Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - simosopo

Sayfa: [1]
1
Başka Kurgular / Eroinle Dans - Canan Tan
« : 09 Temmuz 2008, 12:57:26 »
CANAN TAN...EROİNLE DANS


Eroin konusunda, bilimsel ya da günlük tarzında, pek çok kitap yazıldı. Türk ya da yabancı, günlük tutan eroin bağımlıları, anılarını paylaştılar okurlarla. Bulanık kafalarıyla, edebi kaygı gütmeden, bulutların üzerindeki serüvenlerini anlattılar.
Gerçek anlamda bir “eroin romanı” yazmak isteyişim bundan,” diyor Canan Tan.
“Beyinlerin damağında edebiyat tadını duyarak da okunabilmeliydi eroinin hikayesi... Romandaki karakterlerin hepsi hayal ürünü. Ama yaşadıkları öylesine gerçek ki... Eylül’ü, Dünya’yı ya da Alev’i değilse bile Ayşeleri, Zeynepleri, Özgeleri bulabilirsiniz yakın çevrenizde...”

Eroinle Dans, yalnızca bir eroin öyküsü değil. Sigara ve içkiyle başlayıp esrar, kokain, sakinleştirici ya da uyarıcı haplarla süren, uzun, upuzun bir yolun son noktası eroin.
Merak, macera arayışı, çarpık ilişkilerin yaşandığı arkadaş çevreleri, rastlantı sonucu içinde bulunulan topluluğa uyum çabaları, bu konulara en uzak duran kişileri bile nasıl da içine çekebiliyor. Romanın iki kahramanı Eylül ve Dünya’nın başına gelenler de bunlardan farklı değil.
Eylül, ailesinin biricik prensesi; el bebek gül bebek büyütülmüş en iyi okullarda okutulmuş pırıl pırıl bir genç kız. Yolundan sapmasını haklı çıkaracak hiçbir dayanağı yok. Ancak, çok güçlü arkadaşlık ve dostluk bağları bazen bataklığa sürükleyebiliyor insanları. Eroinle Dans, hem güçlü bir arkadaşlığı, hem de böylesine güçlü bir arkadaşlığın sonuçlarını anlatıyor

alıntıdır
kitabı daha dün aldım. güzel gibi duruyor. bizim Türkçeci de tanıtmıştı güzeldir büyük ihtimalle =)

2
Müzik / Marilyn Manson
« : 07 Temmuz 2008, 14:10:45 »
 

Marilyn Manson'ın kuruluşu 
Grup öncesi, Satan on Fire adlı bir grupta bas gitar çalar ve Mrs. Scabtree'de ise davul çalar. Bu gruplar da daha sonra grup elemanı olacak Twiggy Ramirez ile çalışmaktadır. 1989'da Marilyn Manson & Satan of Fire kurulur. Çıkardıkları başarılı demolar ile internet ve gazetecilik zamanındaki sağlam bağlantılarıyla hemencecik ün salan, sonrasında şarkı sözleri ile kitleleri kendi saflarına çeken Manson and the Spooky Kids, zaman içerisinde müzisyen değişiklikleri yapar. Sahada sürekli değişen insanlar bir anda grubun imajına dahil olup bir nevi mutasyon geçirirler. Tamamıyla sahne şovundan ibaret olduğu düşünülen Manson ailesi üyeleri yaşam tarzlarıyla da hep gündeme düşmesi bu zamana denk gelir. 1992'de grubun adı Marilyn Manson olarak kısaltılır.

 Filmleri 
Manson ilk olarak David Lynch'in Kayıp Otoban filminde rol alır. Gözüktüğü diğer önemli filmler Asia Argento'nun The Heart Is Deceitful Above All Things ve Lucy Liu'nun başrolünde oynadığı Rise'dır. Manson, Michael Moore'un silahlanma karşıtı belgeseli Bowling For Columbine'da da görüşlerini açıklamıştır çünkü Columbine katliamının sorumlularından biri olarak Marilyn Manson gösterilmektedir. Manson Phantasmagoria: The Visions of Lewis Carroll adlı bir film çekip, başrol oynama planlarını açıklamıştır.


