Çiğdem Erkal İpek Söyleşisi

Kendi yaptığımız ÇİĞDEM ERKAL İPEK röportajı için tıklayın!

Ünlü İngiliz yazar J. R. R. Tolkien’in tüm dünyada yüz binlerce fanatik hayran yaratan romanı ‘‘Yüzüklerin Efendisi”ni Çiğdem Erkal İpek Türkçeye kazandırdı. İpek, ‘‘çeviri macerası”nın tam 2 yıl sürdüğünü ve çok zevkli geçtiğini bildirdi.

Yüzüklerin Efendisi gibi kendine özgü dilleri olan 1000 sayfalık kitabı Türkçeye çeviren Çiğdem Erkal İpek, Ege Üniversitesi İngiliz ve Dili Edebiyatı’nı bitirdikten sonra çeviri dünyasına girmek için uzun süre beklediğini söyledi. Yüzüklerin Efendisi’yle 1994 yılında tanıştığını belirten İpek, ‘‘Üniversite yıllarından beri bu romanı okumak istiyordum, efsane bir kitaptı. Ama kitabı bulamamıştım. Ablam İngiltere’den getirdi ve ilk o zaman okudum. Okuduktan sonra da hemen Türkçeye çevirmeyi düşünmeye başladım” dedi.

Çiğdem İpek, bu düşüncesinden Metis Yayınevi yöneticilerine bahsettiği zaman, onların da uzun süredir Tolkien’i çevirtmek istedikleri yanıtıyla karşılaştığını anlattı. Bu konuşmanın hemen ardından yayınevi yöneticileri ile kitabın ‘‘Türkçeye çevrilip çevrilemeyeceği” tartışmasının başladığını aktaran İpek, ‘‘Çünkü yayınevinde Tolkien’i okuyan arkadaşlar çevrilemeyeceği görüşünde idi. Ben de onlara birinci kitaptaki Elrond Divanı bölümünü çevirmeyi önerdim. Çünkü burada bütün diller ve ırklar vardı. 35-40 sayfalık bir bölümdü. Onu çevirince, kitabın Türkçe’ye kazandırabileceğimizi anladık ve 1995 yılında çeviriye başladım” dedi.

Yüzüklerin Efendisi’nin 1995 yılında İzmir’deki Kızlarağası Hanı’nda açtığı sahaf dükkanında her gün çalışarak 2 yıl boyunca çevirdiğini belirten İpek, düşünülenin aksine çok zorlanmadığını söyledi. Tolkien’in kitap için özel bir dünya kurarken, özel diller de yarattığını kaydeden İpek, ‘Çünkü Tolkien çok iyi bir yazar. Çevrilecek eser iyi bir metinse ve yazar ne dediğini biliyorsa çevirisi zor olmaz. Cümlelerin ne kadar uzun ya da karışık olduğu önemli değil” diye konuştu.

Romanda Göktürk alfabesi mi kullanıldı

Çeviri sırasında en çok ilgimi çeken noktalardan biri de Elfler’in kullandığı alfabe, yani Rün’ler oldu. Mesela yüzüğün içindeki yazı Elf alfabesiyle. Elf Alfabesi, Orhun Yazıtları’nda kullanılan Göktürk Alfabesi ile neredeyse aynı. Tolkien bir dilbilim profesörüydü ve Orhun Yazıtları’nı bilmemesine imkan yok.

Çeviri boyunca en çok sözlüklerden yararlandım. Örneğin kitaptaki ırklardan Rohirrimler’in kullandığı bazı kelimeler, İskandinav kökenli kelimeler. Bu kelimeleri çevirmek için Anglo-Saksonca ve Divan-ı Lügatı Türk’ten yararlandım. Örneğin ‘‘Mirkwood” diye bir kelime var. Bugünkü İngilizcede kullanılmıyor. Anlamı ‘‘şeytani, karanlık, kötü orman” demek. Bu anlamı karşılayacak kelimeler olan ‘‘yaban ve yavuz”un anlamı değişmiş. Divan-ı Lügatı Türk’te ‘‘kuytu” kelimesinin anlamı, ‘‘ürkütücü, korkutucu” olarak yer alıyor. Tatar Türkleri aynı anlamda ‘‘koytı‘‘, Kazak Türkleri de ‘‘kuytuluk” kelimesini kullanıyor. Ben de bu kelimeyi ‘‘Kuyutorman” olarak çevirdim ve aynı hissi verdi. Ama bu kelimeyi bulmak bir haftamı aldı.

Bu söyleşi 15 Aralık 2002 tarihinde Mert İLKUTLUĞ‘a Hürriyet gazetesi için yapılmıştır.