Gönderen: DarLy OpuS - 29 Mayıs 2009, 10:06:35
Spoiler: Göster
Summit Entertainment, Alacakaranlık filminin devamı olan Yeni Ay’ın çıkış tarihini 20 Kasım 2009 olarak açıkladı. Bu da demektir ki, Alacakaranlık filminin yönetmeni Catherine Hardwicke’in koltuğuna oturacak olan kişinin 15 Aralık’ta Vancouver’de olması gerekiyor. Yani filmin Mart’ın ortasındaki çekimlerinden 12 hafta öncesindeki hazırlık evresine yetişmeli. Çoğu spekülasyona göre, Hardwicke’in ayrılmasının nedeni setteki uyumdaki sorunmuş, ama kaynaklardan gelen bilgilerse Summit’in yöneticileriyle takvimlerinin uyuşmadığı için gittiği yolunda. “Serinin ikinci filmini çevirir, tabi bunu Alacakaranlıktan daha izlenesi hale getirebilirse.” diyor birisi. “Summit’in bu filmin yönetmeni için bu konulara öncelik vereceği aşikar olacaktır.”
Aslında, basında yer alan haberlere göre, ikinci filmin senaryosunun ilk taslağı belli oldu. Summit Prodüksiyon’un başkanı Erik Feig’in Alacakaranlık’ın ilk haftadaki fiyaskosundan sonra dediği gibi “Elimizdeki ilk senaryo biraz … Filme heyecan katacak şeyler senaryoya dökülememişti. ” İki hafta sonra ise, Summit Melisa Rosenberg’in senaryosundaki gelişmelerin mutlu edici olduğunu söyledi.
İlk açık hafta sonu röportajında EW’ye yaptığı söyleşiler “Jacob ile Bella arasındaki ilişkinin kimyasını Edward ile Bella arasındaki kadar iyi göstermeniz gerekiyor. Ayrıca başka bir konuda da dikkat etmeniz gerekiyor: Kız birisine aşık oluyor ve o ortadan kayboluyor, başka birisine daha aşık oluyor ve ilk çocuk geri dönüyor. Sanki Pearl Harbor filmindeki gibi. Ve bu kesinlikle işe yaramayacaktır.”
Hardwicke ile ya da Hardwicke’siz, Summit’in yolu engellerle dolu. İki farklı kaynağın EW’ye belirttiğine göre, bebek yüzlü Taylor Lautner’e stüdyoları tekrar kiralama konusunda pek de istekli olmadığı söyleniyor. Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi’ndeki efektleri yapan şirketle anlaşmaya çalışan Summit’in bu işte nasıl bir yol izleyeceği bilinmiyor. ( Bu konuda Summit’in görüşü ise şu, yeni bir yönetmen olmadan kimseyle anlaşmaya gerek yok.) Ayrıca Summit’in ilgilenmesi gereken bir başka konu ise, Jacob’un kurtadam klanı için birçok Amerikan Yerlisi bulmak – Ayrıca Summit yönetimi kimilerine göre Hardwicke’in bu konuda yetersizliğinden de sıkıntılı. Ve bütçenin kısmen 50 milyon dolar arttığı söyleniyor – bu miktarın bir çoğu ise İtalya’daki yeni mekanlara ayrılacak gibi duruyor.
Bu yüzden yeni yönetmenimizin kocaman bir baş ağrısı olması bekleniyor? Hazırlık döneminde Chris Weitz’e (Altın Pusula’nın yönetmeni) teklif götürüldüğünü biliyoruz. Aynı zamanda Amerikan Pastasının da Chris&Summit ortaklığıyla çekilmesi, Chris’in koltuğu almasında pay sahibi olabilir. Hollywood’un usta bir ismi “Bu hit bir film olacak. Bu işe adım atan kişi 100 milyon dolarlık gişeyi garantiler. Herkes böyle bir film çekmek ister.” Stüdyo ile ilgili ise şunu diyor: “ Sanat için oldukça yüksek bir standartınız olması gerekiyor, film işleri değil, para değil, sanat için. ”
*Poster fan işi.
Gönderen: Fırtınakıran - 29 Mayıs 2009, 11:09:12
Portalda "gündüz ölüsü" konusuna yorum yapan hemcinsim! sana sesleniyorum!
Neden 2 tane yorumu ardı ardına yollayarak(farklı şeyler yazmış ama konu aynı) alacakranlık probagandaası yaptın! anladık çok güzel ama biz de insanız! yapmayın bunu! alacakranlık diye diye vampir-kurtadam uzamnı oldunuz başımıza! dolunayda ısırıldın mı sen hiç?
kendisini renci de etmemek için buraya yazdım bunu.
Filme gelirsek;
İmdat, onlar her yerde! çığlıkları eşliğinde kaçmak istiyorum. Yeter :(. Bitsin bi tvilayt işkencesi. Her kitabını çekicekler. Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine ama hayır, çocukları olduk şimdi kızları büyür bi de onun üstüne bir seri başlatırlar. Para para para :P.
Okumadım tvilaytı. Okumadan yorum yapmam da yanlış, ama isyanım hayranlarına. Zaten filmde de iş yok dedi izleyenler(forumumuzun güzeide sakinleri), ama dur durak bilmeyecekleri de söylendi en başta.
Son bomba emolardan sonra şimdi sıra tvilaytçılarda.