 Kitap 
Üzerinde uzun süre çalıştığı otobiyografisi olan The Long Hard Road Out of Hell -ki hayat hikayesinin yanında kendi dizaynları da kitabın içerisinde yer almakta- basında yayılan dedikoduların aksine dinleyenleri kadar nefret edenlerden de çok ilgi gördü. Neil Strauss'un yardımlarıyla yazılan kitap 1998'de yayınlanmıştı.


 Sanat 
Marilyn Manson 1999'da resim çizmeye de başlamıştı. Şarkı söylemekten çok resim yapmayı sevmiştir. The Golden Age Of Grotesque adındaki (grubun aynı isimde albümü de vardır) resim sergisini 2002'de açmıştır. Lest We Forget albümünün kapağındaki resim de Marilyn Manson tarafından çizilmiştir.Satanist denmişti burda halbuki bir röpartajında kendisi atheist olduğunu söleyip eğer şeytan diye birşey olsaydı kesinlikle bana tapardı şeklinde bir ifade bile kullanmıştır

alıntıdır.

3
Müzik / Episode 13
« : 05 Temmuz 2008, 22:32:01 »


:: BİYOGRAFİ

Episode 13, 2001 yılının Haziran ayında Ozan, Murat ve Can tarafından kurulmuş melodik yapılı bir Black Metal grubudur. Grup kurulduğu günden bu yana sadece kendi beste ve düzenleme çalışmalarına yönelmeyi baz alan bir hedef benimsedi. Bu süre içinde sürekli gelişim gösteren tarzları da kendine özgü bir şekil almış oldu. İlk demo cd “Expected Damnation” Haziran 2003 de yayımlandı. Demo; intro ve Tabula Rasa adlı parça olmak üzere 2 parça içermektedir. Sınırlı sayıda basılan ve amacına ulaşan bu çalışmadan sonra sadece albüm çalışmaları için hazırlık yapan grup; basçı Meriç Erseçgen’in de gruba katılımıyla, Eylül 2003 de “Stüdyo Midas’ın Kulaklığı(Ankara)”nda 8 parçadan oluşan debut albüm “Tabula Rasa” kayıtlarına başladı ve Kasımda kayıtlar tamamlandı. Albüm kaydının tamamlanmasından sonra Episode 13, Sadistic Spell ile bir split cd hazırladı. Cd de her iki grubun da debut albümlerinden üçer şarkı bulunmaktadır. Tanıtım amaçlı olarak sadece konserlerde satılan bu cd; takip eden süreçte grubun yer aldığı organizasyonlarda dinleyiciye sunuldu ve kısa süre içinde tükendi.

Ep ile yavaş yavaş dinleyici kitlesini oluşturmaya başlayan grup özellikle “Forlorn...Till Dawn” adlı parçasıyla yerli ve yabancı bir çok radyo kanalında, compilation cd ve internet tabanlı yayınlarda çok fazla ilgi gördü ve geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Dergilerin ve webzine’lerin kısa sürede adından çok bahsetmeye başladıkları grup ; session klavyeci Aykut İpek’in kadroya dahil oluşuyla ilk olarak Zoo Fest 3 ( Ekim 2004-Ankara-Lacrimas Profundere ve Agathodaimon ile ) başladıkları yoğun konser periyoduna İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir ve Konya gibi illerde başarılı performanslar göstererek devam etti. Bunun sonucunda Episode 13 artık yerli piyasada en çok tanınan ve konuşulan gruplar arasına girdi ve sağlam bir fan kitlesine sahip oldu.

Uzun süren albüm bekleyişleri ise Mayıs 2005’te son bularak debut albümleri “Tabula Rasa” DJ Club Records etiketiyle piyasaya sürüldü. Dağıtımı için Atlantis Müzik ile anlaşılan albüm; başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Eskişehir ve Bursa’daki rock&metal müzik marketlerinden edinilebilir. Kayıt, miksaj&mastering’ini Cüneyt Çağlayan ve Erkan Tatoğlu üstlendiği 8 parçadan oluşan albümün liriksel konseptinde ise Anadolu’nun asırlardır yaşadığı kaos dolu, bunalımlı dönemleri teatral ve agresif bir dille anlatılmaktadır. Teatral yapı ile ortaya koyulan tarz; aynı anda toprağın, insanların ve tanrıların rol aldığı bir hikaye aktarma şeklidir. Episode 13 “Tabula Rasa” ile; ekstrem ve melodik Black Metal’i, kaotik Anadolu tınılarıyla harmanlayarak, albümü sadece türün fanları için değil; kaliteli, melodik ve ekstrem müzik seven tüm dinleyicileri tatmin edecek şekilde hazırlayarak yolculuğuna başlıyor…

