Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - eretrusilden

Sayfa: [1]
1
Harry Potter / Cry, foe! Run amok! Fa awry!
« : 08 Ekim 2014, 01:42:15 »
Rowling, twitter'da oyun oynuyor.

Twitter'da bir takipçisinin "Rowling'in tweetlerine bir saat bakıp anlam çıkarmaya çalışıyorum." demesi üzerine, yazar twiterda bir anagram (Harflerinin yeri değiştirilerek oluşturulan bilmece)  yayınladı.

İşte anagram:  Cry, foe!  Run amok!  Fa awry! My wand won’t tolerate this nonsense.

Bunu üzerine tweetler gelmeye başladı. Kimisi tersten okunduğunda hp nin geri döneceği mesajını verdiğini iddia etti.

Bir takipçisinin   "Newt Scamander's History of New York Fauna: One town, my tale" demesine yaklaştın diye cevap verdikten sonra tahminler artmaya başladı.

Yazar neredeyse yarım saat  twitterdan canlı olarak tahminleri değerlendirdi ve sonunda ipuçları vererek hayranlarını yönlendirdi. Bir hayranın doğru cevabı bulmasıyla oyun sona erdi.

Newt Scamender only meant to stay in New York for a few hours.  (Newt Scamender sadece bir kaç saatliğine New York'ta kalma niyetindeydi.)

Bu anagramla yeni filminin senaryosu üzerine ipuçları veren yazar, senaryosunun kontrollerini bitirmek üzere olduğunu da ilan etti.

(Ben konuyu doğru yere mi açtım hiçbir fikrim yok:)   )

2
Radyo Kulesi / Kötü Yazmanın Erişilmez 1001 Sırrı
« : 31 Temmuz 2012, 21:38:48 »
Yeni bir radyo programıyla karşınızdayım.

Kötü yazmanın erişilmez 1001 sırrında;

Öykünün özellikleri
Karakter oluşturma ve
Yaratıcı Yazarlık üzerine konuşacağız.

Yayın tahmini 8 hafta sürecek. Her konuyu iki hafta işleyeceğim. Sonraki iki hafta ise uygulamalı öykü/ senaryo/ kitap değerlendirmesi yapacağız. (Hep beraber)


9 Ağustos Perşembe 22:05'de buluşmuak üzere.

3
Tartışma Platformu / Kötü Kitap
« : 26 Mart 2011, 23:18:49 »
 Fantastik edebiyat diye ortalarda dolanan onca şeye kızmaya başladım. Sonra da kızdığıma kızıyorum. Diyorum ki, böyle sınırları olmayan bir dünyaya neden kriterler yüklüyorsun? Ama sonra da diyorum, kriter olmazsa bir akıma, bir tarza bağlı olmaz ki.

 

Gıcık olduğum en birinci- kocaman durum:

Karizmatik isim koyma kaygısı.

Yanan Buz!

Soğuk alev!

Karanlık Ejderha!

Yıldırım Efendisi… Evet bir ara “efendi” modası vardı şimdi de “Çırak” modası var. Soğuk buzun çırağı!

 Böyle yazan kişilerin şöyle olduğunu düşünüyorum.

Bunlar fantastik okumuş ve çok etkilenmiş. Etkilenmiş ama neyden etkilendiğinin farkında değil. O da kendi çapında yazmış işte… Yaz Diyeti İmparatorluğu’nun Ask ve Gururu Karagöz Oyunları…

 

Gıcık olduğum, aslında gıcık olmaya hiç hakkımın olmadığı – ikinci kocaman durum:


Ya, kendine yenidünya kurmuş süsü verip aslında orta dünya haritasını photoshopta değiştirenler yok mu? Ay!!! Akıllara zarar. Bunlar ELF değil FLE derler sonra da özgün bir şey bulduğunu sanırlar…


Ya isteyen istediğini yazar, sana ne dimi! Yok, sinir oluyorum işte!

Bazıları var ki onlar uç nokta da. Tolkien’ı taklit ettiklerini gizlemezler bile.  Bunlar derki, benim hayal gücüm yok, ama fantastiği seviyorum. E harika da bir edebi dilim var; boşa mı gitsin?

