Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 1//Acımasızlık
Yanından geçen kedi boyutundaki simsiyah fareye hiç aldırmadan adeta bir kül kadar koyu duvarlı, kutuplar kadar soğuk, bir kümes kadar küçük hücresinde elleri çenesinde,anadan doğma çıplak bir şekilde dolaşan;siyah ve karışık saçlı;boynundan biraz daha aşağıya kadar sarkan ve en az saçları ve odası kadar siyah fakat o sakalların arasında bir kar kadar beyaz sakallar,sakalının en az yarısını kaplıyordu.Adeta yok denilecek kadar görünmeyen elmacık kemiğini kaplayan sakal dün gece aralıksız kanayan ağzı,burnu ve kaşından çıkan kanlarla kıpkırmızı ve yapış yapış bir hal almıştı bile.Bir gün önce aralıksız 1-2 saat koluna ve bacağına aldığı darbeler kolunu hissedemiyordu,ayağını ise sadece volta atacak kadar kullanabiliyordu.
Her ne kadar ne burada geçirdiği 2 ay sonucunda zaman kavramı yok olsada saatin 1.00-2.00 civarında olabileceğini tahmin edebiliyordu.Fakat bu durum onu şaşırtmıştı çünkü 2-3 saattir hiç işkence edilmiyordu.Burada ona en iyi ihtimalle 2 saatte bir işkence ediliyordu ve verilen tek yemeği iki günde bir verilen bir bardak çamurlu su ve ne ayaklar altında ezilmediği ne de böcekler,fareler tarafından yarısının yenilmediği kalan yarım somun ekmekti.İlk zamanlar,eskiden yediği şaşaalı yemekler yanında onu kusturacak durumda olan yemeklere şimdi yavaş yavaş alışmıştı.O en son 2 gün önce yemek yemişti bu yüzden çenesinin düşmesini engellemek için eliylede çenesini tutuyordu.
Ardından kapı yere sürtündüğü için çıkan tiz sesle açıldı ve daha demin saydığımız yemekler ve anlamadığı bir şekilde bir zırhı bir kişi yere bıraktı,bunları getiren adam,
-Zırhı giy,dedi.
İlk önce bunun niçin olduğunu anlamasada daha sonra anladı ki yeni bir işkence tarzıydı bunları düşünürken birazdan hissedeceği aşırı korkunç soğuğu şimdiden hissetmişti adeta.Daha sonra biri kapıya 2 kere tıklattı,bu hızlı olması gerektiği anlamına geliyordu.Bunu duyduğu gibi müthiş bir hızla zırhlara adeta sarıldı ve onları giymeye başladı. İlk önce demir üstlüğü giymeye başladı henüz daha sadece üstlüğü giysede demir zırhların soğukluğunu bütün vücudunda hissetti,daha sonra demir pantolonunu giydi ve bu gerçekten her yerinin buz tutmasına sebep oldu bir süre hareketsiz kaldı çünkü gerçekten kendini donmuş gibi hissediyordu daha sonra ayakkkabılarını giydi. en son olarakta eldivenlerini giydi ve kapıya o da iki kere tıklatmak için kapıya doğru yaklaştığında zırhların ne kadar ağır ve soğuk olduğunu daha iyi anlamıştı çünkü o anda kendisini zor taşıyordu.Kapıya doğru ilerlerken yemeğine göz diken fareyi karanlıkta görmedi ve çarptı bunun etkisiyle zaten taşıyamadığı zırhları onu yere düşürdü şu anda bir kaplumbağa gibi hissediyordu kendini çünkü yerden kalkamıyordu.Tam bağırmak için ağzını açtı ki aynı anda kapı da açıldı ve üç kişi kapıda göründü bir anda üçüde gülmeye başladı ve yavaşça hücreye doğru yaklaştı biri konuştu,
-Kaplumbağların(gülmesini arttırır),en büyük komutanı "Sör Mombasi" yerlerde mi sürünüyor?(gülmesini daha da arttırır.)dedi.
Daha sonra gülmeyi keserek,
-Tabii,sen buna alışmışsındır,dedi.
Mombasi gıkını bile çıkartmadı çünkü konuşacak ne hali vardı ne de yüzü çünkü dünya tarihinin gördüğü en mantıksız savaşa girdi ve dünyanın gördüğü en acı mağlubiyeti aldı.Daha sonra konuşan adamın iki yanındaki adamların ikisde Mombasi'ye bir tekme attı ve elinden tutup onu kaldırdı.Daha sonra ellerini arkada bağlayrak,
-Yürü,dediler ve Mombasi'yi ağır bir darbeyle itlediler.
Mombasi onların dediği gibi yürümeye başladı.Askerler gitmek istedikleri yöne göre Mombasi'yi çekiyor ve ona yön veriyorlardı.
En sonunda durup bir kapıyı açtılar içeride çok büyük bir sac ve onun altında yanan ateşin dışındaki binlerce işkence aletini o anda göremiyordu Mombasi.Askerlerden biri onu tekrar itledi fakat bu sefer yerinden kımıldamıyordu Mombasi.Daha sonra daha demin konuşan asker Mombasi'nin önüne geçerek konuştu,
-Hayvan!Zırhın soğukluğu dondurdu mu seni?Hareket et!dedi.
Ve bunun hemen ardından sert bir yumruk indirdi Mombasi'nin yüzüne.
kusad&diana