Episode 13’in yer aldığı bazı önemli organizasyonlar:

24 Ekim 2004 – Zoo Fest. III @ Saklıkent-Ankara ( Agathodaimon ve Lacrimas Profundere…)
2 Temmuz 2005 – Rock Republic Fest. @ Sarıyer-İstanbul ( Slayer, Overkill, In Flames, Doro, Sick Of It All, To/Die/For, Mourning Caress, 10 Fold b-low …)
21 Ekim 2005 – Marduk Türkiye Turu @ Gölge Pub-Ankara ( Ön Grup )
23 Ekim 2005 – Marduk Türkiye Turu @ Bronx Club-İstanbul ( Ön Grup )
02 Haziran 2006 - Pentagram Icon @ ST. Live - Istanbul ( feat. Hayko Cepkin )
11 Aralık 2006 – Vader Türkiye Turu @ St. Live-İstanbul ( Ön Grup )
24 Nisan 2007 - Hürock Fest 3 @ Ankara - Beytepe (Tr) ( Rotting Christ, Orphaned Land, Crossfire)
18 Ağustos 2007 - Summer Rocks Open Air @ Sarıyer - İstanbul ( Moonspell, UDO...)
6 Ekim 2007 - Rusya Turu @ Moskova ( Headliner )
7 Ekim 2007 - Rusya Turu @ Nizhniy Novgorod ( Headliner )



4
Güncel / Sinop Cezaevi'nde müze çalışmaları
« : 25 Haziran 2008, 18:39:03 »
Sinop Cezaevi'nde müze çalışmaları   
Sinop Cezaevinin kültür kompleksi haline getirilmesi amacıyla 5 yıldır süren plan kapsamında Deniz Müzesi ve Adalet Müzesi çalışmalarına başlandığı bildirildi.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cezaevinde oluşturulacak Deniz Müzesi için Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca fizibilite çalışması yapıldığını söyledi.
Deniz Müzesinde 20 metrelik Selçuklu takası, toplar ve çapaların yer alacağını kaydeden Tosun, tarihi Rus baskınının da tasvir edileceğini belirtti.
Adalet Bakanlığının da cezaevinde Adalet Müzesi oluşturulması projesi kapsamında çalışmalar yürüttüğünü anlatan Tosun, Türkiye'nin ilk Adalet Müzesi ile Selçuklu, Osmanlı ve Türk mahkemelerinin ve mahkumların tasvir edilmesinin planlandığını kaydetti.
Tosun, kültür kompleksi kapsamında cezaevinde tarihi dokuya uygun olmayan yaklaşık 30 binanın yıkımına 2 ay içinde başlanacağı söyledi.
-ZİYARETÇİ SAYISI-
Son yıllarda çok sayıda film ve diziye ev sahipliği yapan tarihi Sinop cezaevine ziyaretçi sayısında da büyük artış yaşandığını anlatan Tosun, ''Cezaevine günde 15 ile 20 tur otobüsüyle ziyaretçi geliyor. Cezaevine ziyaretçi sayısı filmler ve dizilerin katkısıyla 10 kat arttı'' dedi.
Tosun, 250 dönümlük alana yayılan tarihi Sinop cezaevine gelecek ziyaretçi sayısının bu yıl 500 bini bulmasını beklediklerini söyledi.
-SİNOP CEZAEVİ-
Üç tarafı denizle çevrili tarihi kale duvarlarının içerisinde yer alan cezaevi, Türkiye'nin en eski cezaevlerinden birisi olarak biliniyor. Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus tarafından tersane olarak yaptırılan ve kentin dokusunu yansıtan tarihi yapı ilk kez 1568 yılında cezaevi olarak kullanıldı.
Aralarında Kırım Hanı Devlet Giray, Nazım Hikmet, Refik Halit Karay, Sebahattin Ali, Zekeriya Sertel, Mustafa Suphi, Burhan Felek'in de bulunduğu birçok ünlü mahkuma ev sahipliği yapan tarihi yapı, 1999'da kapatıldıktan sonra ziyarete açıldı.
alıntıdır

5
Güncel / kavrulacağız....
« : 25 Haziran 2008, 12:37:24 »
Kavrulacağız!
           Hafta boyunca sıcaklık artacak, 40 dereceye çıkacak...