İyi de efendim bu fantastik… Başkasının fantezisini çalarsan fantezi olmaz ki o… Çakma fantezi olur. Karabasan olur. Dili ne kadar akıcı, tasvirleri ne kadar güzel olursa olsun.

Piyasa da “yaratıcılığı” anlatan kitaplar var ya, onlardan farkı yok bunların. Yaratıcılık anlatılmaz efendi. Fantezi çalınmaz efendi.

 

Gıcık olduğum ama çooook gıcık olduğum bir diğer durum:

Karakterlerinin adını Türkçe koydun diye. Tarihten iki tane isim arakladın diye… Türk fantastiği olmaz. Türk anlatım yöntemlerini bileceksin. Türk karakterleri öğerleri bileceksin.

Milliyetçilikten demiyorum ha! Bu iddialarına gıcık oluyorum. Fantastik yazıyorum de. OLMAAAZ! Bunlar, gençlere tarihi sevdirme gayesi güderler.

Asa yerine ok kullandı ya… Of of of sanırsın İstanbul’u fethetmiş.

Bir kere, Türk mitolojisini bilmeden, ya da henüz fars mitolojisinden ayırt edemeden, nereye türk fantastiği yazıyorsun. Tek boynuzlu atın olduğu Türk fantastiği mi olur… "Hangi ulusun mitolojisi o efendi" demezler mi?

 

Gıcık olduğum başka bir durum da:

Vampirler… Ama vampirleri anlatmayacağım. Onun üstünden durumun özüne değineyim.

Ya sen karizmatik Drakula’yı al. Önce biraz kırık yap, sonra diete girsin. Bi de gündüz dışarı çıksın, e bi de kuş tüyü yatakta yatsın! O vampir olmaz ki.

Son günlerin çılgınlığı içinde sadece vampirleri görüyoruz ama aslında böyle acımasızca mahvedilen o kadar çok öge var ki. Sırf populer diye kültürü bozar bunlar.

Tabi bu tartışmaya açık bir konu. Günün birinde tek boynuzlu atlar vahşice savaşa giden zırhlı beygirler olur. Ya da Sfenksler bilmeceleri biter bulmaca çözmeye başlarlar. Şirinler komünist, Alice’in tavşanı kapitalist olur.

Olur valla! Ama bana sorarlarsa olmasın.

 

Gıcık olduğum bir başka durum:

Fantastik olmayan kitapların fantastik olarak anılması. Baş karakterin cadı diye,  kitap fantastiktir denmez ki. Beli fantezi öğeleri vardır ama fantastik olması için çok daha fazlası gerek.

 

Gıcık olduğum bir başka durum:

Fantastiğin bir iki kuralı vardır. Yok artık! Ama vardır işte. Hem de öyle karizmatik olcam diye dağlarda yaşamak değildir bu. Kim koymuştur? Gelenek efendim.

Romantik filmde birinin kafasını diri diri kesemezsin. Ya da hakikaten ustasındır, bu bile güzel gider. Ama bu istisnai durumu görmezden geliyorum.

Peki nedir bu kurallar?

Ben bilmiyorum, en azından hepsini bildiğimi iddia etmiyorum.

Ama sanırım ilk kural, okumak!

İkinci kural fantastik okumak! Sadece duyduklarınla yazmaya çalışınca, ağlayan vampirler doğuyor.

Üçüncü kural mitoloji okumak. Tabi mitoloji okumakla bitmez ama en azından genel bir bilgi sahibi olabilecek kadar okumak. Neden bunu es geçiyorlar anlamıyorum?

Dördüncü kural: Mitoloji okudun diye… Olimposlular diye kitap yazmamak! Bi de öyküyü Amerika da geçirmemek. Hahaha! Yani mitolojiye biraz saygı duymak. Çalmamak! Esinlenmek!

Daha çok kural vardır; belki de hiçbir kural yoktur.

Bunlar sadece benim dünyamdan fantastik bakışlar. Ahkam kesmeyim, kessem ne olur o ayrı. İsteyen istediğini yazar, biri kalır biri gider. Beğenmiyorsan okuma kardeşim.

Ama söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!


Sayfa: [1]