Yönetmen: Jonathan Mostow
Senaryo: Michael Ferris, John Brancato, Robert Venditti (Çizgi Roman), Brett Weldele (Çizgi Roman)
Oyuncular: Bruce Willis, Radha Mitchell, Rosamund Pike, Boris Kodjoe, James Cromwell
Suretler, 2009’un başarılı çizgi roman uyarlamalarından biri. Ancak daha önce Hollywood’da dahi gördüğümüz bir çok unsuru barındırıyor. Yine de farklı ve sade kurgusuyla güzel bir film sunuyor.
İnsanlar bütün hayatları boyunca oldukları şekilde yaşıyorlar. Yaşamak zorundalar. Tehlikelerle gözgöze gelmek, hayatlarını riske atmak zorundalar. Çirkin erkekler güzel kızlardan yoksun olmak zorundalar. Engelliler etraflarındakilerden yararlanamamak zorundalar. Dış görünüş hayatın bir parçası. Peki bunu değiştirmek mümkün mü? Olmadığımız biri gibi görünmek mümkün mü? Mümkünse bunun ahlaki sorgulaması nedir?
Suretler bu sorunun cevabını arıyor. Çizgi romanı okumadığım için olayın felsefi boyutta nasıl cevaplandığını tam olarak bilemiyorum. Film üzerinden konuşmak gerekirse, Suretler olaya iki yönden yaklaşmış. Birincisi, suretin hayatın her alanında faydalı olabileceği ve insanı ondan ayırmanın yanlış olabileceği yönünde, ikincisi ise, insanın insan olduğu, başka bir surete bürünmesinin yanlış olduğu yönünde. Film ikinci görüşü temel alıyor aslında.
Film bize tanıtım yaparak başlıyor. Bu zamana gelene kadar yaşananları anlatıyor. Peygamber denen adamdan ve VSIdan bahsediyor. VSI şirketi insanların daha huzurlu yaşamaları için tüm insani özellikleri gösterebilen, dış görünüş olarak daha güzel bir insandan pek farkı olmayan robotları üretmiş. Doğal olarak öncelikle yüksek mecralarda kullanılmış. Ancak daha sonra ticari sebepler de işin içine girerek halkın kullanabileceği fiyatlara düşmüş. Bununla birlikte her yerde Suretlere özel hizmet üniteleri kurulmuş. Butikler, uyuşturucular, gece kulüpleri, güzellik salonları.. Ancak suretleri kullanmayan insanlar da var. Bunların başında da daha sonra ilginç bir gerçeği öğreneceğimiz Peygamber isimli karakter geliyor.Yıllarca robotlaşmaya karşı çıkmışlar ve artık İnsan Bölgeleri adı verilen yerlerde yaşamaya başlamışlar.
Görüldüğü üzere film altyapı ve hikaye olarak muhteşem bir ortam sunuyor. Buradan sonrası yönetmenin işi diyor ve atmosfer yaratmayı yönetmene bırakıyor. Yönetmen de gerek oyuncuları kullanışı, gerek mekan ve dekor tasarımlarıyla yapaylığı çok güzel yansıtıyor. Ancak hikaye işleyişine gelince araya çomağı sokuyor! Film bu güzel ortamda ilerlerken anlaşılan yapımcıların da baskısıyla aksiyon olsun diye bazı açmazlara ve anlamsızlıklara sokuluyor. Uzun aksiyon sahneleri koyuluyor ve özellikle en sonundaki kahraman günü kurtarır klişesini bozmamak adına yapılan saçmalıkla ortadan yırtılıveriyor.
Yine de çok iyi atmosfer, çok iyi oyunculuklar, karakter derinlikleri ve muhteşem öyküsü adına film bu senenin izlenmesi gereken filmleri arasında.
———————
PUAN : 7,4 / 10
—————-
Özgürcan Uzunyaşa | Amras Ringeril |