… Efsanelerin ülkesi…

Sessizlik! Beyaz tanrı Heimdal’ın oğlu
Hepiniz susun, ister büyük ister küçük,
Düşmüş savaşçıların babası, Odin,
Onun izniyle tüm insanlığın yaradılışını anlatacağım sizlere…

Voluspa

Tanrıların doğuşu

[stextbox id=”black”]Büyük uçurum ve dokuz dünyanın yaradılışı

Başlangıçta sadece yokluk vardı. Sonsuz bir boşluk. Bu boşlukta tek var olan şey Ginungagap idi, yani büyük boşluk. Sonsuzluğa dek uzanan rengi ve görüntüsü olmayan bir düşüş. Zamanın kıvrımlarında sıcak ve soğuk belirdi. Varolan ilk duygular belkide. Bu her şeyin başlangıcı idi…

Sıcak ve soğuk artık iki nehir olmuştu, ikisi birlikte Gigungagap’a dökülüyorlardı. Kuzeyden akan soğuk ırmağın ismi Niflheim idi. Güneydeki sıcak ırmağın ismi ise Muspelheim idi. Niflheim ve Muspelheim kendi kendilerine oluşmuş ilk dünyaydı, dokuz dünyanın başlangıcıydı(1).

Soğuğun ve sıcağın Ginungagap’a dökülmeden önceki birleşiminde patlamalar yaşanıyordu ve bu patlamalar evrenin ilk canlısının doğumuna neden oldu. Bu ne bir tanrı, ne de bir insandı. Bu bir devdi(2).

Adı Ymir idi. Kızgın, aptal ve aç idi. Ginungagap’ın sonsuz boşluğunda kendine yiyecek aradı ve sonunda sütünden beslenebileceği Audumbla adında dev bir inek buldu(3). Ymir hiç durmadan ineğin sütünü içiyordu, ancak kısa bir süre sonra Audumbla’da acıkmıştı ve etrafta yiyebileceği tek şey Ginungagap’ın taşları idi. Her gün açlığı daha da artan Audumbla hergün bu kayaları daha sık yalıyordu tuz ve yiyecek ihtiyacını gidermek için. Kaya yavaş yavaş şekillenmeye başlamıştı. Sonunda şekil taştan kurtuldu. Bu da ilk tanrının doğuşu oldu.

***

İlk tanrının adı Buri idi. Ymir’in ve Buri’nin yaratma güçleri vardı. Yalnız kalmamak için kendilerine eşler bu eşlerdende çocuklar yarattılar. Tanrıların ve Devlerin soyu Ginungagap içerisinde üremeye başlamıştı. Bu iki ırkın birleşiminden ise Üç büyük tanrı doğdu. Odin, Vili ve Ve. Bütün tanrılar ve devler Odin’in bu zamana kadar doğmuş en güçlü canlı olduğunu anladılar ve ona sagı gösterdiler. O geleceğin ve geçmişin ve insanların babası idi.

Her şey, tüm insanlık ve bizim bildiğimiz manadaki varoluş bir cinayetle başladı(4).Odin ve kardeşleri Vili ve Ve ilk varlık Ymir’i öldürdüğünde başladı. Bu cinayetin sebeplerini hiçbir saga(5) anlatmaz. Ymir’in vücudu dünyanın topraklarına, vücudundaki su denizlere ve vücudundaki kan kaynayan lavlara dönüştü. Dünya artık oluşmuştu. Bu oluşumu Odin doğduğu günden beri biliyordu. Bu kaçınılmaz olan idi. Tıpkı kendi sonu gibi!

Sıra devlerde idi . Odin ve kardeşleri tüm devleri öldürmek için yola koyulmuşlardı. Sadece Bergelmir ve ailesi bu katliamdan kurtulabilmişti. Kaçmışlar ve saklanmışlardı. Bundan sonra kendilerini ve çocuklarını intikam hırsı ile büyüttüler. Bir gün gelecek intikamlarını alacaklardı. Bunu Odinde biliyordu…

Dünya nın yaratılışı artık tamamlanmıştı. Artık onu sabitleyecek ve koruyacak varlıklara ihtiyaç vardı. Bu yüzden Odin cüceleri yarattı. Dört cüce, dünyanın dört yönünü korumak için and içtiler : Austri(doğu), Nordri(kuzey), Vestri(batı), Sudri(güney) ve bu ülkeye (dünyaya) Midgard adını verdiler..

