Kara Kule serisine de başlamamla birlikte kafama takılan o ki, bir çok fantastik edebiyat eserinde bir kuruluş oluyor. İyiliği güzelliği doğruluğu savunan barış ve doğruluk için yaşayan insanlar. Fakat henüz okuduğum herhangi bir seride bu kuruluş, bu ışık evlerinin, nur yuvalarının sonunu, bitip saygı görmemeye başladıkları zamanları anlatmayan bir tane kitap yok.
Okuduğum bütün yazarlar bunu ana tema olarak belirlemişler. Her zaman unutulmaya yüz tutmuş, efsaneleşmiş, bitmek üzere olan saygı görmeyen hatta çoğu zaman aşşağılanan insanlar var. Örnek mi istiyorsunuz? Jedi Şovalyeleri, Solamniya Şovalyeleri ve Silahşorler.
Ben biraz biraz rahatsız olmaya başladım bu durumdan. Hep köhnemiş bir düzen, nereye baksak ya saygı görmeyen ya türünün son örneği ya da kendi güçlerini adam akıllı kullanamayan kahramanlar var.
Benim fikrim o ki, artık yazarlar biraz daha parlak dönemlerden bahsetmeli. Ne bileyim bir şeyler de kötülük pislikle başlayıp iyi biteceğine, iyilik güzellikle başlayıp kötülükle bitsin. Ya da iyiler ezici bir galibiyet kazanırken kötülerin iç dünyalarından filan bahsederek farklı bir şeyler denensin.
Bunlar sadece ucuz fikirler, benim tek sorunum, tüm o 'her şeyin sonu, her son yeni bir başlangıçtır' muhabbetlerinin biraz baymaya başlaması. Belki farklı serilere yöneldikçe bu durum değişecektir fakat şimdilik hafif hafif rahatsız olmaya başladım ben.
Bu durum hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce bir şeylerin tükenme noktasında yaşayan kahramanlarımız mı daha sıcak geliyor sizlere yoksa yenilmez iyilerin olması daha mı iyi olurdu? Veya iyilerin her zaman kazanması da sıkar mıydı bir süre sonra??