Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - estarriol

Sayfa: [1] 2 3 ... 7
1
Oyunlar / Ynt: Portal 2
« : 09 Eylül 2012, 16:07:24 »
Şöyle bir çok güzel bir mottosu varmış arkadaşların, geçen gün izlemediğim bir Portal tanıtımında rastladım;

there's a hole in the sky
through which things can fly

Bana bir Blues şarkısının girişini andırdı daha çok. :)
Şöyle bir fan devamı da var hatta:

Spoiler: Göster

check out if the floor you standing on is dry
or else the sound of your bones will make you cry

2
Düşler Limanı / Ynt: Gerekli İnsanların Vedası
« : 17 Ağustos 2012, 12:10:19 »
Her şeyden önce üzerine yazmaya değecek bir konu seçmiş olduğun için tebrik ederim. Güzel bir yazı yazmak kolay bir iş değil, ama doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek yerine göre ondan daha zor olabiliyor. Yazında bunu başardığın kanaatindeyim kesinlikle.

Bana bu yazı, "başkalarının da iyi olmasına izin verecek kadar iyi olma"yı hatırlattı ki insanın çok sık unuttuğu değerlerden biri bu. Çünkü bir referansa bağlı olarak yaşamayan niceleri var ki, kendi doğruluklarını ve doğrularını yalnız başkalarının yanlışlığıyla ve yanlışlarıyla sağlayabiliyor. Yalnız başkalarını alçaltarak yükselebiliyor.

Bu derinliğe rağmen sade bir anlatımı var öykünün. Hayli duygu yüklü olmasına karşılık, böylesine abartısız yazılmış olması bir objektiflik katmış, bir itiraf yazısına yakışır bir tarz olmuş. Açıkçası bunun senin stilin olduğuna da düşünmeye başladım diyebilirim.

Bana çok şey düşündürdü öykün. Buraya yazmak saygısızlığını yapamayacağım kadar çok şey düşündürdü hatta. :) Sanırım bir süre aklımda dolanacaklar.

Ama zaten bana bunları hatırlattığı için beğendim öykünü. Onu farklı yapan buydu. Eline sağlık, gerçekten dokunuyor insana.

Spoiler: Göster
Ufak bir eleştirim olacak, o da şu: Sanırım senden başka bir tarz da beklemeye başladık. Hani şu sade ve direkt tarzın, gerilerdeki didaktizme dayanan bu anlatımın yanında başka bir stil de barınabilir gibi geldi bana. Bunu bir eleştiri olarak değil de, okur isteği olarak da görebilirsin.

3
Kurgu İskelesi / Ynt: Olay Yeri Vızıltıları
« : 17 Ağustos 2012, 11:31:25 »
Bir kere baştan söyleyeyim, yalan söyleme ihtimalimi böylece ortadan kaldırayım, kitini görünce ben bir çeşit Men in Black evrenindeyiz dedim ama, yanılmışım, iyi ki de yanılmışım. Bu kadar orjinal olmasına sevindim. Ama şaşırmadım.

Neden şaşırmadım? Çünkü gerçekten yola çıkan yazı, orjinal yazı oluyor ekseriyetle. Hanımefendinin orjini, her yaz sineklere karşı tekrar tekrar sürdürülmüş olan amansız savaşlar barındırdığı için, yazının böyle oturaklı, yerini yurdunu bilen bir yazı olması kaçınılmazdı diyorum ben. Buna rağmen güldürmüş olması da ayrı güzel bir başarı.

Çünkü, efenim bendeniz komedi yapımlarından oldum olması pek keyif almam. Ama bu yazı, mizahi bileşenler içeriyor tamam, ama bu mizahi bileşenler öykünün genel atmosferini oluşturmuyor, olay komediye dönmüyor, ciddiyetini koruyor öykü. Bir bütünün içerisindeki küçük renkler olarak kalıyor o espriler. Bunu görmek güzeldi.

Sineğin bir diğerini birkaç farklı ruh haliyle gözlemleme yeteneğini çok sevdim. Bir de Müslüm baba göndermesini tabi. ;D

Bir kısma daha dikkat çekmek isterim, o da bu öyküdeki iyi bilim kurgu potansiyelidir. Neden böyle söylüyorum? Çünkü duygular ve fikirler öyküdeki karakterlerin dünyasına iyi adapte edilmiş. Sinek emirler verip, planlardan ve kayıplardan bahsederken, öykü insan kalıbı içerisine sıkışmıyor. Şahsen ben gayet dikkatle dinledim sinek liderin sözlerini.