Toplam dokuz dünya (alem) vardı :

Muspelheim Ateş ve ısı,
Niflheim Buhar ve duman ki Ejder Nşdhug’un eviydi burası,
Helheim Karanlığın ve acıların dünyası,
Jotunheim Devlerin yaşadığı dağlardan ibaret olan alem,
Asaheim Asa tanrılarının(6) yaşadığı alem,
Vanaheim Vane(6) tanrılarının yaşadığı yer,
Alfaheim Beyaz alfların (elf) yaşadığı alem,
Svartalfaheim Siyah alfların (Kara elfler)dünyası,
Mannaheim İnsanların yaşadığı alem (Midgard Mannaheimde bulunur)

Bu alemlerde yaşayan farklı varlıkların çoğu bir diğer dünyaya gidebilme gücüne sahipti. Artık herşey uyum içerisindeydi…

[stextbox id=”black”]Irkların ve diğer tanrıların doğumu…

Midgard da bir sabah Odin, kardeşleri Hoenir ve Lodur deniz kıyısında dolaşmaya çıktılar. Sahilde yanyana duran iki ağaç ile karşılaşdıklarında bu ağaçları ilk insanlara dönüştürmeyi karar verdiler. Erkeğin ismi Ask, kadınınki ise Embla idi.

Lodur onlara fiziksel güzellikleri, Hoenir hareket yeteneğini, Odin ise duyguları verdi. Sonunda Ask ve Embla birleşerek insan ırkını oluşturdular ve önlerindeki yolda ilerlemeye başladılar. Ancak Odin onların kaderini o anda yazmıştı. Bütün İnsan ırkı devlerle yapılacak son savaşta, Ragnarök’ta Odin’in yanında savaşacak ve yok olacaktı…İnsanın yaratıldığı esnada, devler çoğalarak Ymir’in öcünü almak için and içiyor ve kendilerini intikam duyguları ile besliyordu.

***

Bütün bu yaratılan canlıların ve hatta tanrıların arasındaki en mistik ırk şüphesiz Alf (beyaz alflar yada elfler) ırkı idi. İnsanlar onları, ışığın cinleri olarak biliyordu. Alflar görünmezdi, ne kokuları, ne sesleri, ne belirli şekilleri, ne bilinen maceraları, ne de şarkıları vardı. Devler, insanlar ve cücelerın aksine Alflar savaşçı değillerdi. Ancak mutlak bir güçleri vardı.

Beyaz Alflar doğanın anlaşılamaz gücünü simgeliyorlardı. Onlar tanrıların istekleri dışında doğmuşlardı…

Beyaz Alfların diğer yüzü siyah Alflar, dokuz alemlerden Svartalfaheim isimli alemde yaşarlardı. Siyah Alflar Dev Ymir’in ölü cesedinden beslenmişlerdi bu yüzdende içleri ölüm ve karanlıkla dolmuştu. Tanrılardan ve devlerden korktukları için taşların içlerine saklanmış ve bu taşların kara renklerini almışlardı..

[stextbox id=”black”]Irkların ve diğer tanrıların doğumu…

Cüceler Odin’in onlara Midgard’da verdiği görevi kabul etmiş karanlıkların ve dağların içlerine çekilmişlerdi. Burada madenleri keşfetmişler ve kendilerine buradaki madenlerin en değerlilerinden hazineler yaratmışlardı. Bu hazineleri ne insanlarla, ne tanrılarla nede devlerle paylaşmak istiyorlardı. Oldukça aç gözlü idiler. Ancak bu açgözlü olmaları onlara çalışma ahlakını getirdi. Evrende ki en çalışkan ve üretici ırk haline gelmişlerdi. Dağların altından çıkan maden cevherlerini işlemeyi kendi kendilerine öğrenmişlerdi.

Cücelerde kara alflar gibi svartalfaheim de yaşarlardı. Çok nadiren ormanlara yerleşirler ve insanlarla hemen hemen hiç iletişim kurmazlardı. Işıktan nefret ederlerdi. Onlar için ışık tanrıların yarattığı korkunç bir lanetti.

İskandinav ve Cermen mitoslarında daha birçok doğa ustu canlı vardır. Bazıları insanlara hayvan şeklinde gözükür.

