Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Jean Valjean

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 18
16
Kurgu İskelesi / Ynt: Hadesin Oğlu
« : 14 Ekim 2012, 18:43:48 »
Dostum roman demişsin ama ortada bir cümle bile yok?

17
Duyurular / Ynt: Beyoğlu Sahaf Festivali
« : 09 Ekim 2012, 22:20:59 »
Bir senede mit ve kahlan amnell dışındakiler ne kadar da değişmiş öyle!

Ve dekadans, yaşlılığını görmek ister misin?

Spoiler: Göster

18
Burada birim demek bence biraz garip, ırk denmesi daha güzel olabilirdi. Birim dersek bunların içine Gondor askerleri, Rohirrim, Lorien okçuları, Warg binicileri, Ork okçuları gibi askeri birimler girebilir.

Burada birim demek garip değil, çünkü "Ortadünya'da Hangi Irk Olmak İsterdiniz?" gibi genel bir sorudan ziyade özele girip bizzat birimi kast etmiştim. Zira ilk mesajımda gördüğün üzere hayal ettiğim karakterin bir Towerguard olduğunu, yani yalnızca bir Gondorian demekle yetinmeyip birimini de belirtmeyi uygun görmüştüm.

19
Çizgi Roman & Manga / Ynt: Sizce En İyi Süper Kahraman?
« : 02 Ağustos 2012, 14:42:48 »
Hayır, bir de dikkat edersen "Sizce En İyi Süper Kahraman?" deniyor konu başlığında. Yazdıkların belki en güçlü, en kudretli tanımına uyabilir ancak bir Cehennem Lordunun pek de iyi olabileceğini düşünmüyorum^^.

20
Oyunlar / Ynt: En sevdiğiniz Flash Oyunlar
« : 28 Temmuz 2012, 15:33:39 »
Utopian Mining

Şehir enerjisi için yeraltına girip maden çıkarıyorsunuz. Çok fazla sürmüyor da oyun, bitiveriyor tam keyfine varmışken.

http://armorgames.com/play/13289/utopian-mining

Lucky Tower

Uzun zamandır oynadığım en zevkli flaş oyunlardan biriydi. Hangi kapı daha iyi kokuyorsa oradan gidin.

http://www.kongregate.com/games/molkman/lucky-tower

21
Eğer "Başlangıcı 00.00 olabilir ama tahmini bitişi 02.30-03.00." diyebiliyorsan Kadın Yazarlar Erkeksileşiyor Mu? sorusunun yanıtını bulmuş oluyoruz: Hayır.

22
Kurgu İskelesi / Ynt: Rüzgar Adam
« : 25 Temmuz 2012, 11:36:32 »
Yukarıda yazılanlara katılmakla birlikte düzenlemelerle çok güzel bir yazı çıkabileceği kanısındayım. Ancak hop diye başlamak benim için ani oldu biraz, adeta bir romanın içinden alınmış bir paragraf gibi geliyor bana şu anda. Devamı olursa her şey değişebilir tabi.

23
Le Guin Rüzgargülü'nde alışılmış dört yönün yanına merkezden çıkan Dip ve Tepe yönlerini ekliyor. Her hikayenin bu altı yönden birinde olup yine de kendi yolunda ilerlediğini belirtiyor ön sözünde. Arka kapakta yazılmış olduğu gibi değişik türden pek çok konuyu bir araya getirdiğini görebiliyoruz öykülerinde.

1. Akasya Tohumlarının Yazarı: İlk hikaye üç bölümden oluşuyor ve genel olarak canlı/cansız varlıkların olası dillerinden bahsediyor. Sürekli daha da fazla hayal gücümüzü kullanmamızı teşvik ettiğinden etkileyici bir giriş yapmış oluyoruz kitaba.

2. Yeni Atlantis: İkinci öykü bir distopya. Özgürlük düşüncesi buram buram kokarken sisteme kafa tutuş da görülüyor.

3. Schrödinger'in Kedisi: Göndermelerle dolu ve eğlence için yazılmış kısa bir öykü.

4. Kuzey Hattında İki Rötar: Bir adamın ailesine yabancılaşması ve giderek daha da yalnızlaşması anlatılıyor. Düşünceler çok yoğun, duygular da o derece tanımsız.