Böyle de bir tarz geliştirdin zamanla :P Bu iki etti. Hadi hayırlısı :)

4
Düşler Limanı / Ynt: Ve Tanrı Kadını Yarattı
« : 17 Ağustos 2012, 10:57:52 »
Katıldığım son radyo programında bir cümle beni bayağı düşündürmüştü. "Şerefsizleşen" (Bana göre :P) kadın yazarlar için sen "... bu insanların yazım tarzı yüzünden onları okuyan erkekler de hayatlarında karşılaştıkları kadınların böyle kimseler olduğunu düşünüyor." demiştin. Bu söz bence değerliydi. Edebiyatın değerini yitirmesi yahut değerlenmesinden de değerliydi. Çünkü "insan" olabilme davasına dair bir endişe barındırıyordu.

Bu yazıda da aynı inceliği görmek ayrı bir etkileyiciydi. Sanki unutulmuş bir iki fenomene gerçek kıymetini tekrardan bahşetmeyi istiyormuşsun gibi geldi okuyunca. Her bir değer ayrı güzel bir dokunuşla ifade edilmişti, bu sebeple akıcı da olmuştu. Cümleler ağdasız değildi, ama akıcılığı koruyacak kadar kısaydı. Şiirsel bir dil kullanmanla ilgili olarak, hikayenin özüyle uyuşması itibariyle bence iyi bir seçim olmuş demek gerekir. Sonuç olarak okurken kafasında ejderhalara kafa tutuyor, gemiye kafa atıyor. Sanırım böyle etkileyici olmasının bir sebebi de içerikle üslubun iyi uyuşmuş olması. Çok güzel bir öykü olmuş, ellerine sağlık.

Benim ufak eleştirim, yazıdaki bazı güzelliklerin kaybolduğu yönünde olacak. Bazen bir cümleyi kapatırken öyle bir söz söylemişsin ki okumayan çok şey kaybedecek, ama gerçekten farkedilmeleri kolay olmadı benim için. Öyküyü bir defa okudum beğendim, ikinci okuyuşumda daha çok beğendim, ama belki benim okuyuşumla ilgili bir durumdur bu.

20 lerinde olup da bu öyküde yazılanlara katılmamak zordur sanıyorum. Umarım bizim için uzun süre (şöyle kırk elli sene) bu böyle devam eder.

Spoiler: Göster
Bu arada fark ettim de, şu son dört cümleden

Alıntı
Kıyamet kapıyı üçüncü kez çaldı.

Ölüm bizi ayırana dek…

Yalan.

Ölüm bizi kavuşturan şeydi.

bir flash fiction hikaye çıkarmış. :) Güzel de olurmuş.

5
Radyo Kulesi / Ynt: Kötü Yazmanın Erişilmez 1001 Sırrı
« : 09 Ağustos 2012, 23:37:25 »
"Nasıl yazmalı? Nasıl okumalı?" sorularına kendimce verdiğim cevaplar, yetiştiğim son on dakika içerisinde değişti. Fikirlerimin temelsizliği bir yana, yayının güzelliğinin büyük bir etkisi var sanıyorum bunda.

Daha erken gelebilmiş olmak istedim şimdi. Umarım haftaya mümkün olur, ağzınıza sağlık. :)

6
Radyo Kulesi / Ynt: Kötü Yazmanın Erişilmez 1001 Sırrı
« : 01 Ağustos 2012, 13:33:37 »
Gerçekten çok ilgi çekici bir konu. Dinleyici sayısı +1 diyorum efendim. Çok şey öğreneceğimizden eminim.

7
Vakıf Serisi / Ynt: Önerileriniz
« : 27 Temmuz 2012, 04:45:23 »
Yaşlı Adamın Savaşı'nı zaten okudum. Şu anda da ikinci kitabını okuyorum hatta. Star Wars da severim. Bir çok bilim kurgu okumuşluğum da vardır. O yüzden sanırsam şansımı deneyeceğim. Öneriniz için teşekkürler :)
Bence desteklenmesi gereken bir karar olmuş. Asimov rahat okunuyor çünkü. Bir bilim kurgu kitabı olarak ağır olduğu fikrine kolaylıkla katılamasam da, bir Tarih, Sosyoloji, Siyaset ve Felsefe kitabı olarak değerlendirildiğinde sanırım işin rengi değişecektir.