           Artan hava sıcaklıkları yer yer 40 dereceyi buldu.
Meteoroloji'nin verilerine göre, sıcaklıklar önümüzdeki günlerde de artmaya
devam ediyor..
           Yurt genelinde giderek artan hava sıcaklıkları yer yer 40
dereceye kadar yükselirken, plajları, havuzları ve aqua parkları dolduran
tatilciler insan seli görüntüler oluşturdu. Sıcaktan bunalanlar soluğu
plajlarda ve su parklarında aldı.

           PLAJLAR İNSAN SELİNE DÖNDÜ
           Kuşadası'nda hava sıcaklığı 40 dereceye kadar yükselirken,
plajları, havuzları ve aqua parkları dolduran tatilciler insan seli
görüntüler oluşturdu. Sıcaktan bunalanlar soluğu plajlarda ve su parklarında
aldı.



           Meteoroloji Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre, hava
sıcaklığının 40 dereceyi bulduğu Kuşadası'nda deniz suyu sıcaklığı ise 22
derece olarak gerçekleşti. Meteoroloji yetkilileri önümüzdeki günlerde hava
sıcaklıklarının artacağı uyarısında bulundu. Aşırı sıcaklardan bunalan
Kuşadalıların yanı sıra, yerli ve yabancı turistler ile günübirlik
tatilciler Kuşadası'nın dünyaca ünlü Kadınlar Plajı başta olmak üzere
plajlar, otellerin havuzları ve aqua parklara koştu. Tatilciler bir yandan
serinlerken, bir yandan da deniz, kum ve güneşin keyfini çıkardı.

           SICAKTAN HAYVANLAR DA NASİBİNİ ALDI
           Yurt genelinde giderek artan hava sıcaklığından İzmir Kültürpark
Hayvanat Bahçesi'nde yaşayan hayvanlar da nasibini aldı. Sıcaklardan bunalan
hayvanat bahçesi sakinlerinin imdadına bakıcıları yetişti. Bakıcıları, öğle
sıcağında bitkin düşen hayvanları hortumla su püskürterek serinletti. İzmir
Fuarı Hayvanat Bahçesi bakıcıları, sıcaktan yürümeye bile hali kalmayan
fili, ayıları, geyikleri hortumla ıslatarak serinlemelerini sağladı. Aşırı
sıcak nedeniyle hayvanlar için çeşitli önlemler alındığını belirten Hayvanat
Bahçesi Biyoloğu Serkan Eğilmez, "İnsanlar gibi hayvanlarda aşırı sıcaktan
bunalıyor. Biz onları oaha rahat ettirmek ve serinlemelerini sağlamak için
hortumla ıslatıyoruz. Onlara gün içerisinde bol bol su ve buz veriyoruz.
Sürekli gözetim altında tutuyoruz, hasta olmalarını önlemeye çalışıyoruz"
dedi.

            "SICAKLIKLAR 40 DERECEYE KADAR ÇIKACAK"
           İzmir Meteoroloji Bölge Müdürülüğü'nden alınan bilgiye göre,
İzmir'de 35-36 derece olan hava sıcaklığının, perşembe günü 40 dereceye
kadar çıkacağı belirtildi. Kuzey Afrika ile Basra sıcağının birleşerek tüm
yurdu etkisi altına aldığı öğrenilirken, bu sıcakların haftasonuna kadar
devam edeceği bildirildi.

           METEOROLOJİ ORMAN YANGINLARINA KARŞI UYARDI
           Doğu Akdeniz'de sıcak havaya karşı tedbirli olunması konusunda
vatandaşlar ve ilgililer uyarıldı. Meteoroloji Adana Bölge Müdürlüğünden
yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin Basra alçak basınç ve kuzeyinde
bulunan yüksek basınç sisteminin etkisinde bulunduğu belirtildi.

            Bu nedenle Doğu Akdeniz'de 3 gün süreyle havanın açık olacağı,
rüzgarın kuzey ve doğudan orta kuvvette, yer yer kuvvetli hızla eseceği
belirtilen açıklamada, hava sıcaklığının yer yer 40 dereceye kadar ulaşması,
nispi nemin yüzde 10'a kadar düşmesinin beklendiği kaydedildi.