5. SQ: SQ, bir bilim adamının "Akıl sağlığı özgürlüktür." sloganıyla yola çıktığı bir çeşit zeka testidir: Ancak puanı yüksek çıkanlar tımarhaneye atılır. Bu tımarhaneler bireyi topluma kazandırmak için birer araç konumunda. Gün geçtikçe tımarhanede olmayanların sayısı gittikçe azalır fakat yine de Dünya'nın mükemmeleşeceğine inanılır. En sonunda fikir sahibi bilim adamı da tımarhaneye kapatılır.

6. Metelik: Ölüm duygusu ve hüzün ön plana çıkmakta. Ancak karakterler en sonunda kayığa binip uzaklaşırlar.

7. Kazazede Bir Yabancının Derb Kadanh'ına Sunduğu İlk Rapordur: Ön sözde belki de en özneli diyerek hikayeyi farklı bir konuma getiriyor Le Guin, zira Arz ile doğrudan bir temas var.

8. Gülün Günlüğü: Bir doktorun günlüğünde hastalarının değişimiyle birlikte kendi duygularının da evrildiğini görüyoruz. TRTU adlı bir kurumun Psikopatik davranışlı ve Tehlikeli etiketini vurduğu birinden duyduğu sözler kendisini ve aynı zamanda içinde bulunduğu sistemi sorgulamaya başlamasına yol açar.

9. Beyaz Eşek: Sita isimli bir kızın evlenmeden önceki yaşamından ufak bir kesit sunuluyor. Kızın her gün görmeye gittiği boynuzlu bir beyaz eşekle olan iletişimi konu alınıyor. Ayrıca Şiva adlı tanrıyla Dünya ile bir bağlantı kuruluyor.

10. Anka: Hayatını kitaplara adadığı için her ne kadar önemsiz olsalar da onları kurtaran bir kütüphanecinin öyküsü.

11. Intrakom: Kaptan, Başmühendis, Birinci Zabit, Deli İkinci Zabit ve Telsiz Zabitinden oluşan mürettebata bir de Uzaylı eklenince işlerin karıştığı diyaloglarla kurulmuş bir komedi bilim kurgu hikayesi.

12. Değiştiren Göz: İçdeniz Balıkçısı'ndaki Newton'un Uykusu adlı öyküde olduğu gibi Dünya'ya uyum gösteremeyenlerin hasta olarak nitelendirildiği bir yer konu alınıyor. Hasta Genya'nın çizdiği resim ise ilginçtir: Yaşadıkları yerden ayrı olarak çok daha renkli ve güzel bir Dünya.

13. Labirentler: Bir yaratık tarafından labirente atılmış bir adamın öyküsü. Her ikisi de akıllı varlıklar olduğundan zihin çarpışması kaçınılmaz oluyor, ancak yine de bir karmaşıklık seziliyor.

14. Arzunun Patikaları: Bu hikaye de aslında İçdeniz Balıkçısı'ndaki Ganam'a Dans'a benziyor. Zira burada da yeni bir gezegenin keşfi ve onların dillerinin çözülüşü yer alıyor. Bir başka kişinin düş dünyasında hapsolmak gibi benzersiz bir fikir aşılanıyor. Muhtemelen kitaptaki en başarılı öykü.

15. Gwilan'ın Arpı: Gwilan ile Arpının öyküsü anlatılmakta. Çok güzel günler geçirse de arpı kırıldıktan ve kocası öldükten sonra sesinden başka hiçbir şey kalmaz, ona da şarkı söylemek düşer.

16. Malheur Country: Kızını trafik kazasında kaybeden bir kadının öyküsü anlatılıyor. Damadı ve torunu da evden gittiğinde artık tek başına kalmıştır ve ağlamaktan başka yapabileceği bir şey kalmaz.

17. Su Geniş: Hasta olan bir kardeşin diğeriyle birleşmesiyle gelen yeni bir başlangıcın hikayesi.

18. Kadın Kocasını Anlatıyor: 2012 yılında okuyan biri için oldukça sıradan gelebilecek bir öykü. Gayet normal birinin nasıl da iğrenç bir yaratığa dönüştüğü anlatılıyor.

19. Zaman Azlığı Sorununa İlişkin Bazı Yaklaşımlar: Zamanın sonsuz değil de giderek azalan bir kavram olduğu düşüncesi hikayenin temelini oluşturuyor. Zamanın yerine geçebilecek herhangi bir şey bulunamadığından ABD bir saati elli dakikaya indirirken AT ülkeleri Avrupa gününü yirmi saate indirir.