Gönderen: magicalbronze - 29 Mayıs 2009, 12:02:04
Elbette tüm okuyucuların Harry Potter'dan gelme olduğunu söylemiyorum fakat gerek ülkemizde gerekse dış ülkelerdeki istatistiklere baktığımız zaman, bariz bir şekilde okuyucu kesiminin nereden geldiği anlaşılıyor.
Bir çok okuyucu topluma ayak uydurdu diyebiliriz kısaca. Sonuçta düz mantık düşünürsek milyonlarca okuyucunun bir anda hasta olduğu bir serinin kötü olmasını bekleyemeyiz herhalde değil mi? Bu şekilde düşünüp, belki de bedava verseler almayacağımız kitapları putlaştırdık.
Yorumumda tam olarak istediklerimi dile getiremiyorum çünkü sadece filmini izledim, kitaplarını okumadım. Kitapları okuyan ve seriyi güncel olarak takip eden tarafsız okuyucular daha sağlıklı bir analiz yapacaklardır eminim. Fakat içimden geçen şey, Twilight olmasaydı eminim ki bir başka seri olacaktı, o atağa kalkacaktı ve bizlerde; 'Ne bu böyle kardeşim?' diye girişecektik olaya.
İşin özü; Twilight bir kader kurbanıdır. Elbette sevenler olduğu gibi eleştiri yapanlar da olacak hatta nefret edenler, birdaha ismini bile duymak istemeyenler. Ama dediğim gibi Twilight olmasaydı Thgiliwt de olabilirdi.
Gönderen: Amras Ringeril - 29 Mayıs 2009, 13:04:17
Bu arada filmin yönetmeni İMDB'ye göre kesinlikle Chris Weitz. Buradan sana sesleniyorum Chris; Altın Pusula'nın nasıl içine ettiysen, Twilight'ı da batır. İnsanlar soğusun. Kurtulalım.
Gönderen: Fırtınakıran - 29 Mayıs 2009, 13:40:31
J.K Rowling! Yeni kitap bas!
Gönderen: DarLy OpuS - 29 Mayıs 2009, 18:52:43
O zaman twilight harry potter'ın sayesinde var! araştırmalar bunu gösteriyor! Eğer harry potter devam ediyor olsa bu derece ünlenemezdi!!!
J.K Rowling! Yeni kitap bas!
Katılmıyorum. Twilight'ta anlatılan aşkın bayan okuyucular tarafından 'kusursuz' görülmesinden dolayı bu kadar çok tutuldu. Bence Harry Potter ile tek benzer yönü; HP gibi birden patlamış olmasıdır. Ayrıca ikinci filme dair benim oldukça yüksek umutlarım var. İlk filme göre daha hareketli sahneler olacağı kesin.
Gönderen: Fırtınakıran - 29 Mayıs 2009, 18:54:28
Gönderen: DarLy OpuS - 29 Mayıs 2009, 18:57:58
Gönderen: Fırtınakıran - 29 Mayıs 2009, 19:05:17
Emin değilim. Beğenmeyen zayıf halka olmamak için beğeniyor taklidi yapıyor olabilir.
Ne de olsa güçlü olmak herkesin harcı değil.
Gönderen: DarLy OpuS - 29 Mayıs 2009, 19:08:26
Gönderen: Fırtınakıran - 29 Mayıs 2009, 19:11:24
Çak büyük bir çatışma. Seriye yazık ya. Şu an bunu fark ettim. Ama yazarı köşeyi döndü o ayrı. Olan serinin itibarına oldu :P.
Vampir-kurtadam nedir liseli kızlara başvurun
Gönderen: Canina - 29 Mayıs 2009, 19:36:18
Gönderen: PhoenixMan - 29 Mayıs 2009, 21:41:41
Çevremde Twilight'ı izleyip de beğenmeyen tek bir insan yok. Bu çok dikkat çekici bir şey bence, nasıl oluyor da sinemanın kapısından geçmeyen bir insan tutup Twilight'ı sinemada izliyor? Peki, izlediği gün neden ilk gün değil, hadi ilk günü geçtim neden ilk hafta değil? Bu gerçekten büyük bir sorun, büyük bir mide bulantısı. Şahsen ilk filmi izledim, beğenmedim fazla, sönük geldi bana, ama berbat demek istemedim en başta... Ta ki, sınıftaki herkesin "kesinlikle" tavsiye ettiği bir film olunca nefret etim ve beğendiğini duyduğum insanları boğazlayasım geliyor. Her neyse konuya gelelim. Daha ilk filmin etkileri geçmeden, ikinci filmin çekilmesi kesinlikle bir para tuzağıdır. Mümkünse korsanını izleyin ki ceplerine para girmesin kapitalistlerin. :P
Gönderen: Lunacy - 30 Mayıs 2009, 16:38:58
Bir benim gibi önyargılı olanlar var ve bunların okuduklarını önemsiyorum. Beğeniyolarlar genelde. Yok çok önyargılıymışım başta diyolar(duydum bizzat) biz de sürünün sıradan bireyleri var.ilk filmi izledim ve tüm kitapları da okudum, sırf önyargılısın diyenlere inat [5 kuruş harcamadım bu arada, başkasından alp okudum kitapları, sinemasına da kuzenim götrmüştü :D]
hala da fikrim değişmedi, şimdiye kadar yapılmış vampir filmlerinin,anna rice kitaplarının ve vampire the masquerade in belli başlı özelliklerinin alınıp harmanlandığı, tamamen " içi boş" bi seri olduğunu düşünüyorum.