            Açıklamada, yöreyi etkileyen kuru ve sıcak havanın, özellikle
orman yangınları açısından risk oluşturduğu, bu nedenle yetkililerle
vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.

6
Müzik / Cradle Of Filth~COF
« : 24 Haziran 2008, 22:14:45 »

Grup Hakkında
   "İsa tarafından ellendi, Tanrı tarafından parmaklandı " Cradle Of Filth'in kendilerine ait Vampyrotica adlı firmasının çıkardığı t-shirtlerinin üzerindeki slogan... Zevksiz? Belki... Tahrik Edici? kesinlikle .. Yeterli? Herzaman kuşku uyandırıcı... Cradle Of Filth sadece kendi işini yapmaktadır. Onlar dünyanın en büyük black metal grubudur. Sadece görünüşte değil hayat tarzı olarakta müziklerini benimsemişlerdir. BBC belgeselerinden The Face onların bu sıradışı hayatlarını dünya turnelerini ödüllerini içeren yaptığı belgesel büyük sansasyon yapmıştır. Onları sevin yada nefret edin onlar işlerini yapıyorlar.

   Herşey 1991 yılında başladı, ilk karşı çıkışları olan demolarını tamamladılar.Bu gençler biraz karanlık, biraz şeytansı, biraz dünyadışı birşeyi başlattıklarının farkındaydılar.İlk albümleri "The Principle Of Evil Made Flesh " 1994 yılında Cacaphonous Record adı altında çıktığında hayal kırıklığına uğramadılar.Bu ilk albümlerindeki gotik klavye partisyonları, keskin gitar riffleri ve vampirik şarkı sözleri ile direk bütün dikkatleri üstlerine çektiler .Sonsuz hayal güçlerinden kaynaklanan müzikleri ile gelişen kalitede müzik yapmaya devam ettiler.Gözleri yükseklerdeydi.Herkesi kendi hayal güçlerine ve yaşadıklarına ortak etmek istiyorlardı .. efsanelerle, mitolojik hikayelerle ve vampirlerle dolu bir hayalgücü ...

   Maalesef grup üzerindeki uğursuzluktan dolayı gruptan elemanların bir kısmı ayrıldı Grup ardından yeni albümleri " V Empire " için yeni bir kadro oluşturdu ve yoluna devam etti. Öfkeli, kanlı, vampirik sözlerle yeniden sahnelere çıktılar. Doğal değişimler sürecinde grup harika gotik şarkı sözleri yazmaya başlamıştı. Yeni bir nefes yeni bir vizyon yeniden yapılanma adına grup kadrosundaki bazı elemanlarını değiştirdi, çalıştıkları Cacaphonous firmasından ayrıldılar. Üçüncü albümleri " Dusk And Her Embrace " insanları tartışmaya davet eden, tahrik edici, kasti olarak yapılmış sözlerle dolu idi. Music For Nations firması hemen Cradle Of Filth ile sözleşme imzalayarak onları bünyelerine dâhil ettiler. Bu yeni çalışma Cradle Of Filth'i çok memnun etmişti Music For Nations firmasının sağladığı olanaklar ile daha kaliteli bir eser daha kaliteli bir albüm kapağı ve tanıtım ve en önemlisi daha kaliteli şarkılar ortaya çıkmıştı. Efsanevi Venom grubunun, efsanevi vokalisti Cronos bu albümü şimdiye kadar yapılmış en iyi C.O.F albümü olduğunu ama ileride çok daha iyilerinin olacağını söylemiştir.

   Birkaç başarılı dünya turnesinden sonra Cradle Of Filth evine dönmüş ve yeni albümleri hakkında düşünmeye başlamıştı bile. Music For Nations'tan çıkan ikinci albümleri " Cruelty And The Beast " 1998 yılında bitirildi. Müzikal olarak iyice olgunlaşan grubun bu albümünde muhteşem albüm kapakları ve resimleri hazırlanmış ve Mrs Hammer Horror " Ingrid Pitt " grupta misafir olarak vokal yaptı. Muhteşem Amerika, Rusya ve Japonya turnesinden sonra grup yeniden çalışmalara başladı artık insanları daha çok tahrik edecek onları meraklandıracak kimilerini nefret ettirip kimilerini merak içinde bırakacak bir albüm çalışmasına başladılar. " From Cradle To The Enslave " Ep'lerini çıkardılar. Yanlız bu bekledikleri albüm değildi biraz değişiklik yapmak istediler. Deneysel dans- black metal Hemen takip eden süreç içinde " PandaemonAeon " adındaki video albümlerini çıkardılar ve ünlü müzik kanalı MTV tarafından anında yasaklandılar, istedikleri reaksiyonu almışlardı.