Kitabı çok yönlü bir biçimde özümseyip özümseyemeceğini - başarabilirsin. *-* - hep beraber göreceğiz, ama zevk alacağından çok şüphem yok açıkçası.

8
Düşler Limanı / Ynt: Bez Bebek
« : 25 Temmuz 2012, 04:52:50 »
Bu okuduğum ikinci hikayeniz. Diğerinde çok beğendiğim bir taraf vardı, ki bu hikayede de gördüm aynını; gerçekten samimi yazıyorsunuz. İçinizdekini anlatmaktan korkmayışınız bence takdir edilesi bir özellik. Zannediyorum hikayelerinizin bu kadar sade kalmasına da yardımcı oluyor bu durum.

Okurken keyif veriyor, bitince de birini -en azından paylaşmak istediklerini- anlamış olmanın huzurunu veriyor insana bu öykü. Linkini verdiğiniz şarkıyı da beğenmemek elde değil.

Elinize sağlık efendim. İnşallah böyle şarkılara daha sık rastlarsınız.

9
Ursula Le Guin'in Yerdeniz serisi de fantastiğe başlamak isteyenler için akıcı ve oldukça güzel bir seridir.

Ben Yerdeniz serisi ile başlayanlardanım ve ben de tavsiye ederim efendim. Dördüncü sınıfta okuyup pekala içselleştirebildiğimi hatırlıyorum -en azından o evrenin ruhuna vakıf olabiliyorsunuz- ama şöyle bir yan etkisi oluyor, sonrasında okuyacağınız her kitapta o gerçekçiliği, derinliği, "insan"ı arıyorsunuz. Bu da çok geniş bir fantastik kitap yelpazesinden keyif almanızı engelleyecektir sanıyorum. Ben bundan rahatsız değilim, ama yine de bilginiz olması iyi olur diye düşündüm.

10
Düşler Limanı / Ynt: Maviyi Seven Kız
« : 17 Temmuz 2012, 04:00:15 »
Her hangi bir ekrandan okuduğum en güzel yazıydı bu. İnsanı tatlı biçimde şaşırtıyor, farklı biçimde sevindiriyor, haklı biçimde üzüyor.

Bahsettiğinize benzer bir rahatsızlıkla ilgili bir film izlemiştim, oradan aklıma geldi bir ara ve "acaba kızın bir rahatsızlığı mı var?" dedim. başka hayali bir karakter için endişelendiğimi hiç hatırlamıyorum. Bunu da sizin yeteneğiniz olarak görmek gerekir sanırım.

Belki de ilk defa "Bu neymiş acaba?" diyerek bir öykü okudum sitede ve hayli etkilendim. Bu öyküyü yazarak bir çok iyi şeye sebep olduğunuza inanın efendim.

11
Tartışma Platformu / Ynt: "Yayın" - "Yayım" Sorunsalı
« : 17 Temmuz 2012, 03:19:45 »
Anladığım; bu konuya ilişkin kararsızlığım sıradışı bir durum değilmiş.

Çünkü dediğiniz gibi siz TDK yı referans verince oradan da bakmış oldum, dediğiniz gibi gerçek bir ayrım yapılmamış. Şimdi TDK da yanlış yapıyor diyesim var, ama o da "Et kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa n'aparsın?" durumuna getirebilir konuyu. O yüzden katıldım, o da doğru.

12
Tartışma Platformu / Ynt: "Yayın" - "Yayım" Sorunsalı
« : 17 Temmuz 2012, 03:00:20 »
-"Yayınlamak" diye bir şey yoktur, "yayımlamak" diye bir şey vardır. "Yayımlamak" herhangi bir şeyi çoğaltmak ve dağıtmaktır.

Öncelikle benim de ne zamandır kafamı kurcalayan bir mevzuya parmak bastığınız için teşekkür ederim. Yazıda da belirtildiği gibi konuya TDK bir açıklık getirmiş değil. Yalnız alıntı yapmış olduğunuz kısımla ilgili şöyle bir sorun var: Yayınlamak tabiri günümüzde bilimsel makaleler başta olmak üzere bir çok kaynakta yer almaktadır ve bir Atom Fiziği terimi olarak kabul görmektedir.