Spoiler: Göster
katılıyorum sonuna kadar Gönderen: CaptainJarlaxle - 07 Haziran 2009, 14:13:58
Gönderen: Lucilla Clarté - 07 Haziran 2009, 15:19:47
Gönderen: voyvoda - 08 Haziran 2009, 17:10:32
ben filmi izlemedim ama izlememe gerek kalmadı zaten herşeyini öğrendim; vampir mitinin içine anca bu kadar edilir diyebiliyorum...
Gönderen: brutal karga - 14 Haziran 2009, 17:31:17
Gönderen: CaptainJarlaxle - 14 Haziran 2009, 17:44:57
Gönderen: brutal karga - 14 Haziran 2009, 17:46:49
Gönderen: Canina - 15 Haziran 2009, 15:50:32
Gönderen: CaptainJarlaxle - 15 Haziran 2009, 16:19:53
Gönderen: Ireth~ - 15 Haziran 2009, 17:46:40
Şimdi, aslına bakarsak fena değil.. Değil yani; ben de dahil olmak üzere bi çok kişi aşık oldu Twilightla yatıp Twilight'la kalkıyor(uz)lar. Aptal mıyız ?!? Cuk, bence o kadar değiliz.
Efsaneleşmiş bi çok fantastik eser vardır ki bunu en iyi biz biliriz. Şimdi bu Twilight, hem piyasada tutulma olasılığı yüksek türden bir şey yazmış hem de bir çok fantastikçinin uzun zamandır aradığı bi kitap. Ha edebi kalitesi ne kadar yüksek, tartışılır hatta bana göre yok bile denebilir. Bi Harry Potter, LOTR ya da Narnia ile bir tutulamaz. Ama neden insanlar bu Twilight'ı daha çok seviyor? Çünkü pembe dizi gibi ..
Açıkçası bi aralar delisiydim; sonra eski kitap arşivime bi göz attım ve Twilight'ın ne kadar basit olduğunu anladım. Ama işte şimdi de sevmiyor değilim, filmine gidicem, ama sadece 1 kez izlerim. Bu yani ..
Gönderen: CaptainJarlaxle - 15 Haziran 2009, 18:13:48
Gönderen: Elenor - 09 Temmuz 2009, 13:37:13
Gönderen: CaptainJarlaxle - 09 Temmuz 2009, 14:05:27
Ilkine gittim buna da gideceğim . FRP sever yanım nasıl bir st bernard'dan nasıl lycan olur onu öğrenmek için... Abaza tarafım ise tamamen kısa saçlı vampir bayan için gidecek... Antropolog tarafım ise kızılderililerin hayatından belki küçük bir şeyler öğrenirim diye gidecek...
Senin yorumundan sonra bir daha hatırlatmak istedim. Werewolf dediğin nasıl St. Bernard olur utanmasalar Terrier yapacaklarmış yahu.
Gönderen: DarLy OpuS - 20 Kasım 2009, 12:04:46
Alıntı
Alacakaranlık serisinin ikinci filmi Yeni Ay�ın vizyona girmesine sayılı günler kala, filmin fanları Yeni Ay�ın daha vizyona girmeden bir rekora imza atmasına neden oldular. Alacakaranlık fanlarının Cuma günü girecek olan Yeni Ay filminin biletlerine gösterdikleri büyük ilgi sonucunda bilet satışlarından rakipleri olan ve bu dalda daha önceden bilet satış rekorlarını elinde bulunduran Kara Şövalye (The Dark Knight), Harry Potter ve Star Wars�u gibi ünlü yapımları geride bırakmasını sağladılar.
Movietickets.com tarafından yapılan açıklamaya göre tüm zamanların bilet satış rekor listesinde beş yıla yakındır birincilikte olan Yıldız Savaşları Bölüm III: Sith'in İntikamı (Star Wars Episode III: Revenge of the Sith) yapımını geride bırakarak Yeni Ay�ın birincilik koltuğuna oturduğunu açıkladı. Aynı zamanda servis ortalama 2.150 civarında site üzerinden satışın yapıldığınıda ekledi.
Kaynak (http://www.sinemalar.com/haber/951/Yeni-Ay-Star-Warsu-Tahtindan-Indirdi/)
...
Gönderen: CaptainJarlaxle - 20 Kasım 2009, 14:24:23
Gönderen: Canina - 20 Kasım 2009, 19:24:09
Gönderen: skandy_duygu - 21 Kasım 2009, 17:19:14
Gittim, izledim. B.k gibi arkadaşlar. Sansürlemeden, şey etmeden söylüyorum. B.k gibi. Bu filme güzel diyen insanlar ya kültürsüz olmalı, yada hayatları o kadar kötü olmalı ki neyi izleseler onlara güzel geliyor.
sana katılmıyorum ben filmi bu gün izledim çok da beğendim alacakaranlığa bbin basar new moon keşke alacakarnlığıda newmoonun yönetmeni çekseymiş kurtların dövüş sahnesini çok beğendim
Gönderen: Asfaloth - 22 Kasım 2009, 21:10:52
Gönderen: CaptainJarlaxle - 23 Kasım 2009, 00:07:28
Gönderen: Bonthey - 29 Kasım 2009, 20:51:34
Filme yalnız gitmeme çook üzüldüm.