20. Güney: Kadınlardan oluşan bir ekibin Antarktika seferi anlatılıyor. Sonraki kaşiflerin hayal kırıklığına uğramaması için bir ayak izinin bile bırakılmaması oldukça etkileyiciydi. Ayrıca ailesindeki erkeklerden kendilerinden yararlanmak isteyebilecek birinin çıkabileceği endişesiyle raporların saklanması Le Guin'in feminist yanını açıkça ortaya koyuyor.

24
Orta Dünya Günlükleri / Mîm
« : 11 Temmuz 2012, 13:22:42 »
Mîm

Mîm, İlk Çağ’da yaşamış olup Bodur-cücelerin sonuncularındandı.

İki oğluyla birlikte Beleriand’ın ortasında Amon Rûdh’ta gizli bir hazineyle yaşamaktaydı. Túrin haydutlarla beraber geldiğinde çuval taşıyan Mîm’i esir alırken oğulları Ibûn ve Khîm’i okla vurdular.

Son Bodur-cüceler sırtlarında çuvallarla yürürken

Haydutlar Mîm’i kendilerini evine götürmesi için zorladılar. Orada Khîm’in öldüğü açığa çıktı ve Túrin pişmanlık duyarak üzüntüsünün nişanı olarak eğer servet sahibi olursa bol altınla danwedh[*]fidye[/*] ödeyeceğine dair bir söz verdi. Bunun üzerine Mîm yatıştı ancak yine de asla Túrin’i sevmedi, yalnızca ona saygı duydu.

Beleg Cúthalion Amon Rûdh’a gelince Mîm sinirlendi: elflerden nefret ederdi, özellikle Sindar’dan. Yine de elfin kendi salonlarında olmasına müsamaha gösterdi. Lakin bu kin onu ihanete götürdü ve Morgoth’un hizmetkârlarını Túrin’in saklanma yerine getirdi. Tüm haydutlar öldü, Túrin götürüldü ve Beleg bağlanarak orada bırakıldı. Mîm onu bu halde buldu ve tam öldürecekken yaralı Androg’un sayesinde Beleg kurtulmuş oldu. Mîm kaçtı ancak oğlu Ibûn muhtemelen orklar tarafından öldürüldü. Túrin Glaurung’u öldürdükten sonra Mîm Nargothrond harabelerine gidip hazineye el koydu.

Húrin Thalion tüm bu olanları Morgoth’un gözünden gördü ve Túrin’in yazgısında kötü bir yere sahip cüce Mîm’i öldürmek adına Nargothrond’a doğru yola çıktı. Mîm'in ölürken lanetlediği hazine Nargothrond’dan Doriath’a götürüldü Thingol’ün ölümüne yol açtı.

Efsanenin başka biçimi


Silmarillion’un önceki versiyonlarında Mîm çok daha kötü bir karakter olarak geçiyordu ve Túrin’e ihanetinde daha etkindi. Ancak Tolkien’in yazılarında cüceler, orka benzeyen yaratıklardan bildiğimiz haldekine dönüşünce Mîm’in mizacı da değişmiş oldu. Ve böylece bir hain olmaktan ziyade kendi değerlerine göre yaşayan trajik bir karakter oluştu.

Kaynaklar:
http://tolkiengateway.net
http://lotr.wikia.com

25
Orta Dünya Günlükleri / Azog
« : 10 Temmuz 2012, 15:18:40 »
Azog

Azog, Üçüncü Çağ’da 2480 ile 2799 yılları arasında Moria’da hüküm sürmüş Ulu Goblin’in adıydı.

2790 yılında Khazad-dûm Harabelerine ziyaret yapan Thrór’u öldürerek cüceler ile orkların savaşını başlattı.

İleriki yıllarda cücelerin baş düşmanı oldu ve Azanulbizar Savaşının en önemli anlarında Náin’i öldürmesine rağmen Náin’in oğlu Dáin tarafından katledildi.

Oğlu Bolg yaklaşık 150 sene boyunca Moria’da hükümranlığını sürdürdü.


Geçmişi

Azog’un kökeni hakkında pek az şey bilinir. Moria goblinlerinin lideriydi ve görünen o ki kuzey topraklarının en muteber gobliniydi. Goblinlerin ortalama yaşam süresi belli değildir ancak muhtemelen Sauron’un 2480 yılında Moria’ya gönderdiklerinin arasındaydı. Bildiğimiz üzere Bolg isimli bir çocuğu vardı.