[stextbox id=”black”]Dünyanın Ve Evrenin Dengesi Kutsal Ağaç Yggdrasil

Yggdrasil, kutsal ağaç, İskandinav mitolojisinin ana çizgisi hatta bu mitolojide hayatı ve yaşamı temsil eden yegane semboldür. Yaprakları ve dalları görünmez bir biçimde tüm gökyüzünü ve evreni sarar, kökleri de dünyanın her yerine ve en derinlere sıkı sıkıya tutunmuştur. En büyük kok tanrıların konakladığı Asaheim alemindedir. Kutsal ağaç Yggdrasil Hvergelmir, Mimir ve Urdar adlı üç kaynaktan beslenir, bu kaynaklar ağacın hayatta kalmasını sağlarlar ve de onların varlığı sadece ağaçla mantık bulur.

Urdar`in etrafında üç kadın oturur. Urd yani geçmiş, Vervandi : şimdiki zaman ve son olarak Skuld yani gelecek. Bu üç kadın zamanın gerçek hakimleri ve her şeyi bilen her şeyden haberdar olanlardır. Burada İskandinav mitolojisinin panteist kısmı on plana cikar, bu uc kadın tanrı değillerdir sadece doğa tarafından yaratılmış üç nesnedir, ancak tanrıların tanrısı bilge Odinden daha bilgedirler! Onlar kaderleri bilenlerdir, tanrıların kaderlerini bile! Kader ve zaman kavramları İskandinavların (namı diğer Vikinglerin) en önem verdikleri iki kavramdır. İskandinav halkı (prehistorik çağlardan Viking dönemine kadar ) kaderci bir halktır, yani kadere inanırlar olum zamanları daha önceden yazılmıştır ve bundan kaçmak imkansızdır, ancak buna rağmen kaderlerini yenmek için ölümüne savaşırlar, bir şeye karsı savaşmak ve kazanmak İskandinav mitolojisinin en önemli olgularındandır. Kutsal ağaç Yggdrasil bile her gün hayatta kalmak ve evrenin düzenini korumak için savaş vermektedir. Onlar için hayattan kalan, savaşandır…

[stextbox id=”black”]Ases ve Vanes Tanrılarının Savaşı

İnsanlardan, cücelerden, elflerden ve daha birçok doğa ustu yaratıklardan ve onların yasadıkları alemlerden çok uzaklarda İskandinav mitolojisinin tanrıları yasar. Kuzeyin tanrıları iki dünyada yasarlar Asaheim ve Vanaheim. Bu iki alem arasında savaşlar hiç kesilmemiştir ve her iki alemin tanrıları birbirleriyle sürekli çatışma içindedirler. Ancak birbirleri olmadan da varlıklarının bir anlamı olmaz. Birbirlerine karşıttırlar ancak birbirlerini tamamlarlar, tıpkı kadın ve erkek, ışık ve karanlık gibi. Sanılanın aksine unlu İskandinav tanrıları Thor, Odin, Balder… insanlar için ikinci dereceden tanrılardır. Vanes tanrıları insanlar arasında en çok rağbet görülenlerdir. Onlar toprağı, zenginliği, aşkı, seks yani tüm dünyevi ihtiyaçları maddiyatı temsil ederler. Onlar toprağa ve onun üzerinde yasayan canlılara sağlığı ve mutluluğu getirenlerdir.

Karşıtları Ases tanrıları en tanınan tanrılardır. Sayıca Vanes tanrılarından oldukça üstündürler. İkinci plandadırlar çünkü günlük ihtiyaçlar içerisinde yer almamaktadır onların vaat ettikleri. Onlar daha karmaşık kavramların hakimleri ve efendileridir. Onlar bilgiye ve kadere sekil verenlerdir. Kimi zaman cesareti kimi zaman büyüyü temsil ederler. İnsanlar onlara az ihtiyaç duyar ancak hiçbir zaman unutmazlar, çünkü onlara fırtınalarda ve savaşlarda yol gösteren onlara zaferi bağışlayan, onlara bilgeliği ve büyüyü öğreten Ases tanrılarıdır.

Ases ve Vanes tanrıları her zaman birbirleriyle savaşmışlardır ancak bu savaş en büyük savaşla sona erer, bu savaş bir katliamla değil ancak bir birleşme, bir ittifakla sona erer. Tanrılar birbirleriyle savaşmalarının sadece devlerin ve diğer güç sahibi varlıkların isine yaradığını fark ederler. Baris imzalanmalıdır, bozulması imkansız olan bir barış, birbirleriyle karışmaya karar verirler : Njord, Vanaheim`in rüzgar ve deniz tanrısı oğlu Frey ve kızı Freya ile Ases tanrılarının yanına yerleşir. Ases tanrıları bu değişime Odin’in öz kardeşi Hoenir`le, Odin’le beraber ilk insani yaratan tanrılardan biri, karşılık verirler. Artık iki irkin kani birbirleriyle karışır, artık savaşlar bitmiştir.