Gülmek istediğim bir çok yerde kıkırdamalarımı kendime sakladım..
Neydi film ya?
Zaten Robert filmin 4'te 3'ünde yoktu.
Film Bella'nın duygularından ibaret, ötesini aramak haksızlık olur.
Tek ayrılık acısı çeken insanoğlu kendisi..Bu ayrıcalığı nasıl bir filmin çekilebilir yanı olarak önümüze sürmeye çalışmışlar inanamadım.
Her şey bir yana, filmde ciddi anlamda kahkaha atmak istediğim üç kısım oldu.
Birincisi Edward'cığımızın ilk filme giriş sahnesi..Omuzlarını sallaya sallaya ağır çekimde sahneye girmesi..
Diğer ve en can alıcı güldüren kısım ise kırlarda koşan Edward ve Bella.. Hülya Koçyiğit ile Ediz Hun'a taş çıkartacak moddalardı..Yarışırlar cidden..
En son hatırladığım kadarıyla öyle bir sahne Bridget Jones'ta dalga konusuydu..
Üçüncü bölüm ise filmin son repliği..Ahahaha..
Of..Smokin giydirilmiş bir Ajdar misaliydi film..
Korkunç basit bir senaryoyu mükemmel efekt ve oyuncularla donatmışlar..
İyi bir pazarlama tekniği tabi ama sanatsal açıdan kesinlikle çok değersiz bir filmdi..
Parama acımadım..Pattinson'a feda olsun. :P
Ne de olsa eski toprağımız..Cedric. :P
Ha bir de..
İtalya'da konseydeki sarışın çocuğumuzu hatırlayan çıktı mı aranızdan? :P
Sweeny Todd'da Johanna Johanna diye sayıklayan arkadaşımızdı kendisi. :P
Jamie Campbell Bower
+
Bir Dakota gördüm sanki.. :P
Ne kadar güzel bir kız olmuş.
Maşallah.. :P
Ay ay ay bir de Edward'ın rujunun numarasını istiyorum. :P
Gönderen: - 30 Kasım 2009, 08:54:13
Filme gittim. Kitaptan çok da farklı değildi. En azından Harry Potter'a göre çok daha az kopmuşlardı romandan. Yine de filmi pek beğenmedim. Sanırım bazı şeyler kitaplarda daha iyi anlatılıyor. Alacakaranlık serisini gerçekten seviyorum. Ben gençlik dizilerine/filmlerine de bayılırım zaten. Bunun üzerine bir de fantastik bir öğe eklenince benim için bulunmaz Hint kumaşı oluyor.
Tabi keşke, sırf Edward'ın sahneleri uzasın diye ellerinden geleni yapmamış olsalardı.
Gönderen: Moonshield - 09 Aralık 2009, 21:51:38
Filme gelirsek... rezalet mi desem? Hmm. Haksızlık mı ediyorum? Ama bana gerçekten rezalet gibi geldi. Bella'yı kitapları okuduğumda salak bir kız olarak görmüştüm, şimdi bu salak kızın "ayrılık acısı" maceralarını izlemek daha da sıktı beni. Herkes yakışıklı, herkes güzel. E tabi bu film izlenir. Ama içinde hiçbir şey yok! Yok arkadaş! 'Ergenliğe girmiş romantik kızlara bir film nasıl beğendirilir?' sorusunu soranlar bu filmden kopya çekebilirler. Normalde takıntılı bir insan değilimdir, ama filmde ki Bella'nın açık ağzı ve 3 sn de bir dudağını ısırmasına sinir oldum. :D Benim aklıma takılan... Herşeyi gören Alice, Bella'nın elinin kesileceğini neden görmüyor?
Neyse, bence film kitaplardan bağımsız gitsin. Victoria Bella'yı yesin, Edward'ı da Volturi. Devam filmi olarak Volturi'yi çeksinler. En azından bir esprileri var.
Gönderen: Berre - 10 Aralık 2009, 18:53:05
Süper ya :D Çok güldüm bu yoruma nasıl desem duygularıma tercüman olmuşsun sana katılıyorum :D
Filme gelirsek... rezalet mi desem? Hmm. Haksızlık mı ediyorum? Ama bana gerçekten rezalet gibi geldi. Bella'yı kitapları okuduğumda salak bir kız olarak görmüştüm, şimdi bu salak kızın "ayrılık acısı" maceralarını izlemek daha da sıktı beni. Herkes yakışıklı, herkes güzel. E tabi bu film izlenir. Ama içinde hiçbir şey yok! Yok arkadaş! 'Ergenliğe girmiş romantik kızlara bir film nasıl beğendirilir?' sorusunu soranlar bu filmden kopya çekebilirler. Normalde takıntılı bir insan değilimdir, ama filmde ki Bella'nın açık ağzı ve 3 sn de bir dudağını ısırmasına sinir oldum. :D Benim aklıma takılan... Herşeyi gören Alice, Bella'nın elinin kesileceğini neden görmüyor?
Neyse, bence film kitaplardan bağımsız gitsin. Victoria Bella'yı yesin, Edward'ı da Volturi. Devam filmi olarak Volturi'yi çeksinler. En azından bir esprileri var.