Buna en uygun örnek radyasyon yayınlamak olur sanırım. Örneği "Helyum çekirdeği yayınlamak, Beta Eksi parçacığı yayınlamak, Nötrino yayınlamak" gibi. Zannediyorum temelde bir radyasyon olayı olan televizyon yahut radyo yayınları da yine bu amaçla "yayınlamak" ifadesiyle anlatılıyor kimi yerlerde.

Örneğin RTÜK,

Alıntı
''Yazıya konu yayının 6112 sayılı Kanun'un 8/2 maddesindeki, 'Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz' hükmünü ihlal ettiğine ve ihlalin tekraren oluşması nedeniyle idari para cezası uygulanmasına Üst Kurulca karar verilmiştir.

şeklinde bir açıklama yapmış. Bu konu hakkında konuşabilecek en resmi ağız RTÜK. Ama pekala hata yapıyor da olabilirler. Acaba bu konuya ilişkin fazlasıyla yaygın bir takım galat-ı meşhurlar mı söz konusu?

13
Ütopya/Distopya / Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« : 14 Temmuz 2012, 12:17:02 »
Aa. Ben linke tıklamaya üşenmesem fark edecekmişim bak. Yayınlanmadan önce, kitabın geleceğine dair bir haber olduğu izlenimine kapılmıştım ben başlıktaki "...Aslından Çevirisiyle Geliyor" ibaresi yüzünden. Oluşan önyargı mesajı anlamamı engellemiş olmalı.

Neyse. Bu bana ders olsun. :)

14
Ütopya/Distopya / Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« : 14 Temmuz 2012, 08:50:04 »
Bu gün İthaki'nin gönderdiği tanıtım mailinde bu habere ilişkin bir gelişmeye rastladım. Özgün dilinden tercüme edilmiş yeni "Biz", raflardaki yerini almış efendim. *-*

Alıntı
Rusça aslından çevirisiyle Türkçede ilk kez: Bütün bir yirminci yüzyıl edebiyatını etkileyen, Aldoux Huxley, Ayn Rand, George Orwell, Kurt Vonnegut, Ursula K. Le Guin için açık esin kaynağı olan BİZ, ilk kez özgün dilden çevirisiyle okurların karşısında.

Şeklinde de etkileyici bir giriş yapmışlar yeni basım için. Bunca büyük yazar üzerinde böyle bir etki bırakabilmiş olmak ne sıra dışı bir başarıdır, bir an bunu düşünmeden edemedim. Ayrıca yeni kapağa da beklediğimden çabuk ısındım.

Spoiler: Göster

15
Vakıf Serisi / Ynt: Vakıf Serisi Karakter Atlası
« : 10 Temmuz 2012, 23:52:23 »
Bir gazetecinin böylesi bir manipülasyon yeteneğine sahip olması, gerçekten kitabın ilgi çekici taraflarından biriydi. (Aynı soru benim de aklıma gelmişti ;) Ve muhtemelen pek çok kişinin. :))

"Dünya Hepimize Yeter" kitabındaki kronoskop hikayesinde de benzeri bir muhabirin böylesi büyük bir güce sahip olduğunu görüyorduk. Yani bizim için öyle de olsa, Asimov evreni için çok sıradışı değil bu durum.

Chetter Hummin çok fazla kimse tanıyan ve çok kimse tarafından tanınan bir gazeteci. Bunların çoğu da önemli insanlar. Ve bugüne dek çok fazla kişiye yardımı dokunmuş. Çok farklı alanlardan o kadar fazla kişiyle ilişkisi olmuş ve öyle çok arabuluculuk yapmış ki, Trantor'da korkması gereken neredeyse kimse yok diyebiliriz. Hatta sadece İmparatorun kendisi ve Eto Demerzel desek daha doğru olur. Politikaya ve insan psikolojisine o kadar hakim ki, daima doğru zamanda doğru yerde bulunmayı başarıyor. Bu da bir çok kişinin onun için bir çok iyilik yapması istemesine yol açıyor.

Spoiler: Göster
Vikitap 263 tesin diyor. :P  Tam olarak hangi sayfadasın bilmiyorum ama, bu söylediklerime paralel bir cevabı yakın bir zamanda kitaptan da alırsın sanıyorum.

Sayfa: [1] 2 3 ... 7