[stextbox id=”black”]Iskandinav Tanrıları

İskandinav tanrıları tıpkı diğer mitoslardaki gibi çeşitlilik gösterir, her biri tektir ve birbirlerine hic benzemeyen özellikleri vardır. Bu farklılıklar özellikle Ases ve Vanes tanrıları arasında daha belirginleşir. Tanrıları isim sırasına göre değil, popülarite ve önem sırasına koyarak tanıtmaya çalışacağım.

ODIN

Üzerimden beni izlediğini biliyorum
Bütün geçmişin ve geleceğin babası
Sen ilk ve sonsun

Tüm yasayanların gözcüsü
Tüm ölenlerin gardiyanı
Tek gözlü tanrı,
Benim dünyamı ve gökyüzünü yöneten…

Ölmek için zamanım geldiğinde…
Kuzey rüzgarı şarkımı yukarı taşı
Gökyüzündeki zafer salonuna…

Bathory`nin ` Song to hall up high` şarkısından.

Her zaman Zeus ya da Satürn’e eşdeğer görülen İskandinav mitolojisinin baba tanrısı Odin, gerçekte bu tanrılarla hiçbir benzerlik taşımaz. Görünüm olarak mütevazıdır : Odin beyaz bıyıklı ve uzun sakallı tek gözü kor yaşlı bir ihtiyardır. Yırtık pırtık elbiseler ve kocaman bir koylu şapkası taşır Ancak tüm İskandinav tanrılarının en yaşlısıdır, bu mütevazı görünümünün altında hiçbir tanrıda bulunmayan bazı özelliklere ve güçlere de sahiptir. Büyülü yüzük Draupnirin, Thor`un çekicinde sonra en güçlü silah olan mızrak Gungnirin ve de atların efendisi sekiz bacaklı Seipnir`n sahibidir. Tanrıların babası Odin ayni zamanda insanlarında babasıdır, insan ırkını iki kardeşi ile Odin yaratmış ve onların kaderini çizmiştir. Üç tane karısı vardır ; Iord eski toprakların tanrıçası, Frigg islenmiş modern toprakların tanrıçası (Frigg Odin`in en sevdiği karisidir) ve Rind el değmemiş vahşi toprakların tanrıçası.

Sanılanın aksine Odin İskandinav savaş tanrısı değildir. Savaşçıların ve komutanların onun için adaklar adadığı ve ona zafer için yalvardığı bir gerçektir, ancak Odin asıl olarak şiirin, büyünün, run sanatının ve bilginin tanrısıdır. Bu yüzden yüksek ve bilge olan diye de adlandırılır. Hem gizemli bir buyucu hem de basit ama güçlü dilli bir ozandır. Run yazısının yaratıcısıdır.
Odin’in kendine özgü yardımcıları vardır. Öncelikle Hugin ve Munin, bu iki basit kuzgun Odin’in dünya üzerindeki gözleridir. Dünya üstünde uçarlar ve Odin`in kulağına gördüklerini fısıldarlar, bu yüzden Odin her seyi gören olarak adlandırılmıştır…


[stextbox id=”black”]ODIN

Her zaman Zeus yada Satürn’e eşdeğer görülen İskandinav mitolojisinin baba tanrısı Odin, gerçekte bu tanrılarla hiçbir benzerlik taşımaz. Görünüm olarak mütevazidir : Odin beyaz bıyıklı ve uzun sakallı tek gözü kör yaşlı bir ihtiyardır. Yırtık pırtık elbiseler ve kocaman bir köylü şapkası taşır. Ancak tüm İskandinav tanrılarının en yaşlısıdır, bu mütevazi görünümünün altında hiçbir tanrıda bulunmayan bazı özelliklere ve güçlere de sahiptir. Büyülü yüzük Draupnirin, Thor`un çekicinden sonra en güçlü silah olan Mızrak Gungnirin vede atların efendisi sekiz bacaklı Sleipnir`in (1) sahibidir. Tanrıların babası Odin aynı zamanda da insanların da babasıdır, insan ırkını iki kardeşi ile Odin yaratmış ve onların kaderini çizmiştir. Üç tane karısı vardır ; Iord eski toprakların tanrıçası, Frigg işlenmiş modern toprakların tanrıçası (Frigg Odin`in en sevdiği karısıdır) ve Rind el değmemiş vahşi toprakların tanrıçası.