Gönderen: - 10 Aralık 2009, 23:58:32
Alice sadece karar verilmiş şeyleri görebiliyor. Önceden planlı olması gerek yani. Kanama olayında da böyle bir şey olmadığı için görememesi normal.
Gönderen: Moonshield - 11 Aralık 2009, 17:36:05
@MoonshieLD
Alice sadece karar verilmiş şeyleri görebiliyor. Önceden planlı olması gerek yani. Kanama olayında da böyle bir şey olmadığı için görememesi normal.
Hmm, evet anladım. :D "Gelecek görecelidir" olayı.
Gönderen: diana - 11 Aralık 2009, 18:09:34
Gönderen: Moonshield - 13 Aralık 2009, 21:23:50
"Bir zamanlar istemediğin fakir ama gururlu bir insan vardı. Vampirim, dedin. Bana göre değilsin dedin. Aylarca yas tuttum, sonra birden iyi kalplı bir kurt çıktı karşıma. Bana yardım etti, beni hayata bağladı Edvırd! Sonra sen geldin ve onu bıraktım."
:P
Gönderen: Shinigami - 14 Aralık 2009, 17:45:23
Şimdi beğenen ve beğenmiyen kısma bakyorumda erkekler filmi küçümsüyo genel olarak(ki küçümsencek kadar kötü) , kızlarda (genel olarak) hayranı. Acaba olay imkansız aşk hayranlığımı?Hem imkansız aşk hem de karaktere olan bireysel hayranlıktan kaynaklı. Filmi sırf Edward ve Jacob için izleyen o kadar beyni aşktan çorba olmuş fanlar var ki sayıları ancak faktöriyellerle ifade edilebilir. =P
Ve son zamanlarda Twi & Hp'yi kıyaslıyorlar açıkçası gerçekten baydı, temalarında zerrecik ilgi alaka yok, neyi kıyaslıyor bunlar. XD
Biraz Türk filmi havasında dimi.Evet, gayet güzel özetlemişsin katılıyorum. :D
"Bir zamanlar istemediğin fakir ama gururlu bir insan vardı. Vampirim, dedin. Bana göre değilsin dedin. Aylarca yas tuttum, sonra birden iyi kalplı bir kurt çıktı karşıma. Bana yardım etti, beni hayata bağladı Edvırd! Sonra sen geldin ve onu bıraktım."
:P
Gönderen: DarLy OpuS - 14 Aralık 2009, 20:08:03
Yakında Percy Jackson'un olacağı gibi. :) Gerçi o patlamayı fazlasıyla hak ediyor ya, neyse... :D
Gönderen: Bonthey - 15 Aralık 2009, 19:00:08
Kısacası, Alacakaranlık serisi Harry Potter'ın sayfa tozu dahi olamaz.
Kimse kıyaslamaya kalkmasın, edebiyat bilgisinden şüphe ederim. :D
Gönderen: diana - 21 Aralık 2009, 23:05:01
Biraz Türk filmi havasında dimi.:DKesinlikle evet.Duygularımı tercüme etmişsin. :D
"Bir zamanlar istemediğin fakir ama gururlu bir insan vardı. Vampirim, dedin. Bana göre değilsin dedin. Aylarca yas tuttum, sonra birden iyi kalplı bir kurt çıktı karşıma. Bana yardım etti, beni hayata bağladı Edvırd! Sonra sen geldin ve onu bıraktım."
:P
Gönderen: Baal Adramelech - 22 Aralık 2009, 17:27:52
Bence gidip yazar müsveddesi(google'da arattım böyle yazılıyor :D) kadına VtM oynatalım aklı başına gelsin kendinden utansın. Elder'larla bir karşıya gelsin bakın nasıl üç buçuk atıyor.
Kesinlikle katılıyorum. Geçte olsa cevap veriyim dedim. Vampirin ne olduğunu bilmeden, o ortam hakkında bir bilgiye sahip olmadan Twilight'ı izleyip "Vampir Edvıııırt!" diye gezen kızlar iğrenç olmaktan öteye gitmiyor bence söyleyeyim. Ayrıca o Vampirlere biz vampir demiyoruz. "Vejetaryen Vampir" kavramını dışlıyoruz.
Interview with the Vampire, Queen of the Damned izleyin, olmadı Buffy ve Angel izleyin en kötüsü. Ama Twilight nedir ya? Onlar Vampirse buradakiler ne? Buradakiler Vampirse oradakiler ne?
Ha bakmayın böyle dediğime, bir aşk hikayesi olarak gayet etkileyici tamam. Ancak Vampir vampir diye insanlar çıldırınca tepem atıyor...
Gönderen: Berre - 22 Aralık 2009, 18:04:13
Kesinlikle katılıyorum. Geçte olsa cevap veriyim dedim. Vampirin ne olduğunu bilmeden, o ortam hakkında bir bilgiye sahip olmadan Twilight'ı izleyip "Vampir Edvıııırt!" diye gezen kızlar iğrenç olmaktan öteye gitmiyor bence söyleyeyim. Ayrıca o Vampirlere biz vampir demiyoruz. "Vejetaryen Vampir" kavramını dışlıyoruz.
