- Bir yazar olarak, “yazarlık yolunda” kendinizi nerede görüyorsunuz? Kitap yazmanın sizde uyandırdığı duyguları bizimle paylaşır mısınız?
Benim için roman yazmak hayatta yaptığım en değerli iştir. Teknik olarak yazı uğraşı içinde hoşuma giden bir pasaj, bir buluş olduğunda bundan heyecan duyuyorum elbette. Öte yandan bütününe baktığınızda yazmak epeyi meşakkatli bir iş, hatta deli işidir. Tatmin ve huzur duygusunun geçici, sıkıntı ve rahatsızlığın daimi oluşu bu işlerle uğraşan herkes için geçerlidir sanırım. Yazarlık yolunda neredeyim diye düşünmedim hiç, bu konuda bir “üst bakışım” yok kendime. Yazdıklarıma öyle bakmaya gayret ediyorum ama.
- Kitaplarınızda özellikle anlatım diliniz oldukça övgü topluyor. Bu esprili ve aynı zamanda hiciv dolu üslubu nasıl kazandınız? Başından beri böyle bir anlatım mı düşünüyordunuz yoksa zaman içinde mi gelişti? Bunu tetikleyen etmenler nelerdir?
Roman okumanın dikenli tel işemek gibi bir şey olması gerektiğine inanan çok kişi olduğunu hayretle görüyorum. Ben edebiyat ille böyle sado-mazoşistik bir faaliyet olacak diye düşünmüyorum açıkçası. Hal böyleyken de duyguları harekete geçirmek, dramatik bir anlatı yaratmanın çok önemli koşullarından biri olarak ortaya çıkıyor. Belki konuya yaklaşımımın sonucu olarak bu türden bir anlatı geliştirmişimdir. Yine de kesin emin olmak mümkün değil tabii ki.
- Peki ya siz bir eser içinde anlatım dilinin yerini nasıl görüyorsunuz?
Derdinizi anlatmak için kullandığınız malzeme dilken, edebiyatta anlatım dili önemli mi değil mi diye düşünmeyi dahi abesle iştigal addederim.
- Genel görüş kahraman anlatıcı olarak anlattığınız romanlarınızda (Gizliajans – Oğullar ve Rencide Ruhlar) samimiyetin daha hissedilir olduğu yönünde. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bakış açısına ne derece önem verirsiniz? Bundan sonraki romanlarınızda bizleri yine kahraman anlatıcı mı bekliyor olacak?
Birinci ya da üçüncü tekil şahıs anlatıcı romanda seçimi kuşkusuz çok önemli bir karar. Benim birinci tekil şahıs anlatıyı sevmemin nedeni, yazara daha öznel olma şansı vermesi. Kahramanın kafa karışıklığını, edimlerinin düşünsel temel ya da temelsizliğini, duygularını daha güçlü ifade etme olanağı sağlıyor. Samimiyeti bilemiyorum ama okurun anlatıcıyla özdeşleşmesini de galiba daha bir kolaylaştırıyor. Üçüncü tekil şahıs kullanımı biraz daha nesnellik iddiası ya da çağrışımı taşıyor sanki. Öte yandan elinizdeki malzemeye göre her ikisi de iyi tercihler olabilir. Hatta duruma göre Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabında yaptığı gibi ikinci tekil şahıs kullanmak gibi çılgın denemelere dahi girişebilirsiniz. Bundan sonraki romanlarımda da -yani eğer yazabilirsem- bu konuda doğru kararı vermeye çalışacağım işte.
- Oğullar ve Rencide Ruhlar kitabınızda kendisine hayran bırakan Alper Kamu karakterini yaratmak nasıl aklınıza geldi? Çevrenizde esinlendiğiniz ona benzer bir çocuk var mı?
Çocukluğumda kendi kendime kurduğum hikayelerde iki farklı çocuk karakter oluşturmuştum. Biri biraz daha içine kapanık ve duygusal, diğeri daha girişken, kavgacı, anasının gözü bir tipti. Yıllar sonra nasıl olduysa bu çocukları hatırlayıverdim. Alper Kamu ikisinin bir karışımı gibi ortaya çıktı sanki.
- Alper Kamu isminin Albert Camus’ye gönderme olduğu aşikâr. Bunun özel bir nedeni var mı? Ayrıca şahsınızla da isim benzerliği olması dikkat çekici. Sizden de izler taşıdığını söyleyebilir miyiz?