Sanılanın aksine Odin İskandinav savaş tanrısı değildir. Savaşçıların ve komutanların onun için adaklar adadığı ve ona zafer için yalvardığı bir gerçektir, ancak Odin asıl olarak şiirin, büyünün, rûn sanatının ve bilginin tanrısıdır. Bu yüzden yüksek ve bilge olan diye de adlandırılır. Hem gizemli bir büyücü hem de basit ama güçlü dilli bir ozandır. Rûn yazısının yaratıcısıdır(2).

Odin’in kendine özgü yardımcıları vardır. Öncelikle Hugin ve Munin(3), bu iki basit kuzgun Odin’in dünya üzerindeki gözleridir. Dünya üstünde uçarlar ve Odin`in kulağına gördüklerini fısıldarlar, bu yüzden Odin herşeyi gören olarak adlandırılmıştır… Bir diğer yardımcısı da her zaman yanı başında bulunun kurtlar Geri ve Freki`dir. Geri ve Freki Odin`in ayaklarının altından ayrılmazlar, Odin Valhalla`da(4) savaşçıların masasındaki şölenlerde sadece şarap içer ve kendine düşen etleri sadık kurtlarıyla paylaşır…

İskandinav mitologyasında tanrıların Aesir ve Vanes tanrıları olarak ikiye ayrıldığını belirtmiştim. Odin tüm tanrıların babası olarak görülse de kategori olarak bir Aesir tanrısıdır…Vanes’lerin hem saygısını hem de nefretini kazanmıştır. Bir çok mitolojide isim olarak değişik de olsa onu mızrağından ve tek gözünden tanırız, Odin bir çok mitolojide isim değiştirmiş bir halde karşımıza çıkar. Germen mitlerinde ve Nibelungen destanında Wotan olarak adlandırılmıştır.

[stextbox id=”black”]HEIMDALL

Dünyayı aydınlatan anlamına gelir, Heimdall İskandinav mitolojisinin en büyük zenginliklerinden ve sembollerinden biridir. O insanları düzenleyen ve dünyanın kanunlarını koyandır. Aynı zamanda son savaş yaklaştığında Giallarhorn borusunu çalıp tüm tanrıları son savaş için toplanmaya çağıracak olan tanrıdır.

Heimdall bir kuştan daha az süre uyur, her zaman tetiktedir, kulağı çok keskindir Aesir’i düşmanlarına karşı korur ve gözetler.

Son savaş Ragnarok`ta Heimdall Loki`yle karşılaşır ve onu yener ancak aynı zamanda rakibinin darbelerine dayanamaz ve savaş meydanında canını verir.

[stextbox id=”black”]THOR

Gücün ve olgunluk çağının tanrısı, Odin ve Iord(toprak)`un ilk oğulları , Aesir tanrılarının en güçlüsü… Belki de İskandinav mitolojisinin en ünlü kahramanı. Evrenin en güçlü silahı Çekiç `Mjollner` (Miollnir, mjolnir, mihollhnir)`in sahibi fırtına tanrısı.

Thor diğer tanrıların aksine yürümez ya da rûn güçlerini kullanmaz, her yere arabasıyla ulaşır, iki keçinin çektiği (Tanngnisor ve Tanngrisnir) bir savaş aracıdır bu. Bu yüzden Thor`un bir diğer ismi Aka-Thor`dur(yöneten Thor); yani aracını yönettiği gibi, dünyayı ve insanları da yönetir.

Tüm güçlerin tanrısı Thor üç önemli büyülü objenin de sahibidir. Güç kemeri Megingiord ; tüm doğaüstü güçlerini bu kemerden alır, Cüce Sidri ve Brokk`un işlediği çekiç Mjollner ; en güçlü silahdır Atıldığı zaman hep Thor`a geri döner ve istenildiğinde Thor`un cebine sığacak kadar küçük hale gelebilir.

Thor`un karısı Iarnsaxa`dan iki çocuğu vardır ; Thrud, Thor’un feminen halidir, babasının tüm özelliklerini taşır ve Magni, tanrıların sonu Ragnarok`tan canlı kurtulabilen sayılı tanrılardan biridir.

[stextbox id=”black”]LOKI

Laufeyin ve dev Farbauti`nin oğlu, Helblindi`nin kardeşi. Loki ateşi ve havayı kontrol etmeyi bilen, dış görünüşü ve yılan diliyle hem Aesir tanrılarını hem de insanları kandırmayı başarabilen bir tanrıdır. Loki İskandinav mitolojisinin en kötü ve sinsi öğesidir. Dünyayi tüm kötülüğüyle sarmış yılan Iormungand`ın ve kurt Fenrir`in babasıdır. Loki bu özellikleriyle Mısır tanrısı Seth`i andırır.