Interview with the Vampire, Queen of the Damned izleyin, olmadı Buffy ve Angel izleyin en kötüsü. Ama Twilight nedir ya? Onlar Vampirse buradakiler ne? Buradakiler Vampirse oradakiler ne?
Ha bakmayın böyle dediğime, bir aşk hikayesi olarak gayet etkileyici tamam. Ancak Vampir vampir diye insanlar çıldırınca tepem atıyor...
Ama bence yazarın vampirlere farklı bir açıdan bakması güzel olmuş. Nasıl desem sonuçta tarihte birçok şeyin birçok farklı tanımı ve uyarlaması yapılmış. Çoğu vampir kitabında anlatılan vampirler birbirini tutmuyor.
Yazar kitabında vampirlerde çok uzun zamanlardan beri bilinen temel ögelerini belirtmiş; Kan tutkusu, hız, zarafet ve güzellik. Tabi kan tercihleri daha farklı buradaki vampirlerin. Bence hoş bir değişiklik. Sonuçta dünyada her şeyin bir iyisi bir de kötüsü var.
Ama evet bence de Alacakaranlık'ta asıl vurgulanan şey aşk. Bir vampir kitabı gibi değil.
Bunların dışındaki diğer fikrinize katılıyorum. Çevredeki kendini bilmezlerin yaptıkları ses kirliliği benimde canımı sıkıyor. Yazık oluyor böyle insanlara...
Gönderen: Amras Ringeril - 22 Aralık 2009, 18:36:42
Gönderen: Berre - 22 Aralık 2009, 18:56:00
Orijinallik adına özünden kaçmak doğru mudur? Vampir kavramını bilmekle alakalı biraz. Vampirlerin doğuşu bile karanlıkla olmuşken, sen çıkıp vampirleri güneş ışığında parlayan yaratıklara dönüştürürsen...Özünü değiştirmek farklı bir şey. Dediğim gibi tüm kitaplarda belirtilen temel ögeleri kadın zaten kullanmış. Evet vampir karanlıktır ve karanlıktan doğmuştur. Ama bence kitaptaki bu farklılık çok da göze batmıyor. Buna bakılırsa vampirlerin güneşte dönüştükleri şey çoğu vampir kitabında farklı tanımlanıyor. Bu yüzden benim için çok şey ifade etmedi.
Gönderen: Baal Adramelech - 22 Aralık 2009, 19:05:12
Özünü değiştirmek farklı bir şey. Dediğim gibi tüm kitaplarda belirtilen temel ögeleri kadın zaten kullanmış. Evet vampir karanlıktır ve karanlıktan doğmuştur. Ama bence kitaptaki bu farklılık çok da göze batmıyor. Buna bakılırsa vampirlerin güneşte dönüştükleri şey çoğu vampir kitabında farklı tanımlanıyor. Bu yüzden benim için çok şey ifade etmedi.
İki şey vampir kitaplarında sabittir. Vampirler ışıkta ölür/küle dönüşür. İkincisi de kan tutkusudur. Vampirler ne kadar iradeli olsalar da acımazsız varlıklardır. Bunların değiştirilmesi demek vampir olmayan bir şey yaratmak demek. Çünkü Kitaptaki "Vampirlerin", orjinal vampirler ile hiç bir benzerliği yok. Kan içmek ve insan üstü güce sahip olmak vampir yapmıyor malesef. Aynı vasıflara sahip çizgi roman anti-kahramanları var, kan içmeye dair psikolojik rahatsızlığa sahip.
Gönderen: cigarette smoking man - 22 Aralık 2009, 19:07:02
populer kulturun etkisi altinda kalanlari tanri korusun da bir vampirin isirigina kurban gitmesinler. lan vampir elmas gibi parlar mi
Gönderen: Berre - 22 Aralık 2009, 19:09:26
İki şey vampir kitaplarında sabittir. Vampirler ışıkta ölür/küle dönüşür. İkincisi de kan tutkusudur. Vampirler ne kadar iradeli olsalar da acımazsız varlıklardır. Bunların değiştirilmesi demek vampir olmayan bir şey yaratmak demek. Çünkü Kitaptaki "Vampirlerin", orjinal vampirler ile hiç bir benzerliği yok. Kan içmek ve insan üstü güce sahip olmak vampir yapmıyor malesef. Aynı vasıflara sahip çizgi roman anti-kahramanları var, kan içmeye dair psikolojik rahatsızlığa sahip.Vampir varlığına inanan bilim adamları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler , vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur , göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz.Beklenmedik zamanda fark edemiyiceğiniz kadar hızlı ve bi o kadarda güçlü tepkiler verebilirler.Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir.Gün ışığından etkilenmezler.Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karsı koymak imkansız gibidir.Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayıcağı bir şekilde dışarıya vurmazlar.Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir.
Vikipedi'den alıntıdır.
Gönderen: Baal Adramelech - 22 Aralık 2009, 19:13:26
Vampir varlığına inanan bilim adamları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler , vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur , göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz.Beklenmedik zamanda fark edemiyiceğiniz kadar hızlı ve bi o kadarda güçlü tepkiler verebilirler.Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir.Gün ışığından etkilenmezler.Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karsı koymak imkansız gibidir.Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayıcağı bir şekilde dışarıya vurmazlar.Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir.
Vikipedi'den alıntıdır.