   Beşinci albümleri " Midian " 2000 yılında cadılar bayramında piyasaya sürüldü. Ardından "Bitter Suites to Succubi " 2002 yılında iki Cd'lik " Lovecraft & Witch Hearts " piyasaya sunuldu. Bu albümde bazı şarkılar yeniden düzenlenip kayıt edildi bazı şarkılar cover yapıldı bazı şarkıları remix yaptılar. En son şeytansı ürünleri ise yine İki CD den oluşan " Live Bait For The Dead " kendi firmaları AbraCadaver tarafından piyasaya sürüldü. Adından da anlaşılacağı gibi bu albüm, grubun konser performanslarından oluşuyordu.

   2003 yılına gelindiğinde ise " Damnation And A Day " albümlerini çıkarttılar. Bir yıl aradan sonra " Nymphetamine " albümlerini piyasaya sürdüler, bu albümün hemen ardından 2 CD'den oluşan, ilk çıkan " Nymphetamine " albümünde olmayan yeni şarkılarında olduğu, bir albüm daha çıktı. 2006 yılında ise grubun bir şarkısı " Underworld 2 " filmine yapılan soundtrack'te yer aldı. 2006 yılının ortalarına doğru Cradle Of Filth'in yeni çıkaracağı albümün ismi belli oldu. " Thornography " içindeki seksüel metaryellerle bakalım nasıl bir albüm olacak derken 2006 Eylül'de grup bir single albüm çıkardı. Bu albümün adı ve albümün şarkısı olan "Dirge Inferno", "Thornography"nin nasıl bir albüm olacağının küçük sırlarını verdi. "Thornography" 16 Ekim'de satışa sunuldu. Grup bu albümle oldukça değişmişti. Ve albüm çıkışından itibaren onlarca konsere çıktılar..

   Geleceğin kendilerinin olduğunu söyleyen grup son 10 sene içinde yeni bir metal prensi ortaya çıkarmıştır. Ruhunun 250 sene önce Cadı Avcısı General Matthew Hopkins tarafından katledildiğini iddia eden Dani, yeni bedeninde dünyaya geldiğini söylemekte...

kaynak=>coftr.com

7
Genel Kültür / bahattin karakoç-kepez
« : 15 Haziran 2008, 15:33:00 »
KEPEZ 
Ansızın bir karasu iner
Deniz fenerinin gözlerine
Fener kör olur.
Ve ağır ağır uyanmaya başlar
Deniz dibinin devleri
Koç sürüsü dalgalar toslaşır gerine gerine
Ötede yıkkın bir balıkçı köyünün çiçeksiz evleri
Evler ki denizlerde olup bitenleri bilmez
Bense bu kaderi iyi bilirim
Benim adım Kepez…

Yıldızlar olmadı mı, dolunay olmadı mı
Gökyüzü de kördür.
Yüreğindeki kara bulutlar
Durmadan yıldırımlar kusar
Yorgun bir gemi oturur kayalara
Karışır birbirine dua ve küfür
Korkuysa şapkasını her zaman
Kapkara bir dala asar
Bir yosun tarlasında dinlenirken
Gördüm ölümü kaç kez
Selâm verip geçti gülümseyerek
Ben korkusuz Kepez…

Kaç sünger ve inci avcısının
Kanına girdi bu denizler
Kaç taze gelin ihtiyarladı
Bu ufuklara baka baka
Her sabah
Neşeli bir ıslık aydınlığına
Evden çıkıp gidenler
Ya döndüler ya da hiç dönmediler
Yaralı akşamlara
Yalnız kalmayınca aç kalmayınca
Oğlak, kuzu melemez
Ben ne dramlar yaşamışımdır bu kıyıda
Ben Kepez…

