Ulaş Apak ile Röportaj

ulas apak top

  • Her şeyden önce Harry Dresden’ı Türkçeye kazandıran çevirmen hakkında kısaca bilgi sahibi olabilir miyiz?

Elbette. 1978 doğumluyum. 1996’da Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. 1996-2002 arası İTÜ Matematik Mühendisliği bölümünde geçen altı başarısız senenin ardından “zararın neresinden dönülse kârdır” diyerek öğrenim hayatıma beyaz bir sayfa açtım ve Bilkent’in iki senelik Uygulamalı İngilizce Türkçe Çevirmenliği bölümünü tamamladım. Daha sonra dikey geçişle geçtiğim Hacettepe Mütercim Tercümanlık bölümünü 2007’de bitirdim. Son 8 senedir profesyonel olarak yazılı çevirmenlik yapıyorum.

  • Bahtsız bedevilikte çığır açan Harry Dresden için, dilimize tercüme eden biri olarak sizin bakış açınız nedir? Sizce Harry Dresden ve maceraları günümüz fantazyasında nasıl bir yere sahip? Alışılmış karakterlere oranla gösterdiği farklılık sizce okuyucular arasında zor kabul edilebilen bir duruma mı sahip?

Harry Dresden gerçekten de oldukça sıra dışı ve ayrıksı bir karakter. Mükemmelliği temsil etmemesi ve fantezi dünyasındaki klasik karakterler temel alınarak yazılmamış olmasıyla günümüz fantezi edebiyatındaki karakterlerin çoğunluğundan ayrıldığını düşünüyorum. Tıpkı Spider-man’deki Peter Parker gibi Harry Dresden’ın da büyücülük yetenekleri haricinde “bizden biri” olduğunu sürekli hissediyoruz.

Kendisinin bu farklılığının zor kabul edilir bir yönü olduğu kanısında değilim. Aksine, hepimiz gibi kusurları ve sorunları olan bir karakter olması bence onu okuyucunun gözünde çok daha cazip ve ve özdeşleşilebilir kılıyor. Çok satması (en azından ABD’de) ve 11 senede 13 kitabının çıkmış olması da bunun bir ispatı zaten.

  • Hepimiz biliyoruz ki satışlar yayınevinin yüzünü pek güldürmüyor. Ancak okuyanlar da serinin bağımlısı oluyor. Bu tutarsızlığı neye bağlıyorsunuz? Sizce de serinin okurlara tanıtımında bir eksiklik yok mu? Çoğu okur bu seriden bihaber.

Evet, Türkiye’de fantezi ve bilimkurgu eserleri çok satan kitaplar arasında olmasa bile Dresden Dosyaları’nın hak ettiği ilgiyi görmediği söylenebilir. Bunda tanıtım eksikliğinin bir miktar rolünün olması kuvvetle muhtemel, örneğin -İthaki’ye özgü bir sorun olmamakla beraber- serinin tanıtımında internet ve sosyal medyanın sunduğu olanaklardan hiç yararlanılmadı ve sadece sınırlı sayıda basın reklamıyla yetinildi. Bu genel olarak Türkiye’de yayıncılığın üzerine eğilmesi gereken bir eksiklik.

Öte yandan serinin devamının çevrilmemesinin suçunu sadece tanıtım eksikliğine bağlamak da haksızlık olur. Sözüm meclisten dışarı, ama Türkiye’de “Harry Potter” gibi çok popüler birkaç örnek haricinde uzun soluklu serilerin devam kitaplarına ilgi giderek azalıyor ve bu da sonuçta kâr amaçlı kuruluşlar olan yayınevlerinin bunları devam ettirmekten soğumasına sebep oluyor. Örneğin daha önce çevirdiğim “Peri Savaşları” serisi de İngilizcede 4 kitap yayınlandığı halde ilgi azaldığı için 2. kitaptan sonra basılmamıştı.

  • 4. kitabın telif hakkı halen alınmamış durumda. Ancak okurlar serinin devamı için kıvranıyor ve Amerika’da şu an 14. kitabın yazıldığını düşünürsek bizim için durum bir hayli üzücü. Yayınevinin seriye devam etmesi için herhangi bir talepte bulundunuz mu?

Evet, İthaki’deki editörüme hem 3. kitabın çeviri sürecinde, hem çeviriyi teslim ederken, hem de daha sonra birçok defa serinin devamının çevirisine devam etmek konusunda istekli olduğumu belirttim, ama maalesef telif hakkının satın alınması süreci sonuca ulaşmadı.

  • Harry Dresden ile nasıl tanıştınız? Size çeviri teklifi geldiğinde mi yoksa seriye dair daha önceden bilgi sahibi miydiniz? Seri hakkında ön yargılarınız var mıydı? Kitabı ilk okuduğunuzda sizde nasıl bir izlenim yarattı?

Daha önce bilgi sahibi değildim, İthaki Yayınları’ndan çeviriyi üstlenmem önerisi geldiğinde tanıştım ve çok sevdim. Daha önce genelde “Dresden Dosyaları”nın dâhil olduğu “urban fantasy” türünde eserler değil de klasik fantezi edebiyatı eserleri (Tolkien, Ejderja Mızrağı Serisi, vb.) okuduğum için nasıl bir seriyle karşılaşacağımı bilemiyordum. Seri benim için çok güzel bir sürpriz oldu. Zira hem fantezi öğeleri günümüz dünyasına çok iyi oturtulmuştu, hem de başta Harry Dresden olmak üzere önemli bütün önemli karakterler üç boyutlu, karmaşık ve ilgi uyandırıcı kişilerdi, kesinlikle Ed Greenwood’un bazı romanlarında rastladığımız gibi basmakalıp ve karikatürize değillerdi.