Varoluş sorunu yaşayan, bunalımlı bir velet işte Alper Kamu. Üstelik oyunbaz da. Yani gerçek adı bu olmasa bile, bize kendini böyle tanıtabilir. Zaten bunu fark edince kahramanıma bu ismi verebileceğime ikna oldum, o bunu yapabilir ve biz bunun doğru olup olmadığını bilemeyiz. Yoksa, tam da benimle adaş olması nedeniyle hikayenin otobiyografik okunacağından çekiniyordum aslında. Bu kısmen gerçek olsa bile öyle bakılmasını istemiyordum yani. Neticede bir karar vermek gerekiyordu, bu ismi kullanmaya karar verdim.
- Okuyucularınızdan kitaplarınız hakkında aldığınız yorumlardan memnun musunuz? Tatlı Rüyalar ve öncesinde böyle bir başarı bekliyor muydunuz?
Aldığım yorumların çoğu olumludur. Öte yandan bunu bir başarı filan gibi değerlendirmiyorum. Nedense edebiyatla başarı kavramını yan yana düşünmek biraz huylandırıyor beni. İyi roman, iyi yazar diyebiliyorum ama başarılı yazar lafı çok itici geliyor bana.
- Pek tabii kesin bir seçim söz konusu olmayabilir ama kitaplarınız arasında en sevdiğiniz ya da size en heyecanlı gelen bir tane var mıdır?
Oğullar ve Rencide Ruhlar en sevdiğim romanımdır.
- Sizce hayat, evren ve her şeye dair nihai sorunun cevabı nedir?
Kırkiki.
- Etkilendiğiniz ya da ilham aldığınız bir yazar var mı? Özellikle okuyucularımıza kesinlikle tavsiye edeceğiniz yazar veya eserleri?
Beni heyecanlandıran yazarlar vardır, yazarlığımı etkileyenler de vardır mutlaka ama tavsiyede bulunmayı çok sevmiyorum bu konularda.
- Kitaplarınızın sinemaya uyarlanmasına yönelik bir proje düşüyor musunuz?
Sinemayla ilgili kimi projeler düşündüğüm, istediğim oluyor ama kitaplarımı filmleştirmek gibi şeyler değil bunlar. Bunu düşünenler, projelendirenler oluyor ama ara ara. Arıyorlar, buluşuyoruz, konuşuyoruz. Şimdiye kadar somut bir şey çıkmadı ortaya ama.
- Okuyucularınız sizi esprili üslubunuz ile tanıyor, peki yakın çevreniz sizi nasıl tanımlıyor?
Ben de merak ediyorum bunu bazen.
- Fantastik edebiyat ya da bilimkurgu türlerine olan ilginiz ne derecedir? Kitaplarınızda fantastik unsurlar kullanmakla beraber bilimkurgu türüne de belli bir ilginiz olduğu biliniyor. Okuduğunuz ve tavsiye edeceğiniz eserler var mıdır bu türlerde?
Bilim-kurgu, gerilim, korku edebiyatı eserleri okumuşluğum vardır. Stanislaw Lem’i çok severim. Ray Bradbury, H.G. Wells, Poe… Hepsi sevdiğimiz korkunç abilerdir.
- Yakın arkadaşlarınızdan Emrah Serbes’in Behzat Ç. kitaplarının dizi uyarlamasını nasıl buluyorsunuz?
Uyarlamış olmalarını fevkalade pozitif buluyorum, sonuç da Türkiye standartlarına göre çok iyi bence.
- Ufukta yeni bir kitap projesi bizleri bekliyor mu? Ayrıca Twitter hesabınızdan Alper Kamu’nun yeniden geleceğini haber vermiştiniz. Zamanı belli mi?
Alper Kamu’nun dönmesi gayet mümkün, evet. Zamanı, ne yazık ki belli değil.
Verdiğiniz cevaplar için sonsuz teşekkürler Alper Bey. Kısa hikâyelerinizi de merakla bekliyoruz! Yeni kitaplarınızın bir an önce gelmesi ve uzun seneler boyunca sizin kaleminizden yeni romanlar okumak dileğiyle.
Çok çok teşekkür ediyorum.
Yazar hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayın.
3 Comments