The Kingkiller Chronicle Yazar Yorumları

Üçlemesinin ilk kitabında, Rothfuss’un fantazi dünyasında çarpıcı ortaya çıkışının özgünlüğü, isimlendirilmemiş düşsel dünyasından çok bunun kusursuz uygulamasında yatıyor. Binlerce hikâyenin kahramanı ve kötü adamı, öldüğü sanılan Kvothe, uydurma bir isim altında Yoltaşı Hanı’nın sahibi olarak basit bir yaşam sürdürür. Tarihçi olarak adlandırılan bir biyografi yazarı tarafından gerçek kimliğinin farkına varılmasıyla, Kvothe yaşam öyküsünü anlatmaya başlar. “Edema Ruh” olan ailesinin sihirbazlardan, akrobatlardan, komedyenlerden oluşan gezgin gösteri grubunda yetişmesinden başlayarak, geniş liman şehri Tarbean sokaklarındaki vahşi çocukluğuna, ardından, “Üniversite”deki eğitimine dek, Kvothe iki emelin peşinde koşar; isimlerin güçlü büyüsünü öğrenme arzusu ve ailesini katleden efsanevi iblisler Chandrian’lılar hakkında olabildiğince çok bilgi edinmek.
Çoğu yazarın yalnızca hayalini kurabileceği güçte, ikinci kez okunurken dahi ilkinde olduğu kadar sürükleyici olan bir ilk roman. Fantezi dünyasının artık yeni bir yıldızı var.
– Publishers Weekly


Akla hemen Ursula K. LeGuin, George R.R. Martin ve J.R.R. Tolkien’i getiriyor, ama Rothfuss asla bunlardan birini taklit etmiyor. Takdir ettiği yazarlar gibi, geleneksel temalarla çalışan eski kuşak bir öykücü gibi ama kendine ait bir tarzı var. Beni bu kadar bağlayan yeni bir fantezi serisi yıllardır olmamıştı. Bir klasiğe dönüşeceği çok belli.
– The London Times


Birilerinin bu şekilde yazabildiğini görmek fantezi üreticileri için ender ve büyük bir keyif. Bana bir mutlak zorunluluk olarak görünen, yalnızca dilin bu çeşit bir doğrulukla kullanılması değil, ama aynı zamanda kelimelerin içinde gerçek bir müzik saklı olması. Çok büyük bir zevk!
– Ursula K. Le Guin,


Millet, işte gerçek iş budur. Her ne kadar Harry Potter serisine göre dikkate değer bir şekilde daha karanlık olsa da bu aynı zamanda ahlaki ve psikolojik gelişimin hikâyesi – çocukluğun hikâyesi, efsanevi bir kahraman olacak olan genç bir adamın eğitiminin. Neredeyse 700 sayfalık kitapta tek bir kelime bile boşa harcanmamış. Rothfuss şişirme yapmıyor. O, beklediğimiz türden büyük bir yeni fantezi yazarı ve bu şaşırtıcı güzellikte bir kitap. Onlu yaşlarının başındakiler için tavsiye etmem. Bunun ana nedeni; bir yetişkin hikâyesinin adımlarıyla ilerlemesi ve gerçekten rahatsız edici olayların olması. Ama Rothfuss kan revan tarifine girmiyor (olaylar çok yoğun bir şekilde gelişse de), ve bir miktar cinsel gerilim varsa da, bu genç okurları şok edecek düzeyde değil. Eğer bir fantezi okuruysanız veya kahramanlık düzeyinde bir düşsel hikâyeden keyif almayı düşünüyorsanız, bu yılı, bu kitabı okumadan geçirmeyin. En azından, son Harry Potter romanı çıkana kadar sizi meşgul edecektir. Ama sizi uyarmalıyım – The Name of the Wind’i okuduktan sonra, Harry Potter romanı size biraz hafif gelebilir ve söylemesi cüretkârca olsa da çocukça gelebilir. Uyarmadı demeyin.
– Orson Scott Card


Bu kitap değerli okuma zamanınıza fazlasıyla değer. Bahse girerim bunu izleyen kitapları da aynı olacaktır.
– Robin Hobb


Bu muhteşem bir kitap, gerçekten güzel bir öykü. Ziyadesiyle okunabilir ve sürükleyici. Bütün övgülerim genç Pat’e. İlk romanı muhteşem bir eser. Bravo!
– Anne McCaffrey


The Name of the Wind, hepimizin izlemek istediği bir yazarın ortaya çıkışına işaret ediyor. Patrick Rothfuss gerçek bir yetenek ve Kvothe’nin öyküsü derin, detaylı ve olağanüstü.
– Terry Brooks


Patrick Rothfuss fantezi türünün ana sahnesinde hiçbir ısınma hareketine ihtiyaç duymadan sağlam bir şekilde durup bize şahane bir çıkış veriyor. Jordan ve Goodkind omuzlarının üzerinden sinirle bakıyor olmalılar.
– Kevin J. Anderson


The Name of the Wind fantezi okurlarının hoşlandığı her şeye sahip: Büyü ve esrarlar ve kadim kötülükler, ama aynı zamanda mizahi ve sarsıcı ve tümüyle inanılabilir. Türümüzdeki diğer en iyi kitaplarda olduğu gibi, bu romanı da bu denli iyi yapan fantezi türünün bildik temaları değil (her ne kadar muhteşem olsalar da), ancak yazarın, gerçek, sıradan şeyler hakkında, hırs ve başarısızlık, sanat, aşk ve kayıplar hakkında söyledikleri.
– Tad Williams

Bir önceki sayfaya dönmek için tıklayınız…