Loki İskandinav mitolojisinin önemli karakterlerinden biridir. O hem kötü hem de sinsi olandır. Aesir tanrılarının yanında olmasına rağmen Ragnarok`da tanrılara karşı devlerle beraber savaşır. Loki güçlü bir büyücüdür, aynı zamanda şekilden şekile girebilir, bu özelliğiyle tüm tanrıları ve insanları kandırmayı başarmıştır. Aesir tanrıları arasında çok sevilen Baldr`ı kendi kardeşine öldürtmüştür.

*********

İskandinav mitolojisinde yüzlerce Aesir ve Vanes tanrısı bulunmaktadır. Bunların bir çoğu sadece isim olarak anılmakla beraber bir kısmı da maceralarıyla İskandinav sagalarında bulunabilir…

İsim olarak başlıca Aesir ve Vanes tanrıları şunlardır :

Aesir : Ases, Bragi, Forseti, Freyr, Heimdall, Hoenir, Loki, Niord, Thor, Tyr, Ull, Vali, Vidar.

Vanes : Niord(5), Freyr, Freyia, Kvasir

[stextbox id=”black”]Notlar – I

    1) İskandinav mitolojisi pagan bir mitolojidir. Tek mutlak güç yoktur.Herşey doğanın bir eseridir.
    2) Bir çok mitoloji kmk olarak devlere uzanır. Yunan mitolojisindede Zeusun babası Bir Titan idi. Birçok mitolojinin yaradılış sırasında önce devler vardır.
    3) İnek birçok mitolojide ve hatta birçok dinde kutsal hayvandır. İnsan dan önce oluşmuş olması onun ne kadar gelişmiş ve değerli bir varlık olduğunu gösterir. Kelt’lerde ve diğer cermen mitlerinde inek sembolüne sıkça rastlanır.
    4) Tanrıların insani duygulara sahip olması(kin, intikam, hırs vb) tüm mitolojilerde benzerlik gösterir.
    5) “Saga” İzlanda dilinde söylemek anlamındaki “segja” kökünden gelir ve söylemnce diye çevrilebilir. Buda sagaların sözlü geleneğe dayandığının kanıtlarındandır.

    6) İskandinav mitolojisinde tanrılar ikiye ayrılmıştır Aesir’ler Vaenir’ler. Aesirler Odin, Thor ve Baldur gibi ünlü tanrıların bulunduğu maneviyatın tanrılarıdır. Vaenir tanrıları ise zenginlik ve seks gibi dünyevi ihtiyaçların tanrılarıdır.

[stextbox id=”black”]Notlar – II

    1) Sleipnir : İskandinav mitolojisinde atların efendisidir. Odin Slepnir`e uzun bir macera sonucunda sahip olmuştur. İskandinav mitolojisinde tüm sihirli objelerin ve varlıklarin bir hikayesi mevcuttur.
    2) On beş harften oluşan ilkel İskandinav alfabesi. Bu alfabenin sihirli olduğuna inanılır. Bu alfabenin yaratıcısı Odin`dir. Bazı büyülerde kullanılır.
    3) Bilgi ve hafıza anlamına gelir.
    4) Valhalla Asgard`in en önemli salonlarından biridir. Savaşta hayatlarını kaybetmiş cesur savaşçılar burada Odin’in masasında şarap içerler. Bu savaşçılar Odin`le beraber Ragnorok`da devlere karşı savaşacaklardır.
    5) Niord toprağın, gemiciliğin ve balıklığın tanrısıdır. Aslen bir Vanes tanrısıdır, ancak Aesir ve Vanes tanrıları arasında yapılan barışta Aesir tanrılarına katılmıştır. Buna karşılık 2 Aesir tanrısı Hoenir ve Mimir`de Vanes tanrılarına katılmışlardır. (bu şekilde iki ırkın kanları karışmış olur ve barış sonsuz olacaktır.)

Kaynaklar

George Dumezil-Loki
James Graham – Campbell – Colleen Batey, Helen Clarke – Cultural Atlas of Viking World
Robert-Jacques THIBAUD – Dictionnaire de mythologie et de symbolique Nordique et Germanique


Deniz “Under The Runes” ERDAL

(Bu yazı lostlibrary.org sitesinden, yayıncısının izni alınarak yayınlanmıştır)