Azog’un tarih sahnesine çıkışı 2790’da Kral Thrór’un kayıp diyar Khazad-dûm'u –Azog’un ikamet ettiği yer- keşfiyle başlar. Thrór Khazad-dûm’un silah deposunda yakalanarak hırsızlıkla suçlanır. Thrór bir cüceye haber verinceye kadar, iki gün boyunca işkenceye maruz bırakılır. Bu durum anlaşılınca Thrór'un son sözleri “Burası Durin’in Salonlarıdır!” olur ve Azog tarafından öldürülür. Başı kesilir ve kafasının üzerine Azog’un ismi kazınır. Azog cesedi merdivenlerden aşağıya atar ve Nar’a bir para kesesi fırlatıp onu Thrór’un halkına bu mesajı iletmesi için gönderir.

Azog Thrór’un cesedi önünde kükrerken

Haberler Thrór’un varisi Thráin’e ulaşınca cüceler intikam almak amacıyla toplandı ve böylece cüceler ile goblinlerin savaşı başlamış oldu. Yerin derinliklerinde birçok çatışma gerçekleşti ve aradan dokuz yıl geçtikten sonra Moria kapıları önünde Azanulbizar Savaşı başlamış oldu.

Kral Thráin ve oğlu Thorin savaşta yer aldılar (Thorin, Meşekalkan adını burada kazandı). Savaşın sonlarında Azog göründü ve Thráin’in kuzeni Náin ile dövüştü. Náin’in boynunu kırdıktan sonra Náin’in oğlu genç Dáin tarafından kafası gövdesinden ayrıldı ve ağzının içine dokuz yıl önce fırlattığı para kesesi sokuldu.

Cüceler avantajlarını yitirmediler ancak Durin’in Felaketi Dáin tarafından fark edilince Moria’ya girmediler. Azog’un kuzeydeki yer altı egemenliği büyük darbe almasına rağmen oğlu Bolg Beş Ordular Savaşına kadar 150 seneyi aşkın bir süre boyunca hâkimiyetini sürdürdü.

Kaynak: http://tolkiengateway.net

26
Liman Kütüphanesi / Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« : 05 Temmuz 2012, 18:57:18 »
Yüz yıl, bir kilise için gençlik, bir ev için yaşlılık demektir. İnsanın evi onun gibi kısa ömürlü, Tanrının evi de onun gibi ebedîdir sanki.

Victor Hugo, Sefiller

27
Filmler / Ynt: Hobbit Haberleri!
« : 21 Aralık 2011, 23:03:21 »
The Road goes ever on and on
    Down from the door where it began.
Now far ahead the Road has gone,
    And I must follow, if I can,
Pursuing it with eager feet,
    Until it joins some larger way
Where many paths and errands meet.
    And whither then? I cannot say.


Spoiler: Göster
Öf be. Her ne kadar Gandalf ile Galadriel arasındaki sahne kafama takılsa da o Ayrıkvadi, o Word of Power, o cüce şarkısı, o Shire havası eski dostlardan mektup almış gibi yaptı beni. Kavuşmamıza hala bir sene olmasına rağmen şimdiden yüreğimi çaldı. Hala merak ettiğim bir sürü şey varken beklemek epey zor olacak.

Benim de tatmış olduğum yapaylık umarım filmde kendini tekrar göstermez.

28
Duyurular / Ynt: 2. Boğaziçi Kitap Günleri
« : 16 Eylül 2011, 20:38:22 »
Übregang 129T'yi kullanacak. Evet, Übregang.

29
Duyurular / Ynt: Beyoğlu Sahaf Festivali
« : 08 Eylül 2011, 14:25:22 »
Neme lazım ben bugünden işimi halledeyim. Daha fazla üşengeçlik yaparsam bana kitap kalmayacak gibi görünüyor.

Edit: Kitapların devamı yoldaymış, paniğe gerek yok.

30
İkinci soru da benden gelsin o zaman;

Underground Poetix'lerin kalınlıkları, nitelikleri ve hediyeleri günden güne[*]mevsimden mevsime olacak o[/*] azalıyor sanki. Durumun nedeni nedir?

Bir de, Kaybedenler Kulübü filmini çekmenizin amacı neydi? 6.45'i tanıtmak mı?

Şimdiden teşekkürler.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 18