Vampirlere inanmak gibi bir şey aptalca. Kusura bakmayın da Vampirlere inanan bilim adamları da aptallar. Vampirlikle alakalı cilt hastalıkları ve psikolojik rahatsızlıklar var ama bu kadar.
Ha evet, aynı zamanda burada yazana göre ilk Vampir hikayelerindeki Dracula, Nosferatu gibi efsanelerin (Ki uzun soluklu, Eflak halkı arasında anlatılan çok eski hikayelerdir) hepsi yalan, yanlış. Tabi Stephen Mayer daha iyi bilir :P
Gönderen: cigarette smoking man - 22 Aralık 2009, 19:15:08
Gönderen: Berre - 22 Aralık 2009, 19:26:44
Vampirlere inanmak gibi bir şey aptalca. Kusura bakmayın da Vampirlere inanan bilim adamları da aptallar. Vampirlikle alakalı cilt hastalıkları ve psikolojik rahatsızlıklar var ama bu kadar.
Ha evet, aynı zamanda burada yazana göre ilk Vampir hikayelerindeki Dracula, Nosferatu gibi efsanelerin (Ki uzun soluklu, Eflak halkı arasında anlatılan çok eski hikayelerdir) hepsi yalan, yanlış. Tabi Stephen Mayer daha iyi bilir :P
:D Burada bir yanlış anlaşılma olmasın. Vampirlere inanıyor değilim ve inanları da garipsiyorum. Ki zaten yapılan araştırmalarda da bu belli:
Dünyayı dolaşarak vampirliği araştıran Rosemary Ellen Guiley, çeşitli ülkelerdeki pek çok vampir derneği ve sayısız insanla görüşerek akademik çevrelerin ilgilendiği bir araştırma kitabı yayınlamıştır. Bu özelliği Guiley’i bir vampir araştırmacısı yapmaktadır.
Guiley araştırmasında etkileyici veriler elde etmiş ve şu sonuca ulaşmıştır :“Aslında tümü saçma. Vampir tanımı kişiden kişiye değişse de, genelde filmlerden ve kitaplardan etkilenilir. Ortada hep ölümsüz, fiziksel ve cinsel yönden çok güçlü, yapmacık, geceleri yaşayan ve doğaüstü güçlere sahip bir yaratığın olduğu var sayılır. Bu saçma inançlara göre bir vampir, kötülük doludur çünkü yaşayan insanların kanlarını emerek yaşamını sürdürür, oysa bu doğaüstülük ve ölümsüzlük için işe yaramaz. Sonuç olarak bütün bunlar vampir folklorunden kaynaklanır ve gerçekten uzaktır."
Rosemary Ellen Guiley-Araştırmacı
Ama olaylara farklı bir soluk kazandırmak adına yapılan bir değişikliğinde bu kadar tepki görmesini mantıksız buluyorum o kadar. Ki Alacakaranlık hayranı olmama rağmen bu beni rahatsız ediyor. Benim savunduğum bu.
Gönderen: Canina - 22 Aralık 2009, 23:28:32
Vampir varlığına inanan bilim adamları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler , vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur , göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz.Beklenmedik zamanda fark edemiyiceğiniz kadar hızlı ve bi o kadarda güçlü tepkiler verebilirler.Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir.Gün ışığından etkilenmezler.Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karsı koymak imkansız gibidir.Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayıcağı bir şekilde dışarıya vurmazlar.Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir.
Vikipedi'den alıntıdır.
Viki'nin her dediğine inanmayın sonuçta o yazıları sizin benim gibi insanlar yazıyor. Hatta uslu bir vampir olursanız belki Edward'ın başlığının altında bir iki küfür görebilirsiniz.
Gönderen: Berre - 23 Aralık 2009, 18:23:21
Viki'nin her dediğine inanmayın sonuçta o yazıları sizin benim gibi insanlar yazıyor. Hatta uslu bir vampir olursanız belki Edward'ın başlığının altında bir iki küfür görebilirsiniz.Evet Vikipedi halk tarafından(bu şekilde ifade ediyorum) yazılıyor ama bilginin doğruluğu kontrol ediliyor.
Gönderen: laklak luna - 28 Ocak 2010, 23:01:53
Efektler berbattı. Ciddi berbattı, ben bildiğiniz cüsseli kurtadam beklerken biraz hormonlu Sibirya kurdu gördüm sadece. O da "Ben efektim biliyor musun?" diye bağırıyor hani.
Neyse Jacob harikaydı, Alice çok şekerdi, Edward çok soğuk bir nevaleydi her zamanki gibi. Bella, Kristen'ın harika (!) mimikleriyle yine mükemmeldi(!). Fragmanlardan dedim ooo bak sen Bella'ya büyümüş, afferin falan... Filmde bir farkı yoktu ilkinden. Sadece daha fazla kekeliyordu.
Aro Alice'in elini tuttuğunda kendimi bir Yeşilçam filminin içinde hissettim. Ormanda koşan aşıklar olayı... Bütün salon koptuk orada. -bayağı bir kişiden bahsediyorum bütün bir salon derken -
En sonu çok saçma olmuş, sanki nasıl bitireceklerini bilememişler de 'to be continue' havası yaratalım hadi demişler gibi geldi. En sonunda herkes güldü yani, bitti mi falan oldu herkes salondaki.