  • Diğer çevirdiğiniz kitaplarla kıyasladığınızda Dresden Dosyaları’nı nasıl bir kategoriye koyuyorsunuz?

Dresden Dosyaları serisi kuşkusuz çevirdiğim romanlar arasında en “gerçekçi” olanı. Fantezi edebiyatı kapsamındaki bir roman için bunu söylemek tuhaf kaçabilir, ama burada gerçekçilikten kastettiğim serinin karakterleri ve olay örgüsü itibariyle yapmacık olmaması.

  • Her ne kadar 3 kitap çevrilmiş de olsa, merak edip serinin diğer kitaplarını da okudunuz mu? Eğer okuduysanız merakla bekleyen hayranları için ilerleyen kitaplara dair görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?

4. ve 5. kitapları okudum. Fazla “spoiler” vermeden belirtmem gerekirse, bu kitaplarda Dresden Dosyaları mitolojisinin yeni ve şaşırtıcı öğeleriyle tanışıyor, Dresden’ın geçmişiyle ilgili yeni bilgiler ediniyor ve çevresindeki kimi insanların hiç de zannettiği gibi olmadığını öğreniyoruz.

  • Hayalet Tehlikesi’ni okumaya başladığımızda ikinci kitap ile üçüncüsü arasında hatırı sayılır bir boşluk olduğunu görüyoruz. Seriye yeni karakterler eklenmiş, üstüne bir de arada önemli bir olay yaşanmış. Bu zaman zarfı içinde yaşananlar başka bir kısa hikâyede ya da farklı bir yerde anlatılıyor mu acaba? Yoksa öğrenebildiğimiz her şey kitapta okuduklarımızla mı sınırlı?

Dediğim gibi, ben sadece 4. ve 5. kitapları okudum ve bunlarda aradaki döneme ilişkin herhangi bir bilgi yoktu. Fakat daha sonra yayımlanmış eserlerde bu döneme ilişkin “flashback”ler olabilir. Ayrıca 2010’da yayımlanmış Side Jobs (“Yan İşler”) adında on kısa öyküden oluşan bir kitap var, onlardan birinde de bu dönemin ele alınmış olması ihtimal dahilinde. Serinin diğer romanlarıyla beraber o kitabı da yakın zamanda Türkçeye çevirmeyi ümit ediyorum.

  • Bazen kitaplar buram buram çeviri kokar, bu keskin koku biraz rahatsız edicidir. Kitabı genel olarak ele aldığımızda gayet başarılı bir çeviriyle karşılaşıyoruz. Bunun için size bir teşekkür borçluyuz şüphesiz. Bunun gibi yoğun anlatımın olduğu eserleri dilimize çevirmek hayli güç. Örneğin Harry’nin yanından ayırmadığı “Blasting Rod” isimli nesneyi “Patlatma Çubuğu” olarak çevirmişsiniz, ki bizce gayet iyi. Çeviri esnasında sizi en çok zorlayan ne oldu?

Ben teşekkür ederim, özellikle fantezi edebiyatı çevirilerimde genelde (kaynak eserde özellikle farklı bir tarza başvurulmadığı sürece) çeviri kokmayan, mümkün olduğu kadar günlük Türkçeye yakın bir üslup kullanmaya gayret ediyorum. Dresden Dosyaları romanlarının çevirilerinden genelde keyif aldığımı ve çok akıcı bir anlatım kullanıldığı için çok fazla zorlanmadığımı söyleyebilirim. Şu ana beni zorlayan en önemli iki nokta, kitap isimlerinin çevirisi (İngilizcede bu isimler genelde çift anlamlı, Türkçede maalesef bunu korumak mümkün olmadı) ve Dresden Dosyaları evrenine özgü bazı kavramların çevirisi oldu (zira birçoğu ya Kuzey Avrupa mitolojisinin Türk kültüründe karşılığı olmayan öğelerinden alınmış, ya da sıfırdan yaratılmış).

  • Peki, bu çeviri esnasında en zevk aldığınız olay/bölüm/kitap hangisi?

Bu cevap 3.kitabı okumayanlar için spoiler içerebilir.

Hayalet Tehlikesi’nin sonlarında Harry’nin ısırılmış olan Susan’a aşkını en sonunda itiraf ederek onun ikisine ilişkin anılarını hatırlamasını ve aynı zamanda kendini kontrol altına almasını sağladığı kısım çok hoşuma gitmişti.

Bu cevap 3.kitabı okumayanlar için spoiler içerebilir.

  • Son olarak seri okurlarına söylemek istediğiniz bir şeyler var mıdır?

Hepsine seriyi okudukları için teşekkür ediyor ve devamının yayımlanması için İthaki’ye e-mail ve diğer yollarla ısrarla talepte bulunmalarını diliyorum, zira serinin çevirisine devam etmeyi ben de çok istiyorum! :)

Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ediyoruz Ulaş Bey. Umarız tüm kitapların telif hakları alınır ve sizin çevirinizle dilimize kazandırılmaya devam eder.

Serinin devamı gelmezse eğer, Harry’nin de diyeceği gibi: “Daha kötü ne olabilir ki?

firtina buyucusu dresden 1
Fırtına Büyücüsü

dresden kurtadamlar
Kurtadamlar

dresden hayalet tehlikesi
Hayalet Tehlikesi