Mutlu insanlar da gördüm
Gelip kollarımın arasında sevişen
Ama uzun sürmedi
Şıngır mıngır kristal ömürleri
Ne çığlıklar işittim rüzgârlardan
Mevsim mevsim değişen
Hele de yitik ekmekler gibi ayrılık türküleri
Tedirgin martıların
Kanatları vururken gez
Ben dilsiz bir görgü tanığıyım
Benim adım Kepez…

Gün kısalır,
Bir gece de değişir renk renk haritam
Gün uzar,
Sızlayan süslü bir göğüstür Tarih-i Kadim
Sırdır, ayıptır
Gördüklerimin hepsini anlatamam
Gemiler gelip geçerken
Kaç dilden hüzünlü şarkılar dinledim
Gül yanaklı, lâle dudaklı
Ne güzeller gördüm gitti gelmez
Ben hep aynı yerde beklerim
Benim adım Kepez…

Bazen denize küser de
Gökteki yıldızlarla konuşurum
Bazen gidemediğim yerleri okşamak isterim
Bulamam ellerimi
Ay doğarken başlar
En uzun süren sarhoşluğum
Asırlar kemirse de
Koparamazlar zincirlerimi
Kimse kirli ayaklarıyla
Üzerimi tepeleyemez
Ben beş vakit
Sabrın gül suyuyla yıkanırım
Benim adım Kepez…
 
BAHATTİN KARAKOÇ

8
Genel Kültür / ümit yaşar oğuzcan~milyon kere ayten
« : 15 Haziran 2008, 15:13:04 »
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

9
Sinema / indiana jones ve kristal kafatası krallığı
« : 15 Haziran 2008, 13:59:56 »

Dış İlişkiler Konseyi kutsal hazine için ilk maceranın başladığı topraklara yeniden geri döner. Ancak 'Herşeyi Gören 12 değerli taş' içinde hipnotik bir güce sahip olan 'Ephod' taşına ihtiyaçları vardır. Konseydekilerin bu fikrini öğrenen Indiana Jones onları takip eder. Çünkü eğer biri Ephod'u ele geçirirse, onun gücüne dayanamayacak ve kişilik değiştirerek dünyayı yönetme gücüne sahip olacaktır. Ephod Armageddon Savaşı'nı yeniden başlatacak güce sahiptir.












10
Genel Kültür / sezai karakoç-mona roza
« : 15 Haziran 2008, 13:51:32 »
biraz uzun bi' şiir ama okumanızı tavsiye ederim çok güzel bişe  ;)


MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güller

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Ah, senin yüzünden kana batacak

Mona Roza siyah güller, ak güller

 

Ulur aya karşı kirli çakallar

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

Mona Roza, bugün bende bir hal var

Yağmur iğri iğri düşer toprağa

Ulur aya karşı kirli çakallar

 

Açma pencereni perdeleri çek

Mona Roza seni görmemeliyim

Bir bakışın ölmem için yetecek

Anla Mona Roza, ben bir deliyim

Açma pencereni perdeleri çek...

 

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

Bende çıkar güneş aydınlığa

Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

Seni hatırlatıyor her zaman bana

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

 

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

Işıksız ruhumu sallar da durur

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

 

Ellerin ellerin ve parmakların

Bir nar çiçeğini eziyor gibi

Ellerinden belli oluyor bir kadın

Denizin dibinde geziyor gibi

Ellerin ellerin ve parmakların

 

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Saat onikidir söndü lambalar

Uyu da turnalar girsin rüyana

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

 

Akşamları gelir incir kuşları

Konar bahçenin incirlerine

Kiminin rengi ak, kimisi sarı

Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

Akşamları gelir incir kuşları

 

Ki ben Mona Roza bulurum seni

İncir kuşlarının bakışlarında

Hayatla doldurur bu boş yelkeni

O masum bakışlar su kenarında

Ki ben Mona Roza bulurum seni

 

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Henüz dinlemedin benden türküler

Benim aşkım sığmaz öyle her saza

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

 

Artık inan bana muhacir kızı

Dinle ve kabul et itirafımı

Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

Alev alev sardı her tarafımı

Artık inan bana muhacir kızı

 

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

Bir gün gözlerimin ta içine bak

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

 

Altın bilezikler o kokulu ten

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

Bir tüy ki kapalı gece ve güne

Altın bilezikler o kokulu ten

 

Mona Roza siyah güller, ak güller

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

Mona Roza siyah güller, ak güller

 

Sayfa: [1]