Yani çok güzel değildi, beklediğime değmedi gibi... Diskotekte kop kop taş gibisin Jacob diye dans etmek istemem dışında pek bir heyecan yaratmadı bende. Zaten arkadaşlarım Jacob'ın olduğu sahnelerde ağzımı açıp izlemiş olduğumu söylediler. Ben de diyordum neden bunlar bana bakıp gülüyor. ;D
Amma Jacob bile kurtaramamış filmi, vasattı.
Gönderen: - 29 Ocak 2010, 11:37:23
Gönderen: laklak luna - 13 Şubat 2010, 03:31:24
Gönderen: veritaserum - 13 Şubat 2010, 14:32:35
Gönderen: Vladislav Drakul Tepes - 14 Haziran 2010, 12:14:23
Gittim, izledim. Bok gibi arkadaşlar. Sansürlemeden, şey etmeden söylüyorum. Bok gibi. Bu filme güzel diyen insanlar ya kültürsüz olmalı, yada hayatları o kadar kötü olmalı ki neyi izleseler onlara güzel geliyor.
Sana hak veriyorum hatta ishal b.k gibi desek daha iyi. :D
Gönderen: Jean Valjean - 14 Haziran 2010, 20:54:17
Evet Vikipedi halk tarafından(bu şekilde ifade ediyorum) yazılıyor ama bilginin doğruluğu kontrol ediliyor.
Hayır bu söylediğin yanlış. Vikipedi'de yakaladığım bir sürü hata var. Hatta artık en az güvendiğim sitelerden birisi haline geldi. Bazı konuların iki maddesi olabiliyor ve her iki maddede tamamen farklı şeyler yazabiliyor.
Ayrıca bu beş sayfadaki yorumları okudum da tıvaylaytla ilgili neredeyse hiçbir şey bilmediğim için tekrar şükrettim.
Gönderen: Berre - 15 Haziran 2010, 23:53:50
Hayır bu söylediğin yanlış. Vikipedi'de yakaladığım bir sürü hata var. Hatta artık en az güvendiğim sitelerden birisi haline geldi. Bazı konuların iki maddesi olabiliyor ve her iki maddede tamamen farklı şeyler yazabiliyor.
O zaman demek oluyor ki kandırıldım. Düzelttiğin için sağol.
Gönderen: Marius - 15 Haziran 2010, 23:58:21
Spoiler: Göster
Gönderen: edi - 16 Haziran 2010, 14:36:59
Gönderen: Vladislav Drakul Tepes - 18 Haziran 2010, 20:58:17
Gönderen: wildgirl_3 - 19 Haziran 2010, 20:40:56
Gönderen: - 21 Haziran 2010, 10:50:59
Beğenmeyen arkadaşlardan da tek ricam beğenenleri hakaret eder gibi eleştirmemeleri. Filme hakaret edilmesini geçtim de, bari izleyenler nasibini almasın.
Gönderen: Canina - 21 Haziran 2010, 11:16:10
Ben de Alacakaranlık serisini sevenlerdenim. The Vampire Diaries isimli diziyi de seviyorum ayrıca.
Beğenmeyen arkadaşlardan da tek ricam beğenenleri hakaret eder gibi eleştirmemeleri. Filme hakaret edilmesini geçtim de, bari izleyenler nasibini almasın.
Filme hakaret etme evresini geçtik, basitliğini kabullendik artık. Ama mantığımızın kabul edemediği şey "insanların bunu nasıl beğendiği".
Gönderen: - 22 Haziran 2010, 09:52:08
Filme hakaret etme evresini geçtik, basitliğini kabullendik artık. Ama mantığımızın kabul edemediği şey "insanların bunu nasıl beğendiği".
İşte tam da bundan bahsediyordum. Neyse artık ya, saygısızlık alıp yürüdükten sonra yapılabilecek pek de bir şey yok. İnadına beğeniyorum. 3. Film Eclipse de çıkınca 2 Temmuz'da sinemadayım.
Gönderen: DarLy OpuS - 05 Temmuz 2010, 16:03:25
Bu arada ben de geçen gün izledim "Yeni Ay"ı. Üstelik bütün önyargılarımı bir kenara bırakarak -elimden geldiğince-. Yine olmamış, yine olamadı. Vasata yaklaşamadı bile film. Uyuklamamak için birkaç kez kalkıp kahvemi tazelemem gerekti. :hömm:
Hani onları geçtim. Ne İtalya gerçekten İtalya, ne Volturi gerçekten Volturi idi... Ne Edward - Jacob gidiş gelişleri iyi verilebilmiş, ne hisler, ne duygular... Oyunculuklar, müzikler... Aksiyon...
E olmamış abi. Bu kadar süre bekledim, belki kendi kendine pişer falan diye. Gayet de ilk günkü soğukluğuyla, vasatın kilometrelerce altında bir film idi izlediğim.
Deli boş vaktiniz yoksa da izlemeyin, üzülürsünüz sonra benim gibi.
Gönderen: brisingr - 05 Temmuz 2010, 19:31:30
Gönderen: magicalbronze - 07 Temmuz 2010, 10:43:06
Kayıp Rıhtım sizler için taradı!
Spoiler: Göster
Gönderen: Hurin - 07 Temmuz 2010, 11:03:39
Gönderen: kusad - 07 Temmuz 2010